Şahver ÇELİKOĞLU
Allâh’ın “Kulu”nu Sevmesi
Makdîsî (k.s) Hazretleri muhabbetullah konusunda Allah Teâlâ’nın kulu sevmesini şöyle tavzih buyuruyor:
Allah Teâlâ, kulunu seviyor, kul da O’nu seviyor, diyoruz. Aslında Allâh’ın kuluna olan muhabbeti, O’nun genel ifâdesi içerisinde, özel bir özellik taşımaktadır. Normalde, Allâh’ın irâdesi, irâde ettiği-dilediği her şeyi, yâni sevgi, nefret, rızâ, öfke gibi her şeyi kuşatmıştır; geneldir. Bunların hepsi de “İlâhî irâde”ye bağlıdır. Allâh’ın irâdesi ise birdir-tekdir; ilâhî irâdede görülen bu çeşitlilik, irâde olunanların-dilenen-istenenlerin çeşitli olmasından kaynaklanmaktadır.
Allâh’ın yüce irâdesi, kulunu bağışlamaya yönelikse “rahmet”, cezâya yönelikse “gazap” diye adlandırılır.
“Rahmet” ile “muhabbet” arasındaki fark şudur: Rahmet, iyilik etme, ikrâm etme irâdesidir. Muhabbet ise, yakınlık ihsân etme, yüksek kılma irâdesidir.
Bâzıları demiştir ki: Allâh’ın (c.c) kuluna muhabbeti demek, o kulunu medhetmesi demektir. Şu halde Allâh’ın kuluna olan bu muhabbeti “ezelî”dir. Çünkü Allah Teâlâ’nın övmesi, medhetmesi demek, O’nun sözü demektir. O’nun sözü ise O’nun kelâmı demektir. Allâh’ın kelâmı ise ezelîdir.
Bâzıları da şöyle demiştir: Muhabbet, Allâh’ın fiîlî sıfatlarındandır. Zîrâ, Allâh’ın ihsânı kulunadır… Kulu ise, sonradan yaratılmıştır. Öyleyse Allâh’ın, kuluna olan muhabbeti de sonradandır.
Bâzıları ise arada kalarak şöyle demiştir: Muhabbet, Allah Teâlâ’nın bize bildirdiği ama akıl ile mâhiyeti bilinemeyen sıfatlardandır. Ne olduğu ve nasıl olduğu akıl ile kavranılamaz…
Kulun Allah Teâlâ’yı Sevmesi
Kulun, Rabbine olan muhabbetine gelince… Bunu açıklmaya kelimeler yetmez. İnsan bunu hakkıyla dile getiremez. Çünkü, bu muhabbet kula, bütün lezzetleri unutturur, sâhip olduğu ne varsa hepsini dağıttırır, isteklerini sevgilinin istekleriyle isteklendirir… Çünkü, sevgilinin istediğinden başka bir isteğe sâhip değildir.