Hakan KURU
Aylak Kelimeler
Nilgün Dağ
Yayınevi Yayınları
1. Baskı, 2019
Ankara, 127 sayfa
Eser, kelimelerin peşinde koşan bir yazarın tasvir ve açıklama düzeyinde kaleme aldığı ve okura idrak, anlam ve değer bağlamında katkı sunan bir kavramlar kitabıdır. Eserde yalnızca zamana ve şartlara yenik düşerek insanımızın fikri, hissi ve fiili dünyasından uzaklaşmış ve tefekkür dünyasının dışına düşmüş kavramlar değil; aynı zamanda kahir ekseriyetin maruz kaldığı/ettiği [?] bazı kavramlar da yer almaktadır. Her hâlükârda yazar, kelimelere kendince can suyu vermekte ve zihinlerde kavramsal bir zenginliğe imkân sunmaktadır.
Eser, yazarın ilk kitabı olması hasebiyle midir bilinmez, “selâm” kelimesiyle başlamakta ve -kasti midir bilinmez- “belki, ama, neyse, keşke” bağlaçlarıyla sonlanmaktadır. Bazı kelimeler, zihni berraklaştırırken bazıları zihindeki boşluğu doldurmaktadır. Bazı kavramlar, aklı ve gönlü tazelerken bazıları sayesinde insan kendini inşa etmekte, varlığını biçimlendirmektedir.
Aylak Kelimeler kelimelerle konuşmak, duymak ve görmek için harikulâde bir eserdir. Anlama ve anlamlandırma açısından bir örnek teşkil edebilecek bu esere ve kıymetli yazarına kulak verelim. Şuur ve farkındalık seviyesi yetim kalmış okurların kendi Rönesanslarını başlatmalarına ve kendi aydınlanma çağlarına girmelerine rehberlik edecek bu kıymetli eseri okuyalım ve okutalım.
Eserden birkaç kelimeye değinmek gerekirse;
“Gönül” kelimesi “İnsanın manevi cephesi, sevginin memba, hissiyat kataloğu, rahmani sezginin mahalli olan, ilhamın, aşkın, sırların ve edebin merkezi, sevgilinin makamıdır. Aynı zamanda gönül, çelinebilen, yıkılabilen, kaptırılabilen ama kocamayandır. Bazen mekan, bazen iklim lakin her daim hazinedir.”
“Güç” kelimesini açıklarken ise şu cümleler oldukça vurucudur. “Neyin güç olduğunu belirleyen şey içince yaşanılan toplumdur. Bilen ile bilmeyenin ayrıldığı bir çevrede güç, bilgidir. Şiddetin belirleyici olduğu bir toplumda güç, kaba kuvvettir. Her yol mübah anlayışının olduğu bir ortam da ise güç, ilkesizliktir.”
“Talebe” kelimesini açıklarken ki şu cümleler ise öğrencinin hocasına bakış açısının nasıl olması gerektiğinin özü olarak nitelendirilebilir. “Talebe, hocasının izini süren, ondan ilim tevarüs, temellük ve temessül edendir.”