Bolu İçin Çeşitlemeler – Dr. Yasin ŞEN

Tam boy görmek için tıklayın.

Bolu’da Tabiatın Şiirini Duymak

Yürürken tabiatın şiirini duyuyorum. Belki Bolu gibi doğanın hâkim olduğu bir yerde yaşamaktan ileri geliyordur bu. Bazen tarlalar boyunca uzayan buğday başaklarının rüzgârda âhenkli salınışına şahitlik ediyorum. Bir ağacın yapraklarının hışırtısını dinliyorum.

Doğa bir ahenk hâlinde eserini duyuruyor her gün. Sonra kuşların sesi katılıyor bu ahenge. Sabah olunca bu şiire onlar da katılıyor ve geç saatlere kadar devam ediyor sesleri.

Tabiatın şiiri derken elbette ondaki âhengi anlıyorum. İnsan her türlü kaos hâlinden doğanın âhengine dâhil olmayı seçiyor. İçimizi ve dışımızı saran her tür karmaşadan bir anlamda kaçtığımız ve sığındığımız yer oluyor doğa. Çünkü çatışmalar yoruyor insanı. En çok bunlar üzüyor kalbi. Fakat doğa öyle değil. İçinde bulunduğu şartları sonuna kadar yaşayan bir samimiyeti var onun. Bu yüzden ona yöneliyor insan. Onda dinginlik ve sakinlik içinde samimiyeti ve âhengi buluyor.

İnsanın burada duyduğu derin bir ilhamdan başka bir şey değil. Buna her türden canlının katıldığı tabiatın şiiri diyesim geliyor. Çoğu zaman bu şiiri dinliyorum. Belki yazdığım mısralar gönülden dinlediğim bu şiirin ifadesinden ibarettir. Benimkisi sadece duymak ve yazmaktır belki de. Fakat doğada bir başıma yürürken gönlüm bir ilham ile doluyorsa bu aynı zamanda onun şiiri de sayılmaz mı? Kalbime huzur veren bu ilham beni doğada bir başıma yürürken buluyorsa elbette ondan bana yansıyan şeyler var demektir.

Bir Nefes Bolu

Bolu’yu bir nefes gibi ciğerlerime çekiyorum. Onun mübarek havasına sinmiş güzellikler doluyor kalbime. Şu tabiat köşesinde duygu ve düşüncelerimin her şeye derin anlamlar yükleyen varlığı beni Bolu’ya daha çok bağlıyor. Onun sevgisini gönlümde daha derin kılıyor.

Bolu’yu ve onun türlü güzelliklerini sevmek var oluşu anlamayı gerektirir. Onun maddî güzellikleri mânânın bir yansımasından başka nedir ki!

Bence Bolu’da yaşayan insanlar bu kadim memlekete nice güzellikler bırakmışlar. Onu sevmişler ve onunla derinden derine bir bağ kurmuşlar. Bu yerlerin taşına toprağına sevgi, muhabbet, aşk, hikmet, irfan sinmiş. Bolu’ya dâir duygularımda bu kadim izleri de hissediyorum.

Bolu havası şiir, suyu şiir, özü şiir, sözü şiir bir memlekettir. Benimkisi Bolu’yu neden bu kadar çok sevdiğimin derin bağlarını anlamaya çalışmak fakat bunu yaparken Bolu’yu sevdiğimi derinden derine duymak da muhteşem bir duygudur.

Bolu’nun özünden, sözünden, türlü güzelliklerinden besleniyorum. Bolu’yu yazarken onu anladığımı söylemiyorum. Fakat onu böyle yaşamak ve sevmenin büyük bir nasip olduğunu düşünüyorum. Bolu’yu bir nefes gibi içime çekiyorum. Bu nefeste sevgi ve bilgi var. Eminim onu sevdiğimi duyarken Bolu’ya dâir bilgiler de gönlüme doluyor. Çünkü bu kadar duygu, düşünce, ilgi ve bilgi görünüşte pek bir çalışma olmadan bana gelmektedir. Hâlbuki sevgi tek başına bile unutulmaya yüz tutmuş bilgileri açığa çıkarabilir, kimselerin ilgilenmediği güzellikleri gözler önüne serebilir. Bolu’yu ben böyle seviyorum ve onu daima içimde duyuyorum.

Bolu’da Mevsim Değişirken

Bolu yazın sonu sonbaharın başlangıcı itibariyle onca güzelliğini gizliyor gözlerden. Baharda topraktan, gökten, havadan, ormanlardan, akarsulardan, göllerden ve sayıya hesaba gelmez canlıdan yansıyan güzelliğin yerini insanı tefekküre sevk eden bir sakinlik alıyor bu mevsimde. Bolu böyle de güzel, böyle de derin… Fakat bu sararmış otlarla kaplı upuzun mesafelerin, kendi içinde rengarenk güzellikleri, çiçekleri, yeşilliği yeni bir bahar için sakladığını, vakti zamanı gelince bunların bir bir yeryüzüne doğacağını düşünmek çok güzel bir his.

Bir de her türden görüntünün dur durak bilmeden bu varlık sahasından hızla akıp gittiğini düşünüyorum bunları tefekkür ederken. Bolu uzayıp giden mesafeler içinde bu sefer de onca düşüncenin ve duygunun yeri yurdu olmaya başlıyor.

Bolu’yu böyle sevmek de güzel. Bu güzel memleketin sıcaklığını, samimiyetini ve sevgisini gönlümde duyuyorum bu sayede. Mevsimlerin geçişlerini izlerken onca duygu ve düşüncenin kalbime dolması, zihnimin bununla meşgul olması hayatın asıl maksadına bizi biraz daha yaklaştırıyor gibi geliyor bana. Öyle ya, bu yaşanmışlıktan geriye kalanlar düşünce, duygu ve tecrübe dediğimiz şeyler değil midir!

Bu bakımdan Bolu’nun tefekkürü sevenlere eşsiz bir iklim sunduğunu düşünüyorum. İnsan burada kendi özüyle çok güçlü bir bağ kurabiliyor. Belki daha çok kendisi oluyor.

Mevsim değişiyor. Vakitler geçiyor. Yeni bir zamana uyanıyor insanlık. Varlığın acelesi varmış gibi… Bu sonbaharda Bolu’nun güzellikleri içinde değişen zamanı, bununla beraber bizi bekleyen onca güzelliği hayal ediyorum.

Yazar
Yasin ŞEN

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen