Kur’an’a Göre Ecel

Rabbimiz İnsanların ve toplumların ecellerini Kur’an vahyinde ayetlerle çok net bir biçimde açıklamıştır.

İşte Ayetler:

ECEL: KİTAPTA YAZILI YASALARDIR

ALİ İMRAN 3:145 “Hiç kimse, Allah’ın izniyle ilâhî yasa ile kararlaştırılmış vade (kitap) dışında ölmez.”

FÂTIR 35:11 “Bir canlıya ömür verilmesi de onun ömründen azaltılması da mutlaka bir kitaptadır.”

Yani “kitapta yazılı bir sistem” iledir.

MÜMİN 40:67 “Sizi önce toprak türünden, sonra bir damlacık hayat suyundan, sonra da döllenmiş yumurta hücresinden yaratan O’dur. Sonra bebek olarak meydana gelmenizi (dilemiştir). Sonra olgunluk çağına erişmeniz ve ardından da yaşlanmanız için (yasa koymuştur): Ne ki kiminize ölüm daha erken tattırılır, (kiminize) de sonu yasayla belirlenmiş bir süreye ulaşmanız için (zaman tanınır) ki, belki aklınızı başınıza alırsınız.

Söz konusu “YASA”, ölümün Allah tarafından konulan yasasıdır.

Özetlersek;

ECEL; bir ölümü Allah’ın zamana değil, yasaya bağlamasıdır.

ECEL; sonu yasayla belirlenmiş bir vadedir.1

ECEL; Allah’ın insan ölümüne yasa koymasıdır. Her ecelin bir yazılımı vardır.

Yukarıdaki ayetler ecelin ilahi yasa ile kararlaştırılmış bir vade olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.

Demek ki insan ecelinin bir sistemi var. Peki nedir o sistem?

Kurallar ve sistem belli. İnsan hayatını devam ettiren ve hayatı bitiren sistemler:

– Solunum,

– Dolaşım,

– Sinir sistemleridir.

Solunum, dolaşım ve sinir sistemi bir insanda geri dönmez biçimde iflas edince ona öldü denir. Ölümün tarifi budur.

Sünnetullah budur. Allah’ın yasaları açık ve nettir.

Kur’an fertlerin değil, Toplumların (Ümmetin) ölümünden bahseder.

TOPLUMLARIN (ÜMMET, MİLLET, UYGARLIK, MEDENİYET) ECELİ

ARAF 7:34 “Her toplumun bir vadesi vardır. Vadeleri dolduğu vakit, onu bir an ne erteleyebilirler ve ne öne alabilirler”

YUNUS 10:49 “Her ümmet için belirlenmiş bir süre vardır; süreleri dolduğunda artık onu ne bir an erteleyebilirler ne de öne alabilirler.”

HİCR 15:5 “Hiçbir uygarlık, kendisi için belirlenen sürenin (artık kaçınılmaz olan) bitimini ne öne alabilir ne de erteleyebilir.”

MÜMİNUN 23:43 “Herhangi bir toplum, sonu yasayla belirlenmiş süresini ne savuşturabilir ne de erteleyebilir.

ENAM 6:2 “O’dur sizi balçıktan yaratan, sonra bir ömür tayin eden; yalnızca O’nun bildiği bir ömür. Fakat hâlâ tereddüt içinde bocalıyorsunuz”

Ayetin başında insan soyunun yeryüzünde varoluşu dile getirildiği için, bu ecel’i insan tekinin değil, insan soyunun yeryüzünde varoluş süresi olarak anlamak daha uygundur.

NAHL 16:61 “Nitekim, eğer Allah insanları zulümleri nedeniyle hemen cezalandıracak olsaydı, yeryüzünde bir tek canlı bırakmazdı; fakat onları belirli bir süreye kadar ertelemektedir. Ama vâdeleri dolduğu vakit, akıbetlerini ne bir an geciktirebilirler ne de çabuklaştırabilirler.”

Buradaki ecel, tek bir şahsı değil tüm canlıları kapsayan bir anlama sahiptir. Dolayısıyla hücrenin yazılımında mevcut bulunan biyolojik ömür takvimine dair ilâhî yasaya bir atıf olarak da okunabilir. Yani her hücre doğduğu andan itibaren kendi ölümüne doğru yürümeye mahkûmdur.

TOPLUMLARIN ECELİ

Yukarıdaki ayetler tek bireyin ecelinden değil, toplum, ümmet ve medeniyetlerin ecelinden bahsediyor. Söz konusu ecel ise, zamana değil “yasaya bağlıdır.”

Bu ayetlerin “Medeniyetlere” ait olarak tarif ettiği eceli alıp da “ferdin eceli” haline getirilmesi, anlaşılır değil.

SON SAAT

“De ki: “Sizin için bir “Saat” tesbit edilmiştir: (o saat geldiğinde) ne onu bir an erteleyebilir ne de atlatabilirsiniz (Sebe 34:30).”

Kur’an’da kıyamet için “Es Saat (Son Saat)” kullanılır. Bizim galat olarak kullandığımız “Kıyamet (kıyam et)”, mahşerdeki kalkış içindir. Ayetteki Saat, insan ecelini değil, yaratılmış bütün varlıkların sonunu (ecelini) ifade eder.

BEDEN VE RUHUN ÖLÜMÜ

ZÜMER 39:42 “Allah insanların canlarını ölümleri sırasında alır, henüz ölmemiş olanları da uykusunda alır: Derken ölümüne hükmettiklerini (katında) tutar, geri kalanları sonu yasayla belirlenmiş bir süre doluncaya kadar (geriye) salar. Kuşkusuz bunda, düşünen bir toplumun alacağı bir ders mutlaka vardır.”

Ayette kullanılan teveffi ruha, mevt ise bedene nisbet edilir. Birincisi insanın aşkın tarafını, ikincisi içkin tarafını ifade eder. İnsanın ölümü anında ruhlar Allah’ın emrine vefa göstererek teveffi eder.

Allah’ın yasalarına göre insanı hayata bağlayan bağların kopması mevt anlamında “ölüm”dür. İşte bu an geldiğinde Allah emaneti olan ruhu teveffi ettirmektedir. Ayetteki “uykuda tutar”, zımnen “canı bedende, ruhu ise serbest tutar” manasına gelebilir.

ECEL BU TOPRAKLARDA TOPLU ÖLÜMLERİN KILIFIDIR

6 Şubat 2023’de Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya’da ölen yüz bin insanımızın ölümünü ecele bağladık.

O insanlarımızı deprem öldürmedi ki? Demir ve çimentodan çalan müteahhitler öldürdü, haksız ruhsat veren belediyeler öldürdü, istismar edilen imar afları öldürdü. Aynı şiddetteki deprem Japonya benzeri ülkelerde kimseyi öldürmüyor. Onlar için; “Ecelleri gelmedi mi” diyeceğiz?

ÇOCUKLARIMIZ SORUYOR: ORTALAMA ÖMÜR NASIL UZADI?

Allah, ecelimizi takvime yazmış, Azrail’in eline de vermiş. Ne kadar yaşayacağımız belli ne bir saat eksik ne bir fazla. Kabul böyle…

Ancak son 30 yılda Türkiye’de ortalama ömür 15 sene uzadı. Ne yaptı, Allah ecelleri yazıp kıvırdığı bütün takvim yapraklarını attı mı? Kuralları koyan Rabbimiz sistem mi değiştirdi.

Sünnetullah değişmez…

Bunu nasıl izah edeceğiz.

Benim çocukluğumda ölüm yaşı 40-50 idi. Daha sonra “Yaş yetmiş, işi bitmiş” denildi. Şimdi 80’den önce ölen yok. Çoğu ölümler 90’dan sonraya uzadı.

Ayrıca bütün canları alan Azrail diye bir ölüm meleği de yok. Kur’an, herkesin kendisine mahsus ölüm melekleri olduğunu söyler.

İnsanların ortalama ömrünün nasıl uzadığına cevap veremezseniz çocuklarınız faturayı doğrudan İslam’a çıkarıyor. Ateist oluyor, ya da Deist oluyor. Çocuklar durduk yerde İslam’dan kopmuyorlar.

Uydurulmuş din insanları dinden ediyor. Bu durum, asıl suçluların zerre kadar umurlarında olmuyorlar, onlar keyiflerine bakıyorlar.

EĞER ECEL BELLİ BİR VAKTE YAZILMIŞ İSE

Ecel bize öğretildiği gibi, Allah’ın takvim yaprağını kıvırması değil.

O zaman cinayet suçlularının hesabını görmeniz haksızlıktır. Adam, Allah’ın kıvırdığı takvimi işletmiştir. Niçin hesap sorulsun ki…

Ecel kaderse, hiç kimsenin cinayetten ve adam öldürmekten yargılanmaması lazım. Katil; “onun eceli gelmişti, öldürmek bana nasip oldu” der yoksa.

İnsanın eceli belliyse, o zaman tedbire ne gerek var. Ben yolun karşısına geçerken ecelim gelmemişse ve ölmeyeceksem sağa sola niçin bakayım ki. Ya da öleceksem. Nasıl olsa kaderim alnıma yazılı. Yazılı olan başıma gelecekse, ben yazımı beklerim.

Ecelim belliyse o zaman tedaviye ne gerek var. “Hastalık Allah’tan geldi, benim ecelim de bundanmış” der ölümü beklerim.

SONUÇ

Ecel, Allah’ın insan ölümü için koyduğu zaman değil, kanundur.

Kur’an’daki ecel kavramı ile, günümüzdeki ecel kavramının maalesef hiç alakası yok.

Rabbimiz! Bize ecel için koyduğun yasaları anlamayı ve onlara uymayı nasip eyle. Biz Seni sınırsızca övüyor ve çok seviyoruz Allah’ım.

İlahi yasalara uygun bir hayat duasıyla…

Ankara, 24 Nisan 2025

Yazar
Orhan ARSLAN

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2025

medyagen