Batı Trakya’da Türk olmak

“Sıkıntılar saymakla bitmiyor. Küçücük belediyeye bile bin türlü zorluk çıkartılıyor. Belediye için bir amblem tasarlamışlar. Atina’dan bir türlü onay gelmemiş. Başkan amblemi gösterdi. Bir köprü ve iki yanında minare silueti var. Üç yıldır beklediklerini öğrendik. Günün birinde onay geleceğine inanıyor.”

*****

Mehmet ŞEKER

Orada bir belde var, hiç de uzakta değil[i]

Epey zaman önce Bulgaristan’ı dolaşırken, Silistre civarında yaşlı bir teyzemizin söylediği bir söz hiç aklımdan çıkmadı.

“Evladım, şu âlemde her ne olursan ol, hiçbir zaman bir ülkede azınlık olma.”

Dünyanın hangi köşesinde, hangi azınlık, bu söze itiraz edebilir, bilemem; gördüğüm kadarıyla teyze son derece haklı.

Geçenlerde Mustafa Cambaz sergisi için Gümülcine’ye gittiğimizde İskeçe ve Kavala’yı da dolaştık.

Batı Trakya, mübadeleye dâhil edilmeyen bölge.

Oradaki Türkler karşılığında ise İstanbul’daki Rumlar yerlerinde kaldı.

***

İskeçe’nin Mustafçova (Miki) Belediye Başkanı Cemil Kabza ile oturduk, sohbet ettik.

22-23 bin civarındaki nüfusun tamamı Müslüman Türklerden oluşan Mustafçova’nın bütün seçilmiş yöneticileri de azınlık mensubu.

Kanunlara göre 110 personel bulunması gerekirken, 35 kişi ile sınırlandırılmış.

Başkanın anlattıklarını dinlerken, her cümlede hayret seviyesi yükseliyor.

Belediye binası yok, kiralanan bir evde barınıyorlar. Sadece iki şoför ve bir makinist var.

***

1998’e kadar o belde ‘yasak bölge’ ilan olarak tarihe geçmiş.

Uzun yıllar dünya ile bağlantıyı kesen bu uygulama, askerî bölge olarak kontrol altında tutularak, her türlü yatırımdan mahrum bırakılmış.

Sosyo-kültürel etkinlikler bir yana, en temel hizmetler olan yol, su, elektrik ve temizlik gibi hizmetlerde bile geri tutulmuş.

Bütün bu haksızlıklara rağmen, bölge halkı, birlik ve beraberlik içinde dinî ve kendi kimliğine sahip çıkmış, hasletlerini koruyabilmiş.

 

bati trakya harita2

 

***

Ekonomik krizin nasıl etkilediğini merak edince, Başkan Cemil Bey, hızlıca özetledi.

“Yunanistan’ın son altı yılda karşı karşıya kaldığı ekonomik kriz, bütün ülkeyi olduğu gibi bölgemizi de oldukça olumsuz etkiledi. Bugüne kadar yapılmayan yatırımlara ekonomik kriz de eklenince bölgemiz, ülkenin en geri kalmış ve yardıma muhtaç bölgesi haline geldi.

İçme suyu, kanalizasyon, ulaşım, elektrik, çöp gibi temel ihtiyaçlara cevap verme konusunda büyük sıkıntılar yaşanmaktadır.

Belediyemize merkezî hükümetten sağlanan fonlarda (Yunanistan’daki bütün belediyelerde olduğu gibi) 2009’dan bu yana yüzde 60 civarında kesinti yapıldı.”

***

Başka ne gibi zorluklar olduğunu sorduk, “Siyasî baskılar” dedi.

“Belediye yönetimini devraldığımız 1 Eylül 2014 tarihinden bu yana özellikle azınlık konularında millî ve manevî değerlerimize sahip çıkma, koruma ve geliştirme adına gösterdiğimiz tutum, attığımız bazı adımlar ve sergilediğimiz bazı dik duruşlu hamleler, devlet ricalini fazlasıyla rahatsız etti.

Belediyemiz ve özellikle başkan olarak ben, yerel yunan basını başta olmak üzere, zaman zaman ulusal basın, ırkçı Altın Şafak Partisi, Hıristiyan Demokrat Partisi, Bağımsız Yunanlılar Partisi ve İskeçe’deki siyasilerin hedefi haline geldik.”

***

Ayrıntı isteyince, Cemil Başkan somut örnek verdi.

“Aralık 2015’te, belediyemize bağlı ve sadece Yunanca eğitim veren devlet anaokullarına bazı Yunanlı öğretmenlerin ‘Noel baba’ etkinliklerini dâhil etme çabalarını keşfettik.

Bu duruma karşı çıktık, eğitim bakanlığına hitaben, başkan imzasıyla resmî bir kınama yazısı yayınladık.

Yazının yayınlanmasından ve ilgili makamlara gönderilmesinden sonra, yerel basın başta olmak üzere, Atina basını ve ulusal televizyon kanallarında belediyemiz ve başkan olarak ben hedef haline getirildik.

Altın Şafak Partisi, Hıristiyan Demokrat Partisi milletvekilleri tarafından meclise soru önergesi verildi.

Özellikle ulusal basının elektronik ortamlarında ve sosyal medyada yapılan yüzlerce çirkin yorum, küfür ve tehdit dolu yazılarla bir karalama kampanyası başlatıldı. Biz, aldığımız kararın arkasında durduk ve her şeye rağmen, ‘Noel Baba’nın anaokullarına girişini şimdilik engelledik.”

***

Bu anlattıklarının bir Avrupa Birliği ülkesine yakışmadığını söyleyince, Başkan Cemil Bey güzel ve anlamlı bir gülüşle karşılık verdi. (O gülüşü burada resmedebilmeyi isterdim.)

“Peki” dedik, “bu sözlerinizi yazacak olursak, başınız derde girer mi?”

“Biz dertten korkmayız. Ayrıca hakkımız olmayan bir talepte bulunmuyoruz.”

Mustafçova’nın başka sıkıntıları da var ama hepsini yazmak için yerimiz yeterli değil.

*****

Batı Trakya’da Türk olmak zor[ii]

04 Kas 2017, Cumartesi

Yemekten sonra çay kahve faslına geçtik. Hava latif, şehir mazbut, ahali mutedil idi. Başkan Cemil Kabza, Mustafçova’yı anlatmaya devam etti.

“İskeçe’de merkez belediye tarafından her yıl Şubat ayında bir haftalık karnaval etkinlikleri düzenlenir. Son iki gün eğlenceler doruğa ulaşır ve Pazar günü sona erer. Cuma gün öğrencilere yönelik bir eğlence yapılır. O gün eyalet başkanı veya başkan yardımcısının kararıyla resmi tatil ilan edilir.

2017 yılına kadar bu gelenek böyle devam etti. Ancak, Eyalet Başkanlığı, bu sene okulları tatil etme kararını belediyelerin inisiyatifine bıraktı.

Ben de belediye başkanı olarak belediye sınırlarımız içerisinde bu tür etkinlikler yer almadığı, dinimizce uygun görülmediği gerekçesiyle, okulları Cuma günü açık tutma kararı aldım.

Bu kararım da yerel Yunan basını ve İskeçe’deki siyasiler tarafından büyük bir nefret ve kızgınlıkla karşılandı. Gazeteciler peşimi bırakmadı.”

***

2015’te Edirne’nin Meriç ilçesiyle “kardeş belediye” olmak için karar almışlar.

Onaylanması için iki yıl beklenmiş. Nihayet kurul incelemiş ve reddetmiş.

“Daha önce hiçbir bağlamda işbirliği yapılmayan belediye ile kardeş belediye olunamaz” demişler.

***

 

bati trakya turk sehir mimarisi

Batı Trakya’da bir sokak ve Türk Evleri

 

Başkan Cemil Bey, eleman alma konusunda yaşadıkları sıkıntıları da ayrıntısıyla şu şekilde anlattı:

Avrupa Birliği fonlarından finanse edilen Sosyal Yardım Merkezinde çalışmak üzere alacağımız üç eleman için (sosyolog, psikolog, sekreter) Türkçe bilme şartı talebimiz, mecliste oy birliğiyle aldığımız karara rağmen, Yunanistan Devlet Sınavları Merkezi tarafından reddedildi.

(Tamamı Türk olan bir beldeden söz ediyoruz.)

Bu merkeze eleman alma konusu meclise geldiği zaman, Türkçe bilme şartının aranan özellikler arasında olması yönünde oy birliğiyle karar alındı. Buna istinaden, yayınlayacağımız iş ilanını kontrol için Devlet Sınavları Merkezi’ne (ASEP) gönderdik ve Türkçe bilen bir kişinin bunu nasıl ispatlayabileceği yönünde ek yazı gönderdik.

Bize gönderilen cevapta Türkçe’nin Yunanistan’da Atina Üniversitesi tarafından verilen bir sertifika veya TÖMER tarafından verilen bir sertifika ile ispatlanacağı yazılı beyan edildi.

***

Bu talimatlar doğrultusunda iş ilanını gazetelerde yayınladık ve iş başvuruları başladı.

Ancak bu süreçte yerel Yunan basını, Türkçe bilme şartını ‘ırkçılık, ayrımcılık ve hile’ ile bağdaştırarak bir karalama kampanyası başlattı.

Yaklaşık 3 hafta boyunca manşetten inmeyen bu konu, Altın Şafak Partisi, Hıristiyan Demokrat Partisi konuyla ilgili meclise soru sundular ve başkanın görevden uzaklaştırılmasını talep ettiler.

Ayrıca Bağımsız Yunanlılar Partisi ve maalesef İskeçe Yerel YDP il örgütü beni kınayan açıklamalar yayımladı. Ardından savcılık soruşturma başlattı.

Savcılığa konuyla ilgili bir yazılı ifade verdim. Ayrıca, bütün evrakların suretini talep eden savcılığa bizzat teslim ettim. Soruşturma devam ediyor. Davanın açılıp açılmayacağı yakında belli olacak.

***

Bu olay meydana geldikten ve İskeçe yerel Yunan basını karalama kampanyasını başlattıktan sonra İskeçe’deki Bulustra-Avdira Belediye Başkanı, belediyelerimiz arasında imzalanmış olan teknik eleman konusundaki işbirliği protokolünü beş ay erken tek taraflı iptal etti. Ardından beni telefonla arayarak, “Bundan sonra işin çok zor. Artık sana hiç kimse yardım etmeyecek. Sana karşı herkes tavır takınacak. Bunu yapmayacaktın” dedi.

Ayrıca Eyalet Başkan Yardımcısı ve İskeçe Belediye Başkanı, Türkçe şartını talep ettikten sonra, şahsıma ve belediyemize karşı uzaklaşma tavrını sergilemektedirler. Telefonlarıma dahi cevap vermiyorlar.

Ancak, belediyeler arası işbirliği ve yardımlaşma önemlidir. Projelerimizi hazırlamanın yanı sıra uygulama aşamasında da takip komisyonları mevcuttur. Elektrik işlerinin yer aldığı ihaleler elektrik elektronik mühendisimizin bulunmaması ve İskeçe ile Avdira belediyesinden işbirliği protokolüne yanaşmadıkları için, hazır olan projelerimizi uygulamaya koymakta sıkıntı çekiyoruz.

***

Sıkıntılar saymakla bitmiyor. Küçücük belediyeye bile bin türlü zorluk çıkartılıyor. Belediye için bir amblem tasarlamışlar. Atina’dan bir türlü onay gelmemiş. Başkan amblemi gösterdi. Bir köprü ve iki yanında minare silueti var. Üç yıldır beklediklerini öğrendik. Günün birinde onay geleceğine inanıyor.

Yani…

Yanisi şu: Batı Trakya’da Türk olmak zor.

Bu sorunların çözülmesi için, üst düzeyde bir irade gerekir ki onun da tam zamanıdır.

 ———————————————————-

Kaynaklar:

[i] http://www.yenisafak.com/yazarlar/mehmetseker/orada-bir-belde-var-hic-de-uzakta-degil-2040914 ; 03.11.2017

[ii] http://www.yenisafak.com/yazarlar/mehmetseker/bati-trakyada-turk-olmak-zor-2040927 ; 04.11.2017

Yazar
Kırmızılar

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen