Aşık Pervani -5

Pervani Ağabey elinde saz ile Anadolu’yu gezmeye çıkar. Erzincan’da bir kahvede saz çalar. Bir aşığın geldiğini duyanlar da gelince müşterisi çoğalan kahveci çayın bardağını beş kuruştan yirmi beş kuruşa çıkarır.
Bir vatandaş da Pervani Ağabey’e gelir, Güllühan adında bir badeli aşık yeğeninin olduğunu ve kendisiyle karşılaşma yapmak istediğini söyler. Pervani bu teklifi reddeder ama etrafın ısrarı ile kabul etmek zorunda kalır. Biraz sonra karalar giymiş, elinde saz ile bir kız gelir. Sazını açar. Kahveci kıza kahve getirir, Pervani’ye de çay. Sonra karşılaşma başlar.
Güllühana’a bakar, ona kahve, kendine çay verdiklerine içerler, sonra eline sazını alır Aşık Pervani söyler önce;
Her olur olmaza vermem selâmı,
Asla zat olup da soy olmayınca.
Ben de her güzele gönül bağlamam,
Servi boyu gibi boy olmayınca.
Her olur olmazdan çekemem hayı,
Aşıklar okurlar ilm ü imlâyı,
Ona kahve verdiz, bana da çayı,
Ağam bayram, düğün, toy olmayınca.
Ben şaşarım cahillerin işine,
Yazılan takdirler gelir başına,
Nazar etmem kirpiğine kaşına,
Ol kalem kaşları yay olmayınca.
Pervani söylerim tatlı lisanı,
Her insan bulamaz yolu erkanı,
Her olur olmaza vermem nişanı,
Yusuf Züleyha’ya tay olmayınca.
Aşık Güllühan da anında cevap verir, alır sazını eline söyler Pervani’ye;
Dinle bu sözümü Aşık Pervani,
Cim harfi başında bay demiştiler.
Bana kahve lâzım, sana da çayı,
Sen gibi miskine çay demiştiler.
Hemi oturup da geçme karşıma,
Abdal olup düşme benim peşime,
Ne takarsın kirpiğime kaşıma,
Kalem kaşlarıma yay demiştiler.
Sana çektirelim ah ile zârı,
Namerler bağını yiyemez barı,
Ziyamız aksatır şems ü kameri,
Şems ü kamer için ay demiştiler.
Güllühan’ım sana vermem meydanı,
Biraz sonra edeceksin figanı,
Senin öğdüceğin Yusuf Kenan’ı,
Yusuf’u Züleyha’ya tay demiştiler.
Sonra atışma başlar ama çok uzun sürecek bir atışma olur bu. Birazını yazalım. Önce Güllühan bir ayak açar;
Güllühan;
Gel seninle biz açalım burda aşık meydanı,
İsmine İsmail derler, mahlasındır Pervani.
Elinden badeyi verdi sevdiceğim Pinhani,
Pinhani’nin sevgilisi Güllühan derler bize.
Pervani;
Gel seninle ey güzel edelim hali beyan,
İsmine Ayşe derler, mahlasındır Güllühan,
Bir güzele aşık oldum sevdiceğim Nazlıhan,
Nazlıhan’ın sevgilisi Kul Pervan derler bize.
Güllühan;
Abdal olma çocuk bunda çekemem kayguları,
Nerde aşık görürsem veririm arzuhali,
Parçalarım meydan içre sen gibi serçeleri,
Kırarım kolun kanadın aç arslan derler bize.
Pervani;
Zerrece yoktur endişem, yardım eder pirimiz,
Resul-i kibriya Ahmet, yaratan Seddar’ımız,
Ebubekir, Ömer, Osman, Aliy’ül Haydar’ımız,
Ehl-i aşkın dergahında devrişan derler bize.
Güllühan;
Bana derler tabip başı, dertlerin kimyasıyım,
Dört kitabın hafızıyım, otuz şerh bendesiyim,
Tükenmeyen kudretim var, ol muhit deryasıyım,
Kudretinden coş eyleyen, bahr- umman derler bize.
Pervani;
Hizmet ettim himmet pire, Hakk’a gider yolumuz,
Okudum aşkın kitabın, imla seçer dilimiz,
Her tarafta söyleniyor kalmakalımız,
Aşıkların arasında şah-ı merdan derler bize.
Güllühan;
Güllühan’ım burda sana çektirem cevr ü cefa,
Okudum yüz dört kitabı, onu eyledim ifa,
Eldeki lâl ü gevheri gösterelim sarrafa,
Sarrafına takdim olunan lâl ü mercan derler bize.
Pervani;
Der Pervani, hiç solmuyor bizim gonca gülümüz,
Almışız pirden himmeti, kuvvetlidir kolumuz,
Temeline türab derler, nurdandır ecdadımız,
Gece gündüz dost el’ne giden kervan derler bize.
Açılışı “divan” ile yapıyorlar. Divan, 8 + 7 = 15 heceli. Öyle kolay değil konudan çıkmayacaksın aynı kafiye düzenini bozmayacaksın ve söylenen kıtaya cevabın olacak. Bunu da saz elinde hemen, anında yapacaksın. İlk kıtada Aşık Güllühan sevdiğinin adını ve kendi adını söylüyor, Pervani aynı şekilde cevap veriyor. Güllühan’ın arslanına Hz. Ali ile cevap vermek her babayiğidin kârı değil. Bütün kıtalar birbirinden güzel.
Sonra birbirlerini taşlamaya başlıyorlar. Bir kaç kıta yazayım ondan da. Güllühan başlıyor gene;
Güllühan;
Çocuk benim ile girme kavgaya,
Götürüp yabana atarım oğlan.
Eğer benimle girersen meydana,
Vurup avurtların yırtarım oğlan.
Pervani;
Güzel benim ile etme kavgayı,
Seni beş paraya satarım güzel.
Senin güvendiğin Ağrı Dağı’nı,
Akıl kantar ile tartarım güzel.
Güllühan;
Çocuk bana karşı yapma bu hali,
Seninle yaparım bu kalmakalı,
Arkana palan, ayağına nalı,
Çakar çobanlara katarım oğlan.
Pervani;
Kelâm konuşalım bu lisan ile,
Aşıklar dolanır pak vicdan ile,
Misafir eylersen ağer, sen ile,
Bir gece güveyi yatarım güzel.
Güllühan;
Güllühan’ım sana edem figanı,
Sana yedireyim çavdar samanı,
Bir kendini söyle, beş defa beni,
Seni bir tel ile tutarım oğlan.
Pervani;
Pervani’yim Hak yolunu anarım,
Düştüm firkat(-ı) nara böyle yanarım,
Darılırsan kızar ise sinerim,
Demir kazık ile dürterim güzel.
Aşık Murat Çobanoğlu Kars’ta “arkası yarın” diye hikâye anlatıyormuş. Bir kamyoncu da her gün heyecanla bekliyor hikayenin devamını. Ama bir gün dayanamamış “Arkadaş, buraya yük getirdim döneceğim. Hikayenin sonunu merak ediyorum, tam on dokuz gün oldu bitmedi. Bitir de yolumuza gidelim” demiş ya.
Yazar
Mehmet Ali KALKAN

Eskişehir'de doğdu. Eskişehir Gazi İlkokulunu, Tunalı Ortaokulunu, Motor Sanat Enstitüsünü ve Çukurova Üniversitesi Mühendislik Bilimleri Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümünü bitirdi (1980). Bir müddet Eskişehir Belediyesinde ... devamı

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen