Harekâtın seyri kapsamında bir şeyler söylemek için henüz çok erken olsa da dikkat edilmesi gereken en önemli hususun harekâtın meskûn mahallerin temizlenmesine yönelik safhasına yoğunlaşılması gerektiğini de belirtmek gerekiyor. PKK/PYD terör örgütünün bölgeye zaman içerisinde gönderdiği teröristlerin yerleşim yerlerinde konuşlandırılmış olması ve TSK birliklerimizle ÖSO unsurlarına bu bölgelerde zayiat verdirmeye çalışacağını akıllarda tutmak gerekiyor. Bu nedenle meskûn mahallerde yaşanabilecek çatışmalarda kuşatmanın sağlanarak terör örgütü mensuplarının tecrit edilmesi, EYP tehdidine karşı oldukça dikkatli olunması, hendek, barikat ve tünellerin imhasının sivil kaybına yol açmadan cerrahi bir operasyonla yapılması hususları önem kazanıyor.
*****
Erol Başaran BURAL
Kod Adı: Zeytin Dalı
Yaklaşık bir yıldan uzun bir süredir Afrin’deki PKK/PYD terör örgütü varlığının temizlenmesine yönelik yapılacağı belirtilen harekât, 20 Ocak 2018’de “Zeytin Dalı Harekâtı” adı ile başladı. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından yapılan harekâta yönelik yapılan açıklamada; “Hudutlarımızda ve bölgede güvenlik ve istikrarı sağlamak maksadıyla, Suriye’nin kuzeybatısında Afrin bölgesinde, PKK/KCK/PYD-YPG ve DEAŞ’a mensup teröristleri etkisiz hale getirmek ve dost ve kardeş bölge halkını bunların baskı ve zulmünden kurtarmak üzere, 20 Ocak 2018 saat I7:00’dan itibaren “Zeytin Dalı Harekâtı” başlatılmıştır.” denildi.[i]
Hem harekâtın isimlendirilmesinin hem de TSK açıklamasının ve arka planında birçok stratejik mesajın yer aldığını söylemek mümkün görülüyor.Afrin bölgesindeki zeytin ağaçlarının varlığından yola çıkarak harekâtın bölgeye barış getireceğine ve asıl amacının bölge insanlarına barış getirmek olduğu vurgusunu yapan Zeytin Dalı isimlendirmesinin, üzerinde iyi çalışılmış stratejik bir mesaj olduğu anlaşılıyor. Yine harekâtın isminden yola çıkarak Türkiye; Suriye topraklarını işgal gibi bir amacının bulunmadığını, bölgede barışın önünde büyük bir engel yaratan terör örgütlerinin temizlenmesinin ardından ele geçirilen bölgelerde istikrarın sağlanması amacıyla gerekli işlemlerin yapılacağını ve nihayetinde bu toprakların asıl sahiplerine yani Suriyelilere geri verileceği mesajını iletiyor.
TSK’nın harekâta yönelik birinci mesajında birden çok stratejik mesaj yer alıyor. Bunlardan birincisi harekâtın hedefinin ismiyle de müstesna olacak şekilde bölgede istikrarın ve güvenliğin sağlanması olduğuna ilişkin. İkinci mesaj ise PKK terör örgütünün yanı sıra TSK’nın hedefinin IŞİD terör örgütü ile de mücadele olduğu vurgusunun yapılması. Üçüncü önemli mesajharekâtın dayandığı uluslararası hukuk temeline vurgu yapılarak hukuki meşruiyetin sağlanması. Dördüncü mesaj ise Suriye’nin toprak bütünlüğüne yapılan vurgu. Bu vurgu ile Türkiye bir kez daha hem harekâtın amacının Afrin bölgesini işgal ve ele geçirmek olmadığını vurgularken hem de bölgede yerleşik PKK/PYD terör örgütünün asıl amacının Suriye’yi bölmek olduğuna işaret ediyor. Beşinci ve son mesaj ise harekâtın hedefinin Afrin bölgesini ele geçirmeye çalışan terör örgütleri olduğu ve sivillere zarar vermemek için gösterilen hassasiyeti vurguluyor.
Harekâtın İlk Gününe Yönelik İzlenimler
Harekâtın birinci gününde yoğun bir hava akını ile daha önceden tespit edilen terör örgütü hedeflerinin vurularak yumuşatıldığını görüyoruz. Yine TSK tarafından harekâta yönelik yapılan ikinci açıklamada[ii] 7 bölgede tespit edilen 108 hedefin 72 savaş uçağı ile vurulduğu, 21 Ocak’ta yapılan açıklama ile ise taarruz edilen hedef sayısının 153’e yükseldiği[iii] belirtiliyor. Bugüne kadar Irak’ın kuzeyinde gerçekleştirilen harekâtlar ile Suriye kuzeyine geçtiğimiz yıl düzenlenen Fırat Kalkanı harekâtı ile kıyaslandığında, 72 savaş uçağı ile yapılan bu harekâtın oldukça yoğun bir baskı yaratabilecek büyüklükte olduğunu söyleyebiliriz. Bu kadar çok sayıda savaş uçağı ile eş zamanlı olarak harekâtın gerçekleştirilmesinin, hedeflerin tam isabetle vurulmasının ve şimdiye dek sivil kaybın bulunduğuna yönelik bir haberin gelmemesinin büyük bir başarıya imza atıldığına işaret ettiğini de vurgulamak gerekiyor.
Yine Zeytin Dalının ilk günlerinde Fırat Kalkanı bölgesi ile Afrin sınırında ÖSO ile PKK/PYD terör örgütü arasında çatışmaların yaşandığı haberleri açık kaynaklara yansıyor. Gerçekleştirilen etkin ve yoğun hava harekâtının ardından bazı PKK/PYD unsurlarının güneye doğru çekildikleri, sivillerin yerleşim yerlerini terk etmemeleri için zorladıklarına yönelik haberler de yayılıyor.
Açık kaynaklara yansıyan bilgilerden Afrin’de geniş bir alana yönelik düzenlenen hava harekâtı, kara harekâtının hem kuzeyden hem batıdan hem de doğudan yani Fırat Kalkanı bölgesinden başlatılacağına işaret ediyor. Birinci aşamada kara harekâtının kırsal bölgede yuvalanarak tahkimat yapmış PKK/PYD terör örgütü mensuplarının silah mevzileri, korunak ve barınaklarının imhasına yönelik olacağını görebiliyoruz. Büyük bir ihtimalle, harekâtı karadan geliştiren TSK birliklerini durdurabileceği düşüncesine sahip olan terör örgütü mensupları, kritik arazi arızalarını savunmaya, TSK birliklerini oylamaya çalışacaktır. Hava unsurlarının kullanılmasına devam edilmesi durumunda, kırsalda araziyi elde tutmaya çalışan terör örgütü mensuplarının yerleşim yerlerine doğru çekileceğini ve TSK ile çatışmaları meskûn mahallerde kabul edeceği açıkça görülüyor.
Yine harekât öncesi açık kaynaklara yansıyan bilgilerden PKK/PYD’nin meskûn mahallere yaklaşma istikametleri ve meskûn mahallerde uzun süredir savunmaya yönelik tahkimat yaptığı, hendekler kazdığı, barikatlar oluşturduğu, El Yapımı Patlayıcılar (EYP) ile tuzaklar kurduğu, tüneller hazırladığı da bilinmektedir.
Çatışmaların meskûn mahallere doğru çekilmesi durumunda sivillere zarar gelmemesi için alınacak tedbirlerin TSK harekâtını bir miktar da olsa yavaşlatabileceğini, EYP ile mücadelenin ön plana çıkabileceğini görüyoruz.
Harekâtın gelişimi kapsamında sıklıkla sorulan sorulardan birisi de harekâtın süresine yönelik olarak karşımıza çıkıyor. Harekât ne kadar sürede tamamlanacak? Harekâtın ne kadar sürede tamamlanacağından çok harekâtın en az zayiatla tamamlanmasının ön plana çıkarılması gerekiyor aslında. Bu açıdan yaklaşıldığında; TSK’nın da mümkün olan kısa sürede harekâtı tamamlamak isteyeceği ancak bu arada zaman baskısı altında hata yapmak da istemeyeceği düşünülmeli, Zeytin Dalı’nın PKK/PYD varlığı bölgeden yok edilinceye kadar ve bir tek askerimizin, bir tek ÖSO mensubunun burnu dahi kanamadan gereken sürede bitirilmesi esas kabul edilmelidir.
Alınabilecek Tedbirler
Harekâtın seyri kapsamında bir şeyler söylemek için henüz çok erken olsa da dikkat edilmesi gereken en önemli hususun harekâtın meskûn mahallerin temizlenmesine yönelik safhasına yoğunlaşılması gerektiğini de belirtmek gerekiyor. PKK/PYD terör örgütünün bölgeye zaman içerisinde gönderdiği teröristlerin yerleşim yerlerinde konuşlandırılmış olması ve TSK birliklerimizle ÖSO unsurlarına bu bölgelerde zayiat verdirmeye çalışacağını akıllarda tutmak gerekiyor. Bu nedenle meskûn mahallerde yaşanabilecek çatışmalarda kuşatmanın sağlanarak terör örgütü mensuplarının tecrit edilmesi, EYP tehdidine karşı oldukça dikkatli olunması, hendek, barikat ve tünellerin imhasının sivil kaybına yol açmadan cerrahi bir operasyonla yapılması hususları önem kazanıyor. Hem yurt içinde Sur, Nusaybin, Yüksekova, Şırnak ve İdil gibi bölgelerde hem de Fırat Kalkanı bölgesinde gerçekleştirilen meskûn mahal operasyonlarında büyük bir tecrübe edinen TSK’nın, Afrin bölgesinde de aynı hassasiyet ve başarıyı göstereceğini şimdiden kestirmek güç görünmüyor.
Bir diğer önemli husus da PKK/PYD terör örgütüne sağlanan gelişmiş silah sistemlerin bölgede TSK’ya karşı kullanılabileceği riskine ilişkin olarak karşımıza
çıkıyor.Gerek karadan intikal eden komando ve özel kuvvetler birliklerine, gerekse zırhlı birliklere karşı PKK/PYD’nin elinde var olan gelişmiş tanksavar silahlarını kullanabileceğini sürekli değerlendirmek, hava unsurlarına ve özellikle kullanılması durumunda helikopterlerimize yönelik hava savunma füze tehdidine karşı gerekli önlemlerini eksiksiz almak önem arz ediyor.
Zeytin Dalı operasyonu öncesinde olduğu üzere medyanın, harekât süresinde de bölgeden canlı yayınlar yaptığı görülüyor. Bölgeden canlı yayınlarla habere ilk ulaşan olma arzusunda bulunan medyanın TSK’ya ait silah ve birlik miktarlarını, bu birliklerin giriş ve konuş noktalarını en ince ayrıntısına kadar kamuoyuna açıklama yarışının, harekâtın ilerleyişine zarar verebileceğini de belirtmek gerekiyor. Devletin stratejik iletişim yönetimini gözden geçirerek, medya kuruluşlarının bilgilendirilmesinin sağlanması, harekâtı tehlikeye sokabilecek yayınların öz denetim çerçevesinde medya kuruluşlarının kendileri tarafından önlenmesine yönelik izahatlarda bulunulmasında fayda görülüyor. Benzer şekilde çatışma ortamlarında medyanın gücü göz önünde bulundurularak TSK’nın muhtemel hareketleri hakkında bilgi vermek yerine, gerektiğinde stratejik aldatma konusunda kullanılması gerektiğinin de altını çizmek gerekiyor.
Konuyla ilintili olarak harekâtın psikolojik harekât desteğinin de önemli olduğu açıkça görülüyor. Bu tür önemli ve etkin harekâtlar öncesi, harekâtın ilk günü gerçekleştirilen hava harekâtı ile birlikte en azından; bölgede yaşayan sivillerin bilgilendirilmesi, sivillerin zarar görmemesi için alınan tedbirler, terör örgütü mensuplarının caydırılmasına yönelik mesajları da içeren bildirilerin havadan atılması gerekirdi. (Bu tedbirler belki de alınmıştır ancak uygulansaydı medyada mutlaka yer alırdı.) Bu çerçevede; TSK tarafından Afrin harekât alanında psikolojik harekât faaliyetlerinin başlatılması, şayet başlatılmış ise en az yapılan manevralar kadar önemli olduğunu göz önünde bulundurularak harekâtın seyrine göre geliştirilmesinde büyük fayda görülüyor. Yine benzer kapsamda şayet ele geçirilirse -ki büyük ihtimalle ele geçirilecektir- başta ABD olmak üzere PKK/PYD’ye batılı ülkeler tarafından verilen silah ve teçhizatın kamuoyu ile paylaşılması, PKK terör örgütünün silahlandırılmasına yönelik Türkiye’nin haklı endişelerinin uluslararası kamuoyu ile paylaşılması, müteakip harekâtlar açısından da büyük bir kuvvet çarpanı etkisi yaratacaktır.
Son olarak, Zeytin Dalı Harekâtının devamı süresince PKK terör örgütünün hem dikkatleri başka yöne kaydırmak, hem de öç almak maksadıyla başta Şırnak-Hakkâri sınır hattı olmak üzere, Türkiye içerisinde de terör eylemleri gerçekleştirebileceği göz
önünde bulundurulmalı, kolluk kuvvetlerinin başta metropoller olmak üzere ülke genelinde alarm seviyesini yükselterek alınan tedbirleri artırması, yurtiçinde teröristle mücadele operasyonlarına aralıksız devam edilmesi gerekmektedir.
Harekâta katılan birliklerimizin hem yurt içindeki meskûn mahal operasyonlarından hem de Fırat Kalkanı Harekâtından edindiği birçok tecrübe mevcuttur. Bu seçkin birliklerimiz Zeytin Dalı Harekâtını icra etmek için gerekli teçhizat, silah, malzeme, akıl ve cesarete fazlasıyla sahiptir. Türk milletinin bu harekâtın başarıyla sonuçlanacağına olan inancı da tamdır. Allah Mehmetçiğimizin yar ve yardımcısı olsun.
Kaynaklar
http://www.tsk.tr/BasinFaaliyetleri/BA_47
http://www.tsk.tr/BasinFaaliyetleri/BA_48
http://www.tsk.tr/BasinFaaliyetleri/BA_49
————————————————–
Kaynak:
http://www.21yyte.org/tr/arastirma/milli-guvenlik-ve-dis-politika-arastirmalari-merkezi/2018/01/21/8800/afrine-uzanan-zeytin-dali