ABANT’TA BİR GÜN
Abant’a geldim. Gölün çevresinde yürümeye başlar başlamaz içime sonbaharın rayihası ve çeşit çeşit bitkinin kokusu doldu.
Buraya gelmeyeli neredeyse dört yıl olmuş. Hâlbuki beş yıldan beri Bolu’da yaşıyorum ve Bolu’ya ilk geldiğim sene Abant’ı dört kere ziyaret etmiştim. Neden böyle bir fasıla verdim, bunu doğrusu anlayamadım.
Buraya gelir gelmez içime bir gariplik ve hüzün hâli geldi. Her hâliyle göl bu hazan mevsiminde bende derin bir hüzün hâli meydana getirdi. Gölün yanında oturup bu satırları yazarken rüzgârın tesiriyle birbirine değen kamışları dinliyorum. Onlar da bu hüznü artırmaktan başka bir şey yapmıyor. Masmavi bir gökyüzü var. Güneş tenimi ısıtıyor.
Ormanlar ve dağların koynunda uzanmış yatan Abant’ı dinliyorum. Bir yandan yemyeşil ormanlar, öte yandan kuşlar ve nihayet gölün kendisi burada muhteşem bir birliktelik hâlinde gönlümü besliyor. Dediğim gibi bu biraz hüzünlü bir hâl. Fakat ben hüzünden şikayet etmem. Onu kabullenir ve severim. Hüzün bana bir dolu ilham, duygu ve düşünce ile gelir. Şimdi Abant’ta da böyle oluyor. Çoktan beri uzak kaldığım bir dosta kavuşmuşum ve onun sitemine maruz kalmış gibiyim burada.
Abant bütün güzelliği ile sonbahara ermiş ve onun varlığını duyuruyor bugün. Sabahın bu vaktinde rüzgâr biraz serin esiyor. Güneş pırıl pırıl ve gölün üzerinde harikulade kımıltılar meydana getiriyor. Yeniden gölün çevresinde yürümeye devam ediyorum. Abant’ı dinliyorum.
Bazen ormanların içine sokuluyorum. Dereler akıyor bazı yerlerde. Onların sesini dinliyorum. Vargit çiçekleri açmış. Yaylada yaşayanlara kışın gelişinin yakın olduğunu bildiren çiçekler… Her yerde onlar var. Muhteşem güzelliklerine dokunuyorum bakışlarımla.
Gölün etrafında yürüyorum. Abant bugün muhteşem bir güzelliğe sahip. Her zaman öyle değil miydi! Güneş, masmavi gök, şu güzelim göl ve ormanlar sonbaharı haber veriyor. Sonbaharın bu gelişinin muhteşem olduğunu söylemeliyim. Abant bugün sessiz ve sedasız bir hâl ile sanki bir karşılamaya sahne oluyor.
*
ABANT’TA IŞIKTAN ŞELÂLE
Göğün yerle buluştuğu bir göl burası. Işık, bulutları aralayıp yeryüzüne dökülüyor. Sanki gökyüzünde akan nehirler ve bir şelale varmış gibi. Bu durum şimdi yaşadığımız yerin ve şu uçsuz bucaksız göğün bir bütün olduğunu anlatan müstesna vakitlerdir. Abant, bu güzelliği yaşatıyor ve sunuyor bizlere.
Abant’ta zaman benim için derin bir duygu hâlini yaşadığım vakitleri ifade eder. Bugün de bu böyle oldu. Gölün çevresinde gezerken üşüdük fakat gökyüzünden bir şelale gibi göğün yüzeyine dökülen ışığı ve beyaza bürülü ormanları seyretmek de bize bir göz ziyafeti sunuyordu.
Bir köşeye oturup tefekkür etmek ve duyguyu yaşamak üzere çok müsait vakitlerdeydik doğrusu. Etrafında dolaştığımız göl her köşesinde harikulade sürprizler barındırıyordu. Belki de bu, gölün gökyüzüyle buluştuğu müstesna bir zaman dilimiydi. Belki de göl her zaman böyleydi.
Baharda apayrı bir hayatiyetin yeri yurdu olan Abant Gölü, bu kış aylarında kendi içine çekilmiş gibi bir hâle bürünmüştü. Belki de içten içe bahara hazırlanıyordu göl.
Ben yine de gölün üzerindeki ışıklara ve onun kaynağı olan gökyüzüne bağlandım bugün. Seyrettiğim güzellikten uzun müddet gözlerimi alamadım. Doğada çok derin anlamlar gizli. Abant, sessiz sedasız bunu söylüyordu. İfadeye bürünmesi belki zordu bunların. Yine de bu muhteşem manzarayı bugün satırlarla tespit etmek istedim.
*
ABANT GÖLÜ’NDE BİR BAHAR GÜNÜ
Nefis bir hava var bugün Abant’ta. Hava biraz rüzgârlı. Gölü gören hâkim bir mevkiye oturduk. Yeşil ormanları ve mavi gölü seyrediyorum. Bolunun muhteşem güzelliği bir tül gibi kaplamış doğayı burada. İnsan gözünü gönlünü alabildiğine besliyor burada. Yaşamının şiiri seziliyor burada. Hayat bir ilham olup gönlüme doluyor. Kendimce Bolu’yu yaşıyorum. Esasında içim dingin. Bir huzuru ve sakinliği duyuyorum. Fakat bu sakinliğin ve muhteşem güzelliğin şükrü olarak insan bir şeyler yazmak istiyor. Hiç durmadan esen rüzgâr gibi ben de ilhamıma yol veriyorum.
Abant’ta kuşlar o güzelim sesleriyle insana neşe veriyor. Kelebekler uçuşuyor. Her yer çiçeklerle bezenmiş. Derelerden sular akıyor. Tabiatta bir cümbüştür yaşanıyor.
Bolu Allah’ın özene bezene yarattığı bir memleket. Bu güzellik insanın ruhuna nefes aldırıyor. Ağaçlarla kaplı bu yemyeşil mesafelerin içinde bir elmas gibi parıldayan Abant ise bu bahar gününde güzelliğine güzellik katmış ve kendinden emin bir dilber gibi arz-ı endam ediyor. Ben de köşemden onu izliyorum.