Bir Sunuculuk Hikâyesi

Tam boy görmek için tıklayın.

Koronun söyleyeceği bir Bilecik Türküsü vardı sırada, Aşağıdan Gelen Hanım Oynasın.

Bizim manilerimizde, bazı türkülerimizde, hatta bazı şiirlerde “doldurma mısralar” bulunur. Esas söylemek istediğin sondadır. Bu türküde de öyle. İlk iki mısra doldurma;

“Aşağıdan gelen hanım oynasın,

Keklik kebabını da yiyen doymasın.”

Esas söylemek istediği şu mısrada, “Beni yârdan ayıranlar onmasın.” Bunu söyleyecek de lâfı dolandırıp duruyor.

İkinci kıtası da şöyle başlıyor türkünün; “Yoğurdum var yeşil meşil çanakta.” Pembe çanakta olsa ne olacak, sarı çanakta olsa ne olacak. Ama iki sonraki mısrada şunu söylüyor; “Benim yârim şu karşıki konakta.”

Yine bir başka Bilecik türküsünün sözleri şöyle;

“Et koydum tencereye,

Yar çıktı pencereye.” Bunlar laf olsun diye, sonra gelecek mısralara uysun diye söylenenler. Devamı şu; “Yâr Allahın seversen, Al beni içeriye.”

Türküden sonra en güzel “Bağlama” şiirlerinden biri olan Yetik Ozan’dan ( Dr. Turgut Günay’dan) bir kıta okudum.

“Her sevgi bir düğüm atmış koluna,

Dokundukça inler yarası vardır.

Irak gönüllerin uçurumuna,

Ezgiden bir köprü kurası vardır.”

Gine Yeşillendi Acıpayam Yolları’nı söyledi İlgül Özdemirel Hanım. Çok da güzel söyledi.

Sırada Eskişehir türküsü vardı, koro söyleyecekti.

Şöyle dedim seyircilere; “Arkadaşlar bize türkü dinletiyorlar, sağ olsunlar. Bir de sürpriz yapayım, ben dinleteyim eğer becerebilirsem.”

Telefonla arkadaşımızı aradım, dedim ki; “Efendim iyi akşamlar. Biz burada, Eskişehir Yunus Emre Kültür Merkezinde, türkülerimizin okunduğu konserdeyiz. Salonu doldurmuş seyircilerimiz var, sahnede koromuz ve saz sanatçıları. Sizin kim olduğunuzu ikimizden başka bilen yok. Müsaitseniz bize bir şiir okuyun veya bir türküden kısa bir bölüm söyleyin. En sonunda da kendinizi tanıtırsınız.”

“İyi akşamlar” diye başlayan kısa bir konuşma yaptı arkadaşımız. “Şiir sizin işiniz, ben bir türkü okuyayım” dedi.

“Aşk yoluna canı feda kılanlar,

Siz de düştünüz mü zora ben gibi.

Bir Leyla misali Mecnun olanlar,

Yaktınız mı canı nara ben gibi.”

Hayran hayran dinlenen bir ses, türkü boyunca sessizlik. Ardından kendini tanıttı arkadaşımız; “Ben Adile Kurt Karatepe” Sesler, alkışlar, alkışlar…

Halil Atılgan Ağabey’in derlemesiydi bu türkü.

Sonra şunu söyledim. “Bence Adile Kurt Karatepe Hanım gelmiş geçmiş en iyi seslerden birisi. Türkü okuyan, okuyacak insanlar, korolar türkülerimizi TRT sanatçılarından, güzel okuyanlardan ama öncelikle, özellikle Adile Hanım’dan dinlemeli. Doğru türkü nasıl okunur öğrenmeli.”

Aysel Arbaş Hanım Al Yanak Allanıyor türküsünü okuyacaktı. Yetik Ozan’ın şiirinin ikinci kıtasını okudum;

“Aslı saçlarını yönüne sermiş,

Altı tel koparıp göğsüne germiş,

Kerem yarasından bir kabuk vermiş,

Sızlaya sızlaya vurası vardır.”

Kerkük türküsünde idi sıra, Kalenin Dibinde Bir Taş Olaydım.

Türküleri olan yer vatandı. Bizim gönül sınırlarımızın içinde idi Kerkük. Nice türkümüz vardı Kerkük nakışlı. Aç aç kolların, Ağlama ceylan balası, Al ipek yeşil ipek kaytan ederler, Altın hızmav mülayım, Dağlar yeşil boyandı, Beyaz gül kırmızı gül, Çakmağı çak çırayı yandırmamışam, Esmerim güzel esmer, Güzellerden üç güzel var sevilir, Kâr etmez ahım sen gülizare, Kerkük Kalası gibi türküler sadece bir kısmı idi.

Bizim Eskişehir’in yaklaşık elli türküsü varsa Kerkük’ün iki yüz elli idi.

Kerkük hoyratları da bir başka güzeldi.

Bizim Eskişehir’in içinden Porsuk Nehri geçtiği gibi Kerkük’ten de Hassa Nehri geçiyormuş;

Kerkük’ten geçer Hassa,

Hassa batıpdı yasa,

Kerkük’ü viran etti,

Yad ayyağ bassa bassa.

Bir başka sevdiğim hoyrat ta şu idi;

Oku yâya,

Aç kitap oku yâra,

Sinemde yer kalmadı,

Meğer ok oku yara.

Kerkük türkülerini bize kazandıran Abdulvahit Kuzecioğlu’nu, Abdurrahman Kızılay’ı rahmetle, Mehmet Özbek Ağabey’i saygıyla yad ettik.

Yazar
Mehmet Ali KALKAN

Eskişehir'de doğdu. Eskişehir Gazi İlkokulunu, Tunalı Ortaokulunu, Motor Sanat Enstitüsünü ve Çukurova Üniversitesi Mühendislik Bilimleri Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümünü bitirdi (1980). Bir müddet Eskişehir Belediyesinde ... devamı

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2025

medyagen