Beni Niye İyileştirdin!

Hasan Fevzi BATIREL

Hayatınıza mal olacak bir hastalığın iyileşmesine vesile olan doktora hangi gözle bakarsınız…

Çoğu kişi için bu işin cevabı “Beni sen kurtardın doktorum!” veya “Sağlığımı önce Allah’a sonra size borçluyum” şeklindedir.

Geçen gün şifa dağıtmaya vesile olduğumu düşünürken, yaşadığım bir olay nedeniyle bazı insanların kötü kaderine katkıda bulunan bir kişi olduğum hissine kapıldım. Anlatayım…

Tam 11 yıl önce 64 yaşında bir teyze başvurdu. Okuma yazması olmayan bir Anadolu köylü kadını. Yutma güçlüğü varmış. Yıllarca sigara içmiş, halen de içiyormuş. Sonradan öğrendiğim kadarıyla bir oğluyla ilgili sıkıntıları varmış. Yapılan endoskopi sonucunda, yemek borusu kanseri teşhis edildi. Hastalık bölgesel olarak biraz ilerlemişti. Kemoradyoterapi uygulandı ve ardından o zamanki teknikle, açık ameliyatla özofajektomi (yemek borusunun çıkarılması ameliyatı) yaptık. Hem karın, hem göğüs, hem de boynu açtığımız ameliyatla yemek borusunun %90’ını çıkardık. Mideyi tüpleştirerek yeni yemek borusu haline getirdik. Hızla iyileşti, onuncu gün taburcu oldu.

Polikliniğe düzenli geliyordu. Bazen sırtındaki ağrıdan şikâyet ediyor, bazen yemek yerken takılmalardan bahsediyordu. Bir müddet sonra tekrar sigara içmeye başladı, günün birinde gözyaşlarıyla oğlunu kaybettiğinden bahsetti. Ben de sigara konusunda daha fazla üstelemedim. Sonuçta evlat acısı çok zor bir imtihan, Allah kimseye yaşatmasın…

2 yıl önce, yani özofajektomiden 9 yıl sonra yanında 50 yaşlarındaki oğlu ile geldi. Oğlu da çok fazla sigara içiyordu…

Akciğerde ve mediastende (iki akciğer arasındaki bölge) kitleler vardı. Teşhis küçük hücreli akciğer kanseri geldi. Teyzeye açıkça söylemedik. Sorularını geçiştirdik. Benden yardım istedi, oğlunun onkolojik tedavisini organize ettik. İlk başta tedaviye cevap verdi, ama 6 ay sonra hastalık ilerledi, hem akciğerde hem de bu sefer karaciğerde tekrarladı. Genç adam hızla kilo kaybetti, güçten düştü ve 2 ay önce hayatını kaybetti.

76 yaşındaki teyzemiz geçenlerde polikliniğe geldi. Gözleri yaşlı, zoraki yürüyerek, yanında kızıyla geldi. Kızı başını öne eğerek abisinin ölümünü kastetti. Yaşlı teyze hiç beklemeden yüzüme bakıp, birazda sitemle;

“Oğlumu niye iyileştiremedin doktorum? Niye? Niye?”

Deyince;

“Teyzecim oğlunun hastalığı kötü bir hastalık, tedavi işe yaramadı, çok üzgünüm. Baştan hastalığın kötü olduğunu biliyorduk, ama sana o kadar açıkça söyleyemedik” dedim.

Teyzenin cevabı, yanımdaki öğrenci ve asistanlarla birlikte yüreğime oturdu;

“Beni oğullarımın ölüsünü göreyim diye mi ameliyat ettin. Beni niye iyileştirdin?”

Her insanın bir var olma sebebi olsa gerek. Bana verilen yeteneklere, kişilik özelliklerime baktığımda insanlarla iletişime geçmekten, onlarla hem hal olmaktan mutlu olduğumu görüyorum. Mesleğimde bu özelliklere fazlasıyla ihtiyaç var. Ne kadar şükretsem azdır…

Fakat iyi niyetle yaptığınız işlerin böyle kötü bir neticenin önünü açacağını nasıl bilebilirsiniz? Bu hastayı 11 yıl önce ameliyat etmeyip, korkutup, kemoradyoterapiye yönlendirebilirdim. Ama o gün için tıbben doğru ve daha iyi olan tedaviyi uyguladım…

Günlük hayatımızda ailemizin, başkalarının hayatlarını etkileyen kararlar alıyoruz… Ve bu kararlarda hayatın hep aynı güzellikte veya düzende gideceğini düşünüyoruz. Oysa hayatta iniş ve çıkışlar, bazı insanlar için uçurumdan aşağıya düşmek var…

Tüm bu yaşananların talihsizlik olduğunu düşünebilirsiniz… Ben kötü kadere inananlardanım…

HasBat1

İnsanın hayatında çektiği acılar yüzüne yansır mı? Ah be teyzem, yüzün her şeyi anlatıyor…

Yazar
Hasan Fevzi BATIREL

Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı'nda öğretim üyesidir (Prof.Dr.). Avrupa Göğüs Cerrahisi Derneği Yönetim Kurulu üyeliği de yapmaktadır.

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen