Mustafa Tatcı Hoca, akademik hayatı boyunca kültür havzalarıyla çok yakından ilgilenmiştir. Kültür havzalarıyla ilgili mesaisinin hâlen de devam ettiğini söylemek mümkün. Bu anlamda Adalar ve çeşitli kültür merkezlerimiz başta olmak üzere kültür havzalarımızla ilgili birçok eser neşretmiştir. Onun Giritli Salacıoğlu Mustafa’nın eserlerine yönelik yayınları, Limni’yi ve burada sırlanmış büyük gönül adamı Niyâzî-i Mısrî’yi ve takipçilerini konu alan çalışmaları, Safranbolulu mutasavvıfların eserlerini yayınlanması, Bolu erenlerine yönelik çalışmaları, Akşemseddin ve Bayramiyye kaynaklarıyla ilgili neşirleri ve Üsküdarlı büyük sûfilerin eserlerini Türk Edebiyatına kazandırması bu cümleden çalışmaları arasında değerlendirilebilir.
Onun en çok üzerinde durduğu bu kültür havzalarının başında Elmalı gelmektedir.
Elmalı, Türk tasavvuf tarihinde yetiştirdiği sûfîleri ile hakikaten dikkat çeken bir bölgedir. Yiğitbaşı Ahmed Şemseddin Marmaravî hazretlerinin yetiştirdiği büyük mutasavvıflardan biri olan Vahib Ümmî ile yeşeren bu irfan havzası Eroğlu Nuri, Sinân Ümmî, Niyâzî-i Mısrî gibi sûfîlerle bir aşk ve irfan merkezi hâline gelmiştir. Bunların yanı sıra bu isimlerin yetiştirdiği sûfîlerle belde Türk kültüründe büyük bir öneme sahiptir. Ümmî Sinan hazretlerinin Niyâzî-i Mısrî’den başka olarak yetiştirdiği Çavdaroğlu Müftî Derviş, Gülâboğlu Askerî, Muslihiddin Mustafa Uşşakî, Ahmed Matlaî, Ümmî Sinan hazretlerinin oğulları Süleyman Hakirî ve Selâmî Halil, ayrıca Kulalı Nüzûlî bu beldenin yetiştirdiği âriflerdendir. İsmi geçen bu mutasavvıflar ayrıca birer divan sahibidir.[1] Mustafa Tatcı Hoca’nın son zamanlarda ortaya çıkardığı Vâhib Ümmî halifelerinden Armağan Efendi de bu irfan havzasından neşet eden divan sahibi erenlerdendir. Divanı Gülten Küçükbasmacı tarafından hazırlanmış ve H Yayınları tarafından yayınlanmıştır.
Sadece Halvetî büyükleriyle değil, Hacı Bektaş Velî hazretlerinin halifesi Abdal Musa ve onun yetiştirdiği Kaygusuz Abdal’la da ihya olan bir yerdir Elmalı.
Elmalı erenlerinin kültür tarihimiz açısından en önemli özelliği Yunus Emre tarzında yazdıkları ilâhîlerle birer “kültür taşıyıcısı” olmalarıdır. Saf ve tertemiz bir Türkçe ile kaleme alınan bu ilahiler Yunus Emre neşesi taşımaktadır. Nitekim Ümmî Sinan hazretlerinin halifelerinden Niyazî-i Mısrî hazretleri,
Niyâzî’nin dilinden Yunus durur söyleyen
Herkese bir can gerek Yunus durur can bana
diyerek burada yetişen mutasavvıflar üzerinde Yûnus’un tesirini ifade etmiştir.
Bu mutasavvıfların şiirlerinde vahdet-i vücud düşüncesi ağır basmaktadır. Ayrıca onlar neşve olarak aşkın hâkim olduğu şiirler kaleme almışlardır. Mustafa Tatcı Hoca onları birer “aşk ahlakçısı” olarak nitelendirir. Pek çok girift, zor konular Elmalı erenlerinin ilahîlerinde birer sehl-i mümtenî edası içinde ele alınmıştır.
Elmalı erenleri, dini hakikatleri anlamayan, şeriatı kışrından yaşayan kaba sofulara karşılık ısrarla sevgiyi, aşkı, muhabbeti esas alan bir yol izlemişlerdir. Beldede Vâhib Ümmî ile beraber 16. yy.’da başlayan Halvetiyye mektebi 19. asrın ortalarına kadar etkisini sürdürmüştür.[2]
Mustafa Tatcı Hoca’nın faaliyetlerini özellikle Elmalı başta olmak üzere bu irfan havzalarının yeniden canlandırılması noktasında yeniden değerlendirmek gerekir. Burada onun “Elmalı’nın Canları” adlı eserine bilhassa dikkat çekmek lâzım. Bu öncü eser, Elmalı’nın Türk tasavvuf kültüründeki yerine ışık tutması adına oldukça önemlidir ve başka birçok çalışmaya da ön ayak olmuştur. Bu anlamda bir zaman düzenli olarak tertiplenmiş olan Elmalı’nın Canları sempozyumunun bölgenin tarihteki yerine ışık tutacak çalışmaların ve eserlerin neşrine yardımcı olduğu görülmektedir.
İlki 2006 senesinde Mustafa Tatcı Hoca’nın bir konferansıyla başlayan ve Elmalılı Ümmî Sinan hazretlerini anmaya yönelik faaliyet daha sonraki yıllarda sempozyum şeklini almış ve “Elmalı’nın Canları” adı altında her yıl bu tür organizasyonlar gerçekleştirilmiştir. Leyla İpekçi, Yeni Şafak gazetesinde yayınlanan 19 Eylül 2017 tarihli bir yazısında bu sempozyumlardan birini söz konusu etmiş ve “Bu nefesi çekmeme vesile olan, divan okumayı hece hece sevdiren, öğreten, buradaki Hak âşıklarının divanını yayına hazırlayan, şerh eden, sohbet ile kulaktan gönle aşı yapan bizzat Elmalı’nın canları’na da bu adı veren Mustafa Tatcı hocam oldu.” sözleriyle hocanın bu husustaki hizmetini dile getirmiştir. Dolayısıyla bu sempozyum ve konuşmaların aslında Elmalı kültür havzasını canlandırmaya yönelik faaliyetler olarak görmek mümkündür. Benzerlerin Anadolu’nun diğer sahaları için de yapılması gerektiği anlaşılmaktadır.
Mustafa Tatcı Hoca’nın bu beldede yetişen erenlerle ilgili ilk çalışması bildiğim kadarıyla Ümmî Sinan hazretleriyle ilgilidir (Antalya 1993). Daha sonra hazretin divanını ve Kutbü’l-Meânî adlı bir risalesini birlikte yayınlamıştır (İstanbul 2017).
Bu arada Elmalı’nın Canları adını taşıyan ve Elmalı’daki söz konusu faaliyetlere ismini veren eserin önemi oldukça büyüktür. Şöyle ki, bu eser burada yaşayan mutasavvıfların hayatı ve eserlerini topluca okuyabileceğimiz bir kaynaktır. Yine Ümmî Sinan hazretlerinin şeyhi Eroğlu Nûrî hazretlerinin Divançe-i İlâhiyat’ı ve Eroğlu’nun mürşidi Vahib Ümmî hazretlerinin divanı da bu çalışmalar cümlesinden sayılabilir. Elmalı’yla ilgili en büyük yayın hamlelerinden biri ise H Yayınları tarafından neşredilen “Elmalı İrfan Havzası Külliyatı”dır. Bu külliyat içerisinde şu çalışmalar yer almıştır:
Elmalılı Vâhim Ümmî Halvetî, Dîvân-ı İlâhiyât, Haz.: Mustafa Tatcı-Ahmet Öğke
Eroğlu Nûrî Halvetî, İlâhiler ve Tasavvuf Risâlesi, Haz. Mustafa Tatcı
Halvetî Armağan Efendi, Dîvân-ı İlâhiyât, Haz.: Gülten Küçükbasmacı
Elmalılı Sinan Ümmî Halvetî, İlâhîler ve Kutbü’l-Meânî, Haz.: Mustafa Tatcı
Niyâzî-i Mısrî Halvetî, Dîvân-ı İlâhiyât, Haz.: Mustafa Tatcı
Seyyid Muhammed Nûru’l-Arabî / Niyâzî-i Mısrî Dîvânı Şerhi, Haz.: Mustafa Tatcı, İbrahim Özay
Vâhib Ümmî Halvetî’nin Dinî ve Tasavvufî Dünyası / Abdülmecit İslamoğlu
Elmalı Erenlerinde Mânâ Dili / Ahmet Ögke
Bu külliyât, bir irfan ve kültür havzasıyla ilgili Türkiye’de toplu hâlde yapılan ilk çalışmadır. Bilindiği gibi bunda da en büyük emek, fikrin sahibi olan Mustafa Tatcı Hoca’ya aittir.
Elmalı’nın yetiştirdiği azizlerden birisi de Türk tasavvuf tarihinde büyük tesirleri olan Niyâzî-i Mısrî hazretleridir. Mustafa Tatcı Hoca’nın Niyâzî-i Mısrî hazretlerinin eserleri ve bunların şerhleriyle yakından ilgilendiğini görüyoruz. Aynı zamanda düzenlediği seminerlerde Niyâzî-i Mısrî Divanı’ndan ilahiler şerh etmekte ve bunların muhtevasını yanık gönüllerin istifadesine sunmaktadır. Mustafa Tatcı Hoca’nın Niyâzî-i Mısrî hazretleriyle ilgili çalışmaları burada bir başka yazı vesilesiyle ileride ele alınacaktır.
[1] Mustafa Tatcı, Elmalı’nın Canları, H Yayınları, İstanbul 2008, s. 5.
[2] Mustafa Tatcı, aynı eser, s. 7-8.