TÜSİAD ve Chapter Zero Türkiye tarafından Bain & Company’nin katkılarıyla “CEO Perspektifinden Sürdürülebilirlik: İklim Krizini Yönetmek” başlıklı bir etkinlik düzenledi. Etkinlikte şirketlerin sürdürülebilirlik ve iklim krizi ile mücadele yolculuğunda üst düzey yöneticilerin vizyonu ve liderliği konusu ele alındı. Chapter Zero Türkiye, Dünya Ekonomik Forumu (WEF) işbirliğinde başlatılan Küresel İklim Yönetişimi Girişimi’nin 28. yerel inisiyatifi olarak TÜSİAD’ın ev sahipliğinde, EBRD ile Yönetim Kurulu Üyeleri Derneği (YÜD) stratejik ortaklığında ve Deloitte’un içerik desteği ile kurulmuştur. Chapter Zero Türkiye Türkiye’de yönetim kurulları ve üst yönetim seviyesinde iklim yönetişimini desteklemeyi ve iklim değişikliği konusunu yönetim kurullarında bir öncelik haline getirmeyi hedeflemektedir. #diep2053 Sürdürülebilirlik lideri Zeynep Bodur Okyay ın katıldığı toplantı CEO lar için yeşil dönüşüm noktasıdır. Bülent Eczacıbaşı gerek kitapları, gerek konuşmaları ile yeşil kuğulara örnek gösteriyor, Vitra Karo gibi. Sürdürülebilir tedarik zincirinde yer almayan firmalar varlığını sürdüremez. Yeşil dönüşüm sanayimiz için zorunludur. Su ve karbon ayak izini düşüren fabrikaların ürünleri artık AB ve ABD ihraç edilebilecek. İklim değişimini iki derecede tutmak için başka yol yok… CEO lar ve yönetim kurulu üyeleri sürdürülebilirlik önderi oluyor, iklim değişimini iki derece tutmak için.
Eczacıbaşı Topluluğu’nun sürdürülebilir konusundaki kilometre taşlarına da değinen Bülent Eczacıbaşı, şöyle konuştu:“2006’da Eczacıbaşı Holding olarak BM’nin Global Compact imzacısı olduk.2030 yılından itibaren de yapı ürünleri grubumuzda yüzde 100 oranında öz tüketimle üretim yapmayı planlıyoruz. Dünya Ekonomik Forumu’nun Global Lighthouse Network diye bir kuruluşlar grubu var. Bunun içinde 153 çok ileri, seçkin kuruluş var. Vitra Karo da bunlardan biri oldu ve dünyada karo alanında faaliyet gösterip bunlar arasına giren ilk kuruluş oldu. 2006 yılında o zamanki CEO’ları Erdal Karamercan’ın Türkiye’de bu konuya en erken inanmış ve gereğini yapmış bir CEO olduğuna da dikkat çeken Bülent Eczacıbaşı, “Bana geldi ve bu işi CSO seviyesinde bir yöneticiye teslim etmemiz gerektiğini söyledi. Şimdi diyoruz ki sürdürülebilirlik raporlamasının sorumlusu en tepedeki yönetim kuruludur. Bütün yönetim kurulu üyeleri sürdürülebilirlik lideridir. Bu da dönüşümün boyutlarını gözler önüne seriyor. Umarım geç kalmamışızdır” diye konuştu.
Mariana Mazzucato ya sorulan bir soru ile egüncemizi tamamlayalım.
https://www.bloomberght.com/mazzucato-turkiye-yesil-donusum-icin-cok-iyi-bir-konumda-2292532
Peki Türkiye bu yeşil dönüşümde nasıl bir rol oynayabilir?
Finansal ve makroekonomik kapasitesi düşünüldüğünde Türkiye yakın dönemde sizin tabirinizle ne kadar ‘girişimci’ olabilir?
“Benim uzmanlığım Türkiye üzerine değil fakat Türkiye iklim değişikliğinin yarattığı birçok soruna karşı kırılgan bir konumda bulunuyor. Bunlar göz önüne alındığında, Türkiye’nin yakın dönem sanayi stratejisinde iklim aksiyonlarını ve yeşil dönüşümü merkeze almasının çıkarlarına ekonomik ve siyasi olarak doğrudan etkisi bulunuyor.
Güçlü bir merkezi devlet yapısı, hızla büyüyen ekonomisi ve devletin yüksek teknoloji ve yeşil yatırımlara giderek artan ilgisiyle
Türkiye yeşil sanayi dönüşümü için çok iyi bir pozisyonda bulunuyor. Özellikle güneş ve rüzgar enerjisi düşünüldüğünde yenilenebilir enerji teknolojilerinde büyük bir potansiyele sahip. Yeşil dönüşüm için tüm malzemeler Türkiye’de var tek gerekli olan ‘iş insanları derneklerinin’ yeşil dönüşümün yolunu açması.”
Şimdi yeşil dönüşüm zamanı.
Güneş var, rüzgar var, mühendis var, malzeme var, mavi yaka var, bilgi var, teknoloji var, yeşil finans var, ab yeşil mutabakatı var, iklim krizi var.
Su, hava, orman, göl, Marmara denizi, ormanlar, gıda yok oluyor.
