Prof. Dr. Celalettin YAVUZ[i]
2024 yılı öyle bir giriş yaptı ki, daha yoğurdu bile üflemeye vakit bırakmadı. İsrail’in Gazze Şeridi’ne ölüm yağdırması devam ediyor. 2 Ocak’ta Beyrut’ta HAMAS’ın üst düzey yöneticilerinden el-Aruri’ye suikast yapıldı. Bir gün sonra İran’da 4 yıl önce Irak’ta suikastla katledilen İran Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü Komutanı Süleymani’yi anma gününde DEAŞ’ın üstlendiği canlı bombalı terör saldırıları gerçekleşti. Kızıldeniz’in güney girişini kontrol altına alan Yemen’deki Husilerin ticaret gemilerini hedef alan saldırıları üzerine Aden Körfezi-Akdeniz arasındaki kısa rota yerine bazı şirketler 6000 millik Güney Afrika Burnu’nu dolanmayı göze aldı. Rusya-Ukrayna arasındaki yıpratma savaşı zaman zaman tarafların canını acıtırken, ABD Dışişleri Bakanı Blinken, İsrail-HAMAS çatışmasının başladığı 7 Ekim 2023’ten itibaren 4’ncü Ortadoğu ziyaretinin ilk durağını 6 Ocak 2024’te Türkiye’ye gerçekleştirdi. Her biri önemli bu gelişmelerden sonuncusu ele alındı.
Blinken’ın Ziyareti Öncesi Eski Ankara Büyükelçisi Edelman’dan Yaylım Ateşi
Bu ziyaret öncesinde, Temmuz 2003-Haziran 2005 arasında ABD’nin Ankara büyükelçisi olan Yahudi asıllı Neocon’lardan Eric Edelman, Foreign Policy dergisinde “ABD’nin Türkiye’ye karşı sert oynaması gerekiyor!” başlıklı analizini yayınladı. Kurucusu olduğu Demokrasileri Savunma Vakfı’nda kıdemli araştırmacı Sinan Ciddi ile birlikte yazılan analize göre Türkiye, soğuk savaş döneminde bazı anlaşmazlıklar olsa da ortak düşmana karşı bir araya gelinmekte idi. Soğuk savaş sonrası Clinton döneminde “stratejik ortak” yapılan Türkiye giderek ABD’den uzaklaşmıştı. “2003’ten itibaren ikili ilişkiler; Washington için artık birlikte çalışabileceği güvenilir bir müttefiki kalamayacağı noktaya kadar Türkiye tarafından kasıtlı olarak yavaş yavaş baltalanmış” olduğundan Türkiye güvenlik meselesinde değişken, ikiyüzlü imiş!
Gene ona göre Türkiye, ABD’nin bu iyiliklerini unutarak Rusya ve Çin’e yaklaşmış, sonunda S-400 füzelerini Rusya’dan almış, Ukrayna işgali sonrası Rusya’ya yaptırımlarda Batı’ya katılmayı reddetmiş, Rus oligarklarının yasadışı mali akışları için varış noktası ve Rusya’nın savaş zamanı savunma sanayisini destekleyen ara ürünler için geçiş noktası haline gelmişti.
Türk devletiyle bağlantılı kara para aklama ve yaptırımlarla ilgili soruşturmaları durdurmak için ABD vatandaşlarını (ve ABD hükümetinin yerel çalışanlarını) sanal rehin olarak tutmuştu. Son olarak da Erdoğan yönetiminin İsrail-HAMAS çatışmasında müttefiki Batı’ya sırtını dönerek HAMAS’a desteğini güçlendirdiğini, özetle kendisini ABD’nin önemli bir müttefikinin (İsrail) düşmanı olarak konumlandırdığını yazmış. Sanki “Aba altından sopa göstermek” istiyor gibi…
Ankara büyükelçisi olduğu dönemde Cumhurbaşkanı Sezer’in Suriye ziyaretini eleştiren, “çuval olayı” ile başlayan görevinde iki ülke ilişkilerinin düzeltilmesi için hiçbir pozitif katkı sağlayamayan Edelman, Türkiye’nin sınır güvenliğini sağlamak ve bölgeden geçiş yapan terör örgütlerini önlemek maksadıyla Özgür Suriye Ordusu’yla birlikte Suriye’nin kuzeyinde Hatay ve Kilis’e komşu Afrin’e Zeytin Dalı harekâtının ardından Şubat 2018’de Politico sitesindeki “Türkiye Kontrolden Çıktı. ABD’nin Bunu Söyleme Zamanı” başlıklı yazısında, Türkiye’nin Menbiç konusunda ABD’ye karşı sözlü saldırısını eleştirerek, ABD yönetimince Menbiç’e saldırmanın çok ağır sonuçları olacağının anlatılması gerektiğini yazmıştı.
Sonuç olarak Blinken’ın Dışişleri Bakanı Fidan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşmesindeki konu başlıkları; İsrail Sorunu, Rusya-Ukrayna savaşı, İsveç’in NATO üyeliği, F-16 uçağı, muhtemelen PKK terör örgütünün Suriye uzantısı YPG’ye verilen ABD desteği üzerineydi.
İsrail-HAMAS çatışmasında kalıcı ateşkesi asla dillendirmeyen Biden yönetimi, Kızıldeniz’de Husi saldırılarına karşı deniz ticaretini korumak maksadıyla oluşturulan “Refah Muhafızı Operasyonu”na destek de istenmiş olabilir. İsrail-HAMAS çatışması, kendi bildiğini okumayı seven ABD’de başkanlık seçimleri yaklaşınca alarm zillerini çalmaya başlamış olacak ki, çözüm için Türkiye’ye de danışılıyor. İki ülkenin çatışan İsrail politikaları üzerinde uzlaşması mümkün değilse de gene de kalıcı ateşkes için görüşlerin yetkili ağızdan dinlenmesi önemlidir.
————————————————–
Kaynak:
[i] Güvenlik Politikaları Uzmanı