Bolu zengin kültürel değerlere sahip bir yer olma özelliğini hâlâ koruyan kültür merkezlerimizden birisidir. Bolu ve ilçelerinin zengin kültür birikimi hemen her konuda karşımıza çıkmaktadır. Biz burada genel hatlarıyla burada Bolu’nun sohbet kültüründen bahsetmek istiyoruz.
Bolu’daki sohbet kültürünün Âhilik ve çeşitli zanaatlarla birlikte düşünülmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Nitekim Mudurnu, Gerede, Göynük gibi Bolu’nun eski ilçelerinde bu geleneğin izlerini bugün de takip etmemiz mümkündür.
Bolu’daki sohbetlerin mekânı genelde köy odalarıdır. Bu mekanlar bu geleneğin hâlâ belli ölçülerde yaşamasına imkân tanımaktadır. Köy odalarının Bolu sohbet kültürü üzerindeki belirleyici etkileri araştırılmaya değer bir konudur. Bu hususta Bolu’nun Dörtdivan ilçesinin Aşağıdüğer köyünden olan Hasan Fehmi Ulus, dedesi Keçeli Hoca diye de bilinen Ali Rıza Efendi’yi anlattığı satırlarda bu mekanlardan şöyle söz etmektedir:
“Köylerde câminin bitişiğinde veya hemen yanında akşamları köy halkının toplanıp sohbetler ettiği salon şeklinde köy odaları olurdu. Akşamları köy odasına giden dedem beni de yanında götürürdü. Bu gidişlerle ilgili hatırladığım manzara: Dedem kapıdan içeriye adımını atar atmaz odadaki herkes birden ayağa kalkar, oda ortamı derin bir sessizliğe bürünür, dedemin oturun işâretiyle herkes aynı sessizlik içinde oturur, ama gözler, dikkatler ekranda donmuş bir görüntü gibi dedemin üzerinde toplanır ve bir an bile dağılmazdı. Sâdece o konuşur, oradakiler huşû içinde dinlerdi. Konuşulanları anlayacak yaşlarda değildim. Lâkin o manzaranın çocukluk hissiyâtımdaki büyüleyici tesirini hâlâ hissederim.”[1]
Bolu’daki sohbet kültürünün özellikle sözlü halk edebiyatı ürünleri için de bir icra ortamı anlamına geldiği söylenebilir. Özellikle uzun geçen kış gecelerinde evde ve misafirliklerde sohbet etmeye daha çok fırsat bulan yöre insanı bunlarla aslında Türkçenin en kıymetli verimlerini de geleceğe taşımış oluyordu. Bu anlamda tekerleme ve bilmece gibi toplu hâlde eğlenmeye imkân veren edebî türlerin bu sohbet toplantılarında yaşatıldığı anlaşılmaktadır. Burada özellikle bilmecelerin üzerinde biraz durmak istiyoruz. Bilmecelerin en çok dikkat çeken özelliği onların en az iki kişinin bir araya gelmesiyle söylenebilmeleridir. Dolayısıyla bilmeceler Türk insanının sohbet, birlik-beraberlik, misafirlik gibi kültürel yönlerini ve teşkilatçı ruhunu da bir bakıma yansıtmış olurlar. En az birkaç kişinin bir arada olmasını gerektiren bilmece sorma geleneği zaman içerisinde Türklerin sohbet kültürünü de şekillendirmiş olmalıdır. Bizler bunun yansımalarını Bolu’daki sohbet geleneği içerisinde görebiliyoruz.
Buradan da anlaşılacağı üzere Bolu’daki sohbet geleneğinin vazgeçilmezleri arasında bilmeceler ve tekerlemelerin yanı sıra masallar, destanlar, hikâyeler ve efsaneler de vardır.
Bolu’daki sohbet geleneğinin önemli mekanlarından birisi yaylalardır. Bazen yaylalarda beddem denen ateşlerin yakıldığı olur. Bunların üzerinden atlanır. Bu ateşler çam ağaçlarının dallarından yakılır ve oldukça yüksek olur. Beddem geceleyin yapılır. Kutlama alanına gelinir ve ateş yakılır. Gençler ateşin üzerinden atlar. O gece sohbetler edilir, oyunlar oynanır.
Bolu’da özellikle uzun kış gecelerinde çeşitli sohbetlerin düzenlendiği yerlerin başında Dörtdivan gelmektedir. Dörtdivan’daki sohbet kültürü cönk konusu başta olmak üzere zengin içeriğiyle de dikkat çekmektedir. Bu anlamda Dörtdivan’daki sohbetlerin bir zamanlar vazgeçilmez kişisi durumunda olan Düldül Mevlüt’ü burada hatırlamak gerekir. Düldül Mevlüt, kaydedilen sözlerinin arasında sohbetlerin, muhabbetlerin bitmeyeceğine dair şöyle kalıp ifadeler kullanmıştır:
“Eşinen dosdunan danışsam
Zabahlara dek gonuşsam
Benim muhabbetlerim vallahi gene bitmez.”[2]
Yine Dörtdivan’da karşımıza çıkan ve “Arkamdangel Toplantıları” adı verilen sohbetlerin de bir anlamda sohbet geleneğinin ilginç bir yansıması olduğunu görmekteyiz. Bunlar erkeklerin aniden bir araya gelmeleriyle oluşan toplantılardır. Bu toplantılar eğlence amaçlıdır. Daha çok gençler arasında düzenlenir. Önceden yapılan herhangi bir plan veya program yoktur. Yolda, çarşıda, kahvede karşılaşan gençler birbirlerine “arkamdan gel” diye fısıltıyla mesaj verirler. Daha sonra uygun bir yerde bu kişiler bir araya gelir. Bunlar genelde içkisiz ve herhangi bir müzik faslının olmadığı toplantılardır. Fincan oyunu, yüzük oyunu gibi oyunlar oynanır. Oyunu kaybedenlere ağır cezalar uygulanır. Bu arada sohbetler olur.[3] Bu toplantıların bir anlamda ferfene tesirleri taşıdığı görülmektedir.
Bolu’nun Mudurnu ilçesinde özellikle Âhilik geleneği içerisinde zengin bir sohbet kültürü geleneği ortaya çıkmış olmalıdır. Çünkü ilçe çeşitli zanaatlar ve sanatlar açısından olduğu kadar sözlü kültür zenginliği ve tasavvuf kültürü bakımından da önemli bir yerdir. Bunların Mudurnu’daki sohbet kültürünü tarihte canlı tuttuğu tahmin edilebilir. Bir de Mudurnu’da özellikle bu sohbet toplantılarının “Birikme Gecesi” diye anıldığını kaydedelim. Birikme geceleri, “ateş gecesi” diye de anılmaktadır.[4]
Bolu’daki sohbet kültürünün önemli başlıklarından birisi de ferfenedir. Gerede’de yapılan “Ferfene Geceleri” kış geceleri düzenlenir. Toplantıya katılanlar arasından bir bey seçilir. Bunun en azından eskiden böyle yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu bey para toplanması, yemek yapılması, sohbet yeri ve zamanının düzenlenmesi gibi şeylerden sorumludur. Bu toplantılarda çeşitli oyunlar oynanır. Bu oyunlarda mağlup olanlar yemekten sorumlu olurlar ki buna “ferfane” denir. Toplantılar genelde bu mağlup olan grubun başındaki kişinin evinde düzenlenir. Toplantı mahalline girenler içeriye selam vererek girerler.[5]
Ferfene kelimesinin “ârifâne”den geldiği söylenir. Fakat kelimenin erkek anlamına gelen “herif”ten geldiğini söyleyenler de vardır. Sonuçta ferfene zamanla Gerede’deki kış eğlenceleri ve toplantılarının ismi olmuştur. Her meslek erbâbı kendi arasında ayrı ayrı ferfene toplantısı yapabilir. Bu toplantılara evvelden kimlerin katılacağı belirlenir. Mekânın geniş olmasına dikkat edilir. Ferfene toplantılarını idare eden kişilere “hıcıp” dendiğini kaydeden kaynaklar vardır. Bu toplantılar özellikle akşam ezanında sonra başlar.
Sonuç olarak Bolu ve ilçelerinin sohbet kültürü açısından çok zengin bir yer olduğunu söyleyebiliriz. Bu sohbet toplantılarının ve bunlarda oynanan oyunların içeriği tespit edilmemiştir. Bu konuda ciddi bir çalışmaya ihtiyaç vardır.
[1] Yasin Şen, Dörtdivan’da Eren Kültürü ve Dörtdivan Erenleri, Proje Ofset Yayınları, Ankara 2023, 152.
[2] Nail Tan, “Bolu İli Halk Edebiyatının Kaynaklarından Dörtdivanlı Düldül Mevlüt”, DİVANKAV Bülteni, S. 6, Haziran 2003, s. 18.
[3] Tülay Uğuzman Er, Dörtdivan Kasabasının Sosyal ve Kültürel Araştırması, Ankara 2000.
[4] Sagıp Atlı, “Türkiye’deki Geleneksel Sohbet Toplantıları Üzerine Bir Değerlendirme”, Milli Folklor Dergisi, 2018, Yıl 30, Sayı 117 s. 98.
[5] Mehmet Nuri, “Bolu’da Sohbet”, Türk Folklor Araştırmaları Dergisi, Cilt 5, Yıl 1959, Sayı 116, s. 1866.