Mertcan ABBASOĞLU[1]
Rusya, Moskova Knezliği ya da Moskova Çarlığı bir Knezlik olmaktan 17. yüzyılın başlarına doğru çıkmaya başlamıştır. “IV. İvan döneminde siyasi birliğini tamamlayan Rus Çarlığı I. Petro döneminde yönünü Batı’ya çevirerek modernleşme hamlelerine başlamıştır”[2] Türkler (Osmanlı) ile olan ilk muharip bazlı münasebetler IV. İvan’ın güneye, Astrahan’a inmeye karar verdiği dönemlere denk gelir. Astrahan Seferi’ne [3] kadarsa Dünya siyasetinde etkisi bulunmuyordu. Dünya siyasetinde olan etkisi I. Petro’nun dahiyane reformlarıyla gelecektir. Muharebe bazında Osmanlı-Rus mücadelesi Astrahan Seferi ile ilk kez gerçekleşecektir. Ancak bu tarih itibariyle Osmanlı Padişahı II. Selim’den sonra iki güç arasındaki mücadele ardı arkası kesilmeksizin Rus idaresini bir Knezlikten İmparatorluğa çıkaracak olan I. Petro zamanında da tüm şiddetiyle (Rus-Türk kavgası) devam etmiştir.
“Rusya’nın büyük bir güç olarak ortaya çıkması Romanov hânedanı zamanına (1613-1762) rastlar. Çar Mihail ve Philaret adını alarak Moskova patrikliğini üstlenen (1618) babası Fedor Nikitiç (ö. 1633) Rusya’yı müştereken idare etmişler ve fetret döneminin yaralarını süratle sarmaya çalışmışlardır.”[4] Ukrayna Kazakları (Ortodoks Slavlar) yapı itibariyle özellikle Zaparog Kazakları çok büyük derecede yağmalar gerçekleştirmektedir Osmanlı topraklarında. İstanbul (Üsküdar) yakınlarına kadar gelerek şehri haftalarca muhasara altında tutmaları ve şayka denilen manevra kabiliyeti yüksek kayıklarla Karadeniz’de terör estirmeleri büyük krizler doğurmaktadır. Ancak Osmanlı’yı taciz ettikten sonra büyük oranda sığındıkları nokta (Bohdan Hmelnitski önderdiğinde 1649’da Hetmanlık kurulmadan önce) Lehistan’dır. Hatta Osmanlı’ya olan tahribatları 1660’tan sonra çok büyüktür IV. Mehmet zamanında. Zaparoglardan İvan Sirko’nun yazdığı mektubu bir kenara koyarsak -ki hançerden daha keskin kelamlara sahiptir- “Bu çapulların 1660 senesi için bile Türkler için gerçek bir tehlike arzettiğini, Raguza ve Venedik istihbaratından öğrenmekteyiz. Bu tarihte Padişah (IV. Mehmet), Kazakların nakliyat gemilerine devamlı olarak yaptıkları baskınlardan ötürü kıtlık tehlikesi ile karşı karşıya kalan halkın infialini teskin için Edirne’den hareketle İstanbul’a gelmek zorunda kalmıştır.”[5] III. Jan Sobieski’nin 1676 “Zuravno’yu muhasara” [6] altına aldığında Slav Kazaklar’da bundan istifade ederek İvan Sirko önderliğinde önce Akmescit’i (Simferopol) ardından da yıldırım hızıyla Bahçesaray’ı yağmalama cüretini gösterebildi. Aynı şekilde Don Kazakları’ndan mustarip olan bir diğer otoriteyse Ruslardır.
“Ukrayna’da Kazaklar’ın ayaklanması sebebiyle gelişen olaylar Rus-Polanya-Osmanlı devletleri arasında ciddi çekişmelere sebep olmuş, Rusya, Kiyef dahil olmak üzere Ukrayna topraklarını ele geçirmiş ve yapılan barış antlaşmasında bu durumu Polonya’ya kabul ettirmiştir.”[7] Don Kazakları Rusya içerisinde terör estirmeye Kazak Hetmanlık’ı Ukrayna havalesinde kurulduktan sonra şiddetlenecek ve Çar’ın katliamına kadar bu terör faaliyetleri devam edecektir.
“20 yaşında ölen Çar III. Fyodor’dan sonra kurulacak olan ortak yönetimde Petro 10 yaşında iken birinci defa Çar oldu.[8] Fakat üvey ablası Sofya’nın çevirdiği dalavereler sonunda, taht idareten üvey kardeşi (Aptal) İvan’ın eline geçti. Petro uzaklaştırıldı. Bunun üzerine kendini eğlenceye veren Petro çocukluğunda yaptığı gibi zaman zaman Moskova sınırlarında hocaları (iki Protestan bir Katolik) ile görüşerek yabancı tüccarlar gibi önüne gelen yabancıdan Rusya dışının nasıl olduğunu anlamaya çalışmakla geçirdi birkaç yılık saraydan uzak durma süresini. Sokaklardan topladığı gençlerle örgütlenmeye başladı ve saray darbesi hazırlıklarına girişti. Daha sonraları bunlardan meydana getirdiği kuvvetlerle saraya saldırdı. Ablasını ve İvan’ı hapsettirdi. Yönetimi tek başına eline aldı (1689). O sırada Ruslar geriydi. Halkın çoğu Asyalı idi. Pek azı Avrupalılar gibi yaşıyordu. Çar, Rusya’yı Avrupalı kuvvetler arasına sokmak için bir takım ıslahat ve devrimler yapmak için çalıştı”[9] “Tahta geçtiği zaman ilk hedefi Karadeniz filosunu kurup kuvvetlendirerek Türklerin Karadeniz’deki hâkimiyetine son vermekti. 1695’te fırsatı iyi kolladı Azak’a saldırdı ama olmadı.”[10]
Peter’in aklında aslında daha fazlası bulunuyordu. Bunu dönemi okuduğumuzda da anlamaktayız. Büyük Petro esasında aydınlanmayı temel alırken akılcı anlayışı da Rusya’ya getirmek istemekteydi. Rasyonalizmin Rusya’ya gelmesi demek gelecekte (19. yy) oluşacak olan Rus entelijansiyasının temellerinin atılması demektir. I. Petro’nun aynı zamanda J. Locke’dan da müthiş derecede etkilenmemesi bu cihetle olanaksızdır. Petro bunu görmüştür. Petro bunun bir “ihtiyaç” olduğunu Rusya yükselirken görmüştür. İki metrelik dev gibi boyuyla Knezlik’in son İmparatorluk’un ilk Çarı olarak eğitimden sanata, ekonomiden kültüre, bürokrasiden askeri modernizasyona ve bazı kurum ve kuruluşların reorganizasyonuna varıncaya kadar köklü reformlar gerçekleştirecektir.
Devletlerin gelişim gösterebilmesi için hammadde bazında zengin coğrafyalara yayılması gerekmektedir. Siyasi anlaşmazlıkların bir diğer boyutu bu şekilde de inkişaf etmektedir. Reformları hızlandırmasındaysa Büyük Kuzey Savaşı’nın etkisi büyüktür. “Petro, reformlardan hemen önce dış politika ile uğraşmaya başladı. Rusya’nın gelecekteki politikasının esaslarını çizdi. Bu politikanın temeli “denizlere pencere açmak” idi. Gerçi Rusya’nın Kuzey Kutup Denizi kıyısında toprakları vardı. Fakat burası işe yaramıyordu. Öyleyse Baltık Denizi’ne ve Karadeniz’e limanlar kurmalıydı. Baltık Denizi kıyısında İsveçliler’in, Karadeniz ise Osmanlılar’ın elindeydi. Bu devletlerle savaşmak gerekiyordu. Bu yüzden 1700-1721 arasında İsveçliler ile savaştı. İlk savaşlarda İsveç Kralı XII. Şarl’a yenildi. Hatta Demirbaş’ın “Rusya ile savaşmanın zevki yok, çünkü Ruslar savaşmasını değil, kaçmasını biliyorlar!” dediği pek meşhurdur. Buna rağmen I. Peter durmadan devam etti ve Şarl’ı sonunda yendi. 1721’de sonuç olarak İsveç’i geri püskürttü ve Baltık kıyılarına yerleşti.”[11]
“Petro klasik çar algısını değiştirmişti. Güçlü fiziği ile her türlü işe atılıyordu. Özellikle gemi yapımı konusunda gün geçtikçe ustalaşmıştı. Sadece gemi yapımında değil şehircilik gibi birçok alanda bizzat sahaya iniyor, savaşlarda ön cephede yer alıyordu. Pek çok çağdaşı, kralın sadeliğinden, gösterişsizliğinden, kabiliyetinden, iradesinden, engellerin üstesinden gelme gücünden etkilenmişti. Ama Petro giysileri, davranışları ve iletişim tarzı ile insanları hayrete düşürüyordu. Kimileri onun bir çara yakışan ağırlık ve saygınlığı önemli ölçüde zedelediğini, sıradan biri gibi hareket ettiğini söylüyordu. Oysa Boyarların ve egemenlerin fiziken çalışması hoş görülen bir şey değildi ve hatta kimilerine göre utanç vericiydi. Petro gerektiğinde kendi konumundan feragat ediyordu. Örneğin “majesteleri çarın çıkarları” ifadesi yerine “devletin çıkarları” ifadesini getirmişti. Fakat reformlarına çoğu zaman kendi ailesi, saray çevreleri hatta Boyar Duması’nın karşı çıktığı oluyordu.”[12]
“Çağdaşı Osmanlı tarihlerinde “Deli” veya “Koca” sıfatlarıyla, genelde ise “Büyük” lakabıyla anılırdı I. Petro.”[13] “Bizim Türk vakanüvisleri ve 18. asrın ilk sefirleri ona ‘Deli Petro’ derler. Lakin tarihçimiz Ahmed Cevdet Paşa’dan beri Türkler de ‘Büyük Petro’ unvanını kullanmaya başladılar. Şüphesiz ki memleketi de ona ‘Büyük Petro’ unvanını verir. Sovyet İhtilali’nin ilk 15 senesinde kendisine ısrarla I. Petro dendiği halde nihayet Stalinist milliyetçi politika döneminde ‘Büyük Petro’ unvanı kabul edildi.”[14]
Çar Büyük Petro’nun Avrupa Ziyareti
“Klyuçevskiy’e göre; Petro’nun reformları siyasi, sosyal ya da ahlaki düzeni değiştirmeyi ve Rus yaşamını tamamen yabancı olan Batı Avrupa’ya benzetmeyi hedefliyordu. Petro’nun esas olarak aradığı Batının medeniyeti ve tekniğini Rus gençleri vasıtasıyla Rusya’ya nakletmekti. Bu amaçla da birçok Rus gencini eğitim amacıyla Batı Avrupa ülkelerine göndermiş ve Avrupa’dan da her meslek alanında uzman kişiler ülkeye davet etmiştir.” [15] “1697’de 270 kişilik bir toplulukla kendisini gizleyerek Avrupa’ya gitti. Hollanda‘yı ve İngiltere’yi gezdi. Amsterdam ve Zaandam tersanelerinde birkaç ay kaldı. Buralarda bir işçi gibi çalıştı. Avrupa’da kaldığı sürece gördüğü her şeyi inceledi. Örnek modeller hazırlattı. Cevdet Paşa, onun Avrupa’da kalmasını “Büyük Petro Avrupa’yı gören, orada yaşayan, ilim ve fenni orada öğrenen bir adamdı. Bizimkilerin böyle bir gezme ve görme imkânı olmadığı için tecrübesizliklerimiz oldu” sözleriyle değerlendirir.”[16] “1697’de 50 kadar Rus aristokratını masraflarını kendileri ödemek üzere İtalya, Hollanda ve İngiltere’ye gemi yapımını öğrenmeye göndermiş, kendisi de arkalarından gitmişti (1697-1698). Amsterdam’da Zaandalı Marangoz Peter kimliği ile dört ay tersane işçileri arasında çalıştı.”[17]
“Hollanda’dan sonra İngiltere kralını, Almanya ve Avusturya imparatorlarını ziyaret ediyor. Oxford’dan onursal hukuk doktorası alıyor. Almanya’da Leipniz ile sıkı dostluk kuruyor, ülkesine Fransız astronomi bilginleri ile Hollandalı, İtalyan ve İngiliz deniz subaylarını çağırıp görev veriyor. Petro, Batıdaki ilerlemeyi gözleriyle gördüğü için, batıl inançlardan ve Moskova’nın asık yüzlü dini havasından kurtulmak için Neva nehri ağzına –Amsterdam modeli- yeni bir şehir yaptırıyor.”[18] Bu yaptırdığı model şehir St. Petersburg’dur. Çarlık Rusya’nın -Moskova’dan sonraki- ikinci merkezi ilan edilecektir. Türkiye’nin kültür merkezi olan İstanbul gibi St. Petersburg’da 1703 kuruluş tarihi itibariyle Rusya’nın hususi ilim-irfan yuvası, kültür merkezi olarak anılacaktır. Şehrin inşasıysa şöyle ifade edilir: “… Rusya içlerinden 40 bin köylü getirtti, bunlar yerleri odunlarla kazdılar, toprağı elleriyle çıkardılar, eteklerinde taşıdılar. Açıkta yattılar öldüler, yerlerini yenileri aldı.” [19]
Büyük Petro’nun Gerçekleştirdiği Askeri, Sosyokültürel, Eğitim, Kilise ve İdari Reformları
“Petro, Rusya’da bilinmeyen teknolojiye yatırım yaptı.” [20] “O, devlet organlarının zamanın şartlarına göre yeniden yapılanmasını ısrarla sağlamaya çalışmıştır. Bu dönemde kendi ülkesinin tarihsel tecrübeleri çerçevesinde kapanıp kalmamış, başka ülkelerin de tecrübelerini görebilmiş, bunlardan Rusya şartlarına uygun olanlarını seçmişti. Bütün reformların merkezinde bulunan Petro’nun yenilikçiliği ve enerjisi özellikle denizcilik ve askerlik alanında açıkça ortaya çıkar. Onun en önemli reformlarından biri 1716’da onaylanan askeri tüzüğün, güçlü askeri deniz filosunun, düzenli bir ordu kurulmasının sağlanmasına yönelik olmasıdır.” [21]
“Aleksey (oğlu), Petro’nun yeniliklerini beğenmeyen bir zümrenin tesiri altında kaldı. Çar’a ihanetten mahkemeye verildi. Ölümüne karar verildi.”[22]“Pomestye’ye” dayalı süvari birlikleri ordunun temeli olmaktan çıkar ama sosyal yaşam içindeki rolünü korur hale geldi. Askere alma, donatma ve eğitme yükümlülüklerini devlete aktarır, bölgesel hükümet reformu, birlikleri yerel bazda yetiştirmek ve masraflarını karşılaştırmak amacına hizmet eden bir araç haline getirir. Rusya’nın birliklerinin çoğunun gereksinimlerini sağlayan yarı feodal vergiler yerine, tamamen yeni ve her kış terhis edilmeyen fakat her zaman savaş alanında kalan; yaşam boyu hizmet eden askerle donatılmış sürekli bir ordu yaratılır.” [23] “Topçuluğa büyük önem verildi. Toplar kanunla tespit edilen ölçülere uygun olarak dökülmeğe başladı. Seyyar topçu bölükleri kurularak hareket yeteneği artırıldı. Yönetim ordunun sınıfsal temelini sağlamlaştırmak eğilimindeydi. Sıradan insanların askerliğe alınmasıyla ilgili düzenlemeler subay kadrolarının hazırlanması sorununu da beraberinde getiriyordu.”[24] “1716 yılında “Askeri Nizamname” ile, Rus ordu organizasyonundaki başarıları, askeri kuruluş ve askeri hizmetlerin yöntemlerini tespit ediyordu.” [25]
“Batı Avrupa’ya yaptığı seyahatten döndüğü ilk gün Avrupa tarzı yaşam biçiminin yerleştirilmesiyle ilgili yeniliklere başlayan Petro ilk iş olarak “Avrupa biçimi kıyafetler” konusunda kararlılığını açık biçimde sergiledi. Öyle ki saraya bile uğramadan “karısını bile görmeden” Alman mahallesine gitti. Ertesi gün Perobrajensk boyarını törenle kabul ederek” hemen Boyar’ın sakalını kesmeğe, Rus usulü uzun kaftanının eteklerini kısaltmaya başladı. Geleneksel elbiseler giymek şehirlerde ve asilzade (dvoryan) sınıfı arasında müsamahasız olarak yasaklanırken din adamları ve köylülere ağır baskı yapılmadı.” [26] “Pantolonlar, vücudu saran ceketler gibi kıyafetler, kaftan gibi kıyafetlerin yerini alır.”[27]“Rusya’da sakalsız erkek saygı görmezdi. Bunun sebebi sakalın Ruslar için milli bir mit olmasıydı diyebiliriz. Sakalı olmayan erkeğin Rus milli ruhuna uygun yaşamadığı düşünülürdü. Bu dönemde sakallı gezmek isteyen erkeklere vergi ödeme zorunluluğu getirildi.” [28]
“Büyüyen ve gelişen Rusya’nın Avrupai tarzda eğitim sistemine ihtiyacı vardı. Bu doğrultuda I. Petro, Matematik ve Denizcilik Okulu’nu kurdu. Bu okulda Geometri, Trigonometri, Coğrafya gibi dersleri vermek amacıyla İngiliz öğretmenler getirildi. 1732 yılında Harp Okulları açıldı. Kaynak ihtiyacı karşılamak adına, İlk Milli Kütüphane olan “Kuntskamera” açıldı.” [29] “I. Petro döneminde ülkede tercüme faaliyetleri de hız kazanmaya başladı ve resmi olarak ilk defa 1716 yılında Kur’an-ı Kerim Peter Postnikov tarafından Rusçaya çevrildi.”[30] “Jhon Locke’un “Devlet” başlıklı kitabı Latinceden, Alman Katolik rahip Thomas von Kempen’in “De imitatione Cristi” eseri Fransızca’dan çevrilmiştir. Sadi-i Şirazi’nin Gülistan’ı Almanca’dan çevrilmiştir.” [31] “Petro’nun emriyle, Rus alfabesi, eski Slavca şeklinden çıkarılarak, bugünkü şekline kondu. “Moskova Haberleri” ismini taşıyan ilk gazete 1703 yılında Moskova’da yayın hayatına başladı. Ayrıca Almanya’yı taklit ederek Rus İlimler Akademisi’ni kurmayı planladı. Ancak ömrü bu projesini yerine getirmeye müsaade etmedi”[32]
“I. Petro’nun tasavvur ettiği din adamı tipolojisi, değişime açık ve reformları benimseyecek bir karakteri haiz olmalıydı.” [33]“Büyük Petro (1672-1725) (iktidarı: 1683-1725) patrikhaneyi devre dışı bıraktı ve Kutsal Sinod’u kurdu.”[34] Yani burada Petro Ebu’l Feth Mehmed Han’ın Constantinople’ü ele geçirdikten sonra Fener-Rum Patrikhanesi’nin yetkisini sınırlandırması gibi Petro’da buna benzer bir girişimle Ortodoks Kilisesi’nin Rusya’daki idari salahiyetini sınırlandırmıştır. “Dünyadaki bütün Ortodoksları Rus Ortodoks Kilisesi’nde bağlamaya gayret etti”[35]“Devlet otokrasi yoluyla idare edilecektir. Papazlara yeni görevler verilir; Papazlar, cemaat üyelerinin kiliseye gelip gelmediklerini kontrol eder, kürsüden bildiriler okur, bağlılık yeminlerini eder, doğum ve ölüm kayıtlarını tutar. Papazlara okuma yazma şartı konularak, papazlık ve cemaat kurumu çok zayıflatılır.” [36] “Genelde ise kilise reformu kilisenin özgür siyasi bir güç olma rolünü ortadan kaldırmaya yönelikti.”[37] “
“Kanunlar ise ancak bürokratik kurumlar sistemiyle gerçekleştirildi. Petro çeşitli idari kurumların yardımıyla devletin yapılanmasını gerçekleştirmeyi düşünüyordu. Petro zamanın Avrupası’ndaki rejimlerin genel hiyerarşilerini de gözden geçirerek 1719-1724 yılları arasındaki “Genel Rejim Düzenlemesi”ni gerçekleştirdi. Bu düzenlemeyle idari yönetim kurulları genel başkanından hademelerine kadar görev dağılımı yapılmış memurlardan oluşturularak devlet işlerinin uygulanmasına hız kazandırılmıştı.” [38] “1708 yılında Rusya sekiz bölgeye ayrılmıştır. Devlet içinde denetleme yapabilmek amacıyla her kuruma “Fiskal” adı verilen temsilciler yerleştirildi. Bu kişiler kurumdan bağımsız direkt olarak Çar’a bağlıdırlar ve bilgi akışı sağlarlar. Aristokratlar arası derecelendirme sistemini getirdi. Aristokrat olabilmek için askerlik görevi zorunluluğunu yürürlüğe soktu.”[39]
“Yerel yönetim organları Rus halkının yaşamının her yönünde etki eden kurumların uygulanmasından en çok “vatandaşlık ruhu” ve insan güvenliğinin en sağlam dayanağı sayılan polisiye tedbirlere dayanıyordu. Petro eski Moskova idari sisteminde birçok değişiklikler gerçekleştirdi. Asillerin (dvoryonların) geleneksel meclisi olan Boyar Duma’sının oturumlarını fiilen sonlandırdı. Devletin en yüksek idari organı sayılan Senato’ya 1723 yılından itibaren mahkeme görevleri de verildi.” [40]
SONUÇ
Büyük Petro’nun oldukça geniş görüşlü bir hükümdar olarak tarih sahnesine çıkması, lider profilleri içerisinde Reformu kurtuluşa ermenin şartları arasında görebilen ve bunu telakki ederken risklere karşı mücadeleyle karşılık veren bir yapıya sahip olduğu gözükmektedir. Rusya’yı Batı medeniyetleri ile sosyokültürel ve bürokratik anlamda, askeri anlamda ise mücadele edebilecek bir konuma getirmiştir.
Osmanlı Devleti’nin uzun vadeli düşmanı olarak tarih sahnesine çıkan Rusya’da askeri ve stratejik yöntem gelişmeleri 1730’larda gerçekleşirken, Osmanlı’da bu durum “Rus donanmasının 1770’te Çeşme Limanı’na sağınmış bulunan Osmanlı donanmasının ani bir baskınla yakması bu alanda askeri mühendislik bilimlerine, teknik eğitime duyulan ihtiyacı arttırmıştır. Osmanlı donanmasına özellikle geometri ve coğrafya bilen, eğitimli zabit yetiştirmek üzere açılan ve sonradan Mühendishane-i Bahri-i Hümayun adıyla anılacak olan Hendesehane beş gün süreyle geometri ve haritalar üzerindeki öğretimine 1775 senesinde başlamıştır.”[41] Dolayısıyla Çeşme’deki bu baskının başarıyla sonuçlanmasındaki bir diğer etkense I. Petro’nun Rusya’yı kemik gibi çevreleyecek olan reformlarıdır.
I.Petro, Rus entelijansiyasının babası olarak kendini konumlandırmaktadır. Rusya’nın geleneksel tabularını yıkmıştır. Avrupa’nın gelişmişliğini Avrupa’yı ziyaret ederek ve gelişimi organize eden bürokrasiyi, bilimi, tekniği yerinde görerek adımlarını keskince atabilmiştir. Takma adla Avrupa’nın ileri gelen ülkelerinde tahkikatlar yapmış, yenilikleri Rusya’ya getirmek için etütler gerçekleştirebilecek kadar da medeni cesaretini toparlayarak Rusya ile kendisini özdeşleştirmiştir. Bunları yaparak yaşayarak tecrübe etmiştir. Reformlarına karşı gelen oğluna dahi acımamıştır. Çünkü Rusya’nın kaderi buna bağlıydı. Kendisine takılan “deli” ifadesinin altında yatan asıl hakikatin “dahi” olduğu da böylelikle anlaşılmaktadır.
Kaynaklar
Afyoncu, Erhan, “Rusya’nın Kaderini Değiştiren Hükümdar”, Sabah Gazetesi (30.06.2019), https://www.sabah.com.tr/yazarlar/erhan-afyoncu/2019/06/30/rusyanin-kaderini-degistiren-hukumdar -[21.01.2021]
Atmaca, Bengisu, “Büyük Petro’nun Reformları”, https://www.academia.edu/43074541/B%C3%BCy%C3%BCk_Petro_nun_Reformlar%C4%B1 -[21.01.2021]
Babaoğlu, Samir, “Kur’an-ı Kerim’in Rusça’ya İlk Tercümeleri”, gzt, (22.08.2020), https://www.gzt.com/mecra/kuran-i-kerimin-ruscaya-ilk-tercumeleri-3509830 -[30.12.2020]
Bartl, P., (1998), “17. yüzyılda ve 18. Yüzyılın ilk yarısında Kazak Devleti ve Osmanlı İmparatorluğu”, İlmi Araştırmalar, (6)
Ergün, M., (2009), “Rus Eğitiminde Batılılaşma Çabaları Ve Reformlar”, Kuramsal Eğitimbilim Dergisi, 2
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/304120 -[20.01.2021]
Erkan, Ü., (2019), “RUSYA’DA MODERNLEŞME HAREKETLERİ, RUSYA MÜSLÜMANLARI VE İSMAİL GASPIRALI”, Motif Akademi Halkbilimi Dergisi, 12(27)
Gündüz, Mustafa, “Türk Eğitim Tarihi”, İdeal Kültür Yayıncılık, İstanbul:2019
Güven, Samih, “Büyük Petro’nun Taraftarları ve Muhalifleri”. Medya Günlüğü (29.11.2019), https://medyagunlugu.com/haber/buyuk-petronun-taraftarlari-ve-muhalifleri-46208 -[21.01.2021]
Beydilli, Kemal, Rusya maddesi, TDV İslâm Ansiklopedisi (DİA), İstanbul: 2008, c.35
Konak, İsmet, “Rusya’da “din karşıtlığının” anatomisi”, Bir Gün, (27.01.2019), https://www.birgun.net/haber/rusya-da-din-karsitliginin-anatomisi-244906 -[22.01.2021]
Kurat, A., N., “Rusya Tarihi/ Başlangıçtan 1917’ye Kadar”, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara: 2014, .c3
Leylak, M., H., (1990), “I. Petro Döneminde Rusya’da Yapılan Yenilikler”, Yayımlanmamış
Yüksek Lisans Çalışması, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara
Uluçay, M., Ç, “Petro, Deli-Büyük”, Tarih Ansiklopedisi, Bateş Yayınları, İstanbul:1979
Metreş, Serdar, “I. Petro ve Reformları”, https://www.academia.edu/19693975/1_Petro_ve_Reformlar%C4%B1 -[21.01.2021]
Ortaylı, İlber, “Deli mi Büyük mü”. Hürriyet Gazetesi (31.05.2020),
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ilber-ortayli/deli-mi-buyuk-mu-41529429 -[25.08.2020]
Şener, Leyla, (2013), “Büyük Petro Dönemi Rusya’da Çeviri Faaliyetleri”, Tarih Okulu Dergisi, 2013 (XV)
DİPNOTLAR
[1] Sosyal Bilgiler Öğretmeni, [email protected], OCRID: 0000-0001-8733-2224.
[2] Erkan, Ü., (2019), “RUSYA’DA MODERNLEŞME HAREKETLERİ, RUSYA MÜSLÜMANLARI VE İSMAİL GASPIRALI”, Motif Akademi Halkbilimi Dergisi, 12(27), s.758
[3] I. İvan döneminde 1568-1570 tarihinde gerçekleşen ilk Osmanlı-Rus Savaşıdır.
[4] Beydilli, Kemal, Rusya maddesi, TDV İslâm Ansiklopedisi (DİA), İstanbul: 2008, c.35, s.254
[5] Bartl, P., (1998), “17. yüzyılda ve 18. Yüzyılın ilk yarısında Kazak Devleti ve Osmanlı İmparatorluğu”, İlmi Araştırmalar, (6), s.301
[6] İzvança Muharebesi’nin neticesinde imzalanan İzvança Antlaşması’yla Bucaş’ta kaybedilen Podolya’nın (Osmanlı’ya verilmeyecek olsa da) hak olarak Türk toprağı olduğu kabul ediliyor bunun akabinde en can alıcı noktası Ukrayna bölgesindeki Kazakların da istilasında bulunan toprakların 3’te 1’i Lehistan’a bırakılmaktaydı.
[7] Beydilli, Kemal, Rusya maddesi, TDV İslâm Ansiklopedisi (DİA), İstanbul: 2008, c.35, s.254
[8] Kız kardeşinin Naiplik yaptığı dönemde erkek kardeşi V. İvan ile ortak idare kuruldu. Sofya’nın Naipliği ve erkek kardeşi ile olan ortak iktidar yönetimi 1696’ya kadar sürmüştür.
[9] Uluçay, M., Ç., “Petro, Deli-Büyük”, Tarih Ansiklopedisi, Bateş Yayınları, İstanbul:1979, s.380
[10] Ortaylı, İlber, “Deli mi Büyük mü”. Hürriyet Gazetesi (31.05.2020), https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ilber-ortayli/deli-mi-buyuk-mu-41529429 [25.08.2020]
[11] Uluçay, M., Ç., “Petro, Deli-Büyük”, Tarih Ansiklopedisi, Bateş Yayınları, İstanbul:1979, s.382
[12] Güven, Samih, “Büyük Petro’nun Taraftarları ve Muhalifleri”. Medya Günlüğü (29.11.2019), https://medyagunlugu.com/haber/buyuk-petronun-taraftarlari-ve-muhalifleri-46208 [21.01.2021]
[13] Beydilli, Kemal, Rusya maddesi, TDV İslâm Ansiklopedisi (DİA), İstanbul: 2008, c.35, s.255
[14] Ortaylı, İlber, “Deli mi Büyük mü”. Hürriyet Gazetesi (31.05.2020), https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ilber-ortayli/deli-mi-buyuk-mu-41529429 [25.08.2020]
[15] Kurat, A., N., “Rusya Tarihi/ Başlangıçtan 1917’ye Kadar”, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara: 2014,c.3 s.269
[16] Afyoncu, Erhan, “Rusya’nın Kaderini Değiştiren Hükümdar”, Sabah Gazetesi (30.06.2019), https://www.sabah.com.tr/yazarlar/erhan-afyoncu/2019/06/30/rusyanin-kaderini-degistiren-hukumdar [21.01.2021]
[17] Ergün, M., (2009), “Rus Eğitiminde Batılılaşma Çabaları Ve Reformlar”, Kuramsal Eğitimbilim Dergisi, 2, s.34. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/304120 [20.01.2021]
[18] Ergün, M., (2009), “Rus Eğitiminde Batılılaşma Çabaları Ve Reformlar”, Kuramsal Eğitimbilim Dergisi, 2, s.34. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/304120 [20.01.2021]
[19] Leylak, M., H., (1990), “I. Petro Döneminde Rusya’da Yapılan Yenilikler”, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Çalışması, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, s. 19
[20] Kurat, A., N., “Rusya Tarihi/ Başlangıçtan 1917’ye Kadar”, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara: 2014,c.3 s.269
[21] Leylak, M., H., (1990), “I. Petro Döneminde Rusya’da Yapılan Yenilikler”, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Çalışması, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, s. 1
[22] Kurat, A., N., “Rusya Tarihi/ Başlangıçtan 1917’ye Kadar”, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara: 2014,c.3 s.270
[23] Metreş, Serdar, “I. Petro ve Reformları”, https://www.academia.edu/19693975/1_Petro_ve_Reformlar%C4%B1 [21.01.2021]
[24] Leylak, M., H., (1990), “I. Petro Döneminde Rusya’da Yapılan Yenilikler”, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Çalışması, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, s. 22
[25] Atmaca, Bengisu, “Büyük Petro’nun Reformları”, https://www.academia.edu/43074541/B%C3%BCy%C3%BCk_Petro_nun_Reformlar%C4%B1 [21.01.2021]
[26] Leylak, M., H., (1990), “I. Petro Döneminde Rusya’da Yapılan Yenilikler”, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Çalışması, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, s. 12
[27] Metreş, Serdar, “I. Petro ve Reformları”, https://www.academia.edu/19693975/1_Petro_ve_Reformlar%C4%B1 [21.01.2021]
[28] Atmaca, Bengisu, “Büyük Petro’nun Reformları”, https://www.academia.edu/43074541/B%C3%BCy%C3%BCk_Petro_nun_Reformlar%C4%B1 [21.01.2021]
[29] Atmaca, Bengisu, “Büyük Petro’nun Reformları”, https://www.academia.edu/43074541/B%C3%BCy%C3%BCk_Petro_nun_Reformlar%C4%B1 [21.01.2021]
[30] Babaoğlu, Samir, “Kur’an-ı Kerim’in Rusça’ya İlk Tercümeleri”, gzt, (22.08.2020), https://www.gzt.com/mecra/kuran-i-kerimin-ruscaya-ilk-tercumeleri-3509830 [30.12.2020]
[31] Şener, Leyla, (2013), “Büyük Petro Dönemi Rusya’da Çeviri Faaliyetleri”, Tarih Okulu Dergisi, 2013 (XV), s.572
[32] Kurat, A., N., “Rusya Tarihi/ Başlangıçtan 1917’ye Kadar”, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara: 2014, c3,s.269
[33] Konak, İsmet, “Rusya’da “din karşıtlığının” anatomisi”, Bir Gün, (27.01.2019), https://www.birgun.net/haber/rusya-da-din-karsitliginin-anatomisi-244906 [22.01.2021]
[34] Ergün, M., (2009), “Rus Eğitiminde Batılılaşma Çabaları Ve Reformlar”, Kuramsal Eğitimbilim Dergisi, 2, s.34. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/304120 [20.01.2021]
[35] Afyoncu, Erhan, “Rusya’nın Kaderini Değiştiren Hükümdar”, Sabah Gazetesi (30.06.2019), https://www.sabah.com.tr/yazarlar/erhan-afyoncu/2019/06/30/rusyanin-kaderini-degistiren-hukumdar [21.01.2021]
[36] Metreş, Serdar, “I. Petro ve Reformları”, s.3 https://www.academia.edu/19693975/1_Petro_ve_Reformlar%C4%B1 [21.01.2021]
[37] Kurat, A., N., “Rusya Tarihi/ Başlangıçtan 1917’ye Kadar”, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara: 2014,c3 s.268
[38] Leylak, M., H., (1990), “I. Petro Döneminde Rusya’da Yapılan Yenilikler”, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Çalışması, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, s. 47
[39] Metreş, Serdar, “I. Petro ve Reformları”, https://www.academia.edu/19693975/1_Petro_ve_Reformlar%C4%B1 [21.01.2021]
[40] Leylak, M., H., (1990), “I. Petro Döneminde Rusya’da Yapılan Yenilikler”, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Çalışması, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, s. 48
[41] Gündüz, Mustafa, “Türk Eğitim Tarihi”, İdeal Kültür Yayıncılık, İstanbul:2019, s.62