Aşık Pervani Ağabey dik bir insandı. “Sözünü dudaktan, gözünü budaktan” sakınmazdı. Doğru bildiğini her mekânda söylerdi.
1990 lı yılların başında DYP- CHP koalisyon hükümeti kuruluyor, Süleyman Demirel de başbakan. Pahalılık almış başını gitmiş, suistimal, hayali ihracat, yolsuzluk yapanlar var. Aşık Pervani Ağabey bir şiir yazıp Süleyman Demirel’e gönderiyor. Diyor ki;
“Muhterem İnönü, sayın Demirel,
Verdiğiniz sözde durmaz mısınız?
Tükendi sabrımız kalmadı mecal,
Halkın feryadını duymaz mısınız?
Zam yaptınız ekmeğine, çayına,
Yazık oldu bu milletin oyuna,
Yorgan gitti, kavga bitti neyine?
Hırsızın üstüna varmaz mısınız?
Kulak verin bu milletin sesine,
Fakir aç gezermiş neyin nesine?
Ne yaptınız Bağ- Kur emeklisine?
Sosyal adaleti kurmaz mısınız?
Hayali ihracat, yolsuzlukları,
Çalışmadan para kazananları,
Yetimin hakkına el atanları,
Çalanlardan hesap sormaz mısınız?
Devlet kasasını talan edenler,
En kısa zamanda köşe dönenler,
Milletin malına el uzatanlar,
Uzanan elleri kırmaz mısınız?
Pervani der hak yerini bulacak,
Çalanların yanına mı kalacak?
Sormazsanız Allah sizden soracak,
Yaptığınız yeminde durmaz mısınız?”
Şiir Başbakan Süleyman Demirel’in eline ulaşıyor. Aşık Pervani’ye bir bayram kartı gönderiyor ve şiir için de teşekkür ediyor.
Aşık Pervani Konya Aşıklar Bayramında şunu okuyor;
“Doğu Karadeniz aşıklarıyız,
Bülbül gibi ötmesini biliriz.
Aşk-ı muhabbetin faikleriyiz,
Lâl ü gevher satmasını biliriz.
Hak aşıklarıyız Çoruh ilinin,
Bin bir nağmesi var sazın telinin,
Aşıklar beşiği Yusufeli’nin,
Her ayaktan gitmesini biliriz.
Aba giyer, gezer devrişan gibi,
Zülfikar takınır aç arslan gibi,
‘Allah Allah’ deriz pehlivan gibi,
Her meydanda tutmasını biliriz.
Pervani coşarız saza söyleriz,
Eğriyi, doğruyu yüze söyleriz,
Her mânâyı çöze çöze söyleriz,
Akıl ile tartmasını biliriz.”
O yıl “Atışma Dalı”nda birinci oluyor Pervani Ağabey. Karşısına çıkardıkları genç bir aşık lâf söylemekte biraz haddini aşınca kırılıyor Pervani Ağabey. Bir daha da Konya Aşıklar Bayramı’na gitmiyo