Eskişehir’de doğdu. Eskişehir Ziya Gökalp ilkokulunu(1980), Eskişehir İmam-Hatip Orta ve lise kısmını (1987) bitirdikten sonra Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinin İşletme bölümünü (1991) bitirdi. Milli Savunma bakanlığı ve özel bir şirkette görev yaptıktan sonra Milli Eğitim Bakanlığına öğretmen olarak atandı. Bolu ve Düzce’den sonra halen Eskişehir’de Öğretmenliğe devam etmektedir.
Makale ve şiirleri çeşitli dergilerde yayımlanan Burhan KADAH evli ve iki çocuk babasıdır.
BENDEN BANA
Söyle dostum Hakk aşkına
Bir yol var mı benden bana
En uzaktan en yakına
Bir yol var mı benden bana
Aydınlıkta karanlıkta
Saraylıkta viranlıkta
Sonsuzlukta biranlıkta
Bir yol var mı benden bana
Dilendiğin yatırlarda
Dualarda hatırlarda
Okuduğun satırlarda
Bir yol var mı benden bana
Belki soğuk belki sıcak
Ya yavaştan ya çabucak
Ufuklara uzan da bak
Bir yol var mı benden bana
Varlığımda ve hiçimde
Görülmemiş bir biçimde
Ya dışımda ya içimde
Bir yol var mı benden bana
Sağa sola baka baka
Yorgun düştüm düşe kalka
Girift ya da bir patika
Bir yol var mı benden bana
Varla yoğun sayısında
Benliğimin kıyısında
Aşkın ala boyasında
Bir yol var mı benden bana
Kaybolmuşsam burada şayet
Gayret nefsim ruhum gayret
Sure sure âyet âyet
Bir yol var mı benden bana
Ben ki bende bana nâzır
Yürümeye dünden hazır
Çaresizim söyle Hızır
Bir yol var mı benden bana
KIVILCIMLAR
Çakmazsa kıvılcımlar(1)
Ahırda atlar ağlar.
Hedefsizse adımlar
Baharda otlar ağlar.
Kaybolanda bir kavim
Baştan yazılır takvim
Varamazsa sağ salim
Yollarda Kurtlar ağlar.
Göstermezse yiğitlik,
Bir Zafere şahitlik,
Fetih vakti şehitlik
Bekleyen mertler ağlar
Meyvesizse ardıçlar
Üzülür kırlangıçlar.
Küflenmişse kılıçlar
Ezansız yurtlar ağlar.
Elde ok ya da tırpan
Seherde baskın yapan
Ön saflarda yer kapan
Olmazsa tahtlar ağlar
Ceddinin asaleti
Dürüstlük delaleti
Yol be yol Adaleti
Gözleyen fertler ağlar
Bekleşir Er harmanı
Cenkte bulur dermanı
Yoksa sefer fermanı
Kâğıtta hatlar ağlar
(1) el mûriyât
TUNA….
Söylesene Ey Dedem!
Kalbinde hep yük müdür?
“Tuna” dediğin mâtem
Kalbinden büyük müdür?
Tuna ayakta nalın
Kara çalınmış alın.
Sazın, sözün, nişanlın
Parmakta yüksük müdür?
Niş,Vidin sıra sıra
Yanarsın çıra çıra
Kalpte tüten hatıra
Tez küllenen kök müdür?
Silistre’de kedersin,
Plevne’yi seyredersin,
Tunam masmavi dersin
Suya inen gök müdür?
Tuz basmış umuduna,
Gözlerden akar Tuna.
Sorarsın unutana:
Hafızan günlük müdür?
Şekva eder şühedâ,
Şahlanmakta voyvoda,
El zaferden sarhoş da
Neslin Kör kütük müdür?
Söylesene ey Dedem!
Gidenler tek tük müdür?
Tuna yâd oldu mâdem
Türk, Tunasız Türk müdür?
DOYMADIN MI?
Kınalılar tutmuş yolu
Yiğit yiğit duymadın mı?
Gözü obur Anadolu
Şehit şehit doymadın mı?
Yanar iken çerağına,
Kurulmuştuk otağına
Sen ki bizi toprağına
Vakit vakit koymadın mı?
Yemen,Balkan,Bağdat, Musul,
Çanakkale dolu meçhul,
Ata,baba,ana,oğul
Çeşit çeşit saymadın mı?
Adadı her Türk kendini,
Yıktı erler şer bendini,
Bahçene Gül diken dini
Muhit muhit yaymadın mı?
Ya ağıtsın ya merse,
Huzurun yok bir saniye.
Bugün yarın diye diye
Ümit ümit kıymadın mı?
Selanik yok, hasret serde,
Halep,Kerkük şimdi nerde?
Dokunmaz mı bunlar merde?
Taksit taksit soymadın mı?
Kanım aktı topraklara,
Sebep oldun firaklara,
Şehit sarıp bayraklara
Meyyit meyyit kıymadın mı?
SEVMEDİN Mİ?
Ateşine yandıkça
Çırayı sevmedin mi?
Serâbına kandıkça
Sahrayı sevmedin mi?
Cilveden gelir soyun
Türlü naz türlü oyun
Büktükçe ben boyun
Tafrayı sevmedin mi?
Müjdeli sözler sürgün,
Yalana yetiyor gücün.
Dilin söylerken ”bugün” ,
Sonrayı sevmedin mi?
Kaşların bağda serçe,
Gözlerin bahar, bahçe.
“Dudağın al” dedikçe
Karayı sevmedin mi?
Vardım kapına hârla
Çevirdin âhu zârla.
Aşkı değil,
Kurtlarla Sofrayı sevmedin mi?
İçin için özlerken
Hasret kalbi közlerken
Şehirleri gözlerken
Mezrayı sevmedin mi?
Ördüm destanlar ağı
Gördün sözden aşağı.
Yâdellerin yazdığı
Mısrayı sevmedin mi?
Sözlerin kem nakıştan,
Çekindim sert bakıştan.
Bıktıkça karla kıştan
Borayı sevmedin mi?
Urba oldum mazide
Ölçüp biçtim terzide.
Aşk dolu terazide
Darayı sevmedin mi?
Hasret alnımda yazık
Bekletiyorsun yazık!
Görüşmek varken sık sık
Arayı sevmedin mi?
Tef eyledim astarı,
Ney’le ettim iftarı.
İnlettikçe ben tarı
Curayı sevmedin mi?
Kelâma açtın yelken
Dilinde acı diken,
Sükût altın gibiyken
Nârayı sevmedin mi?
Aşık kıyar ser’ine
Atlar yardan derine.
Mangal yürek yerine
Lirayı sevmedin mi?
Dönüp durdum kirmende
Güç kalmadı bedende
Ecel vakti gelende
Sırayı sevmedin mi?