Yaşar Çağbayır Ağabey’in Zeybek Kaması, Namıdiğer Yatağan adlı kitabının bir yerinde “çan” anlatılıyor.
Çan ustalığı çok önemli imiş.
“Hangi çana hangi tür maden katılacağı, kalınlık ve boyut, çan dilinin niteliği ve büyüklüğü gibi hususları bir müzik aleti inceliğinde yapılması” bilinmeliymiş.
O ustanın yaptığı çanlar, takıldığı hayvanın boynunda veya devenin havudunda müzik aleti gibi sesler verirmiş.
Çanları hayvanların adım atışını, kafa oynatışını çok iyi hesap ederek yaparmış. Her obaya ayrı çan türü üretirmiş.
Manda boynuzlarından da çan dili yapılırmış.
Çan dilleri de çan ile uyumlu olmalıymış. İyi ses çıkarmayan çanlara “sağır çan” denirmiş. Çan tabiattaki sesler ile uyumlu olmalıymış.
Demircilik Ergenekon’dan sonra milli meslek olmuş zaten.
Demek ki çan da, dili de, anlattığı da önemli. Çobanlık da önemli tabi, herkes güttüğünden sorumlu.
“Söz ola kese savaşı” demiş Yunus Emre.
Söz gümüşse sükût ta altınmış zaten.
Susmak, sözün bittiğinden olmazmış hiç bir zaman. Anlayan anlarmış.
Çan koçlara takılmazmış meselâ. İyi ses çıkaranlara “keklik gibi mübarek” derlermiş.
Dilin kemiği olmazmış. Kemiği olmayanların pahalı olması o yüzdenmiş.
İnsan da dilinin altında gizliymiş.
İnsanın iki kulağı ama bir tane dili varmış.
“Her şey ayan beyan görebilirsen,
Ateş yakmak, rüzgar esmek içindir.
”İki kulak için bir dil ne? ” dersen,
Az konuşup çokça susmak içindir.”
Kâlp deniz, dil de kıyı imiş. Kıyıya vuranlar kâlptekilermiş.
İçsiz ceviz de hafif olurmuş zaten.
Çoban Ramazan anlatmıştı “çanlar çok ses çıkarmaya başlarsa ertesi günü yağmur yağacağını gösterirmiş.
Hasan Karababa da çanlar hakkında ne söyle bilmem.
…
Hasan Karababa da şunları söyledi sonra;
“Düzenli çoban sürüsündeki çanlarından belli olur. Sürünün kışlık ve yazlık çanı ayrı olur. Çanların takımı 7 adet olur fazlası düzeni bozar. Seçerken çanların sağır olmamasına dikkat edilir, yani sağır çan iyi duyan çan arasındaki fark kara saz ile elektro saz gibidir. Çanları alacağın boya göre en küçüğünden başlarsın seçmeye önce si ile lâ’yı sonra lâ ile sol’u,sol ile fa’yı, fa ile mi’yi, mi ile re’yi, re ile de do’yu eşleştirerek seçimini yaparsın. İşte bu çanlar konuşur. Mesela küçük çanların takımının en küçüğü anneee büyüğüde söyle kızım der. Büyük takımın en küçüğü babovvv der en büyüğü ise nevaoğluum der. Hayvanların dilinden anlamak için süleyman peygamber, çanların dilinden anlamak için çoban olmak lazımdır. Bir kaçını yazalım. Çan sürüde bit kene var ilaçlamak gerek der ,Acil durum var der, sürüde kayıp var der, kurt saldırdı der, sürü sakin der. Bunları anlamak için çoban olmak gerekir. Selam ve saygılar efendim.”