Mehmet Emin BATUR
Doğu Türkistan’da 1990yılı Nisan ayı içinde vuku bulan BARIN hadisesini anlatmaya geçmeden önce biraz gerilere gitmekte yarar vardır. Çünkü BARIN Katliamı’nı Çin komünistlerinin Doğu Türkistanlılara karşı uyguladığı ne ilk ne de son katliamdır Hür dünya dediğimiz ülkelerin kayıtsızlıkları böyle devam ettiği sürece Kızıl Çın Emperyalistleri daha nice katliamlar yapılmaya devam edeceklerdir. Tarihe baktığımızda Çinli’ler devamlı olarak Doğu Türkistan topraklarını istila etmeye çalışmış, Doğu Türkistan halkı da buna karşı koymuştur. Bu karşı koymalar sonunda bir kaç defa da devlet kurmuşlardır.
1863 Bedevlet Yakuphan Devleti Rus ve Çin işbirliği ile 1877’de yıkılmıştır.
1933’de kurulan Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti yine 1934’de Rus ve Çin işbirliği ile yıkılmıştır
Onun ardından 1944’de Doğu Türkistan Cumhuriyeti ilan edilmiş bu devlet de uzun ömürlü olamamıştır.
1947′ de ilan edilen Cumhuriyette diğerlerinin akıbetine uğramış fazla sürmeden yıkılmıştır.
En son olarak da 13 Ekim 1949 yılında Çin’deki iç savaştan galip olarak çıkan komünist Çin yönetimi Doğu Türkistan’ı işgal etmiş ve böylece Doğu Türkistan için tarihinin en karanlık günleri başlamıştır.
Son zamanlarda sıkça karşılaştığımız bir soru şu olmaktadır.
” Doğu Türkistan’da silahlı mücadele varmıdır? Yoksa halk artık uğradığı zulmü kabullenmiş ve sadece hayatını kurtamakla mı yetinmektedir ?”
Evvela şunun çok iyi bilinmesi lazımdır ki, belki de dünyanın hiç bir ülkesinde Doğu Türkistan’daki kadar kararlı ve sürekli bir mücadele verilmemektedir. Fakat Çin yönetiminin son derece kapalı bir yönetim uygulaması sonunda dışarıya haber sızmamaktadır. Hatta şehir halkına bile duyurulmadan örtbas etmektedirler. Bu günün konusu olan BARIN hadisesi de önceden hasbelkader orada bulunmuş olan 2 Fransız turistin dışarıya olayı aksettirmesinden sonra dünya meselenin üzerine biraz olsun eğilmiş ve dolayısıyla söz konusu haberi genişletme imkanı elde etmiştir.
BARIN katliamı’nda bu ayaklanmalardan bir tanesidir ve sonuçları bakımından biraz daha ağırdır.
Kaşgar bilindiği gibi Doğu Türkistan’ın en eski ticaret merkezidir. Kültür seviyesi yüksek halkın büyük çoğunluğuda burada yaşamaktadır. Buranın halkı diğer vilayetlere oranla aktüaliteden biraz daha haberdardır.
Doğu Türkistan Türkleri arasındaki teşkilatlanmaların büyük çoğunluğu da burada
Başlamaktadır. Dolayısıyla Çin hükümeti bu vilayeti biraz daha sıkı denetim altına almıştır.
Kaşgar’a bağlı Aksu Nahiyesi’ nin Barın kazası Kızıl Çin yönetimince özel bölge ilan edilmiştir. Stratejik Bulunköl geçidine 25 km. mesafededir. Buraya özel izinle geçilir.
Doğu Türkistan’da faaliyet göstermekte olan Şarki Türkistan Partisi 3-4 yıldan beri hazırlıklarını sürdürüyordu. Kargalık Medresesi’nin kapatılmasından sonra kendilerine iş imkanı verilmeyen aydınların bir çoğu çeşitli yollardan buraya gelip teşkilatlanmışlardır.
Ramazan ayının 17. günü bir cami onarımı esnasında onarımına izin vermeyen Çinli askerlerin silahsız halkın üzerine ateş açması sonucu planlanandan önce bu ayaklanma başlatılmış oldu. Çinli askerlerden elde edilen silahlarla günlerce çatıştılar. Daha önceleri bu teşkilat üyeleri Ming-Bıng adı verilen sınır muhafız milisleri arasında büyük miktarda üye ve sempatizan toplamışlardı. İlk iş olarak başlarındaki siyasi komiserleri etkisiz hale getirdiler. Stratejik öneme haiz Kaşgar-Koşrap karayolu üzerindeki bir geçide hakim oldular, o yöne doğru gelmekte olan Çin birliklerini orada karşılayıp yok ettiler. Normal teçhizatlı askerleri ile baş edemeyeceklerini anlayan Çin yöneticileri bundan sonra ağır silahlara başvurdular.
Dağlara doğru yayılan mücahitler haftalarca son model muharebe silahları ile mücehhez Çin kuvvetlerine karşı koydular.
O günlerde Ürümçi televizyonunda Barın olayları ile ilgili olarak verilen haber programda onlarca Askeri araç ve tankların enkazları gösterilmiştir.
Teşkilatın, Afganistan’da Ruslara karşı mücadele eden Türk Mücahit guruplarından silah yardımı aldıkları bildirilmektedir. Bu nedenle Çin işgal yönetimi Doğu Türkistan’la Pakistan arasındaki Karakurum karayolunu 1990 yılından beri kapatmış bulunmaktadır.
Çin işgal idaresi Lençu’daki Çin Hava İndirme Tugayı’ndan 7000 civarında paraşütçü birliğini Barın’a sevketmiştır. Kaşgar’daki bir mekanize birliğini de BARTN Mücahitlerinin
üzerine göndermiştir. 9 köy haritadan tamamen silinmiş 7000 kişi tutuklanmış, 5000 civarında Doğu Türkistan Türk’ü de şehitd edilmiştir.
Çin işgal yönetimi BARIN’da kimyasal silah kullanarak da insanlık suçu işlemiştir Beşikte yatan bir 7 aylık çocuğun vücudunda 77 mermi yarası vardır. Bu durumları bilmezlikten, görmezlikten gelen sözüm ona İnsan Hakları savunucularının kulakları çınlasın diyoruz.
BARIN olayları esnasında Çin Başbakanı Li-Pen’ın saat başı telefonla bilgi alarak endişesini dile getirdiği de gelen bilgiler arasındadır
Çin’li General YVangEn Mao’nun Komünist hükümetin bir toplantısı sırasında” Tanrıya şükürkı Kaşgar şehri isyancıların eline geçmedi Eğer isyancılar Kaşgar’ı ele geçirmiş olsalardı dünya’ya Doğu Türkistan’ın istiklalini ilan etmiş olurdu. O zaman bizim başımız büyük derde girerdi” şeklinde konuştuğu öğrenildi.
Teşkilat Liderlerinden bazılarının adları şöyle:
-Şarki Türkistan Partisi Başkanı Zeydin Kârı ( Zeydin YUSUF ) 30 yaşında bir genç yakalandı ve idam edildi.
-Mehmet TURSUNCAN yakalanarak idam edildi. i
-Aminehan ( öğretmen ) durum kötüye gidince elindeki mevcut listeleri yakmıştır Bugün Ürümçi Hapishanesi’ ndedir ( Müebbet)
-Kerim KARİM, Ürümçi Hapishanesi’ nde (dış ülkelerde tutuklandığı haberinin yayınlanmasından sonra idam edilememiş ve müebbet hapse mahkum edilmiştir.
-Hasan MAHSUM, Kaşgar Hapishanesi’ nde ( Müebbet)
-Abdulkadir YEPÇEN, Kaşgar Hapishanesi’ nde ( Müebbet)
-Abdulkadir TURSUN, Şarki Türkistan Partisi Bask. Yrd. şehid edilmiştir.
-Obul Kasım, Mücahitlerinin Askeri Komutanı, halen yakalanamamıştır.