Geceye göz ekleyenlere gelir sabah. “Gözü olana sabah ışımıştır” zaten.
“Seher oldu vakt oldu,
Gönlüm yâre taht oldu.” diye bir türküye başlarız, devam ederiz sonra;
“Ötün bülbüller ötün,
Yâr gelecek vakt oldu.”
Bir başkası bülbüle bakıp söyler;
“Bülbülün kanadı sarı,
Ben ağlarım zarı zarı,
Elimden aldılar yâri
Garip garip ötme bülbül.”
Yollar birilerini getirirken birilerini götürür. Hiç bi yolcuyu ayırt etmez onlar. Hepsi de baş tacıdır.
Gelip gidenlerin arasında selâmsızlar da vardır.
“Pir Sultan’ım katı yüksek uçarsın,
Selâmsız sabahsız gelip geçersin,
Aşkı muhabbetten niye kaçarsın,
Böyle miydi yolumuzun töresi.”
Pir Sultan böyle, Emrah şöyle söyler;
“Bugün sabah ile visali yârden,
Bana bir haber var inceden ince.”
Bir başkası Ahçik’i yollar Urumeli’ne;
“Ahçik’i yolladım Urumeline,
Eser bad-ı sabah zülfün teline.”
Mecnun, Leyla’sını görür konuşamaz;
“Soramadım bir çift sözü,
Ay mıdır gün müdür yüzü,
Sanki bir sabah yıldızı,
Şavkı beni yaktı geçti.”
Bembeyaz sessizlik yağar bazen hayallerimizin üstüne. Sızı nerden gelir bilinmez.
“Uyandım sabah ile,
Gözyaşım sile sile” diye seslenirler Urfa’dan.
Kuşlar uçar kanat kanat. Onların konduğu dal kırılmaz.
“Sabahın seherinde ötüyor kuşlar,
Balınan yoğrulmuş o sırma saçlar.”
O sırma saçlar bazen Tarsus Ovası’nı doldurur Aşık Efkâri’ce;
“Affedelim suçlarını,
Çekip gitsin göçlerini,
Bulut gibi saçlarını,
Döker Tarsus Ovası’na..”
Bir başka türkü başlar uzaktan;
“Sabah güneşi doğmuş,
Boyalı konaklara,
Yâr bizi davet etmiş,
Elmalı yanaklara.”
Davet etti mi etmedi mi bilinmez. Etseydi;
“Mendili işle yolla,
İşle gümüşle yolla,
İçine çüt elma koy,
Birini dişle yolla” demezdi bence.
Elma deyince Karacaoğlan da söylemiş;
“Elma elma yanakları al gibi,
Boyu uzar gider selvi dal gibi,
Seherde açılan gonca gül gibi,
Sandım kan damlamış karın üstüne.”
Bugün TRT Türkü Radyo’da, saat 17.00 de Adile Kurt Karatepe Hanım’ın hazırlayıp sunduğu Yadigar Türküler var.
Aslında Hasan Karababa’nın çocukluk hatıralarının ikinci bölümünü koyacaktım ama çok acıklı idi. Onu koyup, yazının sonuna da “hadi türkü dinleyin” demek olmazdı.
O yüzden sabah sabah, “sabah türküleri” yazayım dedim.
“Salınıp gelende kimin yârisin,
Şöyle sallandıkça dünya malımsın,
Yüceden yüceye Toros Dağı’sın,
Sabahın güneşi tez değer sana.” demiş İrfani.
Benim gördüklerim ışıkta kayboluyor efendim.