“Cilab TEAMS”; Döngüsel Yenileşim Atölye Takımları 

TTGV nin İklim Teknolojileri Radarı toplantısında; Julia Goldstein’ın Malzeme Değeri adlı kitap dağıtıldı. Yıllar önce teknoloji destek hizmet danışmanı olarak, birkaç projesinde çalıştığım için TTGV nin bir üçüncü sektör olarak yeri başkadır. TOSYÖV mütevelli heyet üyesi olarak TTGV ile ortak projeler gerçekleştirmiştik. Tübitak’ın inovasyon zirvelerinde inovatif takımların kurulması, inovatif projelerin seçilmesi konusunda mühendislik deneyimlerimi paylaştım. 

Link-1 TTGV iklim teknolojileri toplantısından

https://www.instagram.com/p/Cr1iBL0MAF0/

Teori damıtılmış pratiktir sözünü tekrarlarım, konferanslarımda ve yazılarımda. Malzeme bilimi konusunda doktorası olan Julia Goldstein’in kitabında alıntılar ile CiLAB teams , döngüsel yenileşim atölye takım el kitabını yazmaya başlamak isterim.

Closing the Loop CEOsu J.de Kluijver diyor ki “ Sürdürülebilirlik meselesinin karmaşık bir konu olduğu doğrudur ancak bu sizin de karmaşık bir hikâye anlatmanız gerektiği anlamına gelmiyor” Ceolar için yeşil dönüşüm rehberinde yaptığım iş bu kapsamda idi. CiLAB teams handbook da işin özünü yazmaya devam ediyorum. Dr. Julia Goldstein “ şirketler toplumda önemli bir rol oynar. Şirketler insanların sahip olmak istedikleri mal ve hizmetleri üretirler. Bunu yaparken de birçok sektör,  gezegenimizin doğal kaynaklarını sömürür ve bunun olumsuz sonuçları konusunda fazlaca kafa yormazlar. Daha güzel bir gelecek mümkündür ama bunun yolu şeffaflıktan geçer. Greenwashing ( benim Türkçe önerim yeşil masal) diye bir kavram var. Şirketler, Sürdürülebilirlik alanındaki gelişmeleri överken, çevreye zarar veren uygulamalarını da sürdürürler. Mesela muazzam miktarda toksak atık üretir fosil yakıt kullanırlar. Greenwashing, o nedenle ciddi bir sorundur. Peki, ama şeffaflık parıltısının ardında saklanan nedir? Sihirbaz, seyirciye “bakın kolumda hiç bir şey yok “ der ve izleyicinin dikkatini koluna odaklayacağını umar. Bir şirket de bize , “bak işte pencereler burada, onlar temizledik, gerisindeki her şeyi sen de rahatlıkla görebilirsin. Peki ya tüm şeffaf pencereler aslında dikkatinizi dağıtmak içinse ve asıl olay,  perdesi çekilmiş olan köşe pencerenin ardında yaşanıyor ise? Acaba o pencerenin arkasında çevreye zarar veren hangi kötülükler, hangi toksik malzemeler gizleniyor… Ne var ki çoğu tüketici,  “doğal”  etiketinin tam olarak ne ifade ettiğini kavramıyor.

Azalt, yeniden kullan, geri dönüştür ilkesi ile çalışır CiLAB teams ( döngüsel yenileşim atölye takımları, dyat = CiLAB teams ) . Ürün tasarımını, malzeme kullanımını azaltacak şekilde tasarlamak ve yeni malzeme formülleri geliştirmek standart bir arge projesidir. Geri dönüşüm malzemelerinin büyük kısmı ek kimyasal işlemler ile yeniden kazanılabilir. Daha hafif veya dayanıklı malzemeler tasarımda kullanılabilir. Geri dönüşüm alt yapısı ve süreçleri iyileştirilebilir. Tek kullanımlık ürünler yerine tekrar kullan ürünlere geçmek ve yeni malzemeler bulmak her sektörde “dyat” lardan oluşan #diep2053 ler ile kolayca gerçekleştirilebilir. CiLAB teams, dyat lar üç farkı seviyede kurulur. Üç yıl sürecek, doktora tezi bilimsel ağırlığında ki CiLAB team3, dyat3 projeleri doktora öğrencilerinin katıldığı ya da şirket mühendislerinin doktora yaptığı döngüsel tasarım kapsamında geliştirilen malzeme projeleridir, örneğin pet şişelerin geri dönüşümünden elde edilen iplikler gibi. CiLAB team2, dyat2 projeleri master öğrencilerinin katıldığı ya da şirket mühendislerinin master yaptığı düşük karbon teknoloji, karbon ve su ayak izini proses teknolojisinde minimize etmeye odaklı iki yıl süreli projelerdir. CiLAB team1, dyat1 endüstriyel simbiyoz projelerine lisans tezi olan mühendislik öğrencilerinin katılması ile ekososyal inovasyon proje kapsamına girmesi sağlanır. Ekososyal inovasyon proje takımları; sürdürülebilirlik raporlarında ESG etkisini artırırken, greenwashing eleştirilerine karşı duruşun simgesi olur.

Tasası olanın tasarımı olur. Tasarlanmak istemiyor isen, senin tasarlaman gerek. Geleceği uzgörmenin –foresight- en iyi yolu onu tasarlamaktır. 1960 larda yükselişe geçen çevre hareketii yeşil tasarım –green design- akımı ile 1980 lerde tasarım alanında karşılığını buldu. Çevresel sorunlara dönük farkındalığı odağına alan bu akım,  tasarım sürecinde ürünlerin enerji kullanımı,  dirençlilik ve geri dönüşüme uygunluğunu sorunlaştırdı. 1990’ larla birlikte tasarım söylemi ve pratiği eko-tasarım ( eko-design) anlayışıysa,  önceki döneme çok daha geniş bir bağlamı kendine hareket alanı olarak belirledir. Victor Papanek’in 1971 yılında yayınlanan design for the real World kitabında yeni bir tasarım anlayışını ortaya koydu. Az gelişmiş ülke insanlarının sorunlarına çözüm üretmek için gönüllü çalışmaktan,  enerji tasarrufuna ve alternatif enerji kaynaklarına yönelen bir anlayışa, ambalajın basitleştirilmesinden çevre koruma ve atık yönetimine,  malzemelerin ve ürünlerin yeniden kullanımından geri dönüşümüne, bugün AB yeşil mutabakat döngüsel ekonomi eylem planında yer alan konuların çoğunun altını çizmişti. 2000 yıllarda sürdürülebilirlik kavramı tasarımın odağına yerleşti. Beşikten beşiğe tasarım – cradle to cradle design) , söküm için tasarım (design for disassemly)  gibi farklı tasarım disiplinleri ortaya çıktı. Life cylcle assessment, ürün yaşam değerlendirmesi yapabilen yazılımlar sayesinde, ürünlerin henüz geliştirme aşamasındayken,  doğada sebep olacağı etkiyi tasarımcıların tahmin etmesi bu 40 yıllık teknik ile çok kolay. Doğaya mümkün olduğunca az zarar verererek, yenilebilir malzemeler ve enerji kullanarak, daha az atık çıkarmak amacıyla çalışan, CiLAB teams, dyat ile AB yeşil mutabakat, döngüsel ekonomi eylem planı, sürdürülebilir ürün direktiflerine uyum sağlanacaktır.

Doğrusal ekonomi, ( al, kullan at ekonomisi) fast fashion moda düzeninde, bir giysinin kullanım ömrü 15 yıl öncesine göre  %36 düşmüş durumda; tüketiciler her yıl giysiyi en fazla 7 kere giydikten sonra atarak yılda 460 milyar USD giysiyi heba ediyor. Elden çıkarılan giysinin sadece %25 geri dönüşüm için toplanıyor, Tekstil endüstrisi,  her yıl 98 milyon ton petrol türevi ve toksik yenilenemez enerji kaynağını kullanıyor ve yılda 93 milyar küp su harcıyor. Tekstil sektörünün sera gaz emisyonu 1,2 milyar ton karbondioksite eşittir. Tekstil sektörü doğal su kaynaklarının ve denizlerin plastikle kirlenmesinde polyester,  naylon,  akrilik gibi plastik bazlı tekstillerin yıkamaları ile bu sulara yatım milyon ton plastik mikrofiberin salındığı biliniyor. 2050 yılı itibariyle denizlere girecek mikro fiberlerin 22 milyon tonu,  yenilenmez malzeme girdisinin de 300 milyon tonu bulacağı tahmin ediliyor.

AB Sürdürülebilir Ürün İnsiyatifi (Sustainable Product initiative ), AB piyasalarında üretimin her aşamasında döngüsel ekonomi prensiplerini yerleştirmeyi ve bu çerçevede ürünlerin tüm yaşam döngülerini dikkate alan sürdürülebilir bir ekosistemi oluşturmayı hedefliyor. 

Getirilen teklif ile, AB iç piyasalarındaki tüm ürünlerin daha dayanıklı, yeniden kullanılabilir, onarılabilir, modifiye edilebilir, geri dönüştürülebilir ve çevreye en az zararlı olmasının sağlanması hedefleniyor. “Sürdürülebilir Ürün İnisiyatifi” ayrıca çerçevesinde getirilen teklif kapsamında, dijital ürün pasaportlarının getirilmesi, yeşil kamu ihale prosedürlerinin hayata geçirilmesi ve satılmayan ürünlerin imha edilmesinin engellenmesi gibi yenilikler de getiriyor dikkat çekiyor. Sürdürülebilir Ürün İnisiyatifi çerçevesinde getirilen kuralların etkisi ile, daha sürdürülebilir ve şeffaf tedarik zincirlerine yönelecek olan firmalar, rekabet gücü açısından daha avantajlı bir konum elde edebilecekler. Küçük ve orta büyüklükteki işletmeler (KOBİ) için kısa dönemde sürdürülebilir üretim yöntemlerine geçişin ilave maliyeti olmasına rağmen, uzun dönemde hammaddeye daha az finansal kaynak ayrılması, tüketici sadakati ve yeşil marka imajı sayesinde bu işletmeler için yapılacak yatırımlardan daha büyük miktarlarda kâr elde etmek mümkün olacak. Sürdürülebilir marka tasarımlarını CiLAB teams, dyat yapmaya başladı, AB li firmalar ile çalışan şirketlerimizde. Örneğin Ford sürdürülebilir tedarik zinciri ile yaşam döngü analizi ile QAPP ile PPAP ları geliştiriyor, zaten. 2030 sonrası AB de sadece elektrikli, döngüsel tasarım ilkeleri ile üretilmiş araçlar dolaşabilecek, döngüsel AB kentlerinde. Avrupa Komisyonu, Sürdürülebilir Ürün İnisiyatifi ile mümkün olan en geniş yelpazede ürünleri kapsamak istiyor. Bu anlamda öncelikli sektörler; elektronik, bilgi iletişim teknolojileri, tekstil, mobilya, çelik; çimento; kimyasallar gibi yüksek etkili ara ürünler. Çevresel etkileri ve döngüsel potansiyelleri dikkate alınarak farklı ürünler Sürdürülebilir Ürün İnisiyatifi kapsamına alınabilecek. Ürünlerin daha dayanıklı, enerji verimli ve onarılabilir hale gelmesi sayesinde tüketicilerin, özellikle çabuk bozulan veya enerji verimliliği düşük ürünler için daha az masraf yapması mümkün olacak. Kimyasal içerikler ile ilgili standartların daha geniş yelpazedeki ürünleri kapsayacak şekilde düzenlenmesi de sağlık sistemi üzerine büyük finansal yük getiren kanser gibi ağır hastalıkların azalmasına katkı sunması bekleniyor.

Mevcut ‘al-yap-değiştir’ ekonomik modeli kaynakları tüketiyor, çevreyi kirletiyor, biyolojik çeşitliliğe zarar veriyor ve iklim değişikliğinin etkilerinin derinleşmesine neden oluyor. Aynı zamanda, Avrupa’yı başka ülkelerden ithal edilen kaynaklara bağımlı kılıyor. Bu yüzden AB, daha sürdürülebilir ürünlere dayalı döngüsel bir ekonomi modeline geçiyor. Sürdürülebilir Ürün İnisiyatifi ile özellikle üreticilere tasarım aşamasında bu tarz tehlikeli maddelerin kullanılmaması açısından büyük sorumluluklar yüklenerek, materyal döngüsünün daha temiz hale getirilmesi hedefleniyor.  “Yeni Döngüsel Eylem Planı”na göre, ürünlerin çevresel etkilerinin %80’ni dizayn aşamasındaki eksikliklerden kaynaklanıyor. Çabuk bozulan, tekrar kullanma/onarılma imkânı olmayan, yeterince geri dönüştürülebilir malzeme kullanılmayan ürünlerin tek kullanım sonrasında atık haline gelmesi nedeni ile çevreye oldukça fazla zarar veriyor. Bu sebeple, Sürdürülebilir Ürün İnisiyatifi büyük oranda ürünlerin dizayn aşamasına odaklanıyor. Döngüsel ekonomiye geçiş; CİLAB teamslerde başladı, tasası olanın tasarımı olur. Yeşil dönüşüme uyum sağlamayan şirketler önce AB sonra ABD ye ihracat yapamayacak ve Japon, Kore şirketlerinin sürdürülebilir tedarik zincirinden çıkartılarak asya ya ne parça üretimi yapabilecek ne de ihracat edebilecek. AB yeşil mutabakatdan en çok etkilenen üç devlet den biriyiz. Başta sanayi ve ticaret odaları başkanları ve sanayici ve iş adamları dernekleri başkanları olmak üzere; ISO500 şirket CEO’ ları yeşil dönüşüm rehberini eline alıp, dün harekete geçmesi gerekiyor. Greenwashing ile doğayı kimse kandıramaz ki…

AB den ABD ye, Japonya dan Kore’ye gelişmiş ülkeler döngüsel ekonomiye geçişi hızlandırdı. İklim değişimini 1,5 derece de tutmak için başka yol yok. 

Link-2 Döngüsel ekonomi kapsamında getirilen sürdürülebilir ürün dijital pasaportu

https://www.instagram.com/p/Cr6PWUSLEID/

Yazar
Cahit GÜNAYDIN

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen