Dünyanın bilinen en eski kadın sivil toplum teşkilatı “Bacıyan-ı Rum“, yani “Anadolu Bacıları” dır. O dönemde Anadolu’ya Rum diyarı denmesi nedeniyle bugünkü Türkçe anlamında Anadolu Bacılarıdır. Anadolu Kadınlar Birliği anlamını taşımaktadır. Bacı kelimesi abla, kız kardeş anlamına gelmektedir. Bugün hala, bacı kelimesi Anadolu’nun her yerinde kullanılmaktadır.
İlme, sanata, ticarete ve ahlaka son derece önem verilen Ahilikte, kadının da sosyal ve ekonomik hayatta çok önemli yeri vardı. Kadınların teşkilatlanıp gelişmesi için Ahi Evrenin eşi “Fatma Bacı”,ya da “Kadıncık Ana”, dünyanın ilk kadın teşkilatı olan “Bacıyan-ı Rum”yani Anadolu Kadınlar birliğini kurmuştur.
Kayseri ve Kırşehir’de Ahiler tarafından kurulan sanayi sitesinde, hanımlara ait çalışma yerleri yapılmıştır. Teşkilata bağlı kadınlar bu sanayi sitelerinde el sanatlarını ve mesleklerini yapıyorlardı. Daha çok kilim ve halı dokumacılığı, ipek ve pamuk ipliği üretimi, dericilik, çadırcılık, keçecilik, nakışçılık, örgücülük, boyacılık işleri ile uğraşıyorlardı. Dokudukları halı, kilim ve ipekler Hıristiyan şehirlerine gönderiliyordu. Çeşitli kumaşlar imal ederek askerlere ve sivil halka da giysiler dikiyorlardı. Burada çalışan hanımlar mesleki, teknik ve ahlaki konularda eğitimlerini alıyorlar ve mili ve dini bilgileri hayatlarına kazandırıyorlardı. Bir taraftan bu eğitimleri alırken, aynı zamanda okuma yazma, silah kullanma, ata binme, misafir ağırlama ve yardımlaşma ile bilgileri öğreniyorlardı. Moğolların Anadolu’yu istilasında ve Kayseri şehrini kuşatmasında Anadolu Bacıları, erkeklerin yanında savaşmışlardır.
Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşması için Anadolu Bacıları çok gayret sarfetmiş, yüksek şuurla çalışmış ve büyük cesaretle hizmet vermişlerdir. Gerektiğinde düşmanlara karşı ülke savunmasında, eşlerinin yanında mücadele etmeleri için silahlı eğitim almışlardır. Türk kadını tarihin her döneminde kocasının yanında vatanı ve milleti için birlikte çalışmıştır. Kahraman Türk kadınının gerektiğinde her türlü fedakarlığı göze alacağının bir göstergesi olarak bu Anadolu Kadınlar Birliğini kurmuşlar, devletin sanat ve kültür, sosyal ve ekonomik alanlarda kalkınıp gelişmesi ve güçlenmesi için çok çaba sarfetmişlerdir.
En önemlisi Anadolu Kadınlar Birliği, toplum içindeki yardımseverliğin ve konukseverliğin öncülüğünü yapmışlar, ahlak ve doğruluk, merhametin gönüllere yerleşmesini sağlamışlar, Türk dilinin, dininin ve kültürünün hizmetkarı olmuşlardır. Ahilerin kadınlar birliği olarak yetim ve kimsesiz genç kızları himayelerine almışlar, eğitimlerine, evlenmelerine, ev sahibi olmalarına yardımda bulunmuşlardır. Fakir, kimsesiz, yoksul genç kızların evlendirilmesi, yolcuların yedirilip içirilmesi, sahipsiz ihtiyar ve hasta kadınların bakımı, kocası şehit olmuş, kimsesiz dul kadınların ihtiyaçlarını karşılamışlar, maddi sıkıntı çekenlere yardım eli uzatmışlardır. Anadolu’da aile temeline dayalı ve yardım eli uzatan bir kadınlar birliği olarak hizmet vermişlerdir.
En eski Türk tarih yazarı Aşıkpaşazade, Anadolu’da kurulan Ahilik teşkilatındaki sosyal müessese olarak belirttiği “Gaziyan-ı Rum”,“Abdalan-ı Rum”ve “Ahiyan-ı Rum”dan başka birde bunların yanında “Bacıyan-ı Rum”diye Anadolu Bacılarından bahsetmektedir.
“Ahiyan-ı Rum”,ahilik teşkilatına verilen isimdir. Anadolu’da esnafın birlik ve beraberliğini sağlayan, şehirlerdeki ticari hayatın gelişmesi için çalışan bir teşkilattır. Kendi içerisinde hiyerarşik bir düzene sahipti. Bu teşkilatta çırak-kalfa-usta ilişkisi ile gençlerin belli bir sanat ve meslek sahibi olmalarını ve ahlaki ve manevi yönden yetişmelerini sağlamaktadır. Ahilik teşkilatı, Anadolu’da şehirlerin ticari büyümesini sağlamış, ülke kalkınmasına katkıda bulunmuştur. Ahilik teşkilatında, sanatkarlar, zanaatkarlar, alimler ve kadınlar da bulunuyordu. Osmanlı Beyliğinin kuruluşunda büyük görev yapmışlar, Anadolu’nun Türk-İslam coğrafyası olamasın da, erkekler kadar kadınlar da rol almışlardır.
Sosyal, ekonomik, kültürel ve ahlaki ilkeleri ile Ahilik teşkilatı, kişilerin hak ve özgürlüklerine çok önem vermiştir. Ahilik teşkilatının erkek üyelerine“Eline, beline, diline sahip ol” yani “Hırsızlık etme, başkasının namusuna göz dikme, başkası hakkında konuşma”düsturunu benimsemiş ve yaygınlaştırılması için büyük uğraş verilmiştir. Yine Ahilik teşkilatında “Bacıyan-ı Rum”vasıtasıyla hanımlara da “Eşine, işine, ve aşına dikkat et” yani “Eşine yardım et, onu evine bağla, işine ve geçimine dikkat et”prensiplerinin uygulanmasını sağlamıştır.
Ayrıca Aşıkpaşazade verdiği bilgilerde Hacı Bektaş Veli’nin, Anadolu Bacılar Birliğinin anası Hatun Ana’ya yakın olduğu, onu saydığı ve ona bağlılığından bahsetmektedir. Vefat etmeden önce, gizli ilim ve kerametlerini Hatun Ana’ya gösterdiğini ve nesi varsa ona emanet olarak bıraktığını yazmaktadır. Hatun Ana birçok erenlerin anasıdır. Aşıkpaşazadede geçen Abdal Musa Fatma Ana’nın mürididir. Hacı Bektaş Veli Menakıbenamesinde Hatun Ana için “Fatma Bacı”, “Fatma Ana”,“Kadıncık Ana”diye geçmektedir. Hacı Bektaş Veli Anadolu’ ya ilk geldiğinde Ahilerin misafirhanesinde ağırlanmıştır.
Türk kadınlarının ortaya koyduğu bu faaliyet ve hizmet anlayışı, Orta Asya’dan beri devam eden bir gelenekle nesilden nesile Türk zevk, renk ve yardımseverliği aktarılmıştır. Birçok batılı araştırmacı ve gezginciler, tarihin o döneminde Anadolu da ki Türk kadınlarının bir araya gelerek bir sivil toplum örgütü kurmak suretiyle böyle bir faaliyet içinde olmalarına hayret etmişlerdir.
KAYNAKLAR
Galip Demirel-Osmanlı Devletinin Kuruluşu ve Ahilik- Ahi Kül.Arş.Yay.- İst. 2000
Prof. Dr. Mikail Bayram- Bacıyan-ı Rum, Anadolu Bacıları- Çizgi Kitabevi- Konya 2016
Prof.Dr.Muhittin Şimşek- Kalite Yönetimi ve Ahilik-Ahi Yönetim Danışmanlık Yay.İst.2000
Prof. Dr. Neşet Çağatay- Bir Türk Kurumu Olan Ahilik- Türk Tarih Kurumu- Ank. 1997
Y.Çalışkan-M. Lütfi İkiz-Kültür ve Medeniyetimizde Ahilik- Kültür Bak. Yay.Ank.1993
Doç. Dr. Ekrem Dönek – Ahilik – Kayseri Esnaf Ve Sanayi Oda Yay.-Kayseri.2000