Ben bu dağın ağacıyam.
Üzerimden yaz geçer, kış geçer.
Bulut geçer, ümit geçer.
İplik iplik yağmur yağar ıslanırım.
Kar kar üstüne düşer, efkâr efkâr üstüne.
Dallarıma kuşlar yuva yapar.
Yuvasız kuşlar da gelir sığınız zaman zaman.
Bazı hoyrat eller kırar kanadımı, kolumu… Ses etmem.
“Sövene dilsiz, dövene elsiz gerek” bilirim.
Yapraklarıma çiğ düşer, damla damla deniz olurum.
Çırpınıp içinde döndüğümüz denizin damlaları bendendir.
Ben bu dağın ağacıyam.
Ben bu dağı bekleyen ağacım.
Aşkla… Muhabbetle…
…
Aşk
“Cihanı hiçe saymaktır, adı aşk,
Döküp varlığı gitmektir, adı aşk,
Belâ gökten yağmur gibi yağarsa,
Başını ona tutmaktır, adı aşk.”
Eşrefoğlu Rumi
Biz testiye değil içindekine meyil vermişizdir.
İçtiğimiz yudum yudum güzelliktir, sevgidir.
Canımıza candır.
Derdimize deva, ruhumuza şifadır.
Bizi alır götürür ötelere.
Ay doğanda esen, gün doğanda gezen oluruz biz.
Yolumuz doğruyadır.
Kökümüz dalımızdır.
Çiçek çiçek meyveleniriz.
Ve ıslak bir türkü olur söylediğimiz.
…
Dost Dost Diye
Bizim türkülerimiz dostçadır, şefkat doludur.
İnsanca sıcaktır.
Elden ele, dilden diledir.
Söylediklerimiz içimizden gelendir, yüz aklığımızdır.
Yüreğimizin teridir.
Ocağımızda, işimizde, aşımızda türküler vardır.
Sevdiğimizle aramızda engeller olur bazen.
Dost yüzünü göremezsen gözümüz nemdir bizim.
Bu yüzden gözyaşımızı gözümüzden gizli sileriz.
İçimiz yanardağ olur alev alev.
Ama hiç bir gecenin ebedi olmadığını bilir bir türküye başlarız.