Bolulu mutasavvıf Ümmî Kemal’e ait gösterilen divan ve diğer eserler aslında ona ait değildir. Anladığımız kadarıyla bu zat yazılı bir eser bırakmamıştır. Fakat doktora tezi hazırlayanlar bu divanı Bolu’daki Ümmî Kemal’e ait göstermişler veya “Ümmî Kemal”leri tek bir şahsiyet olarak kabul etmişlerdir. Mutasavvıfların hayatını araştırırken böyle durumlarla ne yazık ki çok fazla karşılaşıyoruz. Sonuçta burada çok ciddi bir karışıklık olmuştur. Halbuki yazmalarda divan “İsmail el-Larendevi” adına kayıtlıdır. Dolayısıyla divan sahibi mutasavvıf Ümmî Kemâl’in veya Kemâl Ümmî’nin Karamanlı olduğu anlaşılmaktadır.
Bolulu Ümmi Kemâl’in eser telif eden bir mutasavvıf olmadığına dâir bazı işaretler vardır. Başı ve sonu eksik olsa bile Ümmî Kemâl hazretleriyle ilgili en muteber kaynak olan menâkıbnâmede onun eserlerinden ve şiirlerinden hiç söz edilmez. Menâkıbda, onun Bolu’da yaşadığı çevre, dervişleri ve menkıbeleri işlenmektedir. Bu eserler Ümmî Kemâl’e ait ise menâkıb bundan kaçınılmaz olarak bahsedecekti.
Ayrıca biz araştırmalarımız sırasında Ümmî Kemâl’in eserlerine, bu eserlerin Bolu’da bir zamanlar okunduğuna dair herhangi bir kayda veya bulguya rastlamadık. Fakat mesela Menâkıb-ı Kemâl Ümmî’nin bir nüshasının Dörtdivan’ın Doğancılar köyünde ikamet eden Eyüp Şahin’de bulunduğu bazı araştırmacılar tarafından ifade edilmiştir. Bu araştırmacılardan birisi İsmail Hakkı Akyoloğlu’dur. Kendisiyle bir görüşmemizde (28 Ağustos 2020 Cuma günü, Bolu) hocamıza özellikle cönk, mecmua gibi yazmalara rahat ulaşıldığı zamanlarda Ümmî Kemâl hazretlerinin bir divanına veya diğer eserlerinin nüshalarına ulaşılıp ulaşılmadığını sorduk. Karşılığında ise kendisi böyle bir nüshayı görmediğini söylemişti. Bizce bu husus oldukça önemlidir. Bu bahis Ümmî Kemâl’in eserleri üzerinde bunların kime ait olduğu hususunda ciddi olarak durulması gerektiğine işaret etmektedir.
Ümmî Kemâl hazretlerinin divanı üzerine bir doktora tezi hazırlayan Dr. Hayati Yavuzer hocamızla 30 Kasım 2020 tarihinde yaptığımız bir telefon görüşmesinde, kendisine Ümmî Kemâl’in divanının herhangi bir nüshasına Bolu’da rastlayıp rastlamadığı sorusunu yöneltmiştim. Hocamız sadece eksik bir nüshaya tesadüf ettiğini belirtmişti. Hâlbuki Ümmî Kemâl Dîvanı onlarca nüshasıyla Anadolu ve İstanbul kütüphanelerinde en çok nüshasına rastlanan divanlardan birisiydi. Bu konuda hocamızın adı geçen doktora çalışmasına ve bu tezin yayınlanmış hâline bakıldığında bunun böyle olduğu görülecektir.
Bolu’da Ümmî Kemâl’in divanının sadece eksik bir nüshasına tesadüf edilmesi dikkat çekici bir husustur. Burada dikkat çekici bir diğer husus ise Süleymaniye Kütüphanesi’ndeki yazmalar arasında “Kemâl Ümmî” ismine “İsmâil el-Lârendevî” adı ilave edilmiş olmasıdır. Hatta “Kemal Ümmî” mahlasına kayıtlı divanların önemli bir kısmı “İsmâil el-Lârendevî” adına kayıtlı bulunmaktadır. Bu önemli mesele üzerinde tezlerde ayrıntılı bir şekilde durulmalıydı. Bu konu enine boyuna tartışılmalıydı. Ümmî Kemâllerin hayatı kaynaklar, belgeler ışığında açıklığa kavuşturulmalıydı. Halbuki durum pek de öyle değildir.
Bolu’da yaşayan Ümmi Kemâl’in divan sahibi olmadığı hususunu destekleyen durumlardan birisi de kanaatimizce yukarıda ifade etmeye çalıştığımız hususlardır. Bir diğer husus da söz konusu divanda Bolu’yla ilgili herhangi bir yer adına, isme veya başka bir ize tesadüf edilmeyişidir. Mutasavvıf şairler zaman zaman yaşadıkları yerlerden, tanıdıkları kişilerden şiirlerinde söz ederler. Halbuki bu divanda böyle bir durum pek söz konusu olmadığı gibi Bolu’yla ilgili doğrudan bir işarete rastlamak da mümkün değildir.
Sonuç olarak divan sahibi olan Ümmî Kemâl’in Karamanlı yani Larendeli olma ihtimali oldukça yüksektir. Biz bunun böyle kabul edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Söz gelimi Milli Kütüphane yazmaları arasında bulunan bir “Kemâl Ümmî Divanı”, “Kemâl Ümmî, İsmâ’il Efendî Lârendeli / 1475” adına kaydedilmiştir. Aslında bu durumda divan sahibi Kemal Ümmî’nin Larendeli olduğu büyük ölçüde anlaşılmış olmaktadır. Çünkü divan yazmaları içinde onlarcası “İsmail el-Larendevî” adına kaydedilmiştir. Bunların içinde Bolulu Ümmî Kemâl’e ait bir tek eser bile bulunmamaktadır.
Ayrıca konuyla ilgili bir husus daha var: Ümmî Kemâl hazretlerinin halifesi Sarı Müderris, divanında Ümmî Kemâl’in eserlerine bir kere bile atıf yapmamakta ve bu eserlerden bahsetmemektedir. Hâlbuki Sarı Müderris şiirlerinde en çok şeyhi olarak Ümmî Kemâl hazretlerinden söz etmektedir. Peki, Sarı Müderris neden mürşidinin eserlerinden söz etmez? Bu eserler Ümmî Kemâl’e ait ise Sarı Müderris’in bundan söz etmeyişi ihtimal dışı değil midir? Çünkü Sarı Müderris’in şiirleri Bolu-Tekkeköy’de medfun Ümmî Kemâl’in yaşayışı, menkıbeleri ve yaşadığı yerlerin isimleri açısından önemli birer referanstır.
Bilindiği üzere Ümmî Kemâl hazretlerine atfedilen makamların en güçlü olanlarından birisi Niğde’de bulunmaktadır. Ayrıca onun, Karaman ve Manisa gibi şehirlerde de makamlarından veya mezarlarından söz edilir. Bolu-Tekkeköy’de türbesi bulunan Ümmî Kemâl, burada yaşayan Hacı Bayram-ı Veli dervişlerinden veya onun yakınlarından başka bir zat olabilir. Çünkü Menâkıbnâme-i Ümmî Kemâl’de buna işaret vardır. Yukarıda da işaret ettiğimiz gibi aslında tezlerin içerisinde bu meselelerin tartışılması ve konunun bir sonuca bağlanması gerekmekteydi.
Bütün bu tereddütler ve sorular bunun bir mesele olarak karşımızda durduğunu, Ümmî Kemâl’e atfedilen bunca eserin gerçek sahibinin Bolu’da değil de başka bir yerde medfun olabileceğini, fakat bu zâtın da büyük ihtimalle Karamanlı olduğunu, fakat Menâkıb-ı Kemâl Ümmî’nin Bolu-Tekkeköy’de yatan Ümmî Kemâl için yazıldığını ve bize bu eserlerin Bolu/Tekkeköy’de medfun Ümmî Kemâl’e izafe edildiğini düşündürmektedir. Kanaatimizce bu durum incelenmeye değer bir husustur. Fakat bunun halk açısından çok ciddi bir mesele olmadığını söylemek isterim. Halk, birden fazla Ümmî Kemâl’i tek bir isim etrafında izah etmiş, bunu böyle kabul etmiştir. Bu pek de sorgulanamaz. Ancak bilim adamları ve kültür tarihçileri bu hususu aydınlatmak durumundadır.
Sonuç olarak, Bolu’daki Ümmî Kemal, divan sahibi, şiir söyleyen Ümmi Kemal değildir. Menakıb’ında hiçbir eserinden söz edilmez. Halifesi Sarı Müderris, mürşidini daima hasretle andığı hâlde onun yazılı eseri olduğuna dâir hiçbir imâda bulunmaz. Ayrıca Bolu cönklerinde bu zamana kadar hiçbir Ümmi Kemal şiirine tesadüf edemedim. Divan ve diğer eserlerin sahibi Ümmî Kemal büyük bir ihtimalle Karamanlıdır.