Mehmet MAKSUDOĞLU
Kitabın yazarı, üç Amerikan Başkanı’na müsteşarlık yapmış olan Patrick (diğer kelime, Batı kökenli kelimelerin Arap harfleriyle yazıldığında uğradığı komiklik durumundan dolayı okunamadı), ünlü bir siyâsî yorumcu; NBC ve CNN Tv kanallarında program yapıcısı ve etkili gazetelerde sürekli sütûnu olan bir kişi.
Kitabın muhtevâsını, anahatlarını özetleyerek gönderen Arap akademisyen arkadaş, bu kitabın, bütün Müslüman seçkinlerceokunması gerektiğini belirtiyor.
Yazar, Batı’nın gelmekte olan ölümünü, 2 çeşit olarak niteliyor :
- Ahlâkî ölüm : ahlâk’ın sukuutu sebebiyle, bütün terbiyevî, âilevî ve geleneğe bağlı değerlerin ortadan kalkması,
- Demografik ve Biyolojik ölüm (tabiî ölümle nüfûsun azalması).
Yazar, gelmekte olan ölümün korkunç olduğunu, çünkü “kendimizin yaptığı salgın hastalık” idiğini belirtiyor: ‘fikirlerimiz sebebiyle bu oldu, dışarıdan gelmedi’ diyor. Bu durumun, 14. Yüzyılda Avrupa nüfusunun üçte birini yok eden salgın hastalıktan daha kötü olduğunu ekliyor, rakamları veriyor :
*Yeni istatisklere göre, Avrupa’lı kadının doğurganlık oranı (1 çocuk) seviyesine düşmüştür; mevcûd durumun korunması için ise (2 çocuk) olması gerekmektedir.
Böyle devâm ederse, 2000 sayımına göre nüfusu 728milyon olan Avrupa’da, bu yüzyılın sonunda, 207milyon insan olacak (3 te 1 den daha az); buna karşılık, Hindistan, Çin ve Latin Amerika (bilhassa Müslümanlar)da nüfus patlaması görülüyor, her yıl 80 milyon artıyor.
(Bize dayatılan âile planlaması(!) modasını HATIRLAYALIM!)
Yazar, 50 yıl sonra durum şöyle olacak diyor :
*Almanya’da nüfus, 82 milyon’dan 59 milyon’a düşecek; 65 yaşını aşmış olanların oranı nüfusun üçte birinden çok olacak.
(Alman yöneticilerin, günahları kadar sevmedikleri bizim işçilerin çocuklarını, kundaktaki bebeklerini, türlü yasal (!) bahanelerle âilelerinden KOPARIP 18 yaşına kadar göstermeyerek onları almanlaştırmaları BARBARLIĞInın sebebi anlaşılıyor!!!)
*İtalya’da nüfus, 57milyon’dan 41 milyon’a düşecek; yaşlılar, nüfusun % 40 ı olacak.
*İspanya’da, düşüş % 25 olacak.
*Rusya’da nüfus 147 milyon’dan 114 milyon’a düşecek.
*Japonya’da doğum oranı yarıya düşerek 127 milyon’dan 104 milyon’a inecek. (Japonlar da Batı’nın Kültür İstilâsından etkilenmekteler : bâzı Kafeler vb., geleneğe bir dereceye kadar sâhip çıkmak için, gelenek kıyafetli, kimono’lu Japonlara indirim uygulamakta.)
Yazar, Batı’nin çöküş sebebini şöyle açıklıyor :
Toplumdaki (kaynağı ÂİLE olan) TEMEL DEĞERLERİN ÇÖKÜŞÜ, ahlâk değerlerinin etkisinin zayıflaması, (doğumu önleme, kürtaj, evlilik dışı berâberlik, cinsî (özgürlük adına) sapıklık, aynı cins arasında evlillik(!) diyor. Bu sayılanların, toplumun TEMEL HÜCRESİ ÂİLE’yi tedrîcen tahrîb ettiğini belirtiyor.
‘Rakamların dili korkunç’ diyerek sıralıyor :
–ABD de yılda (1966 da) kürtaj 6 biniken, 1976 da 600 binolmuş, kürtaj serbest bırakıldıktan, kadına, cenîn’i öldürmek özgürlüğü (!) Anayasa ile verildikten 1 yıl sonra rakam 1 milyon 500 bin olmuş!
(Eski Başkan Reagan’a, kürtaja karşı çıktığı için Malta nişânı verilmişti! Avrupa’nın her milletinden gelen Malta Şövalyeleri, kâfir(!) Türkle uzun yıllar savaşmıştı, Malta’yı Napolyon bitirdi ama, nâmı hâlâ yürüyor: Türk düşmanlığı söz konusu olunca, akan sular durur! Meraklı olanlar, Reagan’a nişan takılmasının resmini, ‘Osmanlı Tarihi’ kitabımızda görebilirler.)
ABD de gayrı meşru çocuk oranı, günümüzde % 25. Yâni, her 4 Amerikalı’dan biri, öyle. (Batı Avrupa’da 3 çocuktan biri öyle!)
ABD de 3 çocuktan 1 i, ya anası, ya da babası olmayan bir evde yaşıyor; ebeveyn’den biri (daha çok annesi) olmaksızın büyüyor; (sonra ondan hayır bekle!)
Ergenlik çağındaki Amerikalı’larda, intihar, 1960 yılına göre3 kat artmış.
ABD de sürekli uyuşturucu kullananların sayısı 6 milyon!
Evlenme isteği, gençlerde gittikçe azalıyor.
Erkekle kadın, aynı evde, nikâhsız olarak karı-koca gibi yaşıyor; toplum, cinsî özgürlük (!) vermiş. Kanuna göre, boşanma durumunda erkek, servetinin yarısını kadına verecek; erkek, onun için nikâh yapmıyor.
Kadın ise, kendisinin yanında olacak, koruyacak, birlikte olacağı bir erkeğe ihtiyacı olduğu için nikâhsız yaşamayı kabul ediyor! Biyolojik ihtiyaç, böyle yaptırıyor. (İslâm’da evlenmek çok kolay : İlân edilen nikâh ve yemek verilmesi kâfi. Boşanmak da öyle; bir sözle bitiyor; yürümeyen evlilik, mumya gibidevam ettirilmiyor.)
(Bu durumdan, BİZİM DERS çıkarmamız gerekmiyor MU?)
Yazar diyor ki :
Böyle, ölmekte olan bir toplumun HÜR olması mümkün değildir.
Faziletsiz, erdemsiz Hürriyet olmaz.
İMAN olmadan da Fazîlet olmaz.
***
Peki, HANGİ Îmân’a sarılacak BATI? Hristiyanlığa mı?
Teslîs (Üçlü Tanrı’ya inanış) temel olduğu için, Hristiyanlığa göre yetiştirilen çocuk, 12-13 yaşına gelince, Hristiyanlığı bırakıyor, daha sonra, Doğu dinlerini araştırıyor, ‘kafası İslâm’a KARŞI şartlandırılmış olduğu için, İslâm hakkında, en sonra okuyor ve kalbi mühürlenmemiş ise, kurtuluyor.
BATI’nın kurtuluşu İslâm’da; ama, medyaya ve paraya hâkim güçler, Batı’yı bu konuda çoktan çıkmaza sokmayı, İslâm’ı düşman gibi göstermeyi başardı.
Müslümanlara, önce doğru dürüst Müslüman OLMAK, sonrabaşkalarınıhidâyete erdirmek için BÜYÜK SORUMLULUK düşüyor! 08/06/2019