Yar. Doç. Dr. Süleyman FİDAN
Grafiker Yayınları, 2. Baskı, Ankara, 2017, 381 Sayfa, ISBN: 978-605-9247-82-5
Erhan KARAOĞLAN
Kültürü, klasik bir tanım ile insanların geçmişten günümüze gelenek hâlinde aktardıkları yaşayış biçimlerinin toplamıdır, diyerek açıklayabiliriz. Mûhtelif araştırmacıların kültürün tanımı ve kapsamı ile ilgili yapmış olduğu araştırmaların zengin olduğunu belirterek; kültürün, gelişen teknolojinin temelinde ortaya çıkan modernizm ve popülerizm gibi süreçlerin karşısındaki vaziyeti ve aktarımı ile ilgili araştırma sahalarının nispeten de olsa bir döneme kadar bâkir kaldığını üzülerek ifâde etmek isteriz. Ancak, özveri, emek ve büyük bir özenle hazırlanmış ilmî çalışmalara hâsret kaldığımız şu günlerde, bu sahadaki boşluğu dolduracak, önemli bir eserin yakın zamanda yayınlandığı haberini sizlere de duyurmak isteriz. “Âşıklık Geleneği ve Medya Endüstrisi” ismiyle yayınlanan eserimiz, Yar. Doç. Dr. Süleyman Fidan hocamızın alanında yetkin olarak kaleme almış olduğu bir eserdir. Doyurucu bilgilere sahip olmakla beraber, kültürel politikalarımızın milenyum çağında işleyişine dair de bir el kitabı olmak gibi bir öneme sahiptir eserimiz. Mûhteva olarak ise radyonun icâdı ile başlayarak, televizyonun icâdı ile daha da gelişmeye devâm eden medya endüstrisi zemininde, kültürümüzün soyut hazinesi olan ’’ Geleneksel Müziğimizin,’’ bu temâdaki serüveni üzerine aktarılan bilgilerle sıkça karşılaşmaktayız.
’’ Kültür Endüstrileri Ve Âşıklık Geleneği İlişkisi,’’ ’’ Radyo,’’ Sinema,’’ ‘’ Televizyon,’’ ve ’’İnternet,’’ olmak üzere, beş bölüm üzerinden eserimiz incelenebilir. Bu bölümlerden aşikâr olduğu üzere, kültür araştırmacıları yanında, Türk halk müziği araştırmacılarına da ışık tutacaktır. Eserin giriş bölümünde gelenek ve geleneğin aktarımı ile halk şiiri ve müziği bünyesindeki zengin kaynak taramalarıyla elde edilen bilgiler, eserin ne derece geniş kapsamlı hazırlandığını da göstermektedir.
Yer yer çarpıcı sosyolojik tespitlerin bulunduğu eserimiz, geleceğin modern meslekleri (yutubırlık gibi..) karşısında halk kültürü ve âşıklık geleneği; sinemanın ve televizyonun işlevi vasıtasıyla aktarılan halk kültürü ve âşık geleneği gibi konular üzerinde de zihin açacak bilgileri sunmaktadır. Bir misâl ile; ’’Ön plânda olan ve yoğun bir şekilde tüketiminin teşvik edildiği popüler kültür alanları yanında nicelik olarak küçük kültür kümeleri de vardır. Alt kültür olarak adlandırılan kültür çevrelerinin ön plânda olduğu bu katmanın üstünde ise halk kültürü yaşanmaya/ yaşatılmaya devam etmektedir. Yani dairelerin üst kesiminde baskın kültür-resmî ideolojik kültür-popüler kültür sınırları belirsiz, birbiri ile harmanlanmış bir şekilde varlığını sürdürürken içe doğru ikinci kısımda halk kültürü ve en üst katmanda ise küçük kümeler hâlinde alt kültürler- uç gruplar şeklindeki iç içe geçmiş halklarla durum resmedilebilir. Bu ’’geçirgen’’ daireselleşmeden anlaşılacağı üzerine toplum hayatında popüler kültür tek başına değildir. Esasen hedefi, orta sınıf ve orta sınıfa daha çok hitap eden halk kültürü olmakla birlikte halk kültürünü orta katmanda geniş bir zeminde yaşama alanına mani olamamaktadır. Dolayısıyla halk kültüründen/ âşıklık geleneğinden de yararlanan, geniş bir zeminde etkili olan popüler yararlandı diye geleneksel kültürün zarar gördüğünden, tükendiğinden bahsedilemez. Zemin değerlendirildiğinde halk kültürünün (dolayısıyla geleneksel müziğin) de yaygın bir şekilde üretilmeye, yaşatılmaya, aktarılmaya devam ettiği görülmektedir.’’ [1]
Hâsılı, yakın dönem âşıklarının tümünün isminin anıldığı ve derin araştırmaların yapıldığı eserin, halk kültürünün önemli parçalarından geleneksel müziğin medya karşısındaki serüvenini ilmî temellerle anlatarak, Türk İlim hayatına büyük bir katkı sağladığı kanaatimizdir. Eserin okunması ve üstünde daha detaylı incelemelerin yapılmasını temenni ederiz. Böyle bir eseri okuyucuya sunun Sayın Yar. Doç. Dr. Süleyman Fidan Hocamıza da verdiği emekler mukabilince şükran duygularımızı dile getiririz.