Çıkarına, kişisel bekasına zarar geleceği için susanlar, sözü eğip bükenler, doğruyu söylemeyenler, yazmayanlar sonra bir gün adalete muhtaç olduğunda, adaletin tecelli etmesini beklemesin.
Zengine, güçlüye, kudretliye karşı adaleti savunamayan, susan, örten, adaletten uzaklaşan kim varsa, bir gün kendisine de adaletin lazım olacağını ve o gün kimsenin adaletten yana şahitlik yapmayacağını bilmeli.
*****
Kemal ÖZTÜRK
Adaleti istemek kolaydır, adil olmak zor.
Herkes adaleti yüceltir ama adil olmayı düşünmez. Çünkü adil olmak zordur.
Herkes kendi için adalet ister, lakin başkası için adil olmayı denemez. Zira adil olmak zordur.
Kur’an-ı Kerim’de her okuduğumda beni derinden etkileyen bir ayet vardır:
“Ey iman edenler! Adaleti ayakta tutan ve kendiniz, ana babanız ve yakın akrabanız aleyhine de olsa, yalnız Allah için şahitlik eden kimseler olunuz. Zira zengin de olsa, fakir de olsa, Allah ikisine de (sizden) daha yakındır. Nefsinizin arzusuna uyarak adaletten uzaklaşmayın. Eğer (şahitlik ederken) dilinizi eğer, bükerseniz veya çekinirseniz, şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır (Nisa Suresi 135).
Eğer bir hukuk sistemi inşa olacaksa, bir adalet düzeni kurulacaksa, bundan daha iyi, bundan daha mükemmel hangi temel prensip olabilir?
Peki bu hukuk ve adalet sistemi neyin üzerine inşa olmuş? Adil olan bireyin, adil olan Müslüman kişinin üzerine.
Şimdi soruyorum: Kim kendi aleyhine, ailesinin aleyhine, akrabalarının aleyhine de olsa adaletten yana tavır koyar şu anda?
Herkes adalet ister ama kimse kendi adil mi diye dönüp bakmaz.
Oysa ki İslam’ı bu denli büyük kılan, bu dini insanlık için kurutuluş reçetesi yapan ilkelerden biri bu ayettir.
Aleyhine de olsa, adaletten yana ol… Bu nasıl ulvi bir fikirdir.
Herkes adalet arıyor, adalet için feryat ediyor. Lakin kimse kendine dönüp bakmıyor.
Ben gerçekten adil miyim, aleyhime de olsa gerçekten adaletten yana tavır koyar mıyım?
Vicdanınıza sorun bu soruyu.
Adil olmak zordur… Cevabınız bu olacaktır eminim.
Bireyin adil olmadığı bir yerde, toplumdan adalet beklemeyin.
Toplumun adil olmadığı bir ülkede, devletten adalet beklemeyin.
Oysa herkes toplumdan, devletten adalet bekliyor.
Kim içinde bulunduğu topluluğun, grubun, cemaatin, partinin yanlışlarını yüksek sesle söyleyebiliyor? Kim orada adalet tesis olsun diye, aleyhine de olsa kalkıp şahitlik edebiliyor?
Kim kendi yanlışını, hatasını, kusurunu dürüstlükle itiraf edebiliyor?
Başkasının adalet arayışını dillendirmek kolaydır. Onu yüceltmek herkes için caziptir.
Peki kendi aleyhine olduğunda da bu adalet arayışını yüceltebilir misiniz?
Üzgünüm, çıkarı olmadığında herkesin sustuğu, adalet için şahitlik yapmaktan korktuğu bir ortamda, kimse adil bir dünya beklemesin.
Çıkarına, kişisel bekasına zarar geleceği için susanlar, sözü eğip bükenler, doğruyu söylemeyenler, yazmayanlar sonra bir gün adalete muhtaç olduğunda, adaletin tecelli etmesini beklemesin.
Zengine, güçlüye, kudretliye karşı adaleti savunamayan, susan, örten, adaletten uzaklaşan kim varsa, bir gün kendisine de adaletin lazım olacağını ve o gün kimsenin adaletten yana şahitlik yapmayacağını bilmeli.
Adaleti istemek kolaydır ama adil olmak zordur.
Nisa Suresindeki ayet hepimiz için indi. Ve Müslümanlara sesleniyor.
Aleyhinize de olsa adaletten yana tavır alın.
İşte o zaman toplumun adil olduğunu görürsünüz.
Aleyhinize de olsa adaletten yana şahit olun.
İşte o zaman devletin de adil olduğunu göreceksiniz.
——————————————
Kaynak:
https://www.yenisafak.com/yazarlar/kemalozturk/adil-olmak-zordur-2049991