A. Yağmur TUNALI
Yazı ve sanat hayatına şiirle başladı. Şiirin yanında,deneme, tenkid,tanıtma ve mensur şiirler yayınladı.Yazdıkları, Türk Edebiyatı,Hisar,Töre,Divan,Türk Dili, Doğuş, Milli Kültür,Milli Eğitim ve kültür, Ülkü Pınarı, Erguvan,Sözcü, Hamle ve benzeri pek çok dergi ile Tercüman başta olmak üzere çeşitli gazetelerde yayınlandı. Bu yazıları, ciltler dolduracak hacimdedir.
1985’e kadar pek çok derginin kurucuları ve yayınlayıcıları arasında yer aldı.
Başbakanlık bağlı kuruluşlarında basın müşaviri ve yayıncı olarak çalıştı. Kültür Bakanlığı Danışma Kurulları’nda görev aldı.
12 Eylül öncesinde,bir grup arkadaşıyla profesyonel anlayışta bir tiyatroyu kurup üç yıl yönettiler.
Yağmur Tunalı,1986 yılında TRT’ye intisab etmesinden itibaren, daha çok radyo ve televizyon için yazdı. Metin Yazarı, Senarist, Sunucu, Yapımcı ve Yönetmen olarak 3000’den fazla programa imza attı.
İki kadim dost: İskender Öksüz, Yağmur Tunalı.
Kitapları
Bittiği Yerde Başlar
Bilge Kitap Sanat, 2015
Kavga Günleri
Bittiği Yerde Başlar, 2014
Melal Günleri
Elips, 2011
Şiirlerinden Örnekler
Melal Burcu
Ruhumda vakitsiz açtın çiçek,
Akşam öksüz, gece çılgın.. ne desem?
Günler bana matem, aylar Muharrem;
Yarıyor göğsümü çılgın bir elem,
Patlıyor içimde sayısız fişek!
Feryada kurulu zemberek:
Çığlığa sarılmış gibidir Annem!
Bir dehlize varmış yollarım, gerçek:
Türkülerde gurbet, şarkılarda gam;
Akşam var ömürde hudutsuz akşam;
Uçar gider ufuklara bir meram,
Ağlar başucumda bir kanlı melek!
Gönlüm Kerbela’ya benzese gerek:
Her yönden esiyor boğucu bir sam!
Bir ölüm bilirim sevdalara denk:
Hem Azrail ağlar, hem güller ağlar!
Yalnızlık dolusu yükselir duvar;
Bu kurak iklimde kol gezer esrar,
Hududsuz çöl gibi kavrulur yürek!
Kimseler duymasın, bilmesinler tek:
Bende kainata yeter hüzün var!
Zamanla aram yok, kırılmışım pek!
Kalmış bir kenarda sevgim, hasretim;
Dilimde mısralar ne kadar yetim:
Başka türlü olamazdı cinnetim!
Ne kuğu var, ne göl, ne de bir ahenk;
Suz-i dil faslını geçiyor felek:
Başlıyor ey hüzün sana hicret’im!
Şimdi Bir Ney Ahengi
Şu Yemyeşil vadi şeceresinde ağlar
Nasıl bir hasretler her keresinde ağlar
Ağlamak düşer mi biz var iken vadiye
Ki bizim bahtımız gör neresinde ağlar
İdraki dirilten yüce bir sesten uzak
Ruhumuz “üç gün”ün cenderesinde ağlar
Güllerin mevsimi kararmış ufka esir
Yar böyle perişan penceresinde ağlar
Feryadımız arşı delecekmiş bilen kim
Dil vermez gönlümüz hançeresinde ağlar
Sevgili canların yüreği kan sızdırır
Ancak seven bilir “dil yaresi”nde ağlar
Bir neyzen inceden hatırlatır gerçeği
Yanmış nefesimiz baş paresinde ağlar
Ve öper toprağı her damlası Yağmur’un
Hem sevda derdinde hem çaresinde ağlar