Artık, Akdeniz’de Türkiye karşıtı yeni bir safhaya geçilmiştir

Tam boy görmek için tıklayın.

 

Cem GÜRDENİZ[i]

Doğu Akdeniz’de Suriye rejiminin yıkılması sonrası baş döndüren gelişmeler Türkiye aleyhinde tsunamiye dönüşüyor. 9 Nisan 2025 tarihli İsrail’in Bar İlan Üniversitesinde faaliyet gösteren Begin-Sadat stratejik araştırmalar merkezi (BESA) yayını 8 numaralı Geo-Energy Insights bülteninde Dr Elai Rettig tarafından kaleme alınan “Azerbaycan’ın İsrail Sularına Girişi Türkiye ile Yeni İhracat Rotaları Açabilir” başlıklı makaleden anlaşılan Azerbaycan petrokimya devlet firması SOCAR İsrail’in MEB’i içindeki 1 numaralı lisans sahasında İngiliz BP ile gaz sondajlarına başlıyor.

Daha da öte sahadaki liderliği BP, Azerbaycan’a devrediyor. 2022’de başlatılan bu proje 7 Ekim 2023’te başlayan İsrail Gazze soykırımı sonrası durmuştu. Suriye’nin Ankara’nın da desteği ile parçalanması ve ABD, İsrail etki alanına girmesi sonrasında Azerbaycan tekrar projeye onay verdi. Diğer yandan Hazar kıyıdaşları Türkmenistan, Kazakistan ile Özbekistan’ın AB ile çıkar ortaklığı nedeniyle Türkiye’nin tanımadığı GKRY’de büyükelçilik açması ve bu dörtlü ile beraber Kırgızların KKTC’yi asla tanımama taahhüdü sonrası, Azerbaycan’ın -keskin şekilde- “KKTC’nin yanında duracağını” devlet başkanı ve büyükelçilik seviyesinde açıklaması hem Türkiye hem KKTC kamuoyunun gururunu okşamıştı. Ancak bu gelişme yaşanırken İsrail ile söz konusu enerji ortaklığına girmesi dikkat çekicidir. Gerçekte makalede de vurgulandığı üzere Bakü, Ankara’yı örnek almış görünüyor. Yazar Ankara’nın en üst seviyede çok yüksek tonda İsrail aleyhinde deklarasyonlarına rağmen Ceyhan’dan Azerbaycan kaynaklı petrol akışının kesilmediğini ve İsrail enerji güvenliğinin korunduğunu ifade ediyor. Ben bu gelişmeyi Filistin lehinde çok güçlü protesto gösterileri yapılan ülkemizde İsrail soykırımı devam ederken Kürecik Radarının USEUCOM ABD Avrupa Kuvvetleri Komutanlığı üzerinden İsrail’e hayati balistik füze savunma bilgilerini aktarmaya devam etmesine benzetiyorum. Bu duruma ne iktidar ne muhalefet tepki vermiyor.

İsrail cephesinde bunlar yaşanırken Yunan Rum ikilisi boş durmuyor. Geçen günlerde “Deniz Mekânsal Planlaması” kapsamında Yunanistan’ın AB’ye Ege, Doğu Akdeniz ve İyon Denizindeki deniz yetki alanları sınırlarını deklare etmesi her ne kadar Dışişleri Bakanları jeopolitik mesaj içermiyor dese de sonuna kadar jeopolitik mesaj içermekte ve son 1 ayda yaşanan diğer gelişmelerle birlikte değerlendirilmelidir. Öncelikle Türkiye’nin 2019 Kasım ayında Libya ile yaptığı deniz sınırlandırma anlaşmasını tanımaksızın 2019 yılında önce ABD firması Exxon Mobil’e Girit Güney batısında ve geçen haftalarda da ABD Chevron firmasına Girit Güneydoğusunda arama lisansları verilmiştir. Bu gelişmeler yaşanırken yine geçen haftalarda Great Sea İnterconnector projesi kapsamında Yunanistan, GKRY ve İsrail arasında elektrik kablo çekimi ile ilgili olarak Türkiye’nin 18 Mart 2020’de BM’ye deklare ettiği kıta sahanlığı sınırları içinde Fransız firması adına araştırma yapacak İtalyan destek gemisi için Türkiye’den izin almadan faaliyet göstermeye yönelik açıklamalar ve girişimlerde bulunmuşlardır. Türk kıta sahanlığını tecavüzü resmen teşvik eden ve kışkırtan bu süreç yaşanırken, Fransız uçak gemisi Charles De Gaulle Pire limanına ziyarette bulunmuş ve aynı günlerde Fransız Savunma Bakanı Atina’yı ziyaret ederek yeni silah satışları için sözleşmeler imzalanmıştır. Geçen ay içinde Yunan Başbakanının Kudüs ziyareti ve GKRY, İsrail ve Yunan Dışişleri Bakanlarının Atina buluşmasında elektrik kablo projesi ve Türk kıta sahanlığına yapılacak olası emrivaki gündeme gelmiştir. Yine geçen hafta ABD kongresinde Yunanistan, İsrail, GKRY ve ABD arasında 3+1 formatında Doğu Akdeniz’de Terörle Mücadele ve Deniz Güvenliği Kanun tasarısı onaylanmıştır. Bu gelişme üzerine Yunan medyası bu kanunun geçmesini Türklerin Mavi Vatan tezi karşısında artık ABD’nin artık resmen yanlarında olduğu şeklinde yorumlamıştır. Kısacası Artık Akdeniz’de Türkiye karşıtı yeni bir safhaya geçilmiştir. Bu konuda hem muhalefet hem iktidarın tek ses olması gerekir.

 

 

[i] Emekli Tümamiral

Yazar
Kırmızılar

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2025

medyagen