Geleneksel yönetimde yöneticiler, çoğunlukla kendi asli mesleklerindeki başarıları yüzünden yönetici olarak seçiliyorlar. Yöneticilik yapan bu insanlar, kendi asli mesleklerinde çok etkili ve başarılı olabilirler. Yönetim bilimleri diye bir bilim dalı ve bunun eğitimi varsa; yöneticilik artık ayrı bir meslek ise artık işin ehline verilmesi gerekir. Yöneticilik konumunun maddi imkânları ve statü sembolleri yüzünden çok çekici olması, kritik görevleri yapma konusunda her meslekten kişiye çekici geliyor. Ülke kaynakları, kamu ya da özel, mesleği yöneticilik olmayan çok sayıda tutkulu ve otorite düşkünü kişiler tarafından yönetiliyor!
*****
Prof.Dr. Feyzullah EROĞLU
Lonca sistemi ve ahilik kültüründe, iş sahibi veya usta aynı zamanda yöneticilik görevini de üstlenirdi. Geleneksel yönetim anlayışı kapsamında yöneticilik, uzun süre farklı mesleklere mensup çalışanların ikincil görevleri olarak yürütüldü. Sanayileşme olgusuyla birlikte teknolojik donanımın ilerlemesi, iş hacminin artışı, çalışan sayısının çoğalması, ülke içinde ve ülkeler arası rekabetin hızlanması sonucunda, işi sadece yöneticilik olan yeni bir meslek doğdu.
İşi sadece yöneticilik olan profesyonel yöneticilerin varlığı, insan kaynağının ve örgütlerin daha etkili ve verimli yönetilmesine imkân sağladı. Zengin toplumların, zenginlik ve güçlerini açığa çıkaran ne varsa, bunların çoğu başarılı yöneticiler sayesinde gerçekleşmiştir. Yoksul ve zayıf toplumların bu durumda olmasındaki çok sayıdaki etkenin başında da yetersiz yöneticilik özellikleri gelmektedir.
Yönetim bilgisi ve eğitimi
Hayatın her alanında işlev gören mesleklerin öğrenilmesinde ve icrasında, o meslekle ilgili özel bir eğitime ihtiyaç vardır. Herhangi bir işin bir meslek olarak sayılması, bu işle uğraşan kişinin öncelikle bu alana özgü bir eğitim sürecinden geçmesi zorunludur. Söz gelimi, hekimlik için tıp eğitimi, avukatlık için hukuk eğitimi, mimarlık için mimarlık eğitimi gerektiği gibi. Bu anlamda, etkili ve verimli bir çalışmayı sağlayacak bir mesleki yetkinlik, bu alanla ilgili nitelikli bir eğitim süreciyle kazanılan bir vasıftır.
Yöneticilik, başka insanlar aracılığıyla belirli amaçlara ulaşma etkinliğidir. Yöneticilerin, etkili bir yönetim sergilemeleri, onların yönetim etkinliklerine ilişkin bir takım bilgi ve becerilere sahip olmasıyla mümkündür. Yönetim ve organizasyon olgularının çoğalması sonucunda ortaya çıkan teorik ve pratik bilgi öğeleri sayesinde yöneticilik bir bilimsel disiplin hâline gelmiştir.
Yönetim bilimi, sosyal bilimler kapsamında başta stratejik yönetim olmak üzere çok sayıda alt bilimsel disiplinlerin birleşimi olarak ortaya çıkmıştır. Bu anlamda, etkili ve başarılı bir yöneticilik için genelde nitelikli bir insan ve toplum bilimleri, özelde stratejik yönetim eğitiminin alınması şarttır. Çünkü yönetimle ilgili somut kararlar verilirken, iç ve dış çevre sistemlere ilişkin zengin bir bilgi setine ihtiyaç vardır.
Herkes yönetici olabilir mi?
Geleneksel yönetim yaklaşımında, örgütlerin orta ve üst kademe yöneticilikleri, çoğunlukla esas meslekleri farklı olan çalışanlardan en deneyimli (kamuda en torpilli) olan elemanlara yaptırılmaktadır. Ancak, rekabete ve çevre sistemlerindeki değişimlere açık kurum ve kuruluşların, özellikle tepe yönetimlerinde yer alacak kişilerin stratejik yönetim konusunda eğitimli olması beklenir. Toplumun kaynaklarını kullanan, aldıkları kararlar ve yönetim uygulamalarıyla toplumsal etkileri yüksek kamu örgütleri, yöneticilik eğitimi olmayan kişilerle sıradan bir yönetime sahne olur. Yönetici kadrolar ve aileleri, kamunun büyük mali ve statü imkânlarından yararlanırlar. Yönetimleri süresince üretkenlik ve verimlilik adına herhangi bir yenilik yapma hareketleri pek olmaz. Biçimsel ve söylem olarak kamu yararını savunmakla birlikte, fiilen kendi kişisel çıkarlarını ‘ihya’ etme örnekleri oldukça fazladır.
