Değer Üretebilenler Hür İradeli Ahlâkî Eylemi Hayatın Ölçüsü Yapanlardır

“Kişinin sorumlu olabilmesi için seçme aşamasında tercihlerine hiçbir müdahalenin olmaması ve bu tercihlerini kendi istek ve hür iradesi dâhilinde gerçekleştirmesi zarureti vardır. Yani insanın sorumlu tutulabilmesi onun hür ve akıl sahibi olmasındandır. “

***** 

Yusuf KOCATÜRK
      

Hür iradenin olmadığı yerde ahlâktan bahsetmek anlamsız ve yersizdir. Hür iradesiyle düşünce üretenler, bir değer ortaya koyabilirler.           

Değer ve eylem ortaya koyabilenler ancak hür iradeli, hür düşünceli özgür bireylerdir. Yeni bir medeniyetin oluşması ancak prangalarından kurtulmuş, aklını esaretten,  kölelikten tabiiyet ve taklit zindanından hürriyete kavuşturmuş bireylerin fikri temelleri üzerinde kurulacaktır.            

İrade, insanın kimliğini niteleyen bir sıfattır. Eğer insanın irade hürriyeti varsa ahlâklı varlık olduğundan ve değer algısından bahsedilebilir. Değer üretmek, değer vermek doğru değerlendirme yapmak irade hürriyetine sahip insanın eylemi olabilir.           

İrade hürriyeti olmayan insanın tercihi olmadığı için bir değer algısı ve değer yargısı da olamaz.[1]               

Değer yargısı bir düşünme ürünüdür.* İnsan düşünce yoluyla bir takım hükümler geliştirir. Karşılaştırma yapar.[2] İrade hürriyetini yani insan Özgürlüğünü sınırlayan dünya görüşleri değer üretemedikleri için dünya kuramazlar. [3]            

Yeni bir dünya yeni bir medeniyet kurabilenler, irade Özgürlüğüne serbestiyet veren oluşumlarla gerçekleşebilecektir.

Kişinin sorumlu olabilmesi için seçme aşamasında tercihlerine hiçbir müdahalenin olmaması ve bu tercihlerini kendi istek ve hür iradesi dâhilinde gerçekleştirmesi zarureti vardır. Yani insanın sorumlu tutulabilmesi onun hür ve akıl sahibi olmasındandır. [4]

Birey, başkalarının yönlendirmesine göre mi yoksa kendi iradesi doğrultusunda mı ahlâklı davranmaktadır? Bu sorunun cevabı önemlidir. Çünkü bireyin ahlâkı, doğrudan

doğruya o bireyin özgür iradesine dayanmaktadır. Ahlâki davranış, özgür irade ile gerçekleştirilen bir davranıştır. Her özgür birey duygu, düşünce, yargı, tutum ve davranışlarını kendisi kontrol etmeyi ister.[5]

Ahlâk: İnsanın iyi veya kötü olarak vasıflandırılmasına yol açan manevi nitelikleri, huyları ve bunların etkisiyle ortaya koyduğu iradeli davranışlar bütünüdür. Ahlâk tutum ve davranışların kaynağı mahiyetindeki ruhi ve manevi melekeleri, insanın ruhi kemalini sağlamaya yönelik bilgi ve düşünce alanını ifade etmiştir.

Hz. Aişe bir soru münasebetiyle Hz. Peygamber’in ahlâkının Kur’an ahlâkı olduğunu belirtmiştir.[6]

Ahlâki sorumluluktan bahsedebilmek için davranışların özgür irade neticesinde gerçekleşmesi gerekmektedir. Zira ahlâk, mükellef kılar ve sorumlu tutar. [7]

Ahlâk, toplumun temelini oluşturur. Ahlâk olmazsa, toplum hayatı da olmaz ve insanlar bir arada yaşayamaz.[8]           

Görünür âlemin yegâne mükellef ve sorumlu varlığı olarak insanı tanıyan Kur’ an-ı Kerim, bu sebeple onun ahlâki mahiyeti konusuna özel bir önem vermiştir. Buna göre Allah insanı en güzel bir tabiatta yaratmış [9]Ona kendi ruhundan üflemiştir. [10]

Ahlâkı olgunluk düzeyine ulaşmış bireylerin istek ve arzuları ile davranışları arasında tam bir uyum söz konusudur…[11]

İnsan, eylemlerinin gerçek sahibidir. Bu gerçek, akılla, duyularla ve Kur’an ayetleriyle açık ve seçik olarak bilinmektedir.

Allah, insanlara bundan dolayı bazı görev ve sorumluluklar yüklemiş ve karşılığında ceza ve mükâfat koymuştur. İnsan fiillerini özgür iradesiyle seçer ve sahip olduğu güçle yapar. Fiillerin yaratılması ise Allah’ın kudretiyle olur.

Maturidi’nin ahlâk anlayışıyla ilgili belirtilmesi gereken bir husus da; fikri, inancı ve doğru bilgiyi eyleme öncelemesi ve eylemi taklide değil sağlam bir bilgiye dayandırmasıdır.[12]          

Yani sağlam bilgiye, delile dayanmayan eylem ve fiiller ahlâki ve iradeye dayalı bir davranış şekli olmayıp taklide dayalı kopyacı ve hazırcı bir zihniyetin ürünüdür.       

Düşünceyi ve eylemi devamlı başkasından bekleyenler yeni bir Medeniyetin oluşumunda yer alamayacaklardır. Onların isimleri gelecek Medeniyetin kubbelerinde değil, ancak yattıkları mezarların taşlarında yer alacaktır.           

Mevcûdât içinde insana, hilâfet ve emânet görevlerini yapması için akıl verilmiştir. Mâturîdî’nin bu iki kavrama nasıl baktığınının tespiti, insanın varoluşsal anlamını kavramak bakımından önem arz eder; zira bu kavramlar aynı zamanda insanı bilinçli ve ahlâkî bir obje olmasını gerektiren özelliklerdir. Mâturîdî’ye göre hilafet yeryüzünde Allah’ın hükümlerinin yaşatılmasını sağlayan bir imar ve yönetim vazifesidir.[13]

Maturidi; akıl, eşya ve fiillerdeki iyi ve kötüyü kavrama yeteneğine sahiptir; nimet verene şükretmenin, doğruluğun ve adaletin güzel olduğunu, zulmün ve yalanın çirkinliğini, fiillerin amaçları bakımından güzel ya da çirkinliğini tespit edebilir. Bununla birlikte akıl, dini bakımdan iyi ve kötüyü zorunlu ve haram kılamaz. Akıl bilgi üretmek için bir araçtır, sadece ahlâkî hükümlerin anlaşılmasını sağlar.[14]

Mâturîdî’ye göre akıl dışında insan tabiatı da iyi ve kötüyü bilecek nitelikte yaratılmıştır. Akıl, onu kullanmayı ihmal eden kimseye karşı direniş gösterme eğilimine sahiptir. Çeşitli yararları olan organlar kullanılmadığında âtıl kaldığı gibi akıl da kullanılmadığında âtıl kalır ve hakikati kavrama istidadına ulaşamaz.[15]

Akıllarını tabiyetin kölesi ve sürüsü yapanlar, dumura uğramış kafalarıyla hür iradeli ahlâki eylemin yakınına bile yanaşamazlar. Kur’an Hâkim “Bizi davar gibi güt” diye konuşmayın.”* Uyarısını yapmaktadır.           

Geleceğin Yeni Medeniyetini kuranlar; Erdemli Ahlâk ve İradeye sahip; Hür düşünceli, Hür İradeli, Özgür bireyler olacaktır…

İnsanın hayata tutunması akıl ve iradesiyle gerçekleşir. İnsanın aklını askıya alan, iradesini yok sayan her anlayış, önce insanı aşağılar, sonra sömürür. İslam, ilahi iradeye katılan insan ister. İnsan aklını askıya alan ve iradesini yok sayan bir İslam anlayışı, insanı sömürmek için üretilmiş kutsal görüntülü politik ağdır. Birisi kalkar din adına insanın bu yeteneklerini inkâr ederse, onun derdi, din ve dindarlık değildir. Onun derdi kendi çıkarlarını tahkim etmek değerler üzerinden ‘sürü’ üretmektir.           

Allah’ın gönderdiği din, sadece Allah’a kulluğu meşru sayar. Bu duruma göre aracılara bağlanmayı vesile sayan anlayış, hür doğan insanı köle yapma projesidir. Böyle bir kölelik projesini, insan, ancak aklı ve iradesiyle yıkabilir. Anılan yapıların iradesiz ve tavırsız insanı tercih etmelerinin nedeni budur.           

İslam, ferdin İlmi ve ahlâki temellere dayanan, belli bir gayeyi hedefleyen ve hayatı anlamlı kılan eylemlerde bulunmasını önerir. İnsan etkiliğine dâhil olan tüm alanlara ilişkin amaçlı ve anlamlı eylem yapmayı öneren İslam, dikey alanla (iman), yatay alanın (amelin) uyumunu amaçlar. İnsandan ve hayattan kopuk düşünce ve eylem, aldatmanın ve aldanmanın aracıdır.           

Kur’an dilinde takva, zihnî ve amelî sorumluluktur.

Tefekkür eşliğinde barışçı ve inşacı eylemdir. Akıl, irade ve kudret, ‘barışçı ve inşacı eylemi’ gerçekleştirmenin unsurlarıdır.[16]

————————————————————–

[1]. İrade Hürriyeti ve Değer Prof. Dr. Nadim MACİT

* N.Uygun

[2]. Nermi UYGUR (1995:106

[3]. Prof. Dr. Nadim MACİT

[4]. ETİK Mİ AHLÂK MI? MODERNİTE Mİ? MEDENİYET Mİ? (Değerler Eğitimine Sosyal Psikolojik Bir Yaklaşım) Dr. Yener ÖZEN

[5]. (Akarsu, 1982, s.206).

[6] . (Müslim. “Müsafirin”,ı139)

[7]. (Çağrıcı, 2006,s.26).

[8]. (Güngör, 1997, s.18).

[9]. (Tin 95/ 4).

[10]. (Hicr,151/29).

[11]. (Aydın, 1991, s.212).

[12]. Prof. Dr. Sönmez Kutlu

[13]. bk. Mâturîdî, Te’vîlâtü’l-Kur’ân, (th Ahmet Vanlıoğlu) İstanbul: Dârü’l-Mizân, 2005, I/77.

[14]. Mâturîdî, Kitâbü’t-Tevhîd, s. 460.

*(Bakara,104)

[15]. HİKMETE UYGUN YAŞAMAK; VARLIK, BİLGİ VE DEĞER İLİŞKİSİ BAKIMINDAN İMAM MÂTURÎDÎ’DE AHLÂK DÜŞÜNCESİ  Yrd. Doç. Dr. Osman Demir

[16]. Öteki Din ÜRETENLER VE YÖNETENLER Prof. Dr. Nadim MACİT
 

——————————————————————–

Kaynak:

http://www.maturidiyeseviotagi.com/deger-uretebilenler-hur-iradeli-ahlâki-eylemi-hayatin-olcusu-yapanlardir/ ; 14.10.2016

 

Yazar
Kırmızılar

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen