Medyanın Sosyali

Niyet ettim kul rızası için kendimi pazarlamaya.

“Bir gün herkes 15 dakikalığına ünlü olacak.” Ve tarih Andy Warhol’ı haklı çıkardı. Sosyal medyanın icadını onlarca yıl öncesinden öngörmüş olmalı merhum Warhol. Zira sosyal medya sayesinde ünlü olan, tanınmışlık düzeyini günümüzün en prestijli siyasilerinden, sanatçılarından, sanayicilerinden, bilim insanlarından daha da yukarı çıkaran sosyal medya fenomenlerinin sayısı her geçen gün artış göstermektedir.

Sosyal medya, çok küçük yaşlardaki çocuklardan, bilgi ve becerisi nispetinde ihtiyarlık çağlarındaki insanlara kadar kullanıcısı bulunan, geleneksel medyadaki asimetrik anlayışı kırıp tüm kullanıcıların iletişim sürecine müdahil olduğu yeni bir iletişim telakkisidir. Ne var ki sürece dahil olan kullanıcıların birçoğu sosyal hayattaki diğer pek çok hususta olduğu gibi içerik üretmekten çok, üretilen içeriği tüketmek adına sosyal medyadadır. Yani üretici değil, tüketicidir. Pazarlama, eğitim, marka konumlandırma,  haberleşme, arkadaş-çevre edinme, aile ve yakın çevreyle iletişim içinde olma sosyal medyanın insanlar için temel kullanım amaçlarının başında gelmektedir. Sosyal medyayı -özellikle kullanıcısı olmayanlar tarafından- çağın vebası olarak andıran şey ise, kullanıcılarının bilgisayar, tablet, telefon vb araçların başında günün büyük kısmını geçiriyor olmaları, fayda getirmeyecek uğraşlar uğruna saatlerini feda ediyor olmaları, bünyelerinde barındırdıkları tüm kişisel zaafları açık ya da gizli bir şekilde sosyal medya aracılığıyla ortaya döküyor, eyleme geçiriyor olmalarıdır.

İnsanların zaafları her devirde çeşitlilik göstermektedir. Para, makam, mevki, lüks tüketim, şöhret, kendini olduğundan fazla gösterme gibi madde aleminin en bilinen şubeleri insanları hırsa sevk ediyor, hiçbir düzlemde bir araya gelemeyen yığınlar sosyal medyadaki varlık yarışında kolektif bir ruha bürünüp var gücüyle kendilerini ispat etme yoluna tevessül ediyor. Sosyal yaşamda çevresinden yeterince ilgi görmeyen bu güruh sosyal medya üzerinden bambaşka bir hüviyet kazanıp, buradan yaptığı hamlelerle itibar devşirmeye, yükselmeye çalışıyor.

Ortega Y. Gasset’in konuyla ilgili yaptığı saptama, hatırlanmaya değerdir: “Tarih de tarım gibi, gıdasını yüksekliklerden değil, vadilerden alır. Yani yüksek mevkili insanlardan değil, ortalama sosyal seviyeden beslenir.”. Kendi tarihimizden bir örnek verecek olursak Şeyh Edebali’nin Osman Gazi’ye vasiyeti esnasında söylediği: “Unutma ki, yüksekte yer tutanlar, aşağıdakiler kadar emniyette değildir.” sözü liyakatinin hak etmediği yüksekleri hedef eyleyenleri bir kez daha düşünmeye sevk etmektedir.

Sosyal medya aynı zamanda küreselleşmeyi hızlandıran faktörler arasındadır. Facebook ülkesinin nüfusu 1 milyarı aşmıştır ve böylece dünyanın üçüncü büyük ülkesi unvanını elinde bulundurmaktadır. Lady Gaga, Justin Bieber ve Katty Perry gibi ünlülerin sosyal medyada, bazı ülkelerin nüfusundan çok takipçisi bulunmaktadır. Bu anlamda sosyal medya, geleneksel medyayı ve diğer kitle iletişim araçlarını destekler niteliktedir. Her ne kadar geleneksel medyanın sosyal medyayı içselleştirmesi zaman almışsa da yukarıda da ifade edildiği gibi sosyal medya ve geleneksel medya birbirlerini tamamlamaktadır. Gerçekten de artık “dünya küçük”tür.

Televizyonun kırsala gelişini konu alan bir filmde yer alan ve klişeleşen “Zeki Müren de bizi görecek mi?” sorusu günümüzde merak edilen ve tekrarlanan bir soru olmaktan çıkmıştır. Çünkü Zeki Müren bizi görmektedir. Sosyal medya kullanıcıları, proaktif bir şekilde ulaşmak istedikleri kişiye yahut kitleye ellerinde bulundurdukları teknolojik teçhizat sayesinde kolayca ulaşmaktadır. Sosyal medya bir sektör haline gelmiştir. Ticari alanda birçok kampanya sosyal medya üzerinden yapılmaktadır. Yine topluma faydalı olmak isteyen kişi ve kurumlar tarafından düzenlenen sosyal sorumluluk projelerinin ekserisi sosyal medya üzerinden destekçi bulmaktadır. Nümayişler, protestolar sosyal medya üzerinden katılımcı kazanmaktadır. İşinin ehli ve bilgisini insanlarla ücretli ya da ücretsiz paylaşmak isteyen çokça eğitmen sosyal medya üzerinden eğitim vermektedir. Edebiyat dünyasına yeni bir nefes gelmiştir, artık aşklar sosyal medyada yaşanmakta, şiirler sosyal medya için yazılmaktadır. Bazı sözler kalabalıkların diline pelesenk olmuştur. Her 5 evlilikten birinin sosyal medya sayesinde olduğu söylenmekte fakat her 5 boşanmadan birinin de Facebook sebebiyle olduğu dile getirilmektedir. Bu tablo, sanal olarak anılan bir mecranın esasında ne kadar da gerçekliği ihtiva ettiğini görmek ve anlamak açısından önem arz etmektedir.

Uzun lafın kısası artık “Fizan” o kadar uzakta değildir.

Sosyal medya günümüzün vebası, şifahanesi, medresesi, İpek Yolu, Baharat Yolu ve aynı zamanda günümüzün Bağdat Kütüphanesi’dir.

Umulur ki serencamı Bağdat Kütüphanesi kadar hazin olmasın.

Yazar
Coşkun KAN

Coşkun Kan,1995 yılı Manisa doğumludur. İlk ve ortaöğrenimini Turgutlu’da tamamlamıştır. Şu an öğrenimine Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım bölümünde devam etmektedir. Aynı zamanda Anadolu ... devamı

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen