“Asıl büyük tehlike; kıtlık ve açlıktan ülkemize sığınacaklarla gelecek bunda kimsenin şüphesi olmasın.”
Başta Afganistan olmak üzere birçok Afrika ülkesi kıtlık ve açlık sonucu akın, akın bize sığınacak.
Kim bilir belki de bunu sezdikleri için ülkemize güvenlik bahanesiyle şimdiden yerleşmeye çalışıyor olabilirler.
Giderek artan nüfus, savaşlar, azalan kaynaklar, küresel iklim değişikliği ve bunlara ilaveten bir de israf eklenince; dünyayı büyük bir kıtlık felaketi beklemektedir.
Günde Dört Milyon çöpe giden ekmek; açık büfeli otellerdeki yemek israfının yanında devede kulak kalır.
Otellerde bırakın tabaklardaki yemek artıklarını; tenceresine dokunulmamış yemekler çöpe gitmektedir.
Nasıl bir akıl ve mantıksa; bunlar hayvan barınaklarından hatta kendi personellerinden bile esirgenerek çöpe atılmaktadır.
Nerede kaldı nimete saygı?
Bu nesil kıtlık görmedi ama bu hiç görmeyecek anlamına gelmez.
Anam rahmetli biz çocukken şu yılan örneğini verirdi: “Yılan bile toprağı yalayarak tüketirmiş bitmesin diye”
Çocukluğumda ailemizin en yaşlısından dinlediğim yaşanmış kıtlık anılarını dinlediğimde tüylerim diken, diken olur.
Şimdi O dinlediklerimi yeni nesle anlatıyorum maalesef gülüyorlar; neresi komikse.
Bunu anlamak için illa kıtlık görmek mi lazım? Bu konuda; kitle iletişim araçlarına tarihi ve insani bir görev düşmektedir.
Kimin eli kimin cebinde ağırlıklı konuları içeren diziler yerine; gençleri gereksiz tüketimden koruyacak konulu dizi ve belgeseller yapın da aydınlansınlar. Umarım tüm dünya insanları bu tehlikenin farkına varır ve bir an önce kendi üzerine düşeni yapar.
Aksi halde bunu ne ceza ile ne de yasa ile önleyemezsiniz.