AB – Orta Asya Devletleri Zirvesinden Geriye Kalanlar

Tam boy görmek için tıklayın.

Hazel ÇAĞAN ELBİR

Hatırlanacağı üzere Özbekistan’ın Semerkant kentinde 3-4 Nisan 2025 tarihlerinde düzenlenen Avrupa Birliği (AB) – Orta Asya Ülkeleri Zirvesi ile ilgili bazı haber ve değerlendirmelere daha önceki bültenlerimizde yer vermiştik. AB – Orta Asya Ülkeleri Zirvesi bu alanda düzenlenen ilk üst düzey toplantı olma niteliği taşımaktadır. Hiç şüphesiz Orta Asya liderleri ile AB yetkilileri arasında çeşitli temaslar olmuştur. Gerek Brüksel’de gerek ilgili başkentlerde önemli görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Ancak, bu kez düzenlenen toplantı iki gün devam eden bir zirve şeklinde olmuştur. Nitekim AB’nin Orta Asya’ya yönelik artan ilgisini yansıtan Zirve’de AB tarafını temsilen AB Konseyi Başkanı António Costa ve AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen yer almıştır. Orta Asya’dan ise beş ülkenin liderleri katılmıştır: Özbekistan Cumhurbaşkanı Shavkat Mirziyoyev (ev sahibi), Kazakistan Cumhurbaşkanı Kassym-Jomart Tokayev, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadyr Japarov, Tacikistan Cumhurbaşkanı Emomali Rahmon ve Türkmenistan Devlet Başkanı Serdar Berdimuhamedov[1]. Zirve’ye ayrıca Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası Başkanı Odile Renaud-Basso ve Avrupa Yatırım Bankası yetkilileri de katılmıştır.

Söz konusu görüşmeler sonucunda AB Komisyonu Başkanı Ursula Von der Leyen bazı açıklamalarda bulunmuştur. Von der Leyen, 10 milyar Euro’luk (12 milyar Dolar) kaynağın beş Orta Asya ülkesine aktarılması hususunda mutabakata varıldığını, bu kaynağın bölgede sürdürülebilir ulaşım bağlantılarını güçlendirmek için kullanılacağını belirtmiştir. Zirve sonucunda yayınlanan, AB – Orta Asya ülkeleri Ortak bildirisinde, Von der Leyen’in açıklamalarına esas teşkil eden hususlar belirtilmektedir. Ulaşım bağlantılarının, ekonomik büyümenin ve bölgesel entegrasyonun temel itici gücü olarak görüldüğü vurgulanmakta, Ocak 2024’te düzenlenmiş olan Küresel Geçit Yatırımcılar Forumu’nda Orta Asya için 10 milyar Euro tutarında destek ve yatırımın harekete geçirilmesinin, etkin bölgesel ulaşım koridorlarının, lojistik ağlarının, değer zincirlerinin ve pazarlara karşılıklı erişimi destekleyen etkili mekanizmaların geliştirilmesi yolunda kararlar alınmış olduğu hatırlatılmaktadır[2].

AB Komisyon Başkanı Von der Leyen’in açıklamaları sırasında, AB’nin Orta Asya ile ilişkilerini stratejik ortaklık düzeyine yükselttiğini belirtmesi de dikkati çekmiştir. Üzerinde durulması gerekli bir başka husus ise, Türkiye gibi Orta Asya Cumhuriyetleri ile dil, din, tarih, kültür soy birliği olan ve AB ile adaylık müzakereleri yapan devlet statüsünde bulunan Türkiye’nin böyle bir zirveden dışlanmış olması keyfiyetidir. AB, bizce malum olmayan sebeplerle böyle bir karar alırken, aynı zamanda Türkiye’nin Orta Asya ülkeleriyle olan yakın ilişkilerinden sahip olduğu bir takım bilgi ve tecrübeleri de feda etmiş olmaktadır. Bunun farkında mıdırlar şimdilik bilinmemekle birlikte, kesin olan husus, AB’nin Türkiye’nin Orta Asya ülkeleriyle olan ilişkilerindeki uzmanlıktan ve deneyimden yararlanma fırsatının kaçmış olduğudur. Türkiye’nin en azından “gözlemci” statüsünde davet edilmiş olmasında dahi önemli katkılarda bulunabileceği bir olanak böylelikle heba edilmiştir.

