Kutadgu Bilig’te bizim töremizin değişmez prensipleri anlatılır. Bu prensipler könilik (adalet), uzluk (faydalılık), tüzlük (eşitlik) ve kişilik’tir (insanlık). Bunlar genel olarak unutulmuş gitmiştir. Bizim okumuşlarımız Liberté, égalité, fraternité’yi bilirler belki. Töre ve irfan arayacaksanız köylerinde, kasabalarında arayacaksınız Anadolu’nun.
Seydişehirli İsmet Yavuz servetini ve mesaisini ağaç dikmeye harcadı. Hollanda ve Avusturya’da yıllarca çalışan İsmet Bey Seydişehir’in Saraycık köyüne döndükten sonra 10 bin ağaç dikti, dağlara çeşmeler yaptırdı. “Orman aşkı var bende” diyordu. Çekilen bir videoda “devlet yetkilileri beni sahiplenmiyor ama yardımcım beni sahipleniyor” diye eşeğini gösteriyordu. İki yıl önce 81 yaşında vefat etti ve Saraycık’ta defnedildi.
Sungurlulu Mehmet Kurman namı diğer Çakır Dayı yirmi küsur yılda 200 binin üzerinde ağaç dikti. “İnsanların bana yapacakları en büyük yardım dikilen ağaçlara zarar vermemeleri. Onlar benim evlatlarım gibi. Ben bunları dikerken, büyütürken hep sevgi ile bakıyorum” diyen Mehmet Kurman dört yıl önce 89 yaşında vefat etti ve Sungurlu Karşıyaka mezarlığına defnedildi.
Emekli matematik öğretmeni Rahim Demirbaş Konya’nın Ereğli ilçesinin çorak ovalarında 18 yılda 32 bin ağaç dikti. “Burası Türkiye’nin en gariban toprağı, burası orman olursa Türkiye’de orman olmayacak yer yoktur diye düşündüm” diyor. Kızı arkadaşlarının kendisine “baban deli mi” diye sorduğunu söylüyor.
Hayrettin Karaca da orman dede idi değil mi? Memleketimizde birçok orman dedeyle karşılaşabilirsiniz. Orman nineyle de karşılaşabilirsiniz. Anadolu irfanının bir tezahürüdür onlar. Folklorik – halkbilime dair üzerinde çalışılması gereken bir olgu diyebiliriz. Orman dede bizi derin düşüncelere gark etmeli. Yaşasın könilik ve tüzlük, yaşasın uzluk ve kişilik… Yaşasın hürmet… Yetkililer İsmet Yavuz’u ve Mehmet Kurman’a hürmetlerini göstermeliydi. Hâlâ sağ iken Rahim Demirbaş’ı onore etmeliyiz.