Büyük Britanya’nın Ateşle İmtihanı: Zorunlu Askerlik

ABD ‘nin her türden destek verdiği soykırımcı Siyonazilerin yönetimindeki İsrail ve onu Kıbrıs’taki üslerinden destekleyen İngiltere’de birbiri peşi sıra yapılan ve bir türlü istikrarın sağlanamadığı seçimler sonrası “beş benzemezli”ödünler üzerine kurulu ittifaklar ve sonrası oluşturulan koalisyon hükümetleri günümüz sorunlarını çözümlemekten uzaktır. Sadece bu kadar mı? İsrail örneğinde görüldüğü gibi bu duyarsızlıklar sistematiği insanlığa karşı işlenen suçların boyutları da zorlamaktadır. Diğer bir deyişle “parlamenter sistem” günümüz koşullarında olağanüstü hâl, savaş hâli ve savaşta hızlı karar almanın öncelikli olduğu anlık gelişen sorunların sorunsallaşmaya yol açmadan çözümlenmesinden çok uzak olduğu görülmektedir. Olmaması gereken neredeyse şu varsayım kabul görür hale gelmiştir. “Tek parti istikrar, koalisyon istikrarsızlık.” Peki nedir, Parlâmenter hükûmet sistemi? En basit anlamıyla yasama ve yürütme kuvvetlerinin birbirinden “yumuşak” bir biçimde ayrıldığı bir hükûmet sistemi olmasıdır. Bu sistemde, yürütme organı “iki-başlı”dır. Yani bir yanda sadece temsil görevi bulunan meşruti monarşide “kral” ya da cumhuriyet rejimlerinde “devlet başkanı”, diğer yanda ise “bakanlar kurulu” bulunur. Yürütme erki kolektiftir. Başbakan ve bakanlar ortak (çoğu zaman görev dağılımlı) karar verirler. Öte yandan başlangıçta tek meclisli İngiliz Parlâmentosu de 1544’ten itibaren “Lordlar Kamarası (House of Lords)” ve “Âvam Kamarası (House of Commons)” olmak üzere iki-meclisli bir parlâmento haline gelmiştir.

Parlamenter sistemin ayırıcı özelliklerinden birisi de kral ya da devlet başkanının sorumsuz olması durumudur. Başbakanının başkanlığındaki bakanlar kurulu ise parlâmento karşısında sorumlu olduğu gibi yargı denetimine de tabidir. Bir başka deyişle doğrudan bakanların sorumlu olduğu ve Demokles’in Kılıcı gibi ‘Yüce Divan’a hesap verilme sorumluluğu olan bir sistem oluşudur. Malum, hükûmet parlâmentonun içinden çıkar ve onun güven oyununa mazhar olarak göreve başlar. Parlâmenter sistemde, yasama ve yürütme organları öylesine karşı karşıyadırlar ki, birbirlerinin hukuksal varlığına bile son verebilmektedirler Hükûmet parlâmento tarafından güvensizlik oyuyla düşürülebilir. Yani parlâmento gensoru yoluyla başbakan veya bakanların görevine son verebilir. Buna karşılık, hükûmet de parlâmentoyu feshetme ve ülkeyi seçime götürme seçeneği elinde bulunmaktadır. Parlâmenter hükûmet sistemlerinde aynı kişi, aynı anda hem yasama hem de yürütme organında görev alabilir. Bu son derece doğaldır. Parlâmenter hükûmet sisteminde yasama ve yürütme organları arasında işbirliği vardır. Hükûmet, yasama organının çalışmalarına katılabilir. (1) Kısaca ifade etmek gerekirse yasama, yürütme ve yargı organları arasındaki “kontrol ve denge” (checks and balances) bir nevi ayrımsallığın da parametresidir. Anafikir hükûmet, meclis ve yargı arasındaki güç ayrımı ve bu üç organın birebirini denetleyip herhangi birinin daha güçlü olup diktaya yol açmasını önlemektir. Ama eğri oturup doğru bir değerlendirme yapıldığında ise parlamentarizmin günümüz koşullarında bir çıkmaz sokağa girmekte olduğu da görülmektedir.

            Gerçekten de Birleşik Krallık Başbakanı ve yeniden aday Rishi Sunak’ın 4 Temmuz 2024 tarihinde genel seçim çağrısında bulunmasının ardından İngiliz seçmenler yeni hükümete karar vermek için bir ay sonra bir kez daha sandık başına gideceğini Downing Street 10 ‘daki Başbakanlık konutunun önünde yağmur altında sırılsıklam bir şekilde açıklamıştır. (2) İngiliz halkının soğuk duş alması ise yeniden seçilmesi durumunda 54 yıl sonra zorunlu askerliği yeniden getireceklerini söylemiş olmasıdır.  Aslına bakarsanız, Rishi Sunak ve parti kurmayları tıpkı İkinci Dünya Savaşının güçlü Başbakanı Winston Churchill’in 13 Mayıs 1940 tarihinde başbakan olurken vermiş olduğu söylevdeki gibi “Size kan, zahmet, gözyaşı ve terden başka hiçbir şey vaat etmiyorum.” a benzer bir rolü üstlenmiş oldukları görülmektedir. Demek ki durum zorunlu askerliği geri getirebilecek kadar vahimdir. Gerçekten de Pax-Angloamerikano (ABD ve İngiltere) liderliğindeki Atlantik Bloğu üç ayrı cephede savaşmakta ve de üzülerek ifade etmek gerekir ki, bu üç cephede de neredeyse harekât alanını terk edecek biçimde hezimete doğru gitmektedirler. ABD Başkanı Joe Biden’ı ABD’yi iç savaşına sürükleyen eski başkanlardan James Buchanan’a benzeten The Hill yazarları Mark Toth ile Jonathan Sweet, “ABD ideolojik üçüncü dünya savaşını Rusya, Çin ve Hamas’a kaybediyor” sözleriyle ülkelerinin üç ayrı cephede maruz kaldığı hezimeti hayıflanarak da olsa açıkça dile getirmektedirler.(3) Kuşkusuz sadece The Hill yazarları değil ABD Kongresi’nin Ocak ayında yayımladığı “Büyük Güç Rekabeti” başlıklı raporda da ABD’nin hegemonik ölüm döşeğinde olduğu aşikar bir şekilde ifade edilmektedir. İşte Rishi Sunak’ın bu önemli çıkışı İngiliz vatandaşlarının 18 yaşında Lise eğitiminden sonra bir yıl süreyle tam zamanlı zorunlu askerlik hizmetini ya da yılda 25 gün olacak şekilde her ay bir hafta sonu gönüllü olarak bir toplum hizmetinde çalışılmasını hedefleyen ulusal hizmet modelini içermektedir. Siyasetçilerin hiç istemediği bu durumu kamuoyu ile paylaşmaları Büyük Britanya’nın İkinci Dünya Savaşından sonra maruz kaldığı zorlu bir durumu dikte ettirmektedir. Bilindiği üzere, Ukrayna savaşın başlangıcından bu yana karşılaşmış olduğu en kritik duruma girmiştir.  Ülkenin ikinci büyük kenti Harkiv’in, hava saldırılarına karşı her bakımdan savunmasız bir duruma düştüğü günümüz ortamında NATO’nun Ukrayna’yı sadece silah, mühimmat, araç, gereç ve donanım takviyesiyle RF Silahlı Kuvvetlerini geri püskürtmesi olası görülmemektedir. Diğer bir deyişle Ukrayna savaş etme azim ve kararlılığını yitirmek üzere olduğundan bölgeye kuvvet takviyesinden başka bir çare görülmemektedir. Unutmamak gerekir ki, NATO’nun üyesi olmadığı için askeri birlik müdahalesinde bulunulamayan Ukrayna’da NATO üyelik talebi Rus işgalinin başlamasının ana nedenlerinden biri olmuştur. Ukrayna, ittifaka katılmak için resmi başvurusunu maalesef savaş içerisinde Eylül 2022’de yapmıştır. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Ukrayna’nın uzun vadede ittifakın parçası olacağını söylemesine ve aradan 21 ay geçmesine karşın henüz bir katılım takvimi bugüne kadar sunamamıştır. Rusya lideri Putin de bu nedenle Ukrayna’nın tarafsız olması gerektiğini söyleyerek NATO üyeliğini ulusal güvenlik tehdidi olarak gördüğünü her vesileyle dile getirmiştir, getirmektedir. Ukrayna’ya müdahale konusunda Sırpların katliam gerçekleştirdiği savıyla Bosna-Hersek’te NATO müdahalesi örneği NATO’da bugünlerde sık sık dile getirilmektedir. İşte bu nedenle Sunak’ın zorunlu askerlik çıkışı bu noktada düğümlenmektedir.

Başbakan Rishi Sunak’ın 4 Temmuz’da genel seçimle ilgili Kral III. Charles’tan onay aldığını belirtmesi üzerine bir kez daha sandık başına gidilmesi neredeyse muhafazakarların elinde bir tek başarı olabilecek o da tartışmalı Ruanda sınır dışı etme planını yani yasadışı göçle mücadele konusundan başka bir şey de bulunmamaktadır. Öte yandan İşçi Partisi lideri Keir Starmer, Muhafazakâr Parti’nin düşen oylarından istifade edeceğinden oldukça emin ve bu nedenle Birleşik Krallık’ta değişim sözü vermesi onu iktidara gelebileceği beklentisini de fazlalaştırmaktadır.

Bu seçimde İngiliz seçmenin önüne konulan ise İngiltere’de yeniden zorunlu askerlik hizmetidir. Gelebilir mi diye sormaya bile gerek yok, evet gelmesi de zorunlu görülmektedir. TBMM Araştırma Merkezi’nin 2013 yılında yaptığı araştırmaya göre zorunlu askerlik; sadece Avrupa Birliği (AB) ülkeleri içinde Avusturya, Güney Kıbrıs, Danimarka, Estonya, Finlandiya ve Yunanistan’da; 28 üyeli NATO’da ise Danimarka, Estonya, Norveç, Türkiye ve Yunanistan’da uygulanmaktadır. Biraz evvel açıkça ifade ettiğim gibi, durum o kadar vahamet arz etmektedir ki, zorunlu askerlik hizmetleri aynı zamanda seferberlik ilanı gereği personel ve lojistik bütünlemesi ile sivil savunma faaliyetlerini de kapsayarak genişletilmesini de gerekli kılmaktadır.  Türkiye Cumhuriyeti bu yüzden bu konudaki hazırlıklarını üst seviyelere çıkarmış, bu cümleden olmak üzere “Seferberlik ve Savaş Hâli Yönetmeliği”nin günümüz koşulları ve Cumhurbaşkanlığı rejimine uygun hale getirmiştir.  Gittikçe iki kutba ayrılan dünyada NATO’nun güç bakımından Ukrayna’ya askeri müdahalesi Ukrayna’daki Amerikan ve Rus birlikleri arasında doğrudan bir çatışma riskini alarak bir “Büyük Savaş”a neden olabilecek kıvılcımı çakacak bir evreye girilmiş olduğunu da göstermektedir.

Birleşik Krallık, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, 1947 yılında ilginçtir dönemin İşçi Partili iktidarı tarafından başlatılan zorunlu askerlik uygulamasını 1960 yılında kaldırmıştır. Şimdi aynı durum Muhafazakâr Partili iktidar tarafından sunulmaktadır. Bu durumun ne kadar kritik olduğu hem Birleşik Krallık Silahlı Kuvvetler ile İstihbarat Servisi (BIS, British Intelligence Service) tarafından hükümete teklif edilmiş olduğundan bellidir. Siyasi iktidarlar kendilerini iktidardan edecek bu kanlı gömleği giymek istemezler. Malum “Kanlı Gömlek” giymek deyimi İslam Tarihi’nde yaşanan ilk iktidar mücadelelerini anlatmada kullanılır. Diğer bir deyişle seçmen oylarına göre iktidarın belirlendiği demokratik sistemlerde siyasi partiler içerisinde bu tür durumlardan mümkün olduğu kadar kaçınılacağı malumdur. Ancak, böyle durumlar doğrudan ülke bekasından sorumlu kurumların önerisiyle iktidardaki siyasi partiler ya da koalisyonlar tarafından istemeye istemeye de olsa gündeme getirilmek zorunda kalınır. Seçim kampanyaları sırasında hiçbir partinin üstlenemeyeceği zor bir durumdur.

Ancak Başbakan Rishi Sunak tarafından sunulan bu rezonatik olgu, bir Domino Etkisiyle zorunlu askerlik yasa tasarılarının kıta Avrupa’sında başta Fransa’dan başlamak üzere diğer Avrupa Devletlerinde de ivedilikle gündeme getirileceği olasılığı yüksek bir hareket tarzı olduğu söylenilebilir, sevgili okurlar.

Dipnotlar:

(1) Kemal Gözler, “Türkiye’de Hükümetlere Nasıl İstikrar ve Etkinlik Kazandırılabilir?

(Başkanlık Sistemi ve Rasyonelleştirilmiş Parlâmentarizm Üzerine Bir Deneme) Türkiye Günlüğü, Sayı 62, Eylül-Ekim 2000, s.26

(2) Ahmet Gürhan Kartal, “ANALİZ-Rishi Sunak, kesin yenilgi işaretlerine rağmen Birleşik Krallık’ta seçim çağrısında bulundu”, Anadolu Ajansı,  23.05.2024; https://www.aa.com.tr/en/analysis/analysis-rishi-sunak-calls-uk-election-despite-signs-of-certain-defeat/3228045/ Erişim Tarihi 02 Haziran 2024/

(3) Bercan Tutar, “Hesap günü yaklaşıyor” Sabah Gazetesi, 24 Mayıs 2024; https://www.sabah.com.tr/yazarlar/bercan-tutar/2024/05/24/hesap-gunu-yaklasiyor/ Erişim Tarihi 02 Haziran 2024/

Yazar
Esat ARSLAN

Esat Arslan, İstanbul’da 15 Nisan 1947 tarihinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini İstanbul’da; yükseköğrenimini Ankara’da tamamlayan Esat Arslan, Savunma Bilimleri, Kamu Yönetimi dallarında yüksek lisans; Türkiye Cumhuriyeti Tarihi da... devamı

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen