Her şeye yetişiyoruz, kendimize “hayır”.
Kendimizden geçme faslına geçememek büyük yük.
“Duvarı nem, yiğidi gam…”
Selami Öztürk Ağabey de önden giden atlılar kervanına katıldı.
Cenab-ı Hakk Rahmeti ile ağırlasın. 
Can dostlar birer ikişer vuslata ermekle gittikçe daha da ıssızlaştırıyor küçük dünyamı.
Gençler için ileri bakmaya çalışıyorum kendi adıma.
Gençleri hiç tanımıyorlar.
Türk Müslümanlığı ile buluşmalarına az kaldı.
CIAsal yerlileri özlemeyecekler.
Töre’de kalem ve gönül kadar asıldır kılıç.
Kılıçlar hazır ve keskin tutulmalı zira ayakların baş, başların ayak edildiği manzarada çok fazla kirli gölge var.
Tereddütsüz işe girişmeye niyetli kılıçlar.
Her dem 20 yaşında gibi, vakit tamam olana dek hep yeniden Bismillah. 
Sonra tahta ata binip bekleyenlere yetişiriz inşaAllah.
***
Türkiye’de siyaset, kaçıp kurtulunması imkânsız bir zindanın hiç güneş ışığı sızmamış en karanlık hücresinde bulunan 2 katlı beton ranzanın altında mı üstünde mi yatılacağına karar vermeyi demokratik seçim zanneden kölelerin hiç olmayan haklarını gasp etmek üzere örgütlenen gardiyanların bir tür sirk gösterisinden ibarettir. 
Devlet adamının kendini takdim ihtiyacı yoktur.
Son tahlilde zemin dâhil her şey, yani vaziyet değişmelidir.
Yani zaman, yani mekân, yani olay, yani olgu, yani insan.
Mevcut oyuncular gameover.
Yeni şeyler söyleyecek yeni insanlar ve tekerrür etmeyecek yeni bir senaryo ile.
***
Ev deyince site dairesi anlayan töresiz zavallılar sistem sıfırlanınca (yakında) oturup yerler o betonları. 
Dünyaya “yer’leş’eceğine” inandırılan ve komik ama “yatırım” yapanlar sonunda 2 m² çukura konuyor. 
Töre, Cenab-ı Hakk’ın an itibariyle muradı olan “devran”ın ilişkiler ağını anlatır. 
Odakta insan ve onun da odağında ontoloji/itikat var.
İtikat bozulunca (iman gidince) dünya yatırım, “ocak” da daire oluyor.
Oysa ev, ocaktır.
Türk Müslümanlığı o yüzden boğuluyor her yönden saldırılarla.
Bakın inşaat/beton sapkınlığının imansız (soyadı değiştirilip imamın/oğlu yapılsa bile) Töresiz müteahhitlerinin alayı aslında kripto.
Yani beton itikadı iblisin planlı operasyonudur.
Onların yüzsüz yüzsüz dinci-milliyetçi veya sosyalist naralar atması, hele helâl/haramdan bahsetmesi palavradan ibarettir. 
Daha dün hizmet, himmet, abi-abla diyenler de onlardı.
Dokundukları her şeyi kirletiyor, solunmaz/yaşanmaz hâle getiriyorlar.
***
Bütün bu ahval ve şerait içinde şükür ki ümidimiz bâkidir ve gençliktedir. 
Dünya da iyice bunaldığı ve zorlandığı için itikadı bozukların planları başlarına geçirilecek, devran inşaAllah tersine dönecektir.
Esasen üstü örtülen kadim demlerde bu tür gök’sel müdahaleler çokça mevcut.
Batınî hükûmet!
2025 için artık açık açık konuşabiliriz:
“Önümüzdeki günlerde çok şey değişecektir, her şey değişecektir. 
Öyle gözüküyor. 
İnşallah Türkiye değişmez.”