Turgut GÜLER
Dünyâ’da, adı anıldıkça bizi derinden yaralayan birkaç nehir arasında Tuna’nın apayrı bir yeri vardır. Türk târîhinin medhâlindeyken çekilen fotğraflarında, bir haşmet kemendi olarak vatanın göğsüne takılan Tuna; Fırat, Dicle, Nil, Aras, Tunca, Meriç, Kızılırmak ve daha nice Türk suyunun öz kardeşi idi.
Almanya’nın güneyinde Freiburg yakınlarında doğan Tuna, Romanya’da Karadeniz’e dökülür. Schwarzwald (Karaorman) da denilen Tuna’nın çıktığı bölge, daha pek çok dereye yataklık yapar. Bunlardan Breg ve Brigach, Donaueschingen’de birleşirler. Tuna (Donau) adı da Donaueschingen’den mülhem.
Buradan doğu istikaametinde Schwaben Jürası (Rauhe Alp)’nı aşar, Regensburg’adağın kenârını tâkip ederek varır. Viyana havzasına girişine kadar Bohemya kütlesinin eteğinde akar ve bu yükseklikleri birçok geçitle açar.
Yukarı Tuna, Almanya ve Avusturya’daki sularının büyük kısmı ve rejimi bakımından tam bir Alp Nehri’dir. Güney Almanya’nın önemli şehirleri, Tuna vâdisinin dışında yer alırlar. Fakat Almanlar Ludwig Kanalı ile Tuna’yı Ren şebekesine bağlamışlardır. Bu yüzden, Ren’den faydalanan her Alman, Tuna’ya geçebilir.
Tuna, Avusturya’da Linz’i sular, fakat uğradığı ilk büyük merkez Viyana’dır. Viyana ile Estergon arasında Pannonia havzasında biriken suları Kiselflöd (Küçük Ova)’e akıtır. Doğu Alplerden doğan Drava ve Sava ile Karpatlardan gelen Tisa’yı sularına ilâve eder.
Tuna üzerindeki büyük şehirler, nehre tepeden bakan dik yamaçlarda kurulmuşlardır.
Bratislava, Budapeşte ve Belgrad, bu târife uyan şehirlerdir.
Belgrad’ın 100 kilometre kadar aşağısında Karpatları Balkan Dağlarıyla birleştiren sarp bölgeyi, Demir Kapı’larla aşan Tuna, kendini denize bırakmak azmiyle, önündeki bütün engelleri ortadan kaldırır. Bu arada, sol kıyıdan aldığı Jiu, Olt, Argeş, İalomita, Seret ve Prut gibi kollarla, nehir ölçülerinin dışına çıkar.
Eflâk ve Bulgar yaylalarındaki mühim şehirler, Tuna kavisinin dışındadırlar. Meselâ Bükreş, İalomita’nın Tuna’ya katılmadan önce içinden geçtiği yerlerdendir.
Balkanlardaki Tuna şehirleri, nehir limanları ve stratejik köprübaşlarıdır. Romanya’da Giurgiu, Braila, Galati ve Bulgaristan’da Rusçuk, bu durumlarını hâlâ muhâfaza ediyorlar.
Tuna, tamâmına yakın kısmı sular altında kalan bir delta ile denize kavuşur. Bu delta, balık avcılığı açısından muazzam kaynaktır, ama kuzeydeki Sulina koluna girecek gemiler için de ciddî bir mâniâdır.
Mâvi Tuna,Orta Avrupa ve Balkanlardaki nice memleket için, nehir olmanın ötesinde mânâlar taşır. Avusturya, Macaristan, Sırbistan gibi denizle doğrudan irtibâtı olmayan ülkelerin, Tuna’nın bahşettiği imkânlar yüzünden donanmaları vardır.
Bizim nefesimizde artık sâdece bir dâü’s-sıla olan Tuna’ya, pasaport mârifetiyle ulaşmak, ne hazîn !…