Üzerinde durulmaya değer bir başka husus, Von der Leyen’in Orta Koridor’un geliştirilmesi suretiyle, Orta Asya ülkelerinden Güney Kafkasya ülkelerine ve oradan da Karadeniz’e geçişin kolaylaşacağını vurgulamış olmasıdır. Adı geçen, “Orta Asya ve Güney Kafkasya ülkeleri arasındaki sınır geçişlerinin sorunsuz olması, Karadeniz’e ulaşım için gereklidir.” demek suretiyle, AB’nin Orta Asya’ya ulaşımında, Türkiye’yi göz ardı etmiş görünmekte, hatta bunu belki de maksatlı olarak yapmış olmaktadır. Her halükârda, Orta Koridor’un ulaşım ve iletişim kanallarının merkezinde yer alan Türkiye’yi görmezden gelen bu tür tutumların pişmanlık yaratacağı günlerin çok da uzakta olmadığı ifade edilebilir.

3-4 Nisan tarihlerinde düzenlenen Zirve’nin Ortak Bildirisinde, ilk anda belirgin olarak görülmese de, Kıbrıs meselesine de değinildiği anlaşılmaktadır. Ortak Bildiri’nin dördüncü maddesi doğrudan bu konuyu ilgilendirmektedir. 4. Maddede, “Aynı bağlamda, yukarıda belirtilen ilkelere, özellikle tüm devletlerin egemenlik ve toprak bütünlüğüne, tüm uluslararası ve bölgesel platformlar çerçevesinde saygı göstermeyi taahhüd eder ve bu ilkelere aykırı herhangi bir adım atmaktan kaçınacağımızı beyan ederiz. Aynı şekilde, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 541 (1983) ve 550 (1984) sayılı kararlarına olan güçlü bağlılığımızı bir kez daha teyit ederiz. Bölgesel işbirliği tertiplerine katılımın, Avrupa Birliği-Orta Asya ilişkilerinin geliştirilmesi için gereken uluslararası ilkelere tam anlamıyla saygı duyulması gerektirdiğini vurgularız[3].” ifadesi yer almaktadır.

Burada bahsi geçen “BMGK 541 ve 550 sayılı kararlara bağlılığın teyit edilmesi” ifadesinin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) uluslararası toplum tarafından tanınmasını engellemeyi ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) ada üzerindeki tek meşru otorite olarak tanınmasını sağlamayı hedeflediği açıktır. AB ile Orta Asya ülkeleri arasında düzenlenen bir işbirliği toplantısının nihai bildirisine, böyle bir paragrafın konmasının arkasında aynı zamanda AB üyesi olan ve Kıbrıs meselesiyle yakından ilgili iki ülkenin bulunduğunu tahmin etmek güç değildir. Bu vesileyle, BM Güvenlik Konseyi’nin 541[4] ve 550[5] sayılı kararlarının yeni olmadığını, aradan geçen sürede köprülerin altından çok suların aktığını, Kıbrıs’ta halen yan yana yaşayan, egemen eşit, eşit uluslararası statüye sahip ve demokratik iki devletten oluşan yeni bir gerçekliğin ortaya çıktığını hatırlatırız. Aynı şekilde, saygı duyulmasından dem vurulan uluslararası ilkelerin bizzat BM Güvenlik Konseyi’nin gözleri önünde ihlal edilmekte olduğunu, Gazze’de soykırıma varan toplu katliamlar karşısında BM Güvenlik Konseyi hiçbir şey yapmazken aynı organın ve onun kararlarının yüksek değerlerinden söz etmenin ciddiyetle ilgisi bulunmadığını belirtmek isteriz.

Son olarak, Kıbrıs konusuyla ilgisi olmayan bir Zirve toplantısının nihai bildirisine adadaki gerçeklerle bağdaşmayan hususlar koydurdukları için sevinenlerin umutlarının boşa gittiğini er geç göreceklerine olan inancımızı da bu vesileyle teyit ederiz.

*Görsel: https://www.aa.com.tr/tr/dunya/ozbekistanda-birinci-avrupa-birligi-orta-asya-zirvesi-basladi/3528122

Yazar
Kırmızılar

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2025

medyagen