Hayreddin-i Tokadi olarak bilinen ve aslında Bolu’nun Konrapa kazasından olan Hayreddin Efendi’nin Bolu’daki dergâhı veya dergâhları hakkında bugün elimizde çok net bilgiler yoktur. Kendileri tam olarak nerede dervişlerini yetiştirdiler ve Bolu sınırları içerisinde nerede yaşadılar, bu soruların cevabını burada vermeye çalışalım.
Bolu İmaret Camii, nâm-ı diğer Şemsi Ahmet Paşa Camii, bazı kaynaklarda “Hayreddin-i Tokadî Dergâhı” diye anılır. Burasının Mustafa Safi hazretlerinin menakıbında Hayreddin Efendi’nin dergâhı olduğuna dâir böyle bir kayıt bulunmaktadır. Bugün Bolu’da Şemsi Ahmet Paşa’nın yaptırdığı, bununla beraber günümüze kadar birçok kez elden geçen bir İmaret Camii vardır.
Kanaatimiz o ki, Konrapalı Hayreddin Efendi burada yani Bolu merkezde irşat faaliyetinde bulunmuştur. Bu camiinin yanında günümüze ulaşmayan bir tekkenin veya dergâhın olması muhtemel görünüyor. Zaten kaynaklarda bu camiden İmaret Külliyesi veya Şemsi Ahmet Paşa Külliyesi şeklinde söz edilmektedir.
Ömer Fuadi de Şeyh Şabân-ı Veli hakkında kaleme aldığı menakıpta Hayreddin-i Konrapavî hazretlerinin “Nefs-i Bolu’da” yani Bolu merkezde irşat faaliyetinde bulunduğunu kaydediyor. Bu durumda Hz. Pir’in Konrapalı Hayreddin Efendi hazretleriyle ilk görüştüğü ve seyr ü sülûk çıkardığı yer muhtemelen bugün İmaret Camii diye bilinen bu camidir. Fakat şunu hemen söyleyelim ki, bu cami 16. yüzyılın ortalarında veya daha sonra yapılmıştır. Halbuki Konrapalı Hayreddin Efendi bu yüzyılın ilk yarısında vefat etmiştir. Bu durumda İmaret Camii’nin yerinde bugün aynı adı taşıyan başka bir caminin veya dergâh benzeri bir yapının olduğu anlaşılıyor. Bu hususta daha derin araştırmalara ihtiyaç olduğunu söylemek gerekir.
Menâkıb-ı Mustafa Safî’de Mudurnulu Halil Rahmi Efendi’nin halifeleri zikredilirken, “Beşincisi birâderim müşârün ileyh Muhammed Zühdî Beğ Efendi Hazretleri olmakla emr-i hazret-i azîz ile Bolu’da Hayrüddîn Tokâdî (k.s.a.) hazretlerinin dergâh-ı âlîleri olan İmâret Câmi-i şerifinde post serip irşâdla emir olunmuşdur.”[1] denir. Bu durumda İmâret Camii’ni aynı zamanda hazretin hayatı hakkındaki yeni bilgilerden yola çıkarak “Konrapalı Hayreddin Efendi Dergâhı” olarak görmede bir sakınca yoktur.
Peki, Konrapalı Hayreddin Efendi hazretlerinin mezarı neden bugünkü mevkidedir? Doğal olarak hatıra böyle bir soru gelmektedir. Halvetîlik, adı üzerinde halvete, tenhada zikrullah ve fikrullah ile meşgul olmaya çok önem verir. Bununla beraber mürşid-i kâmiller halkın irşadı için tekkelerde bulunmuşlardır. Ancak Halvetîler halvete çok fazla riayet etmişler ve zaman zaman şehirden uzak yerlerde yaşamayı tercih etmişlerdir.
Kaynakların ifadesine göre bizzat bu erkanın kurucusu olan Pir Ömerü’l-Halvetî hazretleri bir ağaç kovuğunda defalarca halvet çıkarmıştır. Halvetî mürşid-i kâmillerinden Ümmî Kemal’in Tekkeköy’de ve Bolu yaylalarında ömrünü geçirmesi de aslında bunun bir göstergesidir. Yine Konrapalı Hayreddin Efendi’nin şehir merkezindeki zaviyesini bir zaman sonra Bolu merkezin dışına taşıması veya yılın belli vakitlerinde onun bugün mezarının bulunduğu mevkide yaşadığını düşünmek bu minvalde yorumlanabilecek bir durumdur.
Bugün Konrapalı Hayreddin Efendi’nin mezarının yakınlarında isimsiz birkaç mezar daha bulunmaktadır. Bu mezarların onun aile efradına veya dervişlerine ait olma ihtimali vardır. Bunlar hakkında herhangi bir malumat elde etmek bugün için mümkün görünmemektedir.
Bolu Merkezde Bulunan İmâret Camii (Şemsi Ahmet Paşa Camii)
Konrapalı Hayreddin Efendi’nin bugün mezarının bulunduğu bu mevkideki yapı ve diğer mezarların 1960’lı yıllara kadar harap bir vaziyette geldiği, bu yıllardan itibaren ise burada bazı çalışmaların yapılmaya başlandığı, Rahmi Serin tarafından “Kime ve kimlere âit olduğu kesin olarak bilinmemekle beraber daha önce de aynı yerde dergâh ve kabirlerin bulunduğu eski kabirler ve bina kalıntılarından anlaşılan…”[2] sözleriyle ifade edilir. Buradaki bina kalıntılarının en azından 19. yüzyılda Halvetî / Şabânî dergâhı veya halvet odalarının da bulunduğu bir yapı topluluğu olduğunu tahmin edebiliriz. Burada yakın dönemde yapılan çalışmalarla çeşme, türbe ve diğer kabirler ortaya çıkarılmış, buraya bir de mescit yapılmıştır. Bu mescit daha sonraki zamanlarda genişletilmiştir. Bugün ise bu da yıkılmış ve yerine yeni bir cami yapılmıştır. Fakat şunu burada önemle belirtmek gerekir ki, bu mevki asırlar boyunca Halvetî / Şabânî usulünde taliplere manevi eğitim veren bir yer olmuştur.
1990’lı yıllarda burada yapılan çalışmalar esnasında yaşanan ilginç bir olayı Rahmi Serin anlatıyor. Biz de bu mevkinin maneviyatına dair bir örnek olan şu satırları buraya aynen almak istiyoruz:
“1963 yılında, Tokâdî dergâhı ve kabri çalılıklar ve moloz yığınları arasından meydana çıkarılırken, aynı yerde belirsiz ve işâretsiz halde bulunan yedi tâne kabir daha Dr. Emin Acar hazretleri ve arkadaşları tarafından keşf ve tesbit edilmiş ve bunlar ilk fırsatta ayrı ayrı kabirler halinde çevrilip yerleri belirtilmiştir. Giderek ziyâretçi akınına uğrayan bu yerde, büyük bir mescid ve külliye yapımına karar verilmiş, eski mescidi olduğu gibi içerisine alan bu külliyenin, 1992 yılı Temmuz ayında temel kazımı çalışmalarına başlanmıştır. İşte tam bu sırada, Hayreddîn-i Tokâdî (k.s.) hazretlerinin türbesinin baş tarafına yakın, kıble doğrultusunda temel açmakta olan dozerin zorlanmakta olduğu görülmüş, dozer operatörünün gaza yüklenmesi üzerine dozer kepçesinin ucunda bulunan dişlerin kırıldığı anlaşılmıştır. Geriye alınan dozerin zorlandığı yere kazma ile vurulduğunda, kazmanın ağzı bir boşluğa girmiş, boşluğun üzeri açıldığında, sağ yanağı, sağ elinin avucu içinde yatmakta olan bir Allah dostu görülmüş, Dr. Emin Acar hazretleri dâhil olmak üzere, orada bulunanlar manzarayı olduğu gibi seyretmişlerdir. Açılan yer hemen kapatılmış, üzeri kabir şekline dönüştürülmüştür. Külliyenin temeli de bir miktar içeriye kaydırılmıştır.”[3]
Sonuçta, Konrapalı Hayreddin Efendi’nin Bolu’da, Düzce’de ve bugün mezarının da bulunduğu mevkide dervişlerinin manevî terbiyesiyle meşgul olduğunu söyleyebiliriz.
[1] Derviş İbrahim Hilmî Halvetî, Bolulu Mustafa Safî Halvetî Menâkıbnâmesi, Hazırlayanlar: Mustafa Tatcı-Yasin Şen, H Yayınları, İstanbul 2022, s. 125.
[2] Rahmi Serin, Hayreddîn-i Tokadî Hazretleri Bolu ve İlçelerindeki Türbeler, İstanbul 1995, s. 16.
[3] Rahmi Serin, Hayreddîn-i Tokadî Hazretleri Bolu ve İlçelerindeki Türbeler, İstanbul 1995, s. 17-18.