1957 yılında Osmaniye’nin Toprakkale ilçesinde doğdu. İlköğrenimini Toprakkale’de, orta ve lise öğrenimini Osmaniye İmam Hatip Lisesinde tamamladı. 1978 yılında Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesinden mezun oldu. Osmaniye’de on yedi yıl yayınlanan Güneysu Kültür Sanat ve Edebiyat dergisinin genel yayın yönetmenliğini yaptı.
Şiir, masal ve hikâye türlerinde seksen beş eseri bulunan yazar; 1994 yılında Türkiye Yazarlar Birliği tarafından Çocuk Edebiyatı dalında “Yılın Yazarı”, 1997 yılında Türkiye Çocuk Dergisi tarafından “Yılın Öğretmeni”, 2003 yılında Çocuk Edebiyatçıları ve Yayıncıları Birliği tarafından “Yılın Şairi”, 2011 yılında İLESAM tarafından Çocuk Edebiyatı dalında “Yılın Yazarı” seçildi. 2012 yılında İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından “Yazarlar Okullarda” projesinde Esenler ilçe yazarı olarak görevlendirildi. 2013 yılında Kars Kafkas Üniversitesi, 2017 yılında 19 Mayıs Üniversitesi tarafından eserleriyle ilgili yüksek lisans tezleri hazırlandı. 2013 yılında Edebiyat ve Sanat Araştırmaları Derneği (ESKADER) tarafından Çocuk Edebiyatı dalında “Yılın Yazarı” seçildi. 2014 yılında Milli Eğitim Bakanlığı Yayın Danışma Kurulu üyeliğine seçildi. 2015 yılından itibaren öğrenciler arasında “Bestami Yazgan Şiir Yarışması” düzenlenmeye başlandı. 2017 yılında Kosova/Prizren’de yayımlanan Türkçem Dergisi tarafından “Yılın Yazarı” seçildi.2017 yılında “Çizgi Ötesi Öğretmenler” projesi kapsamında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından belgeseli çekildi. Şiir dalında yurt içi ve yurt dışında birçok ödül alan Bestami Yazgan’ın eserlerinden bazıları bestelendi, bazıları da ders kitaplarına girdi. ESKADER, İLESAM, MESAM ve Türkiye Yazarlar Birliği üyesidir.
Bestami Yazgan, medenî denilen; ama gerçekte madenî özellikler taşıyan çağımızda, gönül ve ömür toprağımızı saf şiir sularıyla sulayan, kuşluk vakitlerinin kuşlu saatlerinde yazdığı şiirlerle gönül güvercinlerimizi besleyen, bulanık ve bunalmış düşüncelerimizi demleyen bir gönül insanıdır. Evli olan şair dört çocuk babasıdır.
Şairlik Serüveni :
Gençliğimde bir şiirim, hikâyem, masalım mahalli gazetelerde yayınlandığında çok mutlu oluyordum. Hele İstanbul’da yayınlanan bir gazetede, dergide çıktığında çok daha mutlu oluyordum. Yeni şeyler yazayım diye bu beni teşvik ediyordu. Hatta çocuk edebiyatına yönelmemin sebebi de şuydu: Bir çocuk dergisine çocuklarla ilgili bir şiir gönderdim. Arka kapakta yayınladılar. Bu beni teşvik etti ve çocuk edebiyatına yöneldim. Daha sonra hem araştırarak hem de yazarak çocuk edebiyatının ne olduğunu öğrendim. Aynı öğretmenliği üniversitede değil yaparak öğrendiğim gibi.
Genç Yazar ve Şairlere Tavsiyeleri :
Yazma olayı taşma olayıdır. Bir bardak ancak dolduğu zaman taşar. İnsanın taşması için de önce dolması lâzım. Güzel konuşan insanları dikkatle dinleyebilir, takip edebilirler. Bir de güzel kitapları, dergileri okuyup dolarlarsa, kalemin ucundan akmaya başlar yazılar, şiirler… Merhum Mehmet Âkif’in bir sözü var ona katılmamak elde değil. Şöyle diyor: “Yazma kabiliyetinin yüzde onu Allah vergisi, yüzde doksanı gayrettir”. Kişide Allah vergisi kabiliyet varsa, dolduktan sonra taşmaya başlar. Yazmayı ancak yazarak öğrenebilirler. Bir örnek vereyim, çocuklarla ilgili bir şiirimde şöyle diyordum “ Gökyüzünde uçuşan pembe bulutlar atım / Sevmek ve sevilmektir benim asıl sanatım”. Bir arkadaşım okudu, “Hocam olmaz.” dedi. Niye dedim? “Burada çocuğun yerine kendinizi koymuşsunuz. Çocuk sanat olsun diye sevmez ki. İçinden geldiği için sever.” dedi. Ondan sonra yazdığım tüm şiirlere bu nazarla baktım. Çocuğun yerine geçtim mi, geçmedim mi? Bir tenkit, bir yanlış bizi diğer yapacağımız hatalardan kurtarır. Onun için tecrübeyi; yaptığımız hatalardan aldığımız derslerin bileşkesidir diye tarif ediyorlar. Dolayısıyla bu işi yazarak öğrenmelerini tavsiye ediyorum. Bir de kendi tecrübemden yola çıkarak söylüyorum ki usta çırak ilişkisi de önemlidir. Ben manevi üstat olarak Yunus Emre’yi seçtim kendime. Dünyevî olarak da rahmetli A. Neşet Dinçer Bey’i. Ben edebiyat öğretmeniyim ama bana şiirde o öğretmenlik yaptı, teşvik etti. Usta çırak ilişkisinin faydalı olduğuna inanıyorum. Fakat yeri gelmişken şunu da belirtmek isterim. Şu an benim de çıraklarım var, içlerinde değerli şairler var. Şöyle düşünüyorum, uçmayı öğrendikten sonra o çırakları serbest bırakmak lâzım. Bazıları bana benzer yazıyor. Bazıları benim sanat çizgimin çok dışında yazıyor. Ama hiç müdahale etmedim, etmem de. Onlara “Evladım bundan sonra gökyüzü senin, kanatlar senin. İstediğin gibi uç. Sakın hocamdan farklı uçuyorum diye çekinme, doğrusu da budur.” diyorum. Bugüne kadar da hiç önlerini kapamadım. Sadece uçmayı öğrettim. Onlar inanç olarak benimle aynı, ama sanat çizgisi olarak farklı uçuşlar gerçekleştiriyorlar. Hocaların burada genci yani öğrencisini sıkmaması gerekir ki o kabiliyetine göre istediği yere uçabilsin.
Cemil Meriç “Dergiler hür tefekkürün kaleleridir” diyor. Âcizane ben de şöyle diyorum. “Her dergi sanat tepelerinde yakılan bir çoban ateşidir, gelen giden orada ısınır, etrafında toplanır. İşte bu dergilerimiz yazmaya hevesi olanları yakınlaştırır ve ısıtır. Burada kuşların yuvadan uçmayı öğrendiği gibi uçmayı öğrenirler. Ondan sonra gazetelerde veya başka yerlerde yazmaya başlarlar. Biz de 1985–2000 yılları arasında Osmaniye’de Güneysu dergisini çıkardık. Emin olun o zaman ne dergiciliği ne de yazarlığı biliyorduk. Biz dergiyi çıkardık, dergiyi yetiştirdik ama dergi de bizi yetiştirdi. Birbirimizi besleyerek devam ettik. Her dergimiz sanat tepelerinde yakılan o çoban ateşi gibidir. O ateşin etrafında toplanan gençleri, yazarları ısıtır, oradan gelen ışıkla yüreğini aydınlatır. En güzel eseriniz hangisi diye soruyorlar. En güzel eserimi daha yazmadım diyorum. Çünkü en güzelini yaptım dediğim an ben orada biterim. Hep daha güzeli hep daha iyisi olmalı hayatta. Daha iyiye güzele gitmek için dua etmek ve gayret etmek gerekir. Bu bağlamda derginiz çok güzel. Ama daha da güzel olabilir? Neden olmasın ki?
Özellikle Çocuklar İçin Yazmayı Tercih Etmesinin Sebebi:
Dünya bir ağaç olsa çiçeği çocuklar olurdu. Onlar hiç solmayan sevgi ve mutluluk çiçekleridir. O çiçekler sadece gönlümde değil kalemimde de açsın istedim. Açsın ki gönlüm gibi kalemim de güzelleşsin… Ayrıca altı torun dedesi, dört çocuk babasıyım. Otuz altı yıldan beri bilgi bahçesinde bahçıvanlık yapıyorum. Çocuklar için bayram yapan bir milletin evladıyım. En önemlisi de bütün çocukları Müslüman sayan bir Allah’a inanıyorum. Bu kadar güzellik bir araya gelince bize sadece kalemi elimize almak kalıyor…
Bir Eğitimci Olarak Ebeveynlere Tavsiyelerinden :
Eskiler “Lisan-ı hâl, lisan-ı kâlden evladır.” demişler. Çocuklarımıza davranışlarımızla örnek olmalıyız. İşimize gösterdiğimiz ilgiyi eşimize ve evimize de göstermeliyiz. İşimizle dünyevi sermayemizi zenginleştiririz. Ailemizle de manevi zenginliğimiz ve mutluluğumuz artar. Ayrıca ailelerin sabırlı olmasında fayda var. Bir öğretmen olarak çocuklardaki değişimi günü gününe takip etme imkânım oluyor. Lise 1. sınıfta çok yaramaz olan bir öğrenci liseyi bitirinceye kadar çok değişiyor. Bunun için öğrencilerim beni kızdırdıkları zaman şöyle diyorum: “Evladım, boşuna uğraşmayın. Birkaç sene sonra bazılarınız hanımefendi, bazılarınız beyefendi olacaksınız. Sizleri seviyorum.” Bunları söyleyince problem büyük oranda bitiyor.
ESERLERİ:
Son Çıkan Eserleri
| Eserin Adı | Türü | Yayın Evi |
1. | Gönül Fotoğrafı | Şiir | Nar Yayınları |
2. | Yıldızlara Astık Yüreğimizi | Şiir | Nar Yayınları |
3. | Olimpiyat Ormanı | Masal | Nar Yayınları |
4. | Masal Denizi | Masal | Erdem Yayınları |
5. | Uçtu Uçtu Şiir Uçtu | Çocuk Şiiri | Nar Yayınları |
6. | Güneşle Ay Duymasın | Çocuk Şiiri | Nar Yayınları |
7. | İlk Öğrendiklerimiz: İslam’ın Beş Şartı | Çocuk Şiiri | Nar Yayınları |
8. | Alfabenin Öyküsü | Tekerlemeler | Nar Yayınları |
9. | Şiirlerle Nasrettin Hoca | Çocuk Şiiri | Erdem Yayınları |
10. | Kalbini Kaybeden Adam | Hikâye | Nar Yayınları |
11. | Mutluluğun Formülü | Hikâye | Nar Yayınları |
12. | Bilgi Çiçeği Öğretmenim | Öğrt. ve Öğrenci Şiirleri | Nar Yayınları |
13. | 34 Adet Masal Kitabı | Masal | TDV Yayınları |
14. | Çocuk Şiirleri | Çocuk Şiiri | TDV Yayınları |
15. | Masal Salıncağı | Masal | Nar Yayınları |
16. | Anne Sen Melek misin? | Çocuk Şiiri | Nar Yayınları |
17. | Çıtı Pıtı Kutu Kutu Şiirler | Çocuk Şiiri | Nar Yayınları |
18. | Şimdi Sevda Yürüsün | Şiir | Nar Yayınları |
19. | Sevgi Çiçeği | Çocuklara Mektuplar | Nar Yayınları |
20. | Ceren ve Arkadaşları (6 kitap) | Masalsı Hikâyeler | Nar Yayınları |
21. | Doğum Günün Kutlu Olsun | Hikâyeler | Nar Yayınları |
22. | Gözlük Takan Yıldızlar | Masal | Nar Yayınları |
23. | Paten Giyen Kaplumbağa | Masal | Nar Yayınları |
24. | Affet Beni Öğrencim | Yaşanmış Hikâyeler | Nar Yayınları |
25. | Kuşların Masalı | Masal | Nar Yayınları |
26. | Gökkuşağı Sevinci | MEB Tavsiyeli Çocuk Şiiri | Nar Yayınları |
27. | Kutu Kutu Pense | Çocuk Şiiri | Nar Yayınları |
28. | Uçarım Dualarla Gökyüzüne | Çocuklar İçin Dua | Nar Yayınları |
29. | Kirazlı Şemsiye | Hikâye | Nar Yayınları. |
30. | Bu Vatan Bizim | Şiir | Nar Yayınları |
31. | Konuşan Varlıklar | Çocuk Şiiri | Nar Yayınları |
32. | Kalbim Çiçek Açıyor | Çocuk Şiiri | Nar Yayınları |
33. | Hacivat’la Karagöz (6 Kitap) | Hikâye(Değerler Eğitimi) | Nar Yayınları |
34. | Şehir Şehir Gezen Nehir | Masal | Nar Yayınları |
35. | Neşeli Orman Hikayeleri (8 Kitap) | Masal | Nar Yayınları |
36. | Gülü İncitme Gönül İrfan Şiirleri | Şiir | Nar Yayınları |
ŞİİRLERİ :
İNCİTME GÖNÜL
Çiçeklerle hoş geçin,
Balı incitme gönül.
Bir küçük meyve için
Dalı incitme gönül.
Konuşmak bize mahsus,
Olsa da bir güzel süs,
‘Ya hayır de, yahut sus.’
Dili incitme gönül.
Sevmekten geri kalma,
Yapan ol, yıkan olma,
Sevene diken olma,
Gülü incitme gönül.
Başın olsa da yüksek,
Gözün enginde gerek,
Kibirle yürüyerek
Yolu incitme gönül.
Mevlâ verince azma,
Geri alınca kızma,
Tüten ocağı bozma,
Külü incitme gönül.
Dokunur gayretine,
Karışma hikmetine.
Sahibi hürmetine
Kulu incitme gönül.
GÜZELE SELAM
Gönlü muhabbete yurt olanlara,
Düşmanına bile mert olanlara,
Fakat öz nefsine sert olanlara,
Tâ cânı gönülden tazele selam,
Sevgiye, dostluğa, güzele selam…
Halil İbrahim’ce aç yüreğini,
Yunus ol cömertçe saç yüreğini,
Aşkı bilmiyorsa geç yüreğini,
Yarından bugüne, ezele selam,
Sevgiye, dostluğa, güzele selam…
Dikenler açsa da cefâ çiçeği,
Aman ha solmasın vefâ çiçeği,
Şu yalan dünyanın nazlı gerçeği,
Dillerden düşmesin hâsılı kelam,
Sevgiye, dostluğa, güzele selam…
Merhamet çiçeği dallar aşkına,
Kutlu ize hayran çöller aşkına,
Şefaat kokulu güller aşkına,
Sevgimize olsun vesile selam,
Güzeller güzeli Resûl’e selam…
ZOR YÜREĞİM
Ateş yakar, deniz boğar
İnsan kalmak zor yüreğim
Şaşkın akıl dağa çıkar
İnsan kalmak zor yüreğim
Gün kavurur, gece yanar
Harf kıvılcım, hece yanar
Aşk ateşi nice yanar
İnsan kalmak zor yüreğim
Ümitlerin isli fener
Biri yanar biri söner
Cümle yaran yanar döner
İnsan kalmak zor yüreğim
Parmaklar şerha şerha
Al gülleri ver sabaha
Ne bir çığlık, ne bir sayha
İnsan kalmak zor yüreğim
Üzerine yürür zaman
Yalvar, yakar vermez aman
Devran çetin, nefis yaman
İnsan kalmak zor yüreğim
İlk hamlede şaşırdın ha
Kalkanını düşürdün ha
Yüzün sürüp var Allah’a
İnsan kalmak zor yüreğim
YÜREĞİNLE YÜRÜ DOSTUM
Kılıcını koy kınına,
Yüreğinle yürü dostum.
Şu dünyanın her yanına
Yüreğinle yürü dostum.
Her adımın kor olsa da,
Yanmak sana yâr olsa da,
Bu yolculuk zor olsa da,
Yüreğinle yürü dostum.
Nâdanlara kulak asma,
Gariplere sakın küsme,
İnsanlıktan ümit kesme,
Yüreğinle yürü dostum.
Selam sevgi seherine,
Başla gönül seferine,
Karanlığın üzerine
Yüreğinle yürü dostum.
Nice fikir yorgun düşer,
Göz yorulur, akıl şaşar,
Sevgi diyen çağlar aşar,
Yüreğinle yürü dostum.
SEVDANA GELDİM
Gülistanda bir damla
Yaştım, sevdana geldim.
Senden gelen selamla
Taştım, sevdana geldim.
Sürüldüm toprak gibi,
Savruldum yaprak gibi,
Bir deli ırmak gibi
Coştum, sevdana geldim.
Çözdüm hasret ağını,
Buldum sevgi bağını,
Zorlu hicran dağını
Aştım, sevdana geldim.
Gurbetin peşi sıra
Gittikçe azdı yara.
Kıvrım kıvrım yollara
Düştüm, sevdana geldim.
Bağlandım gonca sese,
Vedâ ettim kafese.
İşte nefes nefese
Koştum, sevdana geldim.
Yağmur gibi yoruldum,
Sular gibi duruldum,
Cemâline vuruldum,
Şaştım, sevdana geldim.
GÖNÜL GÜZELİ
Bahar yeşilinde, kar beyazında,
Alda sevdim seni gönül güzeli.
Yâre can sunarken aşk ayazında,
Gülde sevdim seni gönül güzeli.
Dağ başında elvan çiçek gezerken,
Şehre inip yürek yürek gezerken,
Kovanından âb-ı hayat sızarken,
Balda sevdim seni gönül güzeli.
Söz ırmağı dudağından akardı,
Her damladan inci mercan çıkardı,
Nefesin gülistan, sesin bahardı,
Dilde sevdim seni gönül güzeli.
Vefâ dağlarında bir alperendin,
Şehri şâd eyleyen Âhi Evren’din,
Sevgi bahçesinde yediverendin,
Dalda sevdim seni gönül güzeli.
Yürek saflığında bir Türkmen halı,
Hoşgörü nakışlı muhabbet şalı,
Mevlâna misali, Yunus edâlı
Hâlde sevdim seni gönül güzeli…