Yazar: Prof. Dr. Kulbek Ergöbek
Kazak Türkçesinden çeviren: Cemal ŞAFAK
Yedi dağ zirvesinde oturan Rahmankul Berdibay, hayatın zorluklarını başarıyla geçen, ömür yolu örnek alınabilecek bir değerdir. Kıtlık, yokluk ve eziyetle öğrenim görme ve sürgün… İşte bilim adamının ömür yolunun kısaca seyri. Bu zorlukları hayat sevinciyle yenerek, hayatını ilginç hale dönüştürdü. Kazak halkının içinde de dış dünyada da tanınmış bir şahsiyet ve bilim adamı olarak bilindi. Bu bir şanstır. Bugünlerde Türk Dünyasının her yerinden bilim adamları gelip Rahan’ı (Rahmankul) ziyaret edip ondan fikir alırlar. Dünkü M.Avezov, A.Margulan, B.Kenjebaev, E.İsmailov, K.Jumaliev aramızda olsaydı durum değişirdi. Onlar yok olduğu için ülkümüz aynı olan dışarıdaki kardeş Türk Milleti mensupları R.Berdibay’ı ve onun çağdaşlarını ve ülküdaşlarını arıyorlar.
R.Berdibay, M.Avezov, S.Mukanov, G.Musrepov, Ğ.Mustafin, A.Tajibayev, B.Kenjebayev gibi ustaların alkışını alan, basın tarafından takdir edilen alimdir. Tabii ki, kabiliyetinin yanında, ağabeylerinin ruhları da yardım etmiş olabilir. Çünkü âlim çok büyük işlere imza attı. Geniş bir coğrafyada tanındı.
Rahan, günümüzde de değerli alimlerimizden biri olarak kabul edilir.
2 Aralık 1927 yılında Güney Kazakistan bölgesindeki Türkistan şehrinin İkan ilçesinin yanındaki Köküş köyünde doğan Rahmankul Berdibay, 1930’lu yıllarda Aşısay köyünde ilkokula başlar, 1943-44 yıllarında ise Türkistan pedagoji okulunu tamamlar. 1945 yılından itibaren Aşısay’da çalışırken vilayet gazetelerinde yayınlanan şiirleri ile dikkat çeker.
1945 yılında Kazak Devlet Üniversitesi Filoloji fakültesini kazanan Rahmankul, bir süre sonra sosyal durumu nedeniyle üniversiteyi dışardan okumak mecburiyetinde kalır. En sonunda1948 yılında Kızılorda pedagoji enstitüsüne geçiş yaparak buradan mezun olur. 1949-1953 yılları arasında R.Berdibay genç uzman olarak Güney Kazakistan bölgesinin İliç, Magtaral, Frunze ilçelerinde orta okul müdürü, ilçe öğrenci işleri bölümünün idarecisi olarak görev yapar.
1953-54 yıllarında Kazakistan Devlet Üniversitesi’nde asistanlığa başlar. 1955 yılında tekrar çıkmaya başlayan “Kazak edebiyatı” gazetesine redaksiyon sorumlusu olarak çağrılır. 1959 yılına kadar edebi çalışmalar ve tenkit bölümünün yönetmeni görevinde bulunur. Tenkit türünde çok başarılı çalışmalar yapan R.Berdibay, bu yıllarda Kazak dili, terminoloji, ana dili eğitimi, edebi mirasın geleceği konusunda birçok makaleler yazar ve gündem yaratır. Neticede Kazakistan Kominist Partisi Merkez Komitesi tarafından dil, edebiyat, edebi miras hakkında 1956-57 yıllarında birçok kararlar alınır. Ama zaman rüzgarının adaletsiz esmesine bağlı olarak Berdibay da parti üyeliğinden çıkartılır. “Milliyetçi” suçlamasıyla sürgüne gönderilir. Onun milli planlamadaki sosyal hizmeti, yararlı düşüncelerini bir araya toplayarak kalıplaştırması bu yıllarda başlamıştı.
1959 yılından itibaren bu güne kadar R.Berdibay Kazakistan Milli İlim akademisin ilmi çalışanı, uzman ilim adamı, bölüm başkanı görevlerini yürüterek gelmektedir.. İlk planlama yıllarında Kazak ansiklopedisinde sorumlu genel sekreter olarak çalıştı. (1968-70 yıllarında.) Şimdi “Kazakistan Cumhuriyeti Milli İlim Akademisi M.Avezov Edebiyat ve Sanat Enstitüsü” ile H.A.Yesevi Uluslararası Kazak-Türk Üniversitesi’nin “Kazak Edebiyatı” bölümünü yönetiyor.
R.Berdibay 1961 yılında “Kazirgi Kazak romanındağı syujet probleması” (Günümüz Kazak romanında konu problemi)teziyle doktorasını, 1970 yılında ise “Kazak Romanlarının Teori Problemleri”yle ilgili de ilmi doktorluk tezini savundu. Profesör, Kazakistan ilmine emeği geçen, cumhuriyete emeği geçen kültür hizmetkarı unvanlarının sahibi oldu. Ş.Valihanov İlim Akademisi’nin “akademik” unvanına sahip olan Berdibay , Uluslararası C.Aytmatov Akademisi’nin ve Türk Dil Kurumu’nun değerli üyesi olarak saygı görmektedir.
R.Berdibay, Kazak Sovyet edebiyatının her türündeki eserleri hakkında tenkit makalelerini yazdı, gündem yarattı, bunların içinde özellikle Kazak romanını derinlemesine inceledi, Kazak edebiyatı, Kazak edebiyatı ile dünya edebiyatının ilişkisi konusunda cesur yazılar yayınladı.
- Berdibay,1973 yılından itibaren folklor sahasında araştırmalar yapıyor. Epos, şairler tartışması, ağıt ve ozan geleneğine ithaf edilen önemli monografiler yazdı. O, son çeyrek asırda Kazak ağız edebiyatı araştırmalarına rehberlik edip Kazak folklorcularının önderi durumuna geldi. Onun belli sahalardaki eserlerinden bazıları İngiliz, Rus ve Türk dilinin kolları olan Özbek, Kırgız, Türkmen, Tatar, Nogay ve Türkiye Türkçesi dillerine tercüme edilerek basıldı.
Kazak Edebiyatı ile folklorunun rehber uzmanı olarak Moskova, Kazan, Ankara, İzmir, Sietl (ABD), Bakü, Aşhabad, Taşkent, Tibilisi(Tiflis), Elista şehirlerinde ilmi teori konferanslarında konuşma yaparak, Kazak halkını dünyaya tanıtmıştır. Rahmankul Ağamız, dünyadaki birçok milleti ve birçok gezilecek yerleri biliyor, tanıyor dememizin sebebi de budur.
R.Berdibay 30 yıldan fazladır toplumsal anlamda Almatı’daki Kazak Edebiyatı ve Sanatı Halk Üniversitesi’nin rektörlüğünü yaparak bugünlere geldi. Halk Üniversitesi’nde bu süre içerisinde Kazak halkının son iki bin yıllık tarihinin çok değerli abideleriyle, büyük hizmetleri geçen şahsiyetleri hakkında beş yüzden fazla ders verdi. Kazakların sözlü halk şairliği, ağıt geleneği, küy sanatı (halk ezgisi, name), eski müzik aletlerini benimsetmek, halkın arzularını bulma konusunda Halk Üniversitesi çok yararlı ve iyi işler başardı. Halk Üniversitesi’nde verilen derslerin teyp kasetlerine kaydedilenleri ciltlerce kitaba sığmayan değerli hazine olarak kabul edilmektedir. Berdibay ilim ve eğitim yönünden halka hizmetleri için Vavilov adında altın ödülü de almıştır.
Tenkitçi, edebiyatçı, folklorcu, Türkolog, gazeteci Berdibay, “Abay”, “Juldız”, “İslam âlemi” dergilerinin ve “Ana dili” gazetesinin danışma kurulu üyeliğinde bulundu. Onun danışmanlığı neticesinde yirmiden fazla aday doktora savunması yaptı. Onlarca eser onun redeksiyon yönetimi sayesine yayınlandı.
Hayatını dinlenmeden ve kalemini kurutmadan geçiren Berdibay’ı hatırladığımda benim aklıma Polonya halkının değerli yazarı Yuroslav İvaşkeeviç gelir. Büyük epope yazan yazar, Polonya halkının sosyal ve toplumsal hayatını, milli duruşunu araştırarak akşamları yayınlanan ”Almatı Akşamı” gazetesine özel makale yazmaya da vakit bulmuştur. Gazeteciler gazetedeki özel köşeyi boş tutup yorum yazarı için ayırırlar. İvaşkeeviç haftanın siyasi, sosyal, medeni durumunu yorumlayıp öz görüşünü makale olarak yazıp vermek için gayret sarf ediyor. Gazete, o gün yazarın makalesi gelmeden basılmazdı. Okuyucular gazeteden yazarın yorumunu daima takip ederdi. O yorumların, güzel söz mesleğinin yayın aktivitesine katkı sağladığı çok açıktı. Berdibay, halkın kaderi dendiğinde hiç de rahat uyuyamaz, edebi yazılar yazan altın vaktini böyle özel ve etkili yorum makalelerine harcıyordu. Kendisi için değil, halkı için. Bu davranış, milletini seven gerçek vatansever yazarın ve düşünce adamının davranışıdır.
R.Berdibay da halk kaderini koruma amacıyla “yukarı”(ilgililere) tarafa hep mektuplar yolluyor, basın yoluyla millet dili, milli birliği koruma, din birliği hakkında makale yazıp, Kazak radyosundan, televizyondan, hatta uzaklardan yayın yapan “Azattık” radyosundan konuşmalar yapıyordu.
Bazıları kendisi için hiç de iyi düşünmüyordu o yıllarda. Kendilerini başkalarından yükseklerde gören bu kaprisli insanlar Rahan’ın huzur vermeyen yazılar yazdığını, idealist ve fikirlerini karşılık beklemeden aktarıyor düşüncesiyle ona içten içe diş biliyorlardı. Berdibay da onların hoşuna gitmeğini aklından geçirmiyor değildi. Her şey yerli yerinde iken halkçı olup, makam önünde eğilen kişi tabii ki Rahan değildi. Doksan türlü söyleyip, irice ense büyüten kişiler Rahansız da yeterliydi. Onların çoğalan ve büyüyen tiplerini, Rahan “KÖZKAMAN”(1) diye isimlendiriyor.”Közkaman”,C.Aytmatov’un “MANGÜRT” (Mangurt)undan sonra karşılığı bulunan büyük bir buluntu terimdir. Meslektaş olduğumuz için biliyoruz, bugünlerde kendi halkına karşı çalışanlara milletinin maneviyatını zayıflatan oburlara Türkiye’de “Közkaman” diyorlarmış. İşte, R.Berdibay’ın dilimize getirdiği bir güçlü terimin yayılma sahası ve kullanma durumu böyledir.
Bizim bazı hevesli gazeteciler rütbe düşkünü bakanı ya da ondan az da olsa yukarıda olan, halk için hiçbir şeyi bitiremeyen insanları büyük gösterip “Toplum Emektarı” diye adlandırmaktadırlar. “Memleket emektarı” dese belki kabul edilebilir. Hayatını kaybeden insanlardan bazılarının mezarlarına da böyle “Cömert” yazılar yazılıyor. Belki anlayışsızlık belki de iradesizlik…Emektar olmak…Düşünceyledir! İnsanın düşüncesi emektar olmazsa, dış görünüşü nereden emektar olacak?! Devlet makamını sahiplendi mi yok mu? Ama Kazak halkı diye yaşayan oradaki Akan (Ahmet Baytursun),Jakan(Jüsipbek Aymavut)lar, buradaki büyük M.Avezov’la başlayan bir çok yazar, kendi edebiyatı için cezalı olarak zorluk çeken, sürgün edilen Beysenbay Kencebay, Esmuhammet İsmailov, K.Cumaliyev gibi sözünden dönmeyen bilim adamları önce toplumdaki fikir emektarı idi. Rahmankul Berdibay da bu geleneğin içinde eğitim almıştı. Bu geleneği devam ettiren fikir emektarıdır.
İşte, Rahmankul Berdibay’ın nefes nefese geçen ömür yolu…Bu, ilimde ekol yaratan ulama ömür yolu…Bu, halkının açtığı her bir geçide canla, başla ve gururla katılıp kendi toplumunun eksik attığı adımına yüreği sızlayarak üzülen, genç memleketin gelişme yolunu sezgiyle ve titizlikle takip eden toplum aydınının anlamlı yolu.
Kutsal sayılan Türkistan topraklarında dünyaya gözlerini açan R.Berdibay, hayatın büyük yollarından geçerek önce “Halkın oğlu” daha sonra da “Alaş” vatandaşı unvanını taşıyan değerli bir insandır. 1945 yılında başlayan yayın hayatından onun kaleminden çıkıp bugüne ulaşan 30 kitap, 500 den fazla da makale bulunmaktadır. Her türde yazılarak ilgili adreslere ulaştırılan mektupları ise bir cildi aşmıştır herhalde.
Değerli âlim Berdibay çok kabiliyetlidir. O, ilk önce edebiyat tarihçisidir. Onun kaleminden çıkan dünyaların (eserlerin) sayısı çokçadır. Kazak edebiyatını araştırma okulunu oluşturan elbette ki, Prof.Dr. Beysenbay Kenjebayoğlu’dur. İşte bu yeniliği, koşturarak, başını yastığa koymadan takip edip insanlara öğütleyip edebiyat tarihçisi unvanına kavuşan da Rahmankul Berdibayev’dir. Edebiyatımızın eski dönemlerinden 20.yüzyılın 30.yıllarına kadarki dönemlerini bölüm bölüm ele alıp, mesele yapıp bazı edebi türleri özel olarak inceleyip yine çok özel monografik dengeye ulaştırdı.
R.Berdibay, aynı zamanda araştırma okulunu kalıplaştıran ünlü bir folklorcudur. Gençliğinde şimdiki edebiyat tenkitçisi, araştırmacı olarak yetişen Rahmankul’un 40 yaşında folklora yönelmesi doğru karardı ve cesurcaydı. Alimin çalışkanlığı, dünyayı tanıma ve algılamadaki genişliği, araştırmacılığı, bütün bu özellikleriyle edebiyat, dil, tarih, etnografyadan oluşan folklorculuğunu ilerletti. Berdibay’ın bu sahadaki eserleri kendimizde de, yabancı ülkelerde de büyük değer sahibidir. Biz sadece onun bir yönünü bölüp alarak süslemeye çalışıyoruz. R.Berdibay bugün sadece kendi eserlerinden sorumlu bilim adamı değildir. O yana baksak bütün Türk dünyası, bu yana baksak Kazak folkloru için sorumluluk taşıyan ve bilinen bir değerdir. Bu onun aynı zamanda da uluslararası bir değer olduğunun kanıtıdır. “Kazak Eposu”, “Epos – El Kazınası”(Destan- El Hazinesi), “Epos Muradı” adlı monografileri onu destan temelini oluşturan bir dengeye ulaştırdı. Bu özelliği Türk dünyasında kabul edilmiş bir üstünlük olsa gerek. Rahan’ın bu sahadaki hizmeti bazen değerlendiriliyor bazen de değerlendirilmiyor ama Türk dünyasında bu eserler metodolojideki örnekliği açısından ne kadar önemli ve en önde olduğu bilinmektedir. Folklor ilminin özel bölümündeki danışmanlık ve rehberlik hizmeti ise oldukça verimli olarak gözükmektedir.
“Kazak folklorunun Topolojisi”, “Folklor Sındığı”(Folklor Gerçeği),”Kazak Folklorunun Tarihi Seyri” R.Berdibay ismiyle doğrudan ilintilidir.
Söylediğimiz gibi Berdibay, roman araştırmacısıdır. Folklorda, epos nasıl danışman türse, yazılı edebiyatta da roman öyle danışman türdür. Sovyet devri romanları, Kazak tarihi romanlarının araştırılmasında bu bilim adamı büyük bir rol oynamıştır. “Kazak romanı”, “Roman ve zaman”, “Kazak tarihi romanı” adlı monografileriyle hala güncelliğini korumaktadır. Bu eserler bugün roman araştırmacılarına medodikalık bir rehber, öğrencilere ise büyük bir destek ve temel kaynaktır.
Bütün bunlara devam olarak söylersek, R.Berdibay, bir Muhtar Avezov uzmanıdır yani Muhtartanımcıdır. Bu büyük değerle zamandaş olmasının yanında öğrenci olarak ders almışlığı da vardır. Avezov’un edebi dünyasına ilginç yaklaşımlar gösterenler oldukça fazladır. Birileri adamı övüyorlar, birileri adamın adıyla övünüyorlar. Berdibay bu büyük yazar hakkında henüz hatıra yazmadı. Hatıra, araştırma konusunda söyleyecek düşüncenin bittiğinde başlanır. Oysa Berdibay hala bu konudaki araştırmalarını devam ettirmektedir. ”Muhtar Şını-Muhtar Gerçeği” Monografisine kadarki çalışmaları yenilikçi eserlerine örnek teşkil eder.
Edebiyattanım ile folklor ilimlerinin her sahasında çalışan, her sahasında eserler vererek günümüze kadar gelen R.Berdibay’ın ikileme düşmeden, şaşırmadan yazması, kalemini nereye yönlendirse de oradan adeta yarıp çıkması, düzenli yazmasının sırrı olsa gerek.
Bunun ilk sebebi, önce ansiklopedi biliminde önder olması. Bugünlerde ansiklopedici âlim olarak kalıplaşması. Bu zorun da zoru olan bir görevdir. “Berdibay’ı bu yüksekliğe çıkartan ne?” sorusuna en doğru cevap şu olmalıdır: Takipçilik ve Metodoloji. Berdibay, en son metodolojiyi idare eden alimdir. Metodoloji ilminin kilididir adeta ve o kilidin anahtarı da kendi elindedir.
Hem metodolojiyi geliştiriyor hem de gençlere rehberlik yaparak metodoloji konusunda makaleler yazarak onlara önderlik yapıyor.
R.Berdibay’ın vatanseverliği hakkında az şeyler söylenmedi. Çağdaşlarının söz birliği etmişçesine hep bir ağızdan “Rahan’ın Vatanperverliği” hakkında konuşması ilginçtir. Bu düşüncenin sık sık tekrarlanması da hakikatin işareti olsa gerek. O’nun en büyük özelliği de halkı için yaptıklarını “Boynumun borcudur.” anlayışı içinde yerine getirmesidir. Bunun en büyük delili de “Almatı Şehri Halk Üniversitesini” 30 yılı aşkın bir süre ücretsiz olarak yönetmesidir.
Samimiyetin başlangıcı, dahiliktir! Dahilik pınarı ise hocalık terbiyesinden geçer. R.Berdibay hocalık terbiyesini elinde ve yüreğinde sıkıca tutan insandır. Hocalığına tek söz bile getirmeyen bir değerdir o. Kendi dengesinde bulunan büyük âlimin önündeki hocaları A.Margulan’ın “Ejelgi Jır Anızdarı”(Eski Destan Menkıbeleri) (1985), B.Kenjebayoğlu’nun “Edebiyat Belesteri” (Edebiyat Aşamaları)(1987), Komratbaev’in “Kazak Eposu Jane Türkologiya” (Kazak Destanı ve Türkoloji) (1987) adlı eserleri öz araştırmalarından bile önce ele alıp kendi edebi süzgecinden geçirerek aydınlığa çıkmasına, yayınlanmasına öncülük etti. İşte bunun adına kişilik ya da insanlık denir!
Bütün Türk Dünyası için değerli bir bilim adamı olarak kabul edilen Rahmankul Berdibay’ı bir makaleyle anlatmak ya da tanıtmak elbette mümkün değil. Bizim dile getirmek istediğimiz konu, bu büyük bilim adamının sanat ve insani özellikleridir. Gün geçtikçe bu değerli alim daha da büyümektedir. İşte geleceğimize kaynayan emek körüğü!
Türkistan-1997
Çevirmen notu: Rahmankul Berdibayev bu yazının hazırlanması aşamasında rahmetli oldu. 2012 yılının 3 Nisan günü bu büyük bilim adamı uçmağa vardı. Uzun yıllar hem yüksek lisans hocam hem tez danışmanım hem de çok saygı duyduğum bir büyüğüm olarak tanıdım onu. Kazak folklorunun köşe taşlarından biridir. Sağlık durumum nedeniyle cenazesinde bulunamadığım için hala üzüntü duymaktayım.
Ruhun şad olsun Korkut Atam…!