Her nitelikli meslek, nasıl kendilerine özgü bir eğitim süreciyle tamamlanıyorsa yöneticilik mesleği de belirli bir eğitim sonucunda öğrenilir. Yöneticilik mesleğinin temel işlevi, stratejik planlama kapsamında karar alma işlemidir. Stratejik planlama ile küresel rekabet ve çevre sistemlerindeki değişimlerle ilgili olarak en isabetli kararlar alınır ve uygulaması izlenir. Yönetilen örgütün dış çevresi ve bütünlüğü ile ilgili konularda uygun kararlar almak için en azından temel yönetim kavramları ile stratejik yönetim ilkelerini bilmek gerekir.
Uygulamada, kamunun stratejik yönetim birimlerinde yer alacak kişilerin, görevin gerektirdiği yetenek, bilgi ve nitelikler göz önüne alınmadığı gibi yöneticilik eğitimlerinin olup olmadığı da pek dikkate alınmıyor. Bu yöneticilerin büyük bir kısmı -esas meslekleri ne olursa olsun- çoğunlukla hükümet olanların siyasi ve ideolojik emellerine ve tercihlerine göre hareket ediyorlar.
Geleneksel yönetim anlayışıyla dünya ile yarışılmıyor
Türkiye’de, çok sayıda kamu yönetim birimleri ve özel kesime ait işletmeler, eğitimleri doğrudan yöneticilik mesleği olmayan insanlar tarafından yönetilmeye çalışılıyor. Eski yönetim alışkanlıkları ve kalıpları, günümüzün yalın yöneticilik tarzı ihtiyacına yeterince cevap veremiyor. Diğer mesleklerin uzantısı ve ikincil bir deneyimi olarak yöneticilik davranışı eski kalıplardan kurtulamıyor.
Geleneksel yönetimde yöneticiler, çoğunlukla kendi asli mesleklerindeki başarıları yüzünden yönetici olarak seçiliyorlar. Yöneticilik yapan bu insanlar, kendi asli mesleklerinde çok etkili ve başarılı olabilirler. Yönetim bilimleri diye bir bilim dalı ve bunun eğitimi varsa; yöneticilik artık ayrı bir meslek ise artık işin ehline verilmesi gerekir. Yöneticilik konumunun maddi imkânları ve statü sembolleri yüzünden çok çekici olması, kritik görevleri yapma konusunda her meslekten kişiye çekici geliyor. Ülke kaynakları, kamu ya da özel, mesleği yöneticilik olmayan çok sayıda tutkulu ve otorite düşkünü kişiler tarafından yönetiliyor!
Yönetici yetmezliği ve kaynakların israfı
Ülkenin stratejik öneme sahip birçok kurumunun üst düzey yöneticilerinin, görevin gerektirdiği yöneticilik eğitiminden yoksun olması, mikro ölçekte örgütlerin nispeten başarısızlığına, makro ölçekte ülke ekonomisinin yoksulluğuna neden oluyor. Günümüzün, yöneticilik mesleğinin yeterince önemsenmediği popülist ortamda, yönetici yetersizliğine bağlı olarak çoğunlukla kaynaklar israf ediliyor. Nasıl ki lokomotifin hızı ve yönü, vagonların hız ve yönünü belirliyorsa, tepe yönetimin yöneticilik tarzı da yönetilenlerin iş başarısını etkiliyor.
Ülkemizdeki yönetici yetmezliği ve yetersizliğindeki en önemli etken, yöneticiliğin ayrı bir meslek olmasına karşın, kurum ve kuruluşların çoğunlukla başka mesleklere sahip kişiler tarafından yönetiliyor olmasıdır. Söz gelimi, emekli olmadan önce görev yaptığım üniversitenin rektörü, bulunduğumuz kentin belediye bütçesinden daha fazla bir bütçeyi yönetmekle övünmüştü. Kendisi, tıp mesleğinin alt yapısına sahip başarılı bir hekim ve akademisyen olabilirdi. Ancak böyle bir bütçeyi ve akademik kadroyu etkili ve verimli bir biçimde yönetmeye ilişkin yöneticilik hakkında belirli bir mesleki eğitimi yoktu.
Sonuç olarak, ülkenin kıt kaynaklarının yönetimleri, profesyonel yöneticilik mesleğinin alt yapısını oluşturan yöneticilik eğitimi almış olan kişilere bırakılmalıdır. Özel kesim kuruluşlarının yönetimleri profesyonel yöneticilik bilgi ve becerileri sayesinde başarılı olmaktadır. Bu nitelikte yöneticileri olmayan özel kesime ait her türlü örgüt iflas eder. Profesyonel yöneticilik nitelikleriyle yönetilmeyen kamu örgütlerin zararını (söz gelimi, yüksek enflasyon gibi) toplum öder ve sonunda kurumların kötü yönetimi devleti çürütür.
————————————–
Kaynak:
https://millidusunce.com/misak/yoneticilik-meslegi-ve-egitimi/