Bolu Cönkleri Kitabının Önsözü

Tam boy görmek için tıklayın.

Cönkler, edebiyatımızın kaynakları içinde oldukça önemli zenginliklerden birisidir. Bugün cönkler son fasılları yaşamakta. Belki son örnekleri de elden elde dolaşıyor. Bunların Türk Edebiyatı Tarihine önemli katkılar sunan kaynak eserler olduğu ve üzerinde daha kapsamlı çalışmaları istediği söylenebilir.

Cönkler konusunda Bolu dikkat çekici bir yerdir. Bolu’ya geldiğimiz zamanlardan itibaren tespit ettiğimiz cönkler üzerinden biz, bazı yayınlar gerçekleştirdik. Bazı yayınlarımızda da bunları kaynak olarak kullandık. Bunlar üzerine incelemeler yazıp diğer bazı yazılarımızda bu cönkleri söz konusu ettik. Fakat Bolu cönkleri konusunda kayda değer bir ilerlemenin olmadığını da esefle gördük. Bolu cönkleri, tıpkı diğerleri gibi üzerinde titizlikle durulması gereken önemli kaynaklardandır.

Bolu’nun ilçeleri de cönkler bakımından önemli yerlerdir. Biz özellikle Dörtdivan’da kültür çalışmaları yaparken buranın bir zamanlar cönk zengini bir yer olduğunu tespit etmiştik. Fakat ne yazık ki, Dörtdivan cönklerinin büyük bir kısmı kaybolmuştu. Bunların bugün nerede olduğunu veya akıbetini tam olarak bilemiyoruz. Dörtdivan’ın bir zamanlar mevcut olan cönk zenginliğine işaret etmek üzere bir cönkten hareketle “Dörtdivan Cönkleri ve Bir Cönk Üzerine” (Ankara 2022) adlı bir çalışma yayınlamıştık. Bu çalışma iki yüz adet basılmıştı ve muhtemelen de konuyla ilgilenecek insanların eline geçmemişti.

Burada şunu ifade etmeliyim ki, Bolu araştırmalarının en önemli meselesi yayın güçlüğüdür. İlgililerin de bu kültürün özellikle kitap olarak kayda geçirilmesiyle ilgilendiğini pek zannetmiyoruz.

Bolu’yla ilgili kitapları oryaya çıkarmak hayli zor bir durumdur bizim için. Halbuki Dörtdivan ve Gerede çalışmalarımız bunları sahiplenen insanlar ve yöneticiler sayesinde gün yüzüne çıkmış ve toplamda bu çalışmalar da yirmiyi geçmiştir. Halbuki Bolu’da onca kültür sevdalısına rağmen devlet kurumlarımızda bunları desteklemek isteyen birilerini biz pek göremedik. Esasında biz de büyük arayışlara girmeyi istemedik. Çünkü kültür araştırmalarının en yorucu kısmı makamı, koltuğu ne olursa olsun birilerine laf anlatmak, fakat işin sonunda söylenen sözlerin pek de ciddiye alınmadığına şahit olmaktır.

Devletine, milletine hizmet etmek isteyen her hâlükârda eder. Bunun için samimiyet ve muhabbet şarttır. Bu ikisi olunca diğerleri de olur.

Bu memleketin kültürü üzerine yaptığımız çalışmaları sahiplenecek bir kurum, bir merci çıkmadığı gibi özellikle akademik çevrede bize muhalif tavır takınan kimselerle de karşılaştık. Fakat bunların bizim için hemen hiçbir önemi yoktur. Bilim adamı olduğunu zanneden kişilerin ne hallere düştüğünü ve ne hallerde olduğunu da bu vesileyle yakından görmüş olduk.

Biz burada yeniden konumuza dönelim:

Bolu cönkleri, bugün üzerinde durulmayı, düşünmeyi gerektiren zenginlikler olarak bizi beklemektedir. Bunların bugün şahısların ellerinde olanı üzerinde imkân nispetinde araştırmalar, tezler yapılmalı; bu cönkler mümkün olduğu kadar günümüz harflerine aktarılıp yayınlanmalıdır. Fakat bu tarz mesainin ne yazık ki, çok hafif kaldığını, belki hemen hiç yapılmadığını da burada söylemek gerekir. Elinizdeki çalışma da kendi imkânlarımızla ortaya koymaya çalıştığımız bir araştırmanın sonunda yayınlanmaktadır.

Sözün özü Bolu cönkleri konusu, üzerine pek gidilmeyen bir mevzu olarak ortada durmaktadır. Bu cönklerin muhtevası içinde, Bolu’da gelişen kültür ve edebiyata yönelik birçok değerli malzemenin de tespit edileceğine inanıyorum. Hatta bunlarda bazı bilinmeyen şairlerin şiirlerinin bulunduğunu da tahmin edebiliriz. Örneğin biz burada ilk bölümde değerlendirdiğimiz cönkler üzerinde çalışırken 19. Yüzyılda Bolu’ya bağlı Tekkeköy’de yaşamış Derviş Mustafa’nın adına ve onun bir manzumesine tesadüf etmiştik. Daha sonra bu şairi bir yazıyla tanıtmıştık. Böylece Bolu’nun bir şairi daha kayıtlara geçmişti.

Üzerinde çalışıldıkça Bolu cönklerinin bize birçok değerli bilgiyi verebileceğini düşünüyoruz.

Bolu cönkleri, özellikle Türk Edebiyatı mahsulleri bakımından hayli kıymetli malzemeler ihtiva etmektedir. Şarkı, gazel, muhammes, mâni, destan, koşma vb. türlerde yazılan manzumelerin bu cönklerde hayli fazla olduğunu görüyoruz. Dileriz, bir gün Bolu cönklerinin bu zenginliği fark edilir ve bu yazma eserler üzerine gereken çalışmalar samimi kimselerce ve bu mevzuyu bir noktaya bağlamak üzere yapılır.

Bizim Bolu cönkleri üzerine olan çalışmalarımız bu kitapla beraber devam ediyor. Burada bir incelemeyle beraber iki cöngün tıpkıbasımına yer verildi. Bu cönkler Selahattin İkiz arşivinde yer almaktadır. Bu vesileyle elindeki cönkleri değerlendirmemiz üzere bize veren Selahattin İkiz abiye çok teşekkür ederim.

Burada kısa bir incelemeyle beraber bu cönklerin tıpkıbasımlarının verilmesi aslında bu zenginliğin yitip gitmeden kayıtlara girmesini istememiz sebebiyledir. Esasında bunların eski alfabeden günümüz alfabesine aktarılması gerekir. İnşallah ileride o da olur. Bunun yanında biz Bolu cönkleri üzerine yaptığımız incelemeleri ileride ayrıca bir kitap olarak neşretmeyi düşünüyoruz.

Bolu Cönkleri, bu konuda Dörtdivan Cönkleri’nden sonra ikinci çalışmamız. “Bolu’da Yûnus Emre Kültürü” (İstanbul 2024) adlı çalışmamızda da Bolu cönklerinden oldukça istifade etmiştik. İnşallah bu konudaki çalışmalarımız ilerleyen zamanlarda da devam edecektir. “Bolu Cönkleri” çalışmamızın Bolu kültürüne bir katkı olmasını temenni ederim.

Yasin ŞEN

Kasım 2024

Dörtdivan

Yazar
Yasin ŞEN

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2025

medyagen