Şu işi çözelim, delik büyüdükçe büyüyor, milyonlarca genç işsizimiz var, güvenli ortam sağlansın, herkes memleketine dönsün, demek…
Burada yemek yemenin, denize girmenin, oturup kalkmanın adabı şöyledir, bunlara riayet edin, demek…
Faşistlik mi oluyor?
*****
Faruk AKSOY
Bırakın Suriyelileri.
Türkiye içinde bir bölgeden bir bölgeye sistemli göç olsun.
Oradaki nüfus, ticaret, sermaye değişsin.
Bu bile yerli halkı rahatsız eder.
Bakıyorum son zamanlarda herkesin dilinde bir faşizm.
Herkes faşist, herkes ırkçı, herkes kafatasçı…
Her köşe başında kurulmuş bir vicdan pazarı…
Karşındaki ağzını açıp daha iki kelime etmeden “faşist” şaplağını yapıştırıyorsun alnına.
Dinlemeden, sormadan, araştırmadan saldırıyorsun adama, o zaman dünyanın en vicdanlısı, en şefkatlisi sen oluyorsun.
Ya arkadaş…
Adam belki malını vermek istemiyor, aşını, işini, piyasasını bölüşmek istemiyor.
Hemen faşist mi oluyor?
Kendine ait olanı korumaya çalışmak faşizm değildir.
Faşizm, başkasını ve başkasına ait olanı külliyen ortadan kaldırma faaliyetidir.
Fatih’te elli yıldır tatlıcılık yapıyorum, haksız rekabet karşısında çözüldüm, dayanamıyorum, iflas etmek üzereyim, diyor.
Ekmeğim elimden gidiyor, diyor.
Der demez faşist oluyor.
Burada başka bir sorun var.
Bir kesim bir kesimi Suriyeliler üzerinden faşizm testine tabi tutuyor.
Bu halk dişinden tırnağından ayırdığı, hazinesine koyduğu paranın 40 milyar dolarını Suriyeli sığınmacılar için harcadı.
Dünyada başka örneği var mı?
Helal olsun, hoş olsun.
Tamam da…
Şu işi çözelim, delik büyüdükçe büyüyor, milyonlarca genç işsizimiz var, güvenli ortam sağlansın, herkes memleketine dönsün, demek…
Burada yemek yemenin, denize girmenin, oturup kalkmanın adabı şöyledir, bunlara riayet edin, demek…
Faşistlik mi oluyor?..
Suriyeliler konusunda bir cümle kurmak için en az beş kere “kardeşiz, komşuyuz” girizgâhı yapılıyor.
Bu kadar da önyargılı olmayın lütfen.
Geçen gün Kemal Öztürk bir twit atmış.
Biraz da aramızdaki samimiyete ve hatta hemşehriliğe dayanarak o twiti buraya taşıyorum.
Kemal Öztürk diyor ki…
“Güney Afrika’dayım. Dünyanın en faşist rejiminin (Aparthied) neden olduğu tahribatı ve dramı inceliyoruz. Siyahlara parkları, plajları yasaklayan anlayışın aynısını şimdi Türkiye’de bazı belediyelerde görüyoruz. Faşizm evrensel bir hastalıktır…”
Böyle ağzım açık kaldı, bu kıyaslamayı cidden yapıyor mu, dedim.
Demek Güney Afrika’daki Aparthied rejiminin siyahlara karşı uygulamalarını Türkiye’de bazı belediyeler Suriyelilere yapıyor.
Suriyeliler parklara sokulmuyor, plajlara sokulmuyor.
Çok rica ediyorum, adil olun.
Hangi partiden olursa olsun, eleştiri yaparken hakkı hakikati gözetin.
CHP’li belediyeleri eleştirmenin korunaklı alanına sığınıp Türkiye’yi faşizmin kol gezdiği bir ülke gibi göstermeye çalışmayın.
Olmayan şeyi, başka amaçlarla yapılan düzenlemeleri çarpıtmayın.
Kemal Öztürk’ü iyi tanırım, sağduyulu, hoşgörülü adamdır.
Fakat bu örnek baştan aşağı yanlıştır.
Üsküdar’da, üç beş yıl önce iskelenin yanındaki parkta Suriyeliler kalıyordu.
Orada mı kalsalardı, Üsküdar Belediyesi onları oradan çıkarmasa mıydı?
Sahil kentlerinde yaşayanlar ne yapıldığını gayet iyi biliyor.
Sahillerin, plajların temizlenmesi, görüntü kirliliğinin ortadan kaldırılması önemli bir iştir.
70 milyon turistten 70 milyar kazanacaksan, bu işi kafaya koyduysan plaja sığınmacı çadırı kuramazsın.
Şehir meydanlarında, şehir parklarında sığınmacıları ağırlayamazsın.
Görüntü kirliliğine müsaade edemezsin.
Sırf hümanizm kasacağım diye abuk işler üzerinden faşizm tartışması yapamazsın.
Olmaz yani…
Bizim Karasu’da AK Partili genç bir belediye başkanı var, yeni seçildi.
Hukukçu, kanun bilen, nizam bilen bir arkadaş.
Mazbatasını alır almaz plaja koştu.
Yolun altında, yani deniz tarafında ne kadar baraka, ev, çadır varsa hepsini kaldırdı.
Şimdi…
Belediye başkanı Karasu’da plaja baraka çaktırmıyor, çadır işyeri kurdurmuyor, olanları kaldırıyor diye faşist bir yönetim mi uyguluyor?
Arkadaşlar…
Anadolu insanı faşizmi bilmez, hiç bilmez.
Sağcısı da bilmez, solcusu da bilmez.
Dünyanın alışageldiği şeyler Anadolu’da farklı işler.
Gün gelir, bizim solcumuz sağcımızdan daha milliyetçi, sağcımız solcumuzdan daha demokrat olur.
Ama hiçbiri faşist olmaz.
Türkiye’deki Suriyeliler konusunu konuşurken faşizm tartışması başlatmak pek iyi olmadı.
Bu konuyu kapatsak da…
Binali Yıldırım ile Ekrem İmamoğlu arasındaki programın soruları çalındı iddiasını mı konuşsak acaba?
Ne dersiniz?
—————————————–
Kaynak:
https://www.yenisafak.com/yazarlar/farukaksoy/bu-ulkede-suriyeliler-sorunu-yok-mu-2051691