Bir Türk Vurulmuş Diyorlar

STalat“Kendimi korumam lazım. İnsan bir şey yapamazsa, hiç olmazsa derisini düşmanlarına pahalıya satmak için tedbir almalıdır. Ben Berlin’de oturdukça, ecnebi bir devletin himayesine sığındıkça, o devletten ancak himaye görebilirim. Yoksa kendi hesabıma bir muhafaza teşkilatı getirmem icap eder. Bunu da yapmaya vaziyetim müsait değildir. Biliyorsunuz, kendimi bile güçlükle geçindirebiliyorum.”(s.19)

Talât Paşa, Devlet-i Aliyye’nin son on yılında belki de en zorlu, en sıkıntılı, en girift problemlerin yaşandığı devirlerinde sahneye çıkmış, devletin en önemli kademelerinde vazife üstlenmiş, Türk Milleti’ni hayatta ve ayakta tutabilmek için mücadele vermiş, yine bu yolda çok sevdiği memleketinden ayrılmak zorunda kalmış, milletinin bekası yolunda attığı adımların sonucunda şehit edilmiş büyük bir isim. Alıntı yapılan cümleleri, onun yurttan ayrılıp Berlin’de yaşamak zorunda kalması sonucu içinde bulunduğu maddi ve manevi zorlukları da yansıtacak cinsten. 

Kronik Kitap etiketiyle çıkan “Talât Paşa’nın Son Günleri; Bir Türk Öldü Diyorlar”, Talât Paşa’nın Almanya’nın Berlin şehrinde geçen hayatının şehadeti öncesindeki son aylarını, yakın plandan, paşanın muhitinden anlatmaya, okuyucuya aktarmaya çalışan bir eser. Arif Cemil Bey’in imzasını taşıyan ve Volkan Soran tarafından yayına hazırlanan eser, Son Posta gazetesinde 21 Ağustos 1937-21 Birinciteşrin (Ekim) 1937 tarihleri arasında 61 bölüm halinde yayınlanan yazıların bugün kitap olarak elimizde bulunan nüshası. 

Eserin müellifi Arif Cemil Bey, resmî görevle gittiği Almanya’da Talat Paşa’nın muhitine girmiş, Almanya’daki hayatı boyunca onunla vakit geçirip, gözlemler yapma şansı edinmiş bir isim. Bu eserin daha çok anı roman türü kapsamında değerlendirilebileceğini Ön Söz kısmındaki açıklamalardan da yararlanarak kabul ederek değerlendirmekte fayda var.

Talât Paşa, 1918’de yurt dışına çıkma zorunda kaldığında, Berlin’e yerleşmiş, yurt dışına çıkarken devletin kasasından hakkı olmayan bir kuruşa dahi tenezzül etmemiş, Berlin’deki son günlerinde eşinin parmağındaki yüzükleri dahi satacak kadar maddi açıdan müşkül duruma düşmesine rağmen, vatanı için elinden geleni yapmakta tereddüt etmemiş bir vatansever. Almanya’nın İstanbul Büyükelçisi olan ve daha sonra Dışişleri Bakanlığı da yapan Kühlmann’ın 1917 tarihli raporunda paşa hakkında dediği üzere: “O, samimi ve parlak bir Türk vatanseverdi. Onun zayıf tarafı çok fazla vatanperver olmasıdır… Tartışmasız ve tam bir milliyetçiydi.”[1]

Elimizdeki kitapta da, Talât Paşa’nın hususi karakterini nasıl muhafaza ettiğini, en güçlü olduğu devirde dahi sadelik ve nezaketten ödün vermeyen kişiliğini Berlin’de, bir avuç dava arkadaşıyla beraber aynı ölçüde nasıl sürdürdüğünü görmek mümkün.

Kitapta, Talât Paşa’nın bir Ermeni tetikçi tarafından şehit edilişine giden süreçte Ermenilerin Avrupa ve özelde Almanya’daki faaliyetlerinin, o dönemde Talât Paşa’nın yakın çevresiyle sürdürdüğü sohbetlerin ve yaptığı geçmişe yönelik değerlendirmelerinin okuyucuya aktarılmasına önem verilmesi, bu hususları anlatmak gayesinde hassas olunduğunu gösteriyor. Yine Birinci Cihan Harbi’ne girişimiz ile ilgili en yetkili isimlerden biri olan Talât Paşa’nın ağzından zorunluluklar, seçim yapma zorlukları, İtilaf Devletlerinin güvenilmez sözleri, izledikleri ikircikli politika, yaptıkları hamleler ve Devlet-i Aliyye’nin İttifak güçleri ile yan yana harbe girmesine giden süreci anlatması bakımından, bugün de çokça tartışılan konuların aktarıldığını görüyoruz. Öte yandan Talat Paşa’yı şehit eden Ermeni tetikçi Tayliryan’ın günlerini nasıl geçirdiği, aldığı organize yardım, cinayeti nasıl planladığı ve hâlihazırdaki psikolojisinin detaylarını betimlemeye çalışan bölümler ile Almanlar tarafından suikast sonrası yapılan yargılamaya yönelik ayrıntılı bölümler de kitapta dikkat çekmekte.

Talât Paşa, en başta da ifade edildiği üzere Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş döneminde Türk Milleti’nin geleceğinin inşasında önemli bir figür olmuş, Ermenilere yönelik Sevk ve İskan Kanunu yönünde attığı imza ile kıymeti ve ehemmiyeti ancak bugünlerde anlaşılabilecek olan karardaki rolü ile Berlin’de şehit olarak bedel ödemiş bir isim olması hasebiyle ve millî tarihimiz açısından daha yakından tanınmayı, anlaşılmayı, incelenmeyi hak eden bir profil olması itibariyle değerlidir. Elimizdeki kitap, bu amaçların gerçekleşmesi yolunda yardımcı bir kaynak olarak yayın hayatındaki yerini almış bulunuyor.

[1] Komitenin Ruhu Talat Paşa, Mustafa Çolak, Yeditepe Yayınevi

Yazar
Fatih AKMAN

Fatih Akman, 1992 yılında Zonguldak'ta doğdu. Baba tarafından Karabüklü, anne tarafından ise Bartınlıdır. İlkokulu Ziya Gökalp İlkokulu'nda, ortaokul eğitimini ise Kilimli Cumhuriyet Ortaokulu'nda bitirdi. Atatürk Anadolu Lisesi'nde ba... devamı

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen