Bu coğrafyada Turek, Turecky benzeri soyadlarına sahip kimseler bulunur. Bu kimseler için bazıları Osmanlı Türkleriyle savaştıkları için bu isimleri aldılar izahını getirmektedir. Ancak arkadaşımızın František adlı dayısı bu kimseler arasında Türk soyundan gelenler olduğunu söylemektedir.
Brno’ya 50 km mesafede Lednice’de Avrupa’nın en yüksek minarelerinden birisi bulunur. Burada 60 metre yüksekliğindeki Türk Kulesi’ni yaptıran Liechtenstein prensi I. Aloys’tur (1759-1805). Minarenin mimarı ise mucit Josef Hardtmuth’tur (1758-1816). Onu ürettiği meşhur Koh-i-noor kurşunkalemleriyle tanıyanlar çıkabilir.
Daha batıda Bohemya’da bulunan ve Türk kültürü tesirinde olan iki yapıdan daha bahsetmek gerekir. Humprecht Av Köşkü 1666-1668 arasında Humprecht Jan Černín tarafından İtalyan mimar Carlo Lurago’ya yaptırılmıştır. 1678 dolaylarında birkaç defa yıldırım düşmesi sonucu ilk yapı yanmıştır. İki yıl içerisinde onarılarak bir kat yükseltilmiş, 1680 yılından günümüze kadar hemen hemen aynı haliyle varlığını sürdürmüştür.
Belki de en önemli değişim, kulesinin üzerinde bir haç bulunuyorken yapılışından iki yüz sonra tepesine haç yerine hilal konulmuş olmasıdır. Bu hilalin yerleştirilmesi hadisesinin Çek Ulusal Uyanış hareketine katkıları bulunan ünlü bir rahip ve dekan olan František Vetešník’in teklifiyle gerçekleştirilmesi ilginç bir bilgidir. Hilalin konulmasını Chudenice kontu Heřman Černín’in anısına teklif ettiği yapının tanıtım sitesinde yer alan bir bilgidir.
Peki Heřman Černín kimdir? Bu av köşkünü yaptıran Humprecht Jan Černín’in amcasıdır. 1598-1599 arasında Kudüs ve Mısır’a seyahat eden, 1616-1617 ve 1644-1645 yıllarında Türk Sultanı’na gönderilen heyette imparatorluk elçisi olarak görev yapan ve lakabı Tureček yani “Küçük Türk” olan bir kimsedir. Türk dostu Heřman Černín”in 1644 yılında Budin’den edindiği Türk çadırı ve bazı Osmanlı kıyafetleri de bugün Jindřichův Hradec Şatosu’nda sergilenmektedir.
Bahsedeceğimiz diğer yapı olan “cami” ise Prag’ın güneybatısında ama başkente daha uzak bir mesafededir. Yapı aslen “cami” formunda yapılmış bir Türk pavyonu olup yine aynı aileyle bağlantısı vardır. Erken Barok bir yapı olan Lnáře Kalesi’nin yapımına 1660’tan sonra Aleš Vratislav tarafından başlanmıştı. 1675’te ise burayı satın alan kişi Humprecht Jan Černín olmuştur. İnşaatı da o tamamlamıştır ve oğlu Tomáš Zacheus Černín döneminde de 1683 – 1686 yıllarında Lnáře Kalesi’nde kapsamlı bir restorasyon gerçekleştirilmiştir. İşte bu kalenin bahçesinde cami formunda yapılmış bir Türk pavyonu bulunmaktadır.
Çekya’daki müslümanlığın tarihinde Ivan Hrbek özel bir yere sahiptir. Hrbek 20 Haziran 1923’te Prag’ta doğup 20 Mart 1993’te yine Prag’ta vefat etmiş, Kuranı Kerim’i Çekçeye çevirmiş Çek doğubilimci, tarihçi ve Arapça çevirmenidir. Çekoslovak generali Jaroslav Hrbek’in oğludur. 1945-1950’de Charles Üniversitesi’nde Sami filolojisi ve İslam tarihi okudu. 1953’ten itibaren Çekoslovak Bilimler Akademisi Doğu Enstitüsü’nde araştırmacı olarak çalıştı ve 1961’den itibaren Charles Üniversitesi’nde dışarıdan Afrika tarihi üzerine dersler verdi. Misafir akademisyen olarak Fas, Gana, Senegal, Almanya ve İngiltere’deki üniversitelerde ders verdi. Gençliğinde Müslüman olan ve Ahmed adını alan Hrbek İkinci Dünya Savaşı sırasında Çek Müslümanlarının çıkardığı Hlas dergisine katkıda bulundu.
1945’ten 1955’e kadar Çekoslovakya Müslüman Cemaati’nin başkanlığını yaptı. Ivan Hrbek’in ilk kez 1972’de yayınlanan tercümesi halen okuyucular tarafından Çekçede en çok kullanılan Kur’an tercümesidir ve aynı zamanda en doğru Çekçe meallerinden biri olarak kabul edilmektedir. Ayrıca Afrika tarihi çalışan UNESCO’nun uluslararası bilim komitesinin üyesi olarak çalıştı. İslam Ansiklopedisi’ne katkıda bulundu. Deniz kaşifleri, savaş gemileri ve muharebeler üzerine bir dizi eser yayınladı. Bunlardan bazılarını oğlu tarihçi Jaroslav Hrbek ile birlikte yazdı. Prag mezarlıkları kayıtlarını incelediğimizde Ivan Hrbek isminde tek kaydın Olšany Mezarlığı’nda bulunduğu bilgisine ulaştık.
Bir diğer Çek müslümanı Přemysl (Mohamed Ali) Šilhavý 19 Kasım 1917’de Třebíč yakınlarındaki Budíkovice’de doğmuştur. Třebíč gramer okulunun bir öğrencisi olarak bir Kuran tercümesine ilgi duydu, bunun için para biriktirip satın aldı. 1937’de Müslüman olma kararı aldı. Çekoslovak Müslüman cemaati Mısır El Ezher Üniversitesi’nin bursunu Mohamed Ali Šilhavý’e teklif etti ve o da kabul etti. El-Ezher’deki öğrenimi yalnızca bir dönem sürdü, çünkü Çekoslovakya’yı ziyaret ettikten sonra Nazi Almanyası’nın işgali nedeniyle artık Mısır’a dönememişti.