Bir Haçlının Hatıraları

Tam boy görmek için tıklayın.

Yazar: Jean de Joinville
Çeviren: Cüneyt Kanat
ISBN: 978-605-5200-50-3
Yayınevi: YeditepeYayınevi
Basım Yılı: 2.Baskı ,2014
Sayfa Sayısı: 320

 

Hazırlayan: Mehmet MEMİŞ, (E) Öğretmen

 

Türkler üzerine düzenlenen VII. Haçlı Seferine katılan Joinville, Memlûk Devleti ve bu devleti kuran Türkler ve buna bağlı olarak Türk kültürü ile ilgili değerli bilgiler vermektedir. Ayrıca yazar, bir bölümü esir olmak kaydıyla altı yıl boyunca kaldığı bu topraklardaki sosyal yaşamı da çok iyi gözlemlemiş ve Ortaçağ Yakın Doğusu ile bölgenin yaşam tarzı hakkında kıymetli bilgileri kendisinden sonraki nesillere aktarmıştır. Kitapta; Haşîşiler, Kumanlar, Fransa Kralı XI Louis, Moğollar, Cengiz Han, Norveçli Şövalyeler haklarında yer alan ilginç bilgi ve hikâyeler bunlardan sadece bazılarıdır.
Bütün bunlar Joinville’in seyahati esnasında bizzat şahit olduğu veya görgü şahitleri tarafından kendisine anlatılan ilginç ve orijinal bilgilerdir. Yazar, adeta bir savaş muhabiri gibi yaşadıklarını anlatmaktadır. O, bunların dışında, içinde bulunduğu savaş cehennemine bağlı olarak kendisinin ya da çevresindeki yakın dostlarının düşüncelerini, duygularını, bazen korkularını hiç gizlemeden açık kalplilikle ifade etmektedir. Bu sebeple Haçlı Seferleri sırasında yaşanan trajediyi belki de farkında olmadan böylesine açık olarak anlatabilmektedir! İyi bir asker ve komutan olması sebebiyle, ortaçağ savaş usulleri, savunma ve hücum tekniklerinin yanı sıra, o dönemde kullanılan silahlar ve savaş aletleri ile ilgili de çok değerli bilgiler vermektedir.(Kitap açıklaması)

***

Kendisi  bir tarihçi olan Prof. Dr.Cüneyt Kanat’ın Türkçe’ye çevridiğ, orjinali fransızca olan kitap, Fransa kıralı IX. Luis’e ithafen, onun komutasında yapıan VII.. Haçlı Seferini anlatan hatırat/günlük şeklinde, Fransız asilzadesi Jean de Joinville tarafından   yazılmıştır.

Kitap iki yönüyle ele alınabilir. Birincisi;  yazar, kendisine  duyduğu derin sevgi ve bağlılık içinde Fransa kralı IX.Louis’in karakterini,ahlakını, hükümet etme anlayışını ve

‘mucizelerini’anlatmıştır. Dindar bir kral olan .IX: Louis yaşarken Papa tarafından aziz ilan edilmiştir. Burada, Ortaçağ Avrupasında sosyal ve siyasal hayat da kilise, soylular, din adamları çerçevesinde aktarılmıştır.

Kitabın ikinci yönü ise, yazarın, VII. haçlı seferini anlatırken, o devirde Ortadoğu’da hakimiyet süren Memlûklular, Eyyubiler ve diğer Türk sultanlıklarından bahsetmesidir. Zaten bu seferler onlara karşı düzenlenmiştir. Bu anlatılanların bizim tarihimiz açısından taşıdığı değer, kitabı çeviren tarihçimiz tarafından şöyle açıklanıyor: Kitapta anlatılan VII. Haçlı Seferinin Eyyubilerin ve Memlûkların hakim olduğu Dimyat’a ve Mısır’a yapılması, kitabın yazarının 6 yıl esir bulunduğu sırada Eyyubi devletinin yıkılarak yerine Memlûkların geçmesi hadiseleri tarihimiz açısından önemlidir. VII. Haçlı Seferinde yaşanam şavaş, çatışma, geri çekilmelerin bir şavaşmuhabiri gibi anlatılmaktadır.Ayrıca  yazar, aralarında esir bulunduğu Türklerin yaşayışları ve kültürleri hakkında kayda değr  bilgiler vermektedir.

Bu haçlı sefrinde  komutanlardan birisi olaması sebebiyle yazar, yaşaşdığı savaşı bize olduğu gibi aktarmakta, kendisinin çevresinin düşüncelerini,duygularını ve korkularını açık yüreklilikle anlatmaktadır. Gene iyi bir asker ve komutan olması sebebiyle Ortaçağ savaş usulleri ve o dönemde kullanılan savaş aletleri ile ilgili değerli bilgiler vermektedir.

***

Kitaptan:

Kulelerin  Grek Ateşi ile Yanması

 

Kralın kardeşi gün boyu kuleleri korumaya devam etti ve müslümanların ordugâhında bulunan askerlere ok yağdırmak üzere kulelerin en tepesine çıktı: çünkü Kral, Sicilya Kralı’nın gündüz, bizim ise gece  boyunca savunmamızı ve korumamızı karalaştırmıştı.Şimdi Sicilya Kıralı gün boyunca nöbet tuttuktan sonra gec boyunca da biz muhafızlık yapıyorduk ve şiddetli bir belânın ortasındaydık,çünkü Müslümanlar hemen hemen kulelerimizi parçalamak üzereydiler. Müslümanlar gündüzleri de Grek ateşi atan makinelerini (mancınık) meydana çıkardılar. Halbuki onlar bunları daha önce yalnızca  geceleri yapıyorlar ve Grek ateşini kulelerimize fırlatıyorlardı.Onlar savaş aletlerini, ordunun inşasına devam ettiği setin yakınına kadar getirmişlerdi ve bu savaş aletleri çok büyük taş attığından dolayı hiç kimse kulelerin yakınına gitmeye cesaret edemedi ve atılan taşlar setin üzerine düştü. Bu olduğu sırada iki kule yanıyordu ve Sicilya Kralı öylesine çılgına dönmüştü ki, kendisini bu ateşin ortasına atıpyangını söndürmeyi istedi.o böylesine bir sinirli durumdayken ben ve şövalyelerim  Tanrı’ya şükrediyorduk, çünkü eğer o gece biz kuleleri koruyor olsaydık hepimiz yanmış olabilirdik.

***

 

Yedinci Haçlı Seferi*

Kudüs’ün Müslümanların eline geçmesinden bir yıl sonra 1245’te Papa IV. Innocentius, Avrupa’da Kilise içinde çıkan büyük sorunları ve İtalya’da İmparator II. Friedrich ile gittikçe gerginleşen durumun nasıl halledileceğini görüşmek üzere Lyon’da bir konsil topladı. Bu arada Doğu’dan acil yardım çağrıları gelmekteydi. Bu çağrılara cevap verecek durumda olmayan papa, Fransa Kralı IX. Saint Louis’nin yeni bir Haçlı seferinin liderliğini yapacağını açıklaması üzerine ona destek verdi. Yine her tarafa vaizler gönderildi ve vergiler kondu. Friedrich’in aksine dindar, muktedir ve iyi bir savaşçı olan Louis, Haçlı seferinin Tanrı’nın isteği olduğuna inanıyordu.

Louis’nin sefer hazırlığı üç yıl sürdü. İngiltere ile barış yapıldı ve İmparator Friedrich’in rızası alındı. Haçlı ordusunu gemilerle Doğu’ya götürmek üzere Cenova ve Marsilya ile anlaşma yapıldı. Fransa’nın idaresi ana kraliçe Blanche’ın (“Blanş”) eline bırakıldı. Daha sonra Kral Louis yanında karısı, kardeşleri, pek çok Fransız asili ve şövalyesiyle küçük bir İngiliz birliği bulunduğu halde 1248 Ağustosunda yola çıktı. Haçlı ordusu 17 Eylül’de Kıbrıs’a ulaştı. Akkâ Krallığı’nın baronları, Templier ve Hospitalier şövalyeleri de adaya geldiler. Görüşmeler sonunda seferin yine Mısır’a yapılması kararlaştırıldı. Ancak mevsim uygun değildi; ayrıca Eyyûbî hükümdarı ile müzakerelerde bulunma imkânı da vardı. Fakat Louis pazarlık fikrine taraftar olmuyor ve Müslümanlarla savaşmak için buraya geldiğini söylüyordu. Nihayet Haçlı ordusu 1249 Mayısında Kıbrıs’tan denize açıldı. Bu orduya karşı koyamayan Müslümanlar Dimyatı da boşaltıp Mansûre’ye geri çekildiler. Böylece Dimyat, tekrar Hıristiyanların eline geçti. Bir süre sonra kardeşi Alphonse de Poitou’nun (“Alfonz dö Puotu”) Fransa’dan takviye birlikleriyle gelişi Kral Louis’nin durumunu güçlendirdi. Bu arada Sultan el-Melikü’s-Sâlih Eyyûb’un ölümü, Kâhire’de karışıklıklara sebep oldu. Haçlılar Kâhire üzerine yürümeye karar verdiler. 1250 Şubatında Bahrüssagîr yakınında kanalı geçen kralın kardeşi Robert d’Artois (“Ğobeğ d’Ağtua”) kumandasındaki Haçlıların öncü birlikleri, Mansûre’den 3 km mesafedeki Mısır karargâhına âni bir baskın yaptı. Hazırlıksız yakalanan Müslümanların çoğu kılıçtan geçirildi, pek az kişi kaçıp Mansûre surlarına sığınabildi. Ancak Robert d’Artois asıl orduyu beklemeden Mansûre’yi de ele geçirip Mısır ordusunu tamamen imha etmek istiyordu. Bu sebeple kaçan Mısırlı askerleri takibe koyuldu. Öte yandan baskın sırasında şehid düşen başkumandan Fahreddîn’in yerine Baybars kumandayı eline almış, birlikleri yeniden düzene sokmuştu. Baybars Mansûre’ye giren Haçlıları şehirde tuzağa düşürdü; 290 şövalyeden ancak beşi canını kurtarabildi. Mısır birlikleri bu defa kanalı geçmiş olan Haçlı ordusuna arka arkaya saldırdıysa da üstünlük sağlayamayıp Mansûre’ye çekildi. Kral Louis’nin kazandığı bu başarı Haçlıların son başarısı olmuştur.

Louis, Mansûre yakınında yeni bir girişimde bulunmadan iki ay bekledi. Bu arada, 23 Kasım 1249’da ölen el-Melikü’s-Sâlih Necmeddîn Eyyûb’un Suriye’de bulunan büyük oğlu el-Melikü’l-Muazzam Turanşâh 1 Şubat 1250’de Mansûre ordugâhına gelerek sultan olmuş ve ardından Haçlı ordusuna Dimyat’tan yiyecek taşıyan gemileri ele geçirmişti. Çok geçmeden Haçlılar açlık ve hastalıktan perişan duruma düştüler. Sonunda Louis, ordusunu Dimyat’a geri çekme kararı aldı. Ayrıca Dimyat karşılığında Kudüs’ün verilmesi teklifiyle elçilerini Turanşâh’a gönderdi. Fakat teklif reddedildi. Bundan sonra geriye yürüyüş başladı (5 Nisan). Mansûre’deki Memlükler de Haçlıları takibe koyuldular ve Kral Louis dâhil hemen bütün kumandanları esir alarak ordunun kayıtsız şartsız teslimini sağladılar. Louis, Dimyat’ı teslim ederek kendini, bir milyon Bizans altını ödemek şartıyla da ordusunu kurtarabilecekti. Dimyat 6 Mayıs 1250’de teslim oldu ve kral serbest bırakıldı. Fidyesinin ilk taksitini ödeyip Akkâ’ya gitmek üzere Mısır’dan ayrılan Kral Louis dört yıl Akkâ’da kaldıktan sonra Fransa’ya döndü. Onun Haçlı seferi, Doğu Krallığı’na hemen hiç fayda sağlamamıştı.

Aynı yıl Alman Hükümdarı Konrad’ın ölümü üzerine “Kudüs kralı” unvanı oğlu Konradin’e geçti, ancak krallık yine vekillerle idare edildi. Bu arada krallık ticari rekabet yüzünden birbirine giren Venedik, Cenova ve Pisalıların mücadelesiyle âdeta bir iç savaşa sürüklendi. Bu yıllarda Hülegü’nün idaresindeki Moğollar Mezopotamya’ya girmiş ve 1258’de Bağdâd’ı zapt ederek Abbasî Halifeliği’ne son vermişti. Moğolların güneye ilerleyişi, 1250’de Eyyûbîlere son verip Mısır’a hâkim olan Memlûk Sultanı Kutuz tarafından Aynu Câlût’ta kazanılan zaferle durduruldu (1260). Aynı yıl Baybars, Kutuz’u öldürüp Mısır Memlûk sultanı oldu. I. Baybars, Doğu Krallığı’nı kıyıda sadece birkaç şehre sığınacak kadar küçülttü. 1265’te Kaysâriye, Hayfa ve Arsuf’u aldı. 1266’da Safed ve Celîle bölgesi zaptedilirken ikinci bir Memlûk ordusu, Moğolların taraftarı olan Ermeni Kralı Hethum ve damadı Antakya-Trâblus hâkimi VI. Bohemund’a karşı yürüdü. 24 Ağustos 1266’da Ermenileri yenilgiye uğratan Memlükler Adana, Tarsus, Misis ve Sîs şehirlerini yakıp yıktıktan sonra pek çok esir ve ganimetle geri döndüler. 1268’de Yafa ve Beaufort Kalesi’nin ele geçirilmesinin ardından Baybars Antakya önüne geldi, şehir bir süre kuşatıldıktan sonra 18 Mayıs’ta zapt edildi. Halkın çoğu öldürüldü, geri kalanlar esir alındı. Antakya’nın kaybı Hıristiyanlar için büyük darbe oldu. Bunun sonucunda Doğu’daki Haçlı hâkimiyeti hızla çökmeye başladı.

*https://acikders.ankara.edu.tr

Yazar
Mehmet MEMİŞ

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen