Sazım yaylaları bilir.
Benim sazım dağ kokar, yayla kokar, Çukurova kokar.Güzele sevdalıyım ben.
O güzel, elâ gözlerine kurban olduğumdur, elâ gözlü benli dilberdir.
Ak ellerini sala sala gelen yârdır.
Büsbütün dünyaya değer gözleri.
Nasıl methedeceğimi bilemem.
Bazen yollarım bağlanır çaresiz kalırım.
Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölümdür boynumu büken.
Ardıma düşer ölüm.
“Var git ölüm bir zamanda gene gel” derim dinlemez.
Bilirim ki üryan geldim yine üryan giderim.
Tel tel kopar ömür.
Cezel Yaylasında cerenler su içer avucumdan.
Dağ dağ, yayla yayla türkülerim söylenir benim.
O türküler ki turna kanadında gider, bir gönül yuvasına konar.
“Yüce dağ başında ay kandil olur”
Bir sevdadır türküler.
Ben Karacaoğlan’ım.
Ben türküyüm,
Bir ay doğar gözlerimin üstüne benim,
yıldız yıldız çoğalırım.
Gecelerime dert düşer nice zamanlarda.
Elvan elvan hüzünlerim olur bazen.
Geceye göz eklerim yıldız yıldız.
Kışlar üşür halimden.
Ben türküyüm.
Bir yorgun bakışa sürerim sevdamı,
ya dağ delerim ya da yanmış çöllerde bulurum kendimi.
Yaralarıma kurt düşer.
Vurgun yerim deniz gözlerden.
Başımı koyarım sevda kalesinin düşen taşı yerine.
Kışlar söyler, kuşlar söyler, taşlar söyler beni.
Dağların gördüğü yerdeyim ben.
Dün yarının çerağı,
Yol, yolcunun durağı,
Bir sevdalı yüreği,
Bin yakmak hakkım var benim.
Ben türküyüm.