“Erdem Şâhikası Bir Güzel İnsan: Gâlip Erdem” – Dr. Mehmet Güneş

Tam boy görmek için tıklayın.

(30 Mart 1930 – 12 Mart 1997)

O; Ülkücü Hareketin Dede Korkut’u olan, 12 Mart 1997 tarihinde fânî bedeniyle aramızdan ayrılan fakat fikirleri, kâmil mânâdaki ülkücülüğü ve mümtaz hâtırâlarıyla her zaman gönlümüzde yaşayan, hayâtını ülküsüne ve ülkücülere adayan, “67 yıllık hayatına beşyüz yıllık bir ömür sığdıran”, dâvâsından kazanmayan, hep dâvâsına kazandıran erdem şâhikası bir güzel insandı…

O; 28. yıl önce Hakka yürüyen, “Erdem her zaman Gâlip’tir” sözünü kâl olmaktan çıkarıp hâle dönüştüren bir vefâ ve şahsiyet âbidesiydi…

O; inanç, îman, ilim, irfan, kültür menbaı olan sıra dışı bir insan ve “kırk çatal yürekli” bir yiğitti…

O; “Erlik darlıkta belli olur.” deyip, Mamak’ta yatan ülkücüler için varını yoğunu ortaya koyan ve Osman OKTAY Bey’in “Kendini Unutan Adam” diye veciz bir ifâdeyle vasfettiği GÂLİ̇P ERDEM ağabeyimizdi…

O; Türk milliyetçilik tarihine ve bütün ülkücülerin kalbine altın harflerle yazılan, fedâkârlıkları dillere destan olan ve kadim ülkücülerin gönlünde taht kuran; ismiyle müsemmâ erdemli bir insan, çizgisinde aslâ kırıklık olmayan çilekeş bir ülkücüydü…

O; dillere destan bir dâvâ adamı, nefsini yenmiş tevâzû âbidesi îmanlı bir Müslüman; “Türk milliyetçiliğinin tek meselesi vardır, o da Türk milliyetçileridir!” diyerek tek cümlede kitaplık çapında bir hüküm ortaya koyan dâhi bir filozof, çaplı bir mütefekkirdi…

O; “Suçlamalar”a cevap vermiş, Medrese-i Yusûfiyelilere ve âilelerine nice “Mektuplar” göndermiş, “Ülkücünün Çilesi’ni”nin her hâlini bizâtihî yaşamış ve yazmış olan müthiş bir erbâb-ı kalem, gerçek bir “Cesur Yürek” ve kâmil mânâda “yerli ve millî” bir entelektüeldi…

Nuri Gürgür Ağâbeyin   ifâdesiyle söylersek; “Gâlip Erdem; bilge kişiliğinin yanı sıra nefsini zincirlemiş, her hâliyle samîmiyetini aşikâr etmiş, yaşayış tarzıyla bizden önceki ve bizden sonraki birçok nesli etkileyip yönlendirmiş olan kendine özgü bir mürebbidir.”

Zor adam yetiştiren, ancak kolay harcayan bir câmianın bütün sıkıntılarını tepeden tırnağa yaşayan, 12 Eylül Dönemi’nin en ağır yükünü omuzlarında taşıyan; ahlâk ve fazîletin, ideâlizmin, ferâgatin, fedâkârlığın, diğerkamlığın, hasbîliğin zirvesi olan, kalbinde bütün ülkücülere müstesnâ bir yer ayıran,  “O koskoca Gâlip Erdem’i küçücük bir vücuda sığdıran” “Bekârlar tekkesinin bir garip Gâlibî Şeyhi” ve  “Gâlibü’z-zaman” olan Gâlip Erdem ağabeyimiz hepimizden alacaklı gitti…  O’nun hakkını “kenan tufanını” yaşamış bizim nesil hiçbir zaman ödeyemez…

“İç Türklere rağmen milliyetçi, dış Türklere rağmen Turancı, ‘Müslümanlara’ rağmen Müslüman olabilen insan, ülkücüdür!” diyen ve fakirin Rütbesiz Bir Mareşal diye vasfettiği Gâlip Erdem Âğabeyimizi; dünya zahmetinden Hakk’ın rahmetine hicret için Âlem-i Cemâl’e yürüyüşünün 28. sene-i devriyesinde bir kere daha rahmet, minnet, hürmet ve hasretle yâd ediyoruz.

Artık biz kadim ülkücülere, rahmetli Gâlip Ağabey için bol bol duâ etmek düşüyor… Fâtiha ve Yâsîn’i, o çok sevdiği ülkücüler tarafından hiç ama hiç eksik edilmemesi duâsıyla,

Gâlip Ağabeyin ve Bekâ Âlemine yolcu ettiğimiz cümle şühedânın, geçmişlerimizin ve gönül dostlarımızın ervâhı için el-Fâtiha…

Dr. Mehmet GÜNEŞ

Yazar
Mehmet GÜNEŞ

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2025

medyagen