Kenan EROĞLU
Bazı insanlar, kendilerinden daha küçük kişilerin saygıdan ötürü yanlarında sigara içmemelerini, iyi bir davranış, erdemli bir davranış olarak görmezler de, “bununla saygı olmaz, başka konularda saygılı olsun. Sigaradan ne olacak, madem alışmış içiyormuş, bırakın çocuğu bizim yanımızda da içiversin, ne olacak ki” derler.
Genç adamlar bazen büyüklerinin yanında bağırır, çağırır, gürültü ederler yani biraz saygısız davranırlar.
Aynı kafa yine devreye girer “bundan bir şey olmaz, onlar genç, delikanlı, kanları kaynıyor başka konularda saygılı olsunlar canım” derler.
Tabii bu insanlar, Bir dev-genç liderinin (Dursun Karaçam): “Biz aramızda ve evlerde anne baba ve büyüklerin yanında ayak ayaküstüne atarak oturmayı teşvik ederdik” dediğini bilmiyorlar.
Bazıları bu saygı ve sevgi işini bilerek ve isteyerek ihlal etmeyi teşvik ediyor bir kısım saf insanımız da “ne olacak ki” diyerek aynı paralele düşmüş oluyorlar.
“Boş ver, ne olacak, bununla saygı olmaz“ düşüncesi hayatın o kadar çok bölümünü kapsam alanına alır ki artık geriye hiçbir değer kalmaz, konu o kadar uzar gider ki bu şekilde tüm değerler çiğnenmiş olur.
Dikkat edersek; Her saygısızlığın ardından “bunu boş ver, başka konularda saygı göstersin” derken her keresinde olması gereken saygı hep “başka zamana”, “başka konuya” ve “bir başka bahara” öteleniyor.
Bu saygı orada, burada, şurada gösterilmeyecek de nerede ne zaman gösterilecek. Nerede ne zaman gösterilmeyecek anlamak mümkün değil.
Ya da hangi durum, saygıdır, hangi durum saygısızlıktır kestirilemez.
Biz Batılılaşacağız diyerek Avrupa’ya yöneldiğimizden beri, asıl alınması gerekenlerin dışında batının yaşantısını ve dış görünüşünü aldık, batılılar gibi yaşamaya ve onlar gibi davranmaya başladık, bu tenakuz buradan geliyor. Giderek batılılaşma ve batılı gibi olma düşüncemiz öyle bir noktaya geldi ki sanki “İyi olan her şey batıda”, “geri olan her şey ise bizde” ydi, bu yüzden geleneksel değerlerimiz gittikçe aşınırken, batılı değerler de hop diye birden kabul görmüyor ve problemlere sebep olabiliyordu.
Şimdi bunca çabadan, devlet eliyle zorlamalardan sonra biz “batılı olamadık, ama doğulu da kalamadık”. Yarı batılı yarı doğulu olduğumuz için, yarı değerlerimiz aşındı ve batı tarzı olmaya başladı, diğer yarı değerlerimiz ise özellikle Anadolu’da, halk arasında yaşamaya devam ediyor.
“Boş ver, ne olacak bununla saygı olmaz“ diyenler batılı etkisinde kalan insanlardır. Anadolu insanı ise tarihten gelen değerlerini korumaya çalışmaktadır.
Önce bazı olumsuzlukları teşvik ediyor, “bir şey olmaz” diyerek göz yumuyoruz, ileriki zamanlarda ve yaşlarda ise ortaya çıkan sağlık sorunlarını çözmeye çalışıyoruz. Bu ne yanlış bir yaklaşımdır. Sigara içmekten mütevellit meydana gelen hastalıklarla mücadele için harcanan çaba, zaman ve para, alacağımız küçük tedbirleri kat be kat aşıyor. Hem kişinin bütçesine hem de devletin bütçesine azımsanmayacak kadar yükler getiriyor. Problemi kaynağında “bundan ne olacak boş ver” diyerek olayı çözme yerine problem büyüdükten, dallandıktan, budaklandıktan, boyumuzu aşıp her tarafa yayıldıktan sonra çareler arıyoruz.
Sözün Özü:
Şeytan galibiyetine teferruattan başlar.
