Amerikanın Sesi VOA Aşırılık Gözlem Masası başarılı bir Türk Gencinin, kısa sayılabilecek bir zaman diliminde IŞİD militanı hâline gelmesinin sebeplerini araştırdı.
*****
Bu haber, VOA Aşırılık Gözlem Masası sitesinden alınmıştır.
*****
Raşid Tuğral, Türkiye’de çektiği büyüleyici gökyüzü fotoğrafları ile sosyal medyada çok sayıda takipçi kazandı. Samanyolu’na uzanan ardıç ağaçlarının fotoğrafları National Geographic dergisinin web sitesinde yer aldı. Finlandiya’da saygın bir okuldan astrofizik alanında yüksek lisans öğrenimi yapmak için kabul aldı. Akıllı, yakışıklı, maceraperest olan ve aktif yaşamı seven Raşid Tuğral gökyüzünü inceleyeceği bir geleceğe doğru ilerliyordu.
Ancak Raşid daha farklı bir arayıştaydı. Muhafazakar bir aileden gelen Raşid Tuğral üniversiteye giderken internetteki cihatçı sitelerde dolaşıyordu. İslam’ın radikal yorumuna inanmaya başladı. 2015 yılının başında ailesini ve rahat yaşantısını geride bırakıp Suriye’de devlet ilan eden IŞİD’e katıldı.
Geçen Ağustos ayında IŞİD saflarında Kürt guruplarla girdiği bir çatışmada öldüğünde Raşid 27 yaşındaydı.
Raşid gibi binlerce genç Müslüman, radikal ideolojik propagandaya inanarak Irak ve Suriye’de halifelik ilan eden terör örgütü IŞİD’e katıldı. Raşid, diğerlerinden farklıydı, çünkü geride bıraktığı yüklü fotoğraf koleksiyonu, video kayıtları ve yazılarla zaman içinde yaşadığı dönüşümü kayda geçirdi.
Tuğral, TÜBİTAK’ın Antalya’daki Gözlemevi’nin yakınlarında Samanyolu’nun fotoğrafları çekti ve bunları 7 Ekim 2014’te Facebook üzerinden paylaştı.
Raşid Tuğral, geride kendi portrelerini, inanılmaz gökyüzü fotoğraflarını, uzaya ilişkin düşüncelerini, inandığı dini anlattığı ve inanmayanlara öfkelendiği yazılarını bıraktı. Geçen yıl internetten yayınladığı bir mektubunda IŞİD deneyimlerini yazdı, çektiği sıkıntıları, aldığı zor askeri eğitimi ve hava saldırılarından sağ kurtulmayı nasıl öğrendiklerini anlattı. IŞİD’in kafa kesen ve kadınları seks kölesi yapan en barbarca uygulamalarını bile dini inançları çerçevesinde savundu.
Hz. Muhammed’in bir hadisinden yola çıkarak Raşid Facebook’ta, “Her kim cihat için ölmezse veya cihadı düşünmezse münafık ve ikiyüzlü olarak ölür,” diye yazdı. Muhammed Abdelfedel gibi ana akım İslami düşünürler, radikallerin, dini inançların ve cihadın anlamını çarpıttığına dikkat çekerek İslam dininin terörizme ve sivillere saldırılmasına karşı çıktığını hatırlatıyor.
Raşid, radikalizmi neden seçti? Amerika’nın Sesi’nden (VOA) bir ekip bu sorunun cevaplarını aradı. VOA ekibi, Raşid’in sosyal medya paylaşımlarını taradı, Suriye’den yazdığı 14 sayfalık mektubu satır satır inceledi, Raşid’in okul arkadaşları, tanıdıkları ve babası dahil diğer haber kaynaklarıyla konuştu.
Esprileriyle tanınan ve araştırmacı bir ruha sahip Raşid Tuğral cihat için yola çıkmamıştı. Ancak Raşid’in hayatı ve ölümü, IŞİD’in yanıltıcı ideolojisine kapılan genç Müslümanlar’dan oluşan kayıp neslin tipik bir örneğini oluşturuyor.
Dindar bir ailede büyüdü
Üç kardeşten ortancası olan Raşid Tuğral, Ankara’nın Sincan İlçesi’nde eğitime önem veren dindar bir ailede büyüdü. Türk edebiyatı üzerine doktora derecesi bulunan babası Süleyman Tuğral lise öğretmeni. Ağabeyi bilgisayar mühendisi ve besteci. Kızkardeşi öğrenci, amcası ise matematik profesörü.
Süleyman Tuğral, 2008-2014 yılları arasında muhafazakar düşüncelerini, şiirlerini ve İslam’la ilgili görüşlerini bir blog yazarak meraklılarıyla paylaştı. Baba Tuğral “Kuran’da Değer Sistemi” başlıklı doktora tezine de bu blog’da yer verdi. Süleyman Tuğral’ın doktora tezi çalışmasında “radikal” İslam’a destek verdiği, Allah’a ve Hz. Muhammed’e inanmayan Yahudiler ile Hıristiyanlar’ın “lanetli” olduğunu söylediği görülüyor. Baba Tuğral, “Acı veren bir ceza onları bekliyor” ifadelerini kullanıyor.
Süleyman Tuğral ve ev kadını olan eşi, Raşid’i, dindar ailelerin sıkça yaptığı gibi Kuran kursuna yolladı.
Raşid Tuğral’ın TÜBİTAK Antalya Ulusal Gözlemevi’nden çektiği Samanyolu fotoğrafı
TÜBİTAK’ın Antalya Gözlemevi’nde 2012 düzenlenen Gökyüzü Gözlem Şenliği’nde çekilmiş bir fotoğraf
Ele avuca sığmayan deha
Raşid Tuğral, 2007’de, “Türkiye’nin Harvard’ı” olarak bilinen Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nin (ODTÜ) fizik bölümüne girdi. Sosyal medyadaki paylaşımların ve yazıların Raşid Tuğral’a ait olduğunu doğrulayan okul arkadaşlarından Nihat Çelik, “Okuldaki laik ortamla muhafazakar ev yaşantısı arasında büyük zıtlık vardı. Yaşama farklı yaklaşan bu iki dünyayı aynı potada eritmek mümkün değil,” diyor.
Tuğral Antalya’da hiking sırasında.
ODTÜ’de, Raşid astronomi, fotoğrafçılık alanlarına duyduğu ilgi ve yaptığı esprilerle tanındı. Güvenlik kaygılarıyla kimliğinin açıklanmasını istemeyen bir profesörü, “Bir dehaydı. Mükemmel sorular sorardı. Ama çok iyi bir öğrenci değildi. Disiplinsizdi ve çoğu zaman dersleri kaçırırdı,” dedi.
Raşid, ODTÜ’deki Astronomi Topluluğu’na üye oldu ve bu grubun başındaki Utku Borataç ile yakın arkadaşlık kurdu. Birlikte kamp yaparak geceleri gökyüzünü incelediler. Borataç, Amerika’nın Sesi’ne yaptığı açıklamada, TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi’nin yıllık Gökyüzü Gözlem Şenliği’nin düzenlenmesine yardımcı olduklarını söyledi.
Raşid, astronomi fotoğraflarıyla 2010’da “National Geographic” sayfalarında yer almaya başladı ve 2012’de NASA’nın açtığı bir fotoğraf yarışmasına katıldı. Kedileri çok seven Raşid Tuğral sosyal medyada “Nükleer Kedi” ismini kullanmaya başladı.
Raşid Tuğral bu fotoğrafı 8 Ekim 2014’te “Ders çalışırken uyumak” başlığıyla Facebook’ta paylaştı.
Kurallara uymayan bir çılgın
Güvenlik nedenleriyle Raşid’le ilişkisinin bilinmesini istemeyen bir arkadaşı, “Sürekli espri yapar, her şeyle dalga geçerdi. Bir kere okula tayt giyerek geldi. Bir keresinde yarı çıplak halde, şortla geldi,” dedi. Bisikletçi, trekking’ci, dağcı ve yüzücü olan Raşid fiziksel gücünün sınırlarını zorlamayı seviyordu. Yine aynı arkadaşı, Raşid’in bir kez sıkılınca bisikletle Ankara’dan 262 kilometre uzaklıktaki Konya’ya gittiğini söyledi.
Raşid, Couchsurfing web sitesinde, “Tanıdığım insanların çoğu çılgın olduğumu söyler. Bana imreniyorlar. Çünkü genelde yapmak istediğim neyse onu yaparım. Gülmeyi severim, güldürmeyi de. Ama bazen ağlarım da. Çevremde bulunan insanlar genelde benden sıkılmazlar,” ifadeleriyle tanımlamış kendini.
Radikalizme doğru yöneliş
Raşid Tuğral, ODTÜ’de İslami yaşam biçimini sürdürdü. Kendisi gibi olmayanlarla vakit geçirmekten çekinmedi ancak namaz kılmaya, oruç tutmaya devam etti ve alkol kullanmama alışkanlığını sürdürdü. Aşırı unsurlara hedef olmayı istemediği için adının açıklanmasını istemeyen bir okul arkadaşı, “Birgün arkadaşlarla beraberdik ve içki içiyorduk. Raşid bizimle içmedi. Ama, içmediği için de kendisiyle dalga geçti,” dedi.
Utku Borataç, “2013’te, Raşid hükümet karşıtı gösterilere katıldı ve inancına daha çok sarıldı. Değişmeye başladı,” dedi.
Raşid giderek ODTÜ’deki laik öğrencilerden uzaklaştı. IŞİD öğretilerine uyarak saçlarını uzattı, sakal bıraktı ve Facebook sayfasında, “Kardeşlerimizle karşılaştığımızda kafalarımızı tokuşturduğumuz zaman ODTÜ’nün komünistleri bize gülüyorlar,” diye yazdı.
Yukarıda: 22 Şubat 2015, ODTÜ’deki mescitte akşam namazı sonrasında yemek bekleniyor. (Kaynak: ODTÜ Mescit Topluluğu)
Raşid, Antalya’nın yıldızlarla süslü bir gecesinde TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi’nin kubbesinin fotoğrafını çekti ve bunu Facebook üzerinden 26 Ekim 2014’te paylaştı.
Borataç, “Raşid, ODTÜ Mescidi’nde daha fazla zaman harcamaya başladı ve Kuran’ı ayet, ayet; kelime kelime inceledi. Facebook’ta İslam’la ilgili bir görüşünü paylaştı, ben de yorumlamaya ve fikir alışverişine girmeye çalıştım. Ama bana cevap bile vermedi,” dedi.
Okul arkadaşı Nihat Çelik, Raşid’in bazen günlerce Kuran öğrenmek için Mescit’e kapandığını söyledi. Çelik’e göre, Mescit Grubu, Raşid’in radikalleşmesinde rol oynadı. Çelik, “(Raşid) 2014’ün ilkbaharında aynı gruptan biriyle Irak ya da Suriye’ye gitti. Raşid’in yanındaki kişiye ne olduğunu bilmiyoruz,” dedi.
Newsweek dergisinde 2015’te yayınlanan bir haberde, Mescit Grubu’ndan bir kişinin IŞİD’e katıldığı ve internet üzerinden Raşid Tuğral’la cihat videoları paylaştığı belirtildi. Aynı haberde, Türk hükümetinin sınırı geçip IŞİD’e katılan yabancı savaşçılara odaklandığı, bu örgüte sempati duyan Türkler’i ise gözden kaçırdığı iddia edildi.
ODTÜ Fizik Bölümü’nde asistanlık yapan sınıf arkadaşı Ufuk Taştan, BirGün gazetesine yaptığı açıklamada Raşid’in hitabet yeteneği nedeniyle zaman zaman Mescit’te imamlık yaptığını söyledi.
Raşid bir süre sonra cihat yanlısı olduğunu dile getirmeye başladı. Facebook’ta Suriye’de ölen sivillere dikkat çekti ve bu ölümlerden Rusya, Suriye ve ABD liderliğindeki koalisyonu sorumlu tuttu. Tuğral, Türk halkını ve hükümeti de kınadı.
Çelik, “(Raşid) Zaman zaman Türk hükümetini yolsuzluk ve rüşvet nedeniyle eleştirdi. Ayrıca, Erdoğan hükümetinin İslam’ı yanlış biçimde yorumladığına da inanıyordu,” dedi.
Finlandiya’daki çalışmalar
Raşid Tuğral, 2014 yılı ilkbahar döneminde ODTÜ’den mezun oldu. Aynı yılın sonbaharında ise Finlandiya’nın Jyvaskyla Ünivesitesi’nde Fizik Bölümü’nde yüksek lisans öğrenimine başladı. Raşid, Finlandiya’yı, kuzey iklimini sevdi ve Facebook sayfasında, “Şimdiki kampüsüm bir öncekinden daha iyi,” diye yazdı.
Raşid, sosyal medya üzerinden Finlandiya’nın çok renkli sonbaharını; kedilerin, sincapların ve diğer hayvanların fotoğraflarıyla süsleyerek anlattı.
Raşid, Finlandiya’nın Kolari Bölgesi’ndeki Akaslompolo Köyü’nün harika manzaralarının fotoğraflarını çekti ve bunları 26 Aralık 2014’te Facebook üzerinden paylaştı.
Raşid, Yllas Ulusal Parkı’nda çektiği fotoğrafları da 27 Aralık 2014’te Facebook’ta paylaştı.
Raşid Tuğral, Finlandiya’da akademik çalışmalarından çok Jyvaskyla’daki An-Nur Camisi’ne vakit ayırdı.
Finlandiya’daki sınıf arkadaşı Anbu Posakkannu, BirGün gazetesine yaptığı açıklamada, “Derslere pek gitmiyordu. Vaktinin çoğunu camide veya evdeyken internette geçiriyordu,” dedi.
Utku Borataç ise Raşid ile dalga geçerek uzattığı sakalıyla Finlandiya’ya nasıl girebildiğini sorduğunu söylüyor. Borataç, “’(Finlandiya’ya) Cihat için mi geldin diye sormadılar mı?’ dediğimde, Raşid, ‘Burada dış görünüşüne göre değil, niyetlerine göre seni değerlendiriyorlar,’ diye yanıt verdi,” diyor.
Ancak BirGün gazetesine göre, yüksek lisans öğrencisi Raşid Tuğral’ın niyetleri kuşku yarattı. 2014 sonlarına doğru Finlandiya polisi bir soruşturma başlattı. Newsweek dergisi de, Facebook paylaşımlarıyla şüphe uyandıran Raşid’in kampüs dışında polis tarafından sorgulandığını yazdı.
An-Nur Camisi’nin imamı Khalid Bellamine, Amerika’nın Sesi’ne, Finlandiya’daki güvenlik yetkililerinin Raşid Tuğral’la ilgili olarak kendisiyle temasa geçtiğini söyledi. “Raşid’le hiç tanışmadım ve buradaki cemaat içinde de kimse onu tanımıyordu” diyen Bellamine, sözlerini şöyle sürdürdü: “Anladığımız kadarıyla gece geç saatlerde camiye geliyordu ve kimseyle konuşmuyordu. Eğer kendisinin davranışlarını şüpheli bulsaydım, kesinlikle şikâyette bulunurdum.”
Raşid, Finlandiya’nın güneyindeki Akaslompolo’da 7 Fells Hostel’ini görüntülemiş.
Kış tatilinden önce üniversiteden ayrılmadan Raşid, DSLR kamerası ile Helsinki Katedrali’ne, sonra da Lapland Bölgesi’ndeki 7 Fells Hostel’e gitti ve Facebook’ta, “Hostel’in sahibi de benim gibi deneyimli bir fotoğrafçıydı,” diye yazdı.
Raşid, 17 Aralık 2014 günü Helsinki Katedrali’nin önünde.
Yola çıkış
Raşid, IŞİD’e katılmadan önce Ankara’daki evine gitti ve ailesine 10 Ocak gecesini ODTÜ’lü arkadaşlarıyla birlikte geçireceğini söyledi. Küçük bir sırt çantası hazırladı ve Suriye’nin yolunu tuttu.
Raşid Tuğral, sonra, “Allah’ın izniyle yola çıktım” diye yazdı.
Bir minübüs otostop yapan Raşid için durdu ancak minübüse binerken kamerasını unuttuğunu hatırladı. Her yere götürdüğü, kendi öyküsünü, çevreyi ve gökyüzünü kayda geçirdiği kamerasını unutmuştu. Ancak, bunun artık çok da önemli olmadığına karar verdi.
Suriye’ye geçiş
Bu an ve sonrasında yaşadıkları, Raşid’in Suriye’de internet ve sosyal medyaya erişimi yokken yazdığı uzun mektubunda ayrıntılı olarak anlatılıyor. Raşid Tuğral “Hilafet Topraklarından Selamlar” başlıklı mektubunu 25 Mart 2015’te Facebook’ta paylaştı.
Tuğral, Şanlıurfa sınırında Tunus, Libya ve Suudi Arabistan’dan gelip IŞİD’e katılmak isteyenlerle buluştu. Hep birlikte, yasadışı yollarla Şanlıurfa sınırından Suriye’ye geçtiler. Mektubunda, “Uzun bir süre koşmak zorunda kaldık. İyi ki ağır bir valiz almamışım,” diye yazan Raşid, yolculuktan duyduğu memnuniyeti dile getiriyordu.
Uzun saçlı Afgan bir IŞİD militanı, Raşid’i ve yeni tanıştığı arkadaşlarını sınırın diğer tarafında karşıladı ve büyük bir IŞİD bayrağının yanından geçerek Tel Abyad’a götürdü. Hep birlikte mumların aydınlattığı bir eve gittiler. Pasaportlarına, tüm elektronik cihazlarına ve diğer eşyalarına el konuldu – ancak tam o anda Raşid, cep telefonundan ailesine son bir e-posta gönderebilmek amacıyla kendisine birkaç dakika vermesi için görevli IŞİD militanını ikna etmeyi başardı.
“Kötü internet bağlantısı yüzünden internete girmek çok zordu,” diye yazan Raşid Tuğral, istediği bütün e-postaları gönderemeden telefonuna el konulduğunu belirtti: “‘Nereye gidiyorum ben?’ dedim kendi kendime, sonra ‘boşver’ deyip geçtim.”
IŞİD daha sonra aralarına yeni katılanları sorguya çekti ve hepsine takma isim verdi. Raşid Tuğral mektubunda şöyle yazıyordu: “Yeni adım tabii ki Abu Huraira idi, yani Arapça Kedilerin Babası.”
Raşid Tuğral, 6 Aralık 2015 tarihinde paylaştığı bu fotoğrafta IŞİD’ın başkent ilan ettiği Suriye’nin Rakka kentindeki bir kum fırtınası sırasında yüzünü kapatıyor.
Kardeşlik ve can sıkıntısı
Günler sonra, Raşid başka bir eve götürüldü. Evin duvarlarında kurşun delikleri vardı ve yine Raşid’in yazdığına göre, bu ev “muhtemelen savaş ganimeti” olarak alınmıştı. Evde yaklaşık 20 kişi vardı. Raşid Tuğral her birinin farklı ülkelerden geldiklerini ve IŞİD’i desteklemek için büyük istek duyduklarını anlatıyordu. Biri Almanya’dan gelen bir kikboksçu, diğeri Bangladeşli bir makine mühendisiydi. Bir diğeri ise Fransa’da cezaevinden çıkar çıkmaz IŞİD’e katılmıştı. Başka bir IŞİD’li ise Çin’den Suriye’ye gidebilmek için 15 bin doları gözden çıkarmıştı.
Birkaç gün sonra, Raşid Tuğral ve 8 yeni IŞİD’li, örgütün başkent ilan ettiği Rakka’ya giden bir minibüse bindiler. Raşid Tuğral mektubunda ev arkadaşlarına “Cennette görüşürüz” diyerek veda ettiğini ve seyahatin keyifli geçtiğini yazıyordu.
IŞİD, üyelerinin savaşa katılabilmeleri için öncelikle şeriat ve spor eğitimi almalarını şart koşuyordu. Raşid, bu eğitimleri sabırsızlıkla beklerken Rakka şehrini de keşfe başladı. Şehir “büyük ve kalabalıktı, insanlar kafa kesmeden normal bir şekilde yaşamaya devam ediyordu,” diyor Raşid Tuğral mektubunda. “İslam Devleti’nin en güzel yönü sigaranın her yerde yasak olması” diyen Raşid “motosiklet ve ısıtıcılar dahil her yerde mazot kullanılmasından” da şikayet ediyordu.
Raşid Tuğral, Rakka’da iki hafta diğer yabancı savaşçılarla birlikte, çok az suyu olan ve neredeyse tek yiyeceğin yumurta olduğu soğuk bir evde kaldı. Raşid’in boğazı ağrıyordu ama bu ağrı, kapı ve pencereleri sık sık sallayan korkunç hava saldırıları yanında hiçbir şeydi. Raşid Tuğral, hava saldırılarını şöyle anlatıyordu mektubunda: “Kuvvetli bir rüzgar esiyor gibi… Her an sanki kafamıza bomba düşecekmiş korkusuyla yaşıyoruz.”
Savaşa hazırlık
Aylar boyunca, Raşid evden eve taşındı. Önce Rakka’nın içinde, sonra Rakka yakınlarında bir eve, daha sonra ise Humus’a. Soğuktan, kalabalıktan ve kirlilikten şikayet ediyordu: “Neredeyse 30 kişi bir odada uyuyorduk. Ama sürekli yeni birileri getiriliyordu,” yazıyordu mektubunda, Raşid Tuğral.
Hatta bir seferinde kaldığı yer kelimenin tam anlamıyla ilkeldi. IŞİD her ne kadar “sünger yataklar”, çamaşır makinesi ve elektrik jeneratörü verse de sonuçta kaldıkları yer mağaraydı. Raşid’in notlarına göre, “Çok sayıda eşya da vardı” bunların arasında Birleşmiş Milletler’in büyük ihtimalle mülteciler için yolladığı ama sonradan IŞİD’in eline geçen battaniyeler de vardı.
Raşid Tuğral’ın spor eğitimi mağaradaki ilk gününde başladı. IŞİD’e yeni katılanlar çamurda kurbağa yürüyüşü dahil çeşitli egzersizler yapıyordu. Finlandiya’dan aldığı ceket ve pantolonu giyen Raşid, o anları şöyle anlatıyordu: “Onlarla birlikte çamurda sürünmek istemedim ama mecburen yaptım.” Raşid, IŞİD’e katılmak isteyenlere kamuflaj giysileriyle gelmelerini öneriyordu.
Mağaradaki arkadaşları arasında İngiltere’den bir inşaat mühendisi ve oğlu da vardı. Mektubunda bu baba-oğul için “Bazı takımyıldızları biliyorlar ve bana sormadan ben onlara anlattıkça anlatıyorum” diye yazan Raşid Tuğral mağarada ışık olmasına rağmen, şehrin çoğunda olmadığını söylüyor. Hiçbir ışık kirliliğinin yıldızların önünü kesemediğini yazan Raşid Tuğral sözlerine şöyle devam ediyordu: “İslam Devleti’nde gökyüzü neredeyse her yerde tertemiz, diyebilirim.”
Gökyüzünden korkarken
IŞİD savaşçılarına gittikleri her yerde hava saldırıları eşlik ediyordu. Suriye uçakları “Her gün kafamızda uçuşuyordu. Hatta bombaların biri üzerimizden öyle yakın geçti ki gürültüsü neredeyse kulaklarımızı sağır edecekti. Düştüğü yerde de kocaman bir çukur açtı” diye yazıyordu, Raşid Tuğral mektubunda.
“Mağara adamı” gibi yaşamak Raşid Tuğral’ı yoruyordu. IŞİD’teki sorunları da kabul ediyordu, Raşid. Çevre kirliliği, kurumsal eksiklikler ve bazı savaşçıların örgüte katılmalarındaki şaibeli sebepler gibi… “Daha önce El Kaide’ye bağlı El Nusra üyesi olan Moldovyalı bir savaşçı ‘Bazı mücahitlerin İslam Devleti’nin mücahitlere verdiği para ve ev gibi dünyevi sebeplerden ötürü örgüte katıldıklarını’ söylemişti” diye ekliyordu Raşid Tuğral mektubunda.
Yine de Raşid, ütopik bir gelecek düşlüyordu.
“İslam Devleti mükemmel bir devlet değil. Evet, devlet İslam devleti ancak kişilerin hataları devletin hatası değil. İslam Devleti işleyiş olarak da mükemmel değil. Temizliğe önem verilmiyor ve trafik kuralları tam oturmamış ancak adım adım, elimizden geldiğince biz düzeltmeye çalışacağız, özellikle muhacirler olarak” diyordu RAşid Tuğral mektubunda. IŞİD, saflarına katılan yabancı savaşçılar için “muhacir” tanımını da kullanıyor.
Raşid Tuğral (solda) Suriye’nin Rakka kentinde IŞİD’li bir savaşçıyla birlikte. Tarih: 9 Temmuz 2015.
Raşid Tuğral, Facebook’ta 9 Ağustos 2015 tarihinde paylaştığı bu fotoğrafta Suriye’deki Deyrizor şehrini şöyle tarif ediyordu: “Suriye askerleri ve İslam devleti militanları arasındaki yoğun çatışmalar sonucu Deyrizor hayalet şehre dönüşmüş durumda.”
Savaşa girerken
Mağarada en az bir ay geçirdikten sonra, Raşid Tuğral ve beş savaşçı, komando olarak seçildi ve bir grup IŞİD militanına katılmalarına karar verildi.
Koşullar aniden iyileşmişti, Raşid Tuğral’ın mektubunda yazdığına göre. Komandolar Humus’un dışındaki bir eve taşındılar. Herkese yeni bir battaniye verildi. “Tacik aşçılar, bizim kültürümüze yakın yemekler yapıyordu,” diye yazıyordu mektubunda Raşid Tuğral, her hafta bir koyunun kesildiğini ekleyerek. Raşid devamla “Hemen hemen her gün muz ve portakal veriyorlardı. Bir de her gün üç ya da dört Snickers yiyorduk,” diye de yazmıştı.
İlk çatışmada, Raşid Tuğral’ın görevi sağlık hizmet vermekti; ODTÜ’de aldığı ilk yardım eğitimi nedeniyle bu görev için uygun bulunmuştu. “Onların doktoruydum, en ufak tıbbi bilginiz bile burada çok faydalı oluyo,” diyordu Raşid.
“İlk kez mermilerin sesini bu kadar yakınımda duyuyordum, dang dang sesleri her yerdeydi” yazan Raşid Tuğral, tank ve top sesleri yüzünden tepelerin arkasına saklandıklarını söylüyordu. Saatlerce sert rüzgarda ve buz gibi soğuk havada kaldıktan sonra geri çekilmek için izin almışlardı. Hastane olarak da hizmet veren çadırlarında iki ölü, altı yaralı vardı ve her yer “kan kokuyordu.”
Barbarlığı savunmak
Raşid Tuğral, mektubunda, cihatçı arkadaşlarıyla birlikte ve tüm bir gece süren çatışmaların ardından “zafer içinde” üsse döndüğünü anlattı. Üsse, bir tank, bir kamyonet, el bombaları ve üç kesik kafa ganimetleriyle dönülmüştü.
Raşid daha sonra IŞİD’in kelle kesme eylemlerini arkadaşı Borataç’a savundu. Borataç, Raşid’e “Neden masum insanların kafalarını kesen bir örgütle ilişkidesin? Bu psikopatça değil mi?” diye sormuştu.
Raşid Tuğral, “Bunun birçok masumu öldüren Suriye rejimini destekleyenlere ve Amerika’nın kölesi olarak şeriatı reddedenlere verilen bir ceza olduğu” şeklinde karşılık verdi. Raşid Tuğral, yine aynı şekilde, Ezidi kadınlar başta olmak üzere kadınların seks kölesi olarak kullanılmasını da savundu.
Raşid, Borataç’a kelle kesmenin stratejik bir amaçla yapıldığını söyledi ve “Bunlar sadece televizyon için, düşmanları korkutmayı amaçlıyor. Bunları görünce korku içinde kaçacaklar,” dedi.
Cihatçı gelin
Raşid Tuğral, 2015 Nisan ayının ilk yarısında bir gün Tel Abyad’da Kürt savaşçılarla çatışırken yaralandı. Tedavi için Rakka’ya gitti.
17 Nisan tarihli bu fotoğrafta yaralı Raşid Tuğral, Suriye’nin kuzeyindeki Tel Abyad’da tedavi görüyor.
Raşid Tuğral, aynı yılın Mayıs ayında IŞİD’in Türkiye’den destekçisi Ayşe Zevra Et-Türki ile evlendi.
Raşid Tuğral, Facebook’ta daha önce bekar olan cihatçıların ayda 100 dolar aldıklarını ve altı diğer cihatçıyla aynı evi paylaştıklarını yazmıştı. Raşid, “Yabancı cihatçılara evlenmek için dört ay veriliyor. IŞİD bir ev ile eş ve çocuklar için mali destek sağlıyor,” yazıyor.
Evlendikten sonra, Raşid, sosyal medya paylaşımlarını önemli ölçüde azalttı. Borataç, Türkiye’ye dönmeye ikna etmek amacıyla Facebook’tan Raşid’e ulaşmaya çalıştı, neden sosyal medya paylaşımlarını durdurduğunu sordu.
Borataç, Amerika’nın Sesi’ne yaptığı açıklamada, “Yeni evlendiğini ve eşinin sosyal medyada çok zaman harcamasını kıskandığını söyledi. Şaka mı yapıyordu yoksa ciddi miydi anlayamadım,” dedi.
Raşid Tuğral’ın daha sonra seyrek de olsa verdiği sosyal medya mesajları giderek radikalleştiğini ortaya koydu. Rusya, Suriye ve ABD öncülüğündeki koalisyon uçaklarının saldırılarını ve sivil ölümlerini protesto etti. Raşid Tuğral, yemek yemekten tuvalete gitmeye kadar her şeyin şeriat kurallarına göre yapılması gerektiğini savundu.
Raşid Tuğral, Suriyeli Araplar’ı eleştirdi ve Kuran’ı doğru telaffuz edemediklerini ve İslami selamlaşmayı bile düzgün yapamadıklarını söyledi. Raşid Tuğral, “Ben Rakka’da sıradan insanlara ‘Selamün Aleyküm’ diyorum, onlar ‘Merhaba’ diye cevap veriyorlar. Buna sinir oluyorum,” dedi.
İnanmayanlar için “cehenneme bir bilet”
“Bilime tutkuyla bağlı Raşid” tamamen ortadan kaybolmadı. Zaman zaman arşivindeki astronomi fotoğraflarını sosyal medyada paylaştı. Jeoloji, ilaç şirketleri ve son olarak bilgisayar belleklerinin yıldızlar gibi sonsuz olacağı şeklinde yorumlarını dile getirdi.
Twitter üzerinden Amerikalı teorik fizikçi Richard Feynman gibi bilim adamlarının çalışmalarından övgüyle söz etti ama, ölmeden önce İslam dinine geçmeleri için de uyarılarda bulundu. Raşid Tuğral, Nobel ödülü alan Amerikalı fizikçi Walter Kohn ile de tanışma fırsatı buldu. Ancak, Kohn 2015’te öldükten sonra, Raşid, “Ne yazık ki, bir gayri-müslim olarak cehenneme bir bilet aldı,” dedi.
IŞİD’ın sosyal medya sayfalarına göre, Raşid Tuğral, Ağustos başlarında Rakka’nın kuzeyinde ABD destekli Kürtler ile çatışırken öldü. Raşid, aynı bölgede IŞİD toprak kaybederken savaşıyordu.
HABERİN TAMÂMINI OKUMAK İÇİN LÜTFEN TIKLAYINIZ…
*****
Bu haber Uzay Bulut, Kasım Cindemir, Rikar Hussein tarafından hazırlandı. Amerika’nın Sesi Türkçe Servisi’nden Yıldız Yazıcıoğlu Ankara’dan katkıda bulundu. Haberi Carol Guensburg kaleme aldı. Aksi belirtilmediği yerlerdeki fotoğraflar Raşid Tuğral’ın Facebook ve Twitter hesaplarından alındı.
———————————————